@4yp3ri
|
Son Feci Bisiklet- Tavuk Korkusu
Hiç bana sordun mu Kendini bana anlatırken? Kendini yordun mu Garip sorularla?
Aylarca Hazar'la aynı ortamlara girmemek için çırpındık durdum. Kendimi işime verdim. Yaz koleksiyonlarım patladı. Markam eski statüsüne yükseldi denebilirdi.
Sonbahar ve kış koleksiyonu da çıkartmıştık. İlkbahar üzerinde çalışıyorduk. Tam bir ay iki gün sonra ilkbahar koleksiyonumuz çıkacaktı.
Biri gelmiş yanına Girivermiş kanına Yola koymuş radarı Ama fazlaymış bu kadarı Sanıldığı kadar kötü biri değilim Sanıldığından daha iyi de olmayabilirim Olmayabilirim Ala renkli arsız kedi Kadının bebeğini yedi Beni bunlar etkiledi Bir ileri bir de geri Sanıldığı kadar kötü biri değilim Sanıldığından daha iyi de olmayabilirim Olmayabilirim
Amcamla bu geçen aylarda bir kere bile konuşmamıştım. Ebrar'la konuşmak istesekte o bizimle konuşmak istememişti.
Hazırlanırken bu şarkıyı dinlemek aşırı iyiydi. Amcam zamanında da bu şarkı vardı. Şu anda da ve ses getiriyor.
Sen beni yanlış anladın galiba Niyetim son derece muğlak Uzaklaşsana Bir dolu kendinden kaçan hatıra Toplaşmış beni izliyor adeta
Bizim evimdeydik. Ben çok güzel ve şık bir elbise seçmiştim. Lacivert, bileklerime inen, derin yırtmaçlı bir elbiseydi.
Bir düğün için abartı olmayacak bir makyaj ve saçma bu işten sıyrılmıştım. Lacivert topuklumu ve çantamı dolaptan çıkarttıktan sonra hazırdım.
Hiç bana sordun mu? Na-na-na-na-na Na-na-na-na-na Kendini yordun mu Garip sorularla?
Ve bizimkileri beklemeye başladım çünkü kırk saat kadar daha bekleyecek gibiydim.
Şarkıya eşlik ettim.
"Ne olduysa oldu ben pek değişmem Değişen şeylerle fazla sevişmem Tavuklardan korktuğum içindir ki bu Başlayan civciv yağmuru Yağmuru"
Hazar'ı özlemiştim? Saçmaladım yine... Kusura bakmayın konuşacak konumuz bile olmayan bir çocuğu özlediğimi söylerken
Dünya hükmetmek varken çakma sarışın bir prensi kim ne yapsın? Ben hislerinden emin olmayan bir çocuğu değil bileklerimizi birlikte keseceğimiz bir adamı istiyorum.
"Bir gün yeri gelince Birilerini de sevince Sanırsın ki insansın Geri kalanlar da sana katlansın Sanıldığı kadar kötü biri değilim Sanıldığından daha iyi de olmayabilirim Olmayabilirim Olmayabilirim"
Bileklerini kesme çok mu abartı oldu sanki? Bileklerimi birlikte keseceğim bir adamı da istemem yani.
Değil mi?
"Sen beni yanlış anladın galiba"
Biz Selim'le hiç bileklerimizi kesmemiştik.
Sanki o ideal erkek mi? Bak evleniyor bugün!
🌒
Bahar'ın beni gördüğünde yüzü düştü. Selim'i hemen kenara çekti. Artık kendisinin yaptığı şeyi nasıl yapmamdan korktuysa... Ma annem onun gibi karaktersiz değildim.
Ve nikah memuru konuşmaya başladı. O an sadece ben ve Salih vardık. O evleniyordu. On yıldır aşık olduğum adam. Ve gözleri bir şey der gibiydi.
Sustum.
Susuşum ikimizin de hayatını değiştirecekti. Bunu bile bile sustum.
Bahar çoktan evet demişti ve gözler Selim'e dönmüştü. Derin nefes aldı. Gözleri ne nikah memurunda ne de evleneceği kadındaydı gözleri bende kalmıştı.
"Evet!" diye bağırdı. Coşkulu bir ses çıkarmıştı ama yalandı. Ben onu tanırdım.
Beni aldattığı kadınla hayat eşi olmaya evet demişti az önce ve hala bana aşıktı.
Nikah şehitleri de ebeyi bastıktan sonra bir köşeye oturdum.
"Onu hala sevmiyorsun, onunla olan anılarını seviyordum şimdi ise hepsi çok uzak olduğundan tuhaf hissediyorsun."
Yunus "Bey" yanıma oturmuştu. Ona doğru döndüm. "Evet..." devamı gelmemişti. Artık Selim'e karlı en ufak hissim yoktu.
"Hadi seni buradan götürelim." diyerek beni kaldırdı ve birlikte arabasına dek sessizce yürüdük.
Arabasına bindiğimizde konuştu "Gözlerinin içine evlenme onunla demen için baktı."
Dudaklarım tek çizgi haline geldi. "Ben Bahar gibi değilim. Güzel bir yuvayı yıkamam."
Ardından tekrar derin bir sessizlik oluştu "Acaba biliyor mu?" Sessizce söylememe rağmen duymuştu "Neyi?"
"Kızlarının adını Ceren koymuşlar, Gazal ve Ceren'in anlamı aynı. Bahar biliyor mu diye düşünüyordum."
Yunus "Bey" adeta tısladı "Piskopat." ve ekledi "Sarı çocuk ne oldu?" Sarı çocuk diye bahsettiği Hazar'dı. "İki aydın konuşmuyoruz." Bunu neden ona söylediğim hakkında en ufak fikrim yoktu.
Evimin önünde durduğunda arabadan indi ve kapımı açarak bana yardım etti. Kapımın önünde durarak "Yarın işte görüşürüz." dedi.
İçimdeki sesler ikiye ayrılmıştı. Götümü vura vura içeri girmemi isteyenler ve onu içeri davet etmemi isteyenler
"Gelmek ister misin?" diye sorum. Birkaç saniye duraksadı. Benden bunu beklemediği kesindi. Ben zaten bunu neden teklif ettiğimi bilemiyordum.
En sonunda birlikte içeri girdik. İkimize de kahve yaptık ve oturmaya başladık. Dışarda yağmur başlamıştı. Sanırım Bahar ve Selim'in düğün iptal.
"Ceren'i gördün mü?" diye sordu bunu konuşma başlatmak için sormuştu. Başımı salladım. "Uzaktan. Ve... ve o... çok güzel."
"Bahar'a çekmemiş." dedi espirisine gülmeye çalıştım. "Tamam anladığım kadarıyla bundan bahsetmemeliyim."
"Yani... alamadığımdan değil ama bence artık herkes kendi hayatına bakmalı."
"Çok olgunsun, biliyorsun değil mi?" Gözlerimi taktığım lacivert camlı gözlüğün üstünden Yunus "Bey"e baktım.
"İnsanlar genelde tam tersini söylerler." dedim gülmüştüm bunu söylerken. Bir süre sessizlik oldu.
Gerici sessizliği bozup konu açmak için "Yasemin ve Kerem hakkında ne düşünüyorsun?" diye sordum. Yasemin, Yunus'un kardeşiydi, Kerem ise benim en yakın arkadaşımdı. Pardon, Yunus "Bey"
Yasemin çekimlere geldiğinden beri bir ilişkileri vardı ve aylar sonra öğrenmiştik bunu. Yunus "Bey"in nasıl karşıladığını merak etmiştim.
"Yasemin mutlu olduğu için mutluyum sen?" Yasemin'le aralarındaki bağı merak etmiştim. Burcu'dan öğrenene kadar Yasemin'in, Yunus "Bey"in kardeşi olduğunu dahi bilmiyordum.
Onun dediği şeyi taklit ederek "Kerem mutlu olduğu için mutluyum." Ben bu cevabı yapıştırdıktan sonra hafif çekingen bir tavırla "Kerem'le aranızda ne var? Yanlış anlama... Yasemin için sordum dedi.
Gözlerini ondan ayırmadan "En yakın arkadaşım." dedim.
"Doğru... Senin görüştüğün biri vardı... Unuttum. Unutulmaya açık bir adam da..."
"Yok artık yok..."
"Bunu duyduğuma sevindim o adam çok işte sen anladın."
"Anladım ben... Peki sen? Ebrar ya da başka biriyle görüşüyor musun?"
"Yok ben pek-" konuşmasına izin vermeden dudaklarına yapıştım. Şok olduğu için birkaç saniye karşılık veremedi. Karşılık vermesi için onu sertçe öperek dudaklarını emmeye başladım.
Karşılık vermeye başladığında bunu hızlı ve şehvet dolu bir şekilde yaptı. Ben onun alt dudağını emerken o benim üst dudağımla ilgileniyordu.
Sertçe ısırdığında ağzının içine doğru inledim. Bu hareketlimle daha çok azmıştı. Ağzını aralayarak dudaklarımı ağzının içine göndermeye çalıştı.
Kucağına oturduğunda dilini ağzıma kabul ettim. Dillerimiz adeta dana ediyordu. Üstüne oturduğundan altımda bir şişlik hissediyordum.
Odadan gelen tek ses öpüşmelerimizdi. Uzun süredir kimseyle sevişmemiştim. Sekiz ay önce Deniz'le sevişmiştim.
Dudaklarımızı ayırdıktan sonra boynuma yöneldi. Boynumu ısırdığında derin bir şekilde inleyerek kafamı geriye attım. Hem dayanılmaz acıyordu hem dayanılmaz harikaydı.
Kendini belli etmek için ısırdığı yerleri ısırdıktan sonra yalamıştı. Birden ayağa kalktım. Bana anlam verememiş gibi bakıyordu.
"İstemiyorum" dememden korktuğu belliydi. Ayağa kalkarak yatak odama ilerledim. Lacivert elbisenin izin verdiği kadar bacaklarımı açarak yatağa uzandım.
Geldiğinde ona bakıyordum. İlk bacaklarımın arasına sonra yüzüme baktı. Erkekliği pantolonuna sığmıyordu.
İlk benim sonra kendi ayakkabılarını çıkararak üstüme çıktı. Altında ezilmek yerine bundan keyif alıyordum.
Bir eli elbisemin üstünden bedenimi keşfederken diğer eli kadınlığımın üstündeydi. Tenimi okşuyordu.
Kazağını çıkardığım saniye kaslarıyla bakıştık. Adeta büyülenmiştik. Üstüne çıkarak yerlerimizi değiştirdim.
Pantolonunun üstünden erkekliğine baskı yapıyordum. Üstüne eğilerek yavaş yavaş tüm karın kaslarını yalamaya başladım.
Üstten aşağı doğru yalıyordum. Yunus başını geriye atmıştı. Lakin bana bakıyordu. Ben onun kaşlarını ona bakarak yalamıştım.
Son karın kasına geldiğimde ısırarak dilimi aşağı doğru sürttüm. Dilim kemerle buluştuğunda çıkan sesi beğenmediğim için -sırf bu yüzden- kemerini tek hamlede çıkararak odanın görünmeye bir kısmına doğru fırlattım.
Düğmesini açtıktan sonra Yunus'un eli arkama gitti. O benim elbisemi, ben onun pantolonunun fermuarını aynı anda çekmiştik.
Ben onu gereksiz ve ıslak pantolonundan kurtarmıştım o benim gereksiz uzun elbisemi yarıya indirmişti.
Elbiseyi çıkarmamış aksine elbise kalçamın üstünde toplanmıştı. Elbisenin yarısının yok olmasıyla birlikte göğüslerim açılmıştı.
Yunus ani bir hareketle yerlerimizi değiştirdi ve üstüme eğilerek sol göğsümü yalamaya başladı. Diğer eli sağ göğsümü yoğuruyordu. Dili göğüs ucumun etrafında daireler çizerken ben deli gibi inliyordum.
Dili alttan üste göğüs ucumu yaşadığında inleyerek başımı geriye attım. Göğüs ucumu emince saçlarını kavradım.
İlk okşadım ardından işini inanılmaz iyi yapınca dayanamasak kafasını göğüslerime bastırdım.
Sağ göğsüme geçip yine aynısını yapmıştı. Arada ısırıyordu. Yarına kesinlikle morluklarla uyanacaktım.
Elimi iç çamaşırının kenarına yerleştirerek ağlımı yaklaştırarak iç çamaşırını ağzımla kopardım.
Erkekliği Özgür kaldığında erkekliğiyle bakıştık. "Adil olmalı." diyerek elbisemi çıkarma zahmeti göstermeden iç çamaşırımı tuttu. Alta doğru çekeceğini sansamda beni şaşırtarak iki ucunu tutarak yukarı çekti.
Yaptığı şeyin verdiği hissiyat tarifsizdi. Parmaklarını içime soktuğunda inlediğimden daha sesli izlediğim için bunu fark etmiş olacak ki bir daha yaptı. Ve bir daha.
Dilini dudaklarıma sürüp yaşadıktan sonra zorla içeri girerek öpmeye başladı.
Öpüşmemiz derinleştiğinde ellerini tepeciğime getirdi. Ağzım açılmıştı. Bunu fırsat bilerek yine dilini ağzıma yolladı. Bunu yaptığı saniye iki parmağımı kadınlığıma yollanmıştı.
Yüksek sesle inledim. İnlemelerimden tahrik olmuş gibi ben her inlediğimde parmakları içimde git gel yapıyordu.
Üçüncü parmağını içime yolladığında deli gibi inmemiştim yatak sallanmaya başlamıştı.
En sonunda erkekliğini kadınlığıma hizalayarak gözlerimin içine baktı. Ellerimi yüzüne çıkartmak yüzünü kendime yakınlaştıracak öptü.
Bu ona izin verdiğim anlamın geliyordu. İçime girdiğinde çığlık attım. "Yunus!" Bir an durdu ve gözlerini yüzünden ayırmadı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. "Ne dedin sen?" diye sordu. Kısık bir sesle "Yunus..." Dedim.
Onun ilk defa "bey" demediğimi fark ederek içimde sertleşen erkekliğiyle hızla git gel yapmaya başladı.
Onun benden gerçekten hoşlandığını işte o zaman anladım. Ona ilk defa sesli bir şekilde adıyla hitap ettiği için kendinden geçmişti.
O kadar hızlı git gel yapıyordu ki altında kıvranıyordum. Ve daha da önemlisi yatak sallanıyordu.
Başka adamlarla yattığımda sadece ufak gıcırtılar çıkartan yatak adeta savaş mücadelesi veriyordu.
Kalitesiz sağlam olmayanından bir yatak aldım desem en iyilerinden beş tane almıştım.
Bir saate yakın git tellerinin sertliği bitmemişsen yatak aniden çökmüştü. Altından kalmıştım.
Yatak çöktüğünde içimden çıkarak etrafa baktı. Ben ona gaz vermek için kasıklarına derin bir öpücük kondurduğumda karanlıkta gözlerinin parladığını fark ettim.
Sabaha dek içine göçmüş yatakta birbirimize sahil olduk.
🌒
Yayayayaya ben en güzel! Yayayayayaya ben her şeyinden ya!
Aklıma geldi yazayım dedim 🐼
Selim'ciler? (Selim demeyin yani adam evli. Biz Bahar mıyız? Evli ve sadakatsiz bir adamı istemeyin sizde! 🐴)
Hazar'cılar? (Ağlayın! Ama yani bu da çok toxic yaniii bide hala Hazar diyen iki kişi varsa yine bununla yaparım! 🐼)
Deniz'ciler? (Hala Deniz diyen var mı? Bir kişi bile Deniz diyorsa final Deniz'le! 🌚🔪)
Yunus'çular (Yunus'çuların on iki bölümde bir yüzleri gülüyor tadını çıkarsınlar. Ve bunun yarını var yani! 🖨)
Finali uzatmak istemiyorum veeee bonuslarla birlikte max yirmi bölüm diye düşündüm.
Yan karakterler çok geri planda kaldığı için bir fikir buldum on üçüncü bölümde en az bir çift ayrılacak ve iki kişi kitaptan çıkacak 🌚🌝 Acaba kimler
Spoi: İki kız!!!!!
Yani en azından iki kız. Olmadı üç kız bir erkek olacak büyük ihtimal ikinci dediğim olur 🐴🔪
Evet öyle olsun!
Bu arada hiç yapmadığım o yüzden şimdi yapacağam şey kimin kitaptan çıkıp çıkmayacağına karat verecek
Fırat: (Valla benim kitapta fav erkek bu, Kerem'de var da bu daha fav bence çıkmasın)
Burcu: (Gazal'ında benimde en sevmediğimiz karakter bu eleman ve bir yalanı orataya çıkacak diğer bölümde)
Ilgın: (Hem soğuk hem sevecen hem dobra her olaya farklı bir kişilikle yaklaşıyor)
Tayfun: (kıyamam yaa... kimse tayfun gibi olmasın -İlgin ona hiç şans vermedi-)
Yasemin: (Çok bir detayı yok konuşmamız birle yok kitapta ama işte Kerem'in sevgilisi, Yunus'un kardeşi kitaptan çıkarsa sorun olur)
Kerem: (Eğlenceli ve hoş peki sevgilin mi arkadaşların mı sorusuna ne cevap verecek?)
Ceylan: (Yalnız kurt, Burcu'nun kuzeni çıkarsa sıkıntı) Uyandığımda yanımda geç çok tanıdık gelen hem de çok yabancı bir koku burnuma nüfus etti. Ne olduğunu anlayamamıştım. |
0% |