Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Başlangıç

@_.tongeodl

Yazardan~

 

O dişi bir kurttu, o vatan uğruna can alıp can vermeye hazır bir kadındı. O eli hamurdan çok silah tutan bir kadındı. O Umay Nişancı, hayalet timinin yüzbaşıydı o.

 

Umay Nişancı'dan~

Tamı tamına 2 yıldır vatanımdan, yuvamdan
uzakta itlerin arasındaydım. Yaptıkları eylemleri, yedikleri bokları elimden geldiğince albay Salih Erdem Gülcü'ye söylüyor, ellerinde patlatıyordum.

Son günlerimdi burda, büyük eyleme az kalmıştı. Bütün talimatları planları biliyordum, hepsi elimdeydi. Hepsini Albay Salih'e anlatmış ve fotoğraflayarak atmıştım.

Eylem günü 09:08:2019 Cuma saat 09:43

 

Eylem günü gelmişti. Herkes arabalara atlamış, eylem alanına doğru gidiyordu. Bu gün kurtuluyordum bu itlerden. Gemiden doğmuş gibi hissediyordum gerçekten. Bu gün bu eylemle beraber bu itlerin başı olan Çolak'da patlayacaktı. Eminimle şimdi bizim aslanlar yerlerini almış ve bu itleri avlamak için bekliyorlardı.

Sonunda belirlenen alana geldiğimizde etrafı iyice gözledim. Çok iyi kamufle olmuşlardı. Maşallah yiğitlerime. "Buralar boştur, başlayak artık" dedi Çolak itinin sağkolu olan hanzo.

Doğru dedin, daha fazla uğraşmayak da bitirek şu işi.” Dedi Çolak ardından. Bencede artık bitmeliydi.

Çolakbana doğru yaklaştı 1.80 boylarında esmer bir adamdı Çolak. Yüzünde bir bıçak izi, kolundaysa anlamsız görünen bir işaret vardı. Zaten bu itlerin yaptıracağı şeylerden nasıl bir anlam bekliyorsam. Çolak bu seferde benimle konuşmaya başladı. “Rojda sen pek suskunsun, ters giden birşey var yoksa?” İstemsiz ama sıcak görünen bir gülümsemeyle cevap verdim. “Yok Çolak sadece çok heyecanlıyım, nede olsa bu gün büyük gün.”. Konuşmamız devam ediyordu. “Doğru dedin, bugün büyük gün. Hadi başlayalım o vakit."

Herşey yolunda ilerliyordu saniyeler sonra bir silah sesi duyuldu ve bizim avcılık başladı sonunda o dakikalara girmiştik. Korkuyla kaçışan itlere alayla bakıyordum, o kadar komiktiler ki... Bana sıkılan kurşunları atlatarak bizim aslanların olduğu bölgeye gittim ve bende it avlamaya başladım.

1 leş...

2 leş...

3 leş...

4 leş..

ve daha bir çok leş...

Benim ismimin geçtiği bir ses duydum, ve hızla kafamı o yöne çevirdim.

"Umay gel buraya."

Bu sesi takip ettim ve merkez gibi bir alanda olduğumuz için bir terasa çıktık karşı çatıda görünen iki tane yiğidimize bakıp tebessüm ettim ve karşındaki 1.90 boylarında, yüzü kamuflajı yüzünden görünmeyen ve büyük ihtimalle rütbesi benden üst olan adama baktım.

"İkinci araç burdan gelecek, bu bilgiyi sen vermişsin. Ve bu araçta bu itlere yardım eden herifin olacağını söylemişsin." Evet doğruydu ben söylemiştim.

"Evet ben söyledim."

"Güzel dikkatli ol ve aracı izle," elime bir düğme verdi. "Tam kaldırıma geldiğinde bas o zaman tamamıyla yok olacaktır. Dikkat et."

Başımı tamam anlamında sallayıp kendimden emin bir ifade ile arabayı izlemeye koyuldum. Araba tam kaldırıma geldiğinde hem tuşa bastım bende ağzımdan acılı bir iniltili çıkardım. Çünkü sanırım gerçek anlamda sırtımdan vurulmuştum. Aldığım ikinci kurşun ile bu kaosun ortasında olduğum yere yığıldım. Dizlerimin üzerinde durmaya çalışsamda bu pek uzun sürmedi ve yüz üstü yere serildim. Bana oldukça uzak olmasına rağmen gür olan o sesi işittim bu az önce konuştuğum adamdı. "Umay!" Canım çok yanıyordu, ama bellide şehit olacaktım saniyler sonra. Ne bana seslenen komutana cevap verebiliyordum nede bakabiliyordum. Silah sesleri kesilmişti ama benim acım devam ediyordu. Ayaklarım yerden kesildiğinde ben Kelime-i Şehadet getirmeye başlamıştım. Eşhedü en lâ ilâhe illâllâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh" ve en sonunda "Bırakma kendini, daha zamanı değil v.b sesler arasında kendimi karanlığın sessiz ama sinsi kollarına bıraktım.

Loading...
0%