Yeni Üyelik
15.
Bölüm

Kalp ve Beyin

@_.tongeodl

Zeliha ve iki kuzeni mutfakta kahveleri hazırlamıştık. Şimdi sıra dağıtmaktaydı. Çok fazla misafir olduğu için çokfazla kahve vardı. Tamı tamına 6 tepsi kahve vardı. "Sen şu Zülfikar'ın kahvesini al. Herkes alsın birer tane, iki tur yaparız." Dedim ve heppimiz elimizde bir tepsi Zeliha önde ben en arkada olacak şekilde ilerliyorduk. Ben genel olrak komutanlara dağıtacaktım, daha iyi olurdu. İlk tepsim bitmişti, ikinci tepsiye gelmişti sıra. Eğildiğimde göğüslerim fazlaca ortaya çıkıyordu, ve ben bundan bir tık rahatsı olmuştum. Gidip ikinci tepsiyi alıp geldiğimde tekrar dağıtmaya başladım. Sıra Alp komutandaydı. Kahveye değil gözlerimin içine bakıyordu, bakışları elbiseme kaydı. Bu elbiseyi yeni fark etmemişti şimdi hareket ettiğim için daha ortada olduğum için fark etmişti. Kahveyi vermeye devam ettim. Diğer tepsilerinde kızlar almıştı zaten. Bende elimdeki tepsiyi bırakmak için mutfağa geçtim. Biraz dağınıktı üstünü biraz daha düzenli hale gerip salona geri döndüm. Yer yoktu bende Zeliha'nın hemen yanında ayakta durdum. Çalan telefonumla birlikte tuzlu kahveyi içen Zülfikar'ı kaçırıp balkona açmaya gittim. Arayan yabancı bir numaraydı. "Kimsin?" Sesimi sert tutmuştum. "Aaa ayıp ettin yüzbaşı. Bilmez misin kim olduğumu?" Telefonun arkasında ki bir kadın sesiydi. Tanıyordum, Zehraydı bu... Eylemde geberdi sandığın oruspuydu bu. "Seni yok edeceğim!" Dedi dişlerimin arasından. "Bunu kaçıncı defa dedin?" Son kez söyleyecektim bunu. Telefondan karargaha mesaj atıp konun bulmalarını istedim. "Son kez söylüyorum bunu seni oruspu!" Dedim bu sefer yüksek bir sesle. Üç yıl önceki patlamada 38 tane evladımızı şehit etmişti bu fahişe ve ben hiçbirşey yapamamıştım. Sonunda istediğim konum elime geldiğinde Zafer benimki gibi gülümsedim. Daha sonraysa telefonu yüzüme kapattım. Yanımda silahım yoktu eve yetişemezdim. Buldum, bunu yapabilirdim. Telefondan Alp Timur komutana bir mesaj attım "balkona gelebilir misiniz?" "Gelebilirim." Diye bir ses duydum balkon kapısından. Bu adam sapık falan mıydı acaba? "Komutanım arabada şeyim kalmışsa onu alacağım verir misiniz anahtarı?" Neyin kalmış ya umaycığım?

"Neyin kalmış? Benim silahım ve arabamı mı kaçıracaktın yüzbaşı?" Dinlemişti belliydi. "Kaçırmak değil ödünç almak diyelim."
"Ödünç alma beraber gidelim." İyi fikir tek gitmesemde olurdu. "Peki çıkalım hemen." Dedim ve ona bakmadan balkondan çıktım. Bizimkilere yakalanmadan evden çıktım. Arkamdanda o çıktı, ben ayaklarım yüzünden not not inerken bu davar hızlı hızlı iniyordu. "Sevgili komutanım yardım eder misiniz?" Dedim en sonunda dayanamayıp. Ahh ahh dilimi eşek arıları sokaydı. Cevap vermeden yukarı çıktı ve ayaklarıma eğilip topuklularımı çıkardı. Ardından kendi beyaz sporlarını çıkarıp benim çıplak ayaklarım baktı. Bir eline benim ayakkabılarım, bir elimese benim elimi takıp inmeye devam etti. Bu koydupumun ayakkabıları fazlaca büyüktü.
Ben arabaya bindim oda bagaja baktı. Bagajdan kendine bir çift ayakkabı getirdi, giyindi ve şoför koltuğuna bindi. Telefonumdan konumu açıp ona verdim. "Hızlı ol!"

Adaba fazla hızlı bir şekilde ilerliyordu. Bu beni rahatsız etmiyordu, aksine mutlu ediyordu. Sonunda dağlık bir alanda durmuştuk, tam konuma gitsek geldiğimizi anlayıp kaçarlardı. Nerdeyse üstüme çıkacakmış gibi bir pozisyonda torpiloyu açıp iki silah bir hançer çıkardı silahlardan birini bana uzattı. Hançeride bana uzattığında koyacak bir yerim olmadığı için, ezile büzüle elimi elbisemin içine sokup sütyenime sıkıştırdım. Ben burda ezilip büzülürken o sırıtıyordu. Arabadan inip ormanda yavaş yavaş yürüyorduk ve sonunda o itin kaldığı yere gelmiştik. Kulübenin bahçesinde oturuyorlardı. "Komutanım siz burda bekleyin ben halledip gelirim." Dediğimde yüzüme bakmadan eliyle ilerle işareti yaptı. Bende ona uyum sağlayıp takip ettim. "Sağdan Gir soldan ben gireceğim beni koru." İtiraz edecektim. "Buraya benim için geldiniz benim dediğim olacak tam tersini yapacağız korumanız gerekirse siz beni koruyun." Dedim ve omdan önce davranıp soldan yani onlara daha yakın bir bölgeden girdim. Göğsümden hançeri çıkarıp önümde duran korumanın boğazını kestim. Koyduğumun kanı bacağıma bulaşmıştı. Devam ettim yoldaki korumaları tek tek keserek öldürdüm en sonunda elbisemin korse bölümüne yerleştirdiğim silahı aldım ve Zehra ile oturan iki adamı vurup Zehra'nın kaçmaması için bacağından yaraladım. Onları koruyacak düzgün bir korumaları yoktu ama artık. "UMAY!" Diye bağırdı Zehra bana doğrulttunuz silahla. Eline sert bir tekme atıp silahı ekinden düşürdüm. Arkamdan gelen Alp'e uzattım silahı ve tekrar hançeri aldım elime. "İlk nereni keseyim? Hmm ilk o patlama için yıllarca gözlem yaptığın gözlerini mi oysam, o bombayı kurduğun ellerini mi?" Diye sordum deli gibiydim kimse alamazdı bu iti elimden. Onun cevap vermesine kalmadan ben hançeri boğazına sapladım. İkinci hamle karnı olmuştu. Üçüncüyüde saplayacaksan elimi tutan büyük bir el oldu. "Umay yeter."

"Yetmez bırak!" Dedim

"Biz şehitlerin intikamını alıyoruz. Mafyaclık oynayıp adam doğramıyoruz. Hadi ilerle." Dedi haklıydı ama elimde değildi. Ayağı kalktım ve arabaya doğru ilerledik. İkimizde yerimizi almıştık. Ne o konuşuyordu nede ben tek kelam ediyordum. Dillerimizi yutmuştuk. Sürekli çalan telefonlarımızı ikimizde sessize almıştık. Bacağımdaki kanı temizlemek için "Mendil var mı?" "Arka koltuktaki ceketin cebinde var." Bacağımla beraber kollarım ve göğsümde kan olmuştu Zehra'yu gebertirken. Arka koltuğa eğilip ceketi aldım, elimi cebine attım. Bir paket ıslak mendil vardı. Paketi açıp göğsümü bacaklarımı kollarımı temizlemeye başlamıştım. Elbisemin göğüs bölümüne damlayan kan lekesi ne yaparsam yapayım çıkmıyordu. Heran sanatsal küfürler savurabilirdim. Ben lekeyle uğraşırken Alp yola bakıyordu. "Senin geçmişini çuvala sokup dikeyim Zehra!" Dedim nede olsa onun kanıydı üstümdeki. "Çok yakışıyor." Dedi anlamadan Yüzünd baktım. "Ne yakışıyor?" Dedim. "Yaptığın Herşey sana çok yakışıyor. Yanlışta olsa doğruda olsa sana çok yakışıyor." Dedi yüküne bakmıyordu sadece yola bakıyordu. Elimdeki ıslak mendili ceketin içine koyup, ceketi tekrar arka koltuğa bıraktım... Bazen beni sevdiğine inanıyor bazense inanmıyordum. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Ama ilk defa kalbim ve aklım aynı şeyi söylüyordu. Onu affet diyordu seni mutlu edecek diyordu. Ne diyeceğimi birtek ben bilmiyordum...

Tiktok: @dlbaivan Bookgirl📚

Hem burdan hemde tiktoktan takip ederseniz sevinirim. Sizleri seviyorum, okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Ver desteklerini bekliyorum. Yorumlarınıza bayıla bayıla cevap veriyorum. BAAYY BEBİŞLERİM💄💋

Loading...
0%