@3gizemliyazar4
|
Maruz kaldığınız her şeyin ya aşığı olursunuz ya alışkını...
<><><><><><><>
Kafes olan bedenlerde esir olan ruhların hikayesi.
<><><><><><><>
Bir gönül sancısı, bir kalp ağrısı, bir aşk acısı.
<><><><><><><>
Herkesi yola sürükleyen bir neden vardır. Kimisi iz kaybettirmek için kimisiyse kaybettiği izi bulmak için. Fakat önemli olan yola çıkmak değil varacağın yeri bilmekti. Yürüdüğümüz bu yolda önümüze bakmak yetmez ileriyi de görmekti mesele.
Adına ömür denilen bu yolun ilerisinde elem, dert, keder vardı. EZA, emek, AŞK vardı. Sevdasında SABIR, vuslata hasret duygular, mazinin ağırlamaktan yorulduğu sırlar vardı.
Ruhların bedenlere küstüğü bu yollarda bir kadın, bir erkek arasına sıkışıp kalan ölü bir kadının kalbi vardı.Ve bu yolun sonunda iştahla bekleyen büyük bir günah vardı. Kadın günah, adam cehennemdi... Cennet mi? O, ölü kadının kalbinde gizliydi...
Ben LAREN SAYRA:
"Günahımın bedelini cehennem yerine kalbimle ödedim. Üstelik başkasının kalbiyle..."
Ben AFFAN PARS RÜZGAR:
"Bana cehennem diyorlardı. Haklılardı. Cennetini yıllar evvel kaybeden birinin cehennem olmasından daha doğal ne olabilirdi ki?.."
<><><><><><><>
Cehennemden cennete dönen psikolojinin hikayesinde gömülü olan duyguların gün yüzüne çıkışını işliyordu EZA...
Sanılanın aksine nefretten doğan değil sabrın mükafatı olarak gelen aşk ve aşkın psikolojik etkilerinin mısralarını sunuyordu EZA...
Aşık bir Affan Pars Rüzgar, aşka kör olan Laren Sayra ve bedeli cehennem yerine kalple ödenen bir günahın öyküsüdür EZA... "Dehr-i Har"...
Okumaya ne dersiniz?
<><><><><><><> |
0% |