@__ilaayy__
|
"ve insan ; terciihleriyle kaderini imzalar..."
Her tercih bir vazgeçiştir. Kimisi sevdasını seçer, kimisi sevdayı...
Dilwan konağı sarsılmış bu sarsıntı ikii kişinin ruhunu almıştı.
Ferman'nın konağı terk etmesinden sonra Lavinde odasında girmiş tek kelime dahi etmemişti.
" Allah'ım ya al kalbimi kavuştur ona yada al ruhumu kavuştur toprağına!"
Sildi gözlerini usulca. gözlerinde yaş ruhunda hâl kalmadı. Fermanın sözleri beyninin içinde dönüp duruyordu adeta.
Kapı çaldı, kapıyı çalacak cesaretinde bulunmuştu biri. Yaşanmışlık cesaret verirdi, güç verirdi, en önemlisi tecrübe verirdi.
Ayaklanıp açtı kapıyı. Rahşan 'dı gelen. Seni anlıyorum cümlesini kullanabilecek tek kişiydi.
İkisininde yüzünde aynı ifade ,gözlerindeki kırgınlıklar hiç geçmeyecek gibiydiler. Sahi kırgınlıklar geçer mi ? Geçmezdi sadece üstü kapanırdı . Ne olursa olsun bir gün yeniden ortaya çıkardı , eskisinden daha da acı verecek şekilde..
Arkasını döndü Lavin odasındaki terasa doğru yürüdü . Oturdu ,dizinde derman yokmuşçasına.
Rahşan oturmadı koltuğa , çöktü buz gibi yere . Baktı etrafına her karışı tek tek inceledi. Çiçekler açtıran kadın bu gün tüm çiçeklerini soldurmuştu .
Koydu ellerini Lavin'nin dizlerine. Boğazında ki düğüm nefes almasını engelliyordu. Derin bir nefes aldı döktü içinde birikenleri. İçindeki kırgınlıklar kalbine batıyor kanatıyordu .
Rahşan bir haberdi yukarıda onu izleyen kocasından.
"Bu eve ilk geldiğim günü
hatırlıyor musun ?"
Sildi Lavin gözündeki yaşı cevapladı yengesini .
"O gün Levent abim seni almaya gelmemişti. Ferman ve Baran gelmişti. Konağa ilk girdiğin gün gözünde tek bir damla yaş yoktu. Nasıl o kadar güçlü kalabildin nasıl cesaret ettin tüm geçmişini silmeye. Aileni nasıl yok saydın Rahşan?"
Gülümsedi burukça Rahşan. İlk düşündü o günü. Aklına geldikçe delirecek gibiydi.
"O günün sabahı kendime bir söz verdim ben Lavin. Bu hayatta kim olursa olsun bana kim kıyarsa ben de onlara kıyacağım!"
Diliyle ıslattı kuruyan dudaklarını.yutkundu yavaşça.
"İlk kendimden başladım."
Lavin merak ettiği soruyu sormaktan çekinmedi.
"Neden ilk kendini yaktın Rahşan!"
Gökyüzüne baktı . Gözünün önüne bir çift kehribar gözler geldi.
"Ben Levent'e sevdalandığım gün elime hançeri almışım da haberim yokmuş Lavin!"
Devam edemedi daha fazla Lakin yapacaktı dökecekti içini bir nebzede olsa rahatlayacaktı.
"Konağa girdiğim anda abinle göz göze geldik bana öyle bir bakıyordu ki . Sanki bendim sevdasının canını canından alan. "
Bunu ilk defa kendisine itiraf etmişti Rahşan. O an kalbinin sıkıştığını hissetti. Yer yüzü ile gök yüzü arasında kalakalmıştı.
Levent duyduklarıyla hem şoka uğramış hemde karısının acılarına derman olmak için yemin etmişti.
Lavin o an anladı. Rahşan 'nın kanadını abisi kırmıştı.
"Ama biliyor musun Lavin. Abin hiç bir zaman bunu dile getirmedi lakin hep hissettirdi. Bense ona hiç hissettirmedim ! Ne acıyı Ne de kederi."
Lavin o an anladı. kadın seversea , adam merhametliyse kalpler birleşirdi .evlilik ne olursa olsun yıkılmazdı, daha da güçlenirdi.
"Yani Lavin bazen sevmek yetmiyor . Bazen hiç bir şey yetmiyor. Ama sen kalk ayağa adının hakkını ver ! Ben çok şey yaşadım Lavin . Ölüyorum sandığımda bile yaşıyordum ! Ferman 'na değil sevdana sahip çık! Yanmaktan korkma ! Korkma ki seni yakmaktan herkes çekinsin !"
Tek tek düşündü bunları Lavin. Madem Ferman Dilwan savaş istiyordu savaşırdı . Lakin Ferman için değil sevdası içindi bu savaşı.
∞(1 ay sonra )
Ne gece affederdi gündüzü
Ne de Onun tüm duygularını alan kadını
Ferman affederdi !
Acıyı hissetmek ağır bir duygudur lakin acımasına rağmen acıyı hissedememek bu dünyada ölü ama yaşıyor anlamını kazanırdı. En zoruda buydu ya yaşıyorsun lakin ruhun ölü...
Elindeki yüzüğe bakıyor. Gerçeklerle yüzleşiyordu.
Eğer o gün kabul etmeseydi ne olurdu ? Bunu soruyordu kendisine. Lavin Rezanla mı evlenecekti. Yoksa Rezan şirini mi kaçıracaktı. Peki bu olaylar kaç kişinin canını alırdı orası muammaydı.
Elinde başka bir kadının yüzüğü vardı. Kalbinde başka bir sevda vardı. Hangisi gerçekti bu yüzük mü yoksa kalbindeki mi ? Kalbinde ki aşkların en sahtesiydi!
Bir adam vardı kendisini sevdasına , adıyan!
Bir kadın vardı ailesi için sevdasını yok sayan !
Kapının çalmasıyla kapıya doğru baktı. Gir talimatını verdikten sonra sağ kolu Emir'in konuşmasını bekledi.
"Abi bu öğrendiklerim pek hoşuna gitmeyebilir !"
Çatıldı kaşları Ferman 'nın Lavin'nin hakkında ne tür bir bilgi öğrenmişti ki .
"Abi Lavin." Derin bir nefes alıp devamını getirdi Emir .
"Lavin yenge Devran ağa ve Mihriban Hanımın kızı değilmiş."
Duyduklarına inanamayan Ferman 'nın başından aşağı kaynar sular dökülmüştü resmen.
Sinirlendiği her halinden belli olan Ferman burun kemerini sıktı.
"Emir koçum emin misin ? Bunu kim uydurdu . Yok böyle bir şey !"
"Abi bilgi kaynağımın ne zaman yanıldığını gördün?"
Sinirle konuştu Ferman .
"Ulan belki yanılıyordur her şeyin
bir ilki var !"
"Annesi avukat Rengin altınay babası da karadeniz de yargıç diye anılan bir mafya babası. Adı Murat Karaca yurt dışında da çeşitli bağlantıları var ne iş yaptığını henüz bilmiyoruz."
"Murat Karacan ."
Aşkını elinden alan adam !
Bu hayattaki en büyük düşmanı olan adam; Nişanlısının öz babası olan ,
İlk aşkının babası olan
Murat Karacan!
"Emir bu adamla ilgili daha fazla bilgi istiyorum !"
Emir araştırdığı ufak bir bilgiyide aktardı.
"İtalya'nın yarısından fazlası ona ve örgütüne ait. İşin şaşırtıcı kısmı ise bu güne kadar hakkında tek bir şikâyet veya sorgu yok ."
Ferman çıkabilirsin anlamında kafasını sallayınca Emir 'de onu odada yanlız bırakarak çıktı .
Araştırması gereken bir örgüt lideri vardı!
Arkasındaki ikili koltuğa oturdu Ferman belliki Emir'in kaynağı sağlamdı. Daha fazla sorgulamadan çıktı şirketten . Hesaplaşması gerek 2 kişi vardı. Babası ve Amcası Devran Beydi.
______
Aşk uğrana savaşılacak kadar değerlidir
Sevda ise uğruna ölünecek kadar değerliydi ....
O geceden sonra üç kişi için yepyeni bir sayfa açılmıştı . Rahşan ruhunun hafiflediğini hissediyordu. Levent ise Rahşan'nın etrafında dört dönüyor . Son bir aydır da akşam yemeklerini karısıyla dışarda yiyorlardı. Lavin ise sadece nişanda gördüğü sözde nişanlışıyla bir daha hiç karşılaşmamış veyahut görüşmemişlerdi.
Arin ise yine Arasla kavga etmişti. Ve çok sevgili yengesinden tavsiyeler alıyordu .
"Arincim ben tanırım kardeşimi siniri geçsin tekrar döner evine . Kalp yolunu unutur mu hiç."
Arin ise salya sümük ağlıyordu . Resmen Aras 'a sinir krizi geçirtmişti.
Üstüne birde Aras'a ;
"Benim yerimde kim olsa daha ilk aydan ayrılır bir daha yüzüne bakmazdı Arin!" Dedirtmişti .
" Ya napsaydım Lavin sen söyle ! Ya ben Ali hoca sayesinde kaç dersten geçtim haberin var mı ? Ben onu abim gibi görüyordum nerden bileyim adamın bana başka türlü baktığını . Ayrıca senin kardeşinde abartmasın yani alt tarafı kantinde bir çay içtik sanırsın otel odasında alt üstlü duruyorduk bizi gördüğünde ! Mağaradan çıkmış öküz ya!"
Lavin ters ters bakıyordu Arin'e. Hayır yani hanım hanımcık onlarca kız vardı aşirette salak kardeşi tam da kendisine göre bulmuştu . Ama Allah var dinsizsin hakkından imansız geliyordu.
"Sizi de gördük Arin hanım hiç boşuna bana görümcelik yaptırma."
Arin cevap vermeden kısaca yaptıklarını gözden geçirdi . Bozulan siniri ile gülmeye başladı .
"Kıskançlıktan sinir krizlerine geçirtsek de ,
Arsızlıklarımızla kalp krizine de soksak ne karıyız ama dimi Lavin Hanım ."
Lavin daha fazla tutamadı kendisi bu kız gerçekten enerji kaynağıydı .
Ferman ilk defa duyduğu kahkaha sesini gözleri kapalı bir şekilde saatlerce dinlemek istedi. Bu belkide Lavin' den duyacağı son kahkaha sesiydi .
Lavin gerçekleri öğrendiğinde dilwanlar bir daha kolay kolay bir arada olamayacaklardı.
Arin günlerdir merak ettiği soruyu sormaktan çekinse de sorması gerektiğini düşünüyordu.
"Lavin."
Lavin gülümseyerek baktı Arin'e .
"Efendim."
"Nasılsın? Ne hissediyorsun? Ne düşünüyorsun ? İyi olmadığını biliyorum ama yine de sormak istedim."
Derin bir iç çekti Lavin.
"Nasıl olduğumu inan bende bilmiyorum. Hiç bir şey düşünemiyorum. Beynim işlevini kaybetmiş gibi. Ne hissettiğime gelecek olursak. Yaşıyorum ama ruhum ölü. Nefes alıyorum ama nefesimde boğuluyorum. İçim öyle bir yanıyorki beni yakıp kül ediyor. Buna rağmen o kadar üşüyorum ki . İçim yanıyor ama bedenim donuyor. Ve bunlara rağmen sevdam günden güne büyüyor . O sevda beni öldürüyor ama ben bundan hiç rahatsız değilim gibi."
Lavin gözlerindeki yaşı fark edemeyecek kadar dalmıştı . Uzattı elini Arin ,sildi gözündeki yaşı, tuttu ellerini destek olurcasına.
Ferman içinde bir şeylerin paramparça olduğunu hissetti. Bildiği kadarıyla yoktu Lavin'nin sevdiği. Kendisine kıyardı lakin kıyamazdı Lavin'e .
Ferman yüzü taktığı gece melisa'yı belki kalbinden kolay kolay silemezdi lakin beynin den silmişti onu.
Düzeleceklerine dair bir umudu vardı Fermanın.
Şuan duydukları ile o umut da yok olmuştu.
Nedensizce huzursuzlaştı. Kimdi bu sevdiği adam.
Bu Ferman'nın canını fena sıkmıştı.
Merdivenlere doğru yürüdü. Lavin'nin odadan çıkmasıyla arkasına dönüp Lavin'e seslendi.
"Lavin!"
Lavin hasret kaldığı sese doğru yöneldi.
"İsmimi bildiğinden şüphem vardı oysa!"
Ferman içinden sabırlar çekti.
"Biraz konuşalım mı ? "
Lavin 1 aydır yüzünü görmediği adamın ne diyeceğini merak ediyordu.
"Tamam ."
Ferman beni takip et dercesine kafasını salladı.
Terasa çıkan ikili önce temiz bir hava almaya çalıştılar . İkiside boğuluyordu . Lavin kalbinin bu denli çarpmasına sinir oluyordu . Ne vardı yani düzgün çalışsa en azından Ferman gittikten sonrasına kadar.
İstemiyordu Lavin Ferman'a olan sevdasını bilsin istemiyordu .
Ferman Dilwan Lavin' e hala bir özür dileme zahmetine girişmemişti.
Aklına gelen şeyle iyice huzursuzlaştı.
"İşaret diliyle mi konuşacağız ? Ne söyleyeceksen söyle üşüdüm ben."
İçi cayır cayır yanan Lavin üşüdüm diyordu.
Sâhi neydi gerçekler ? Hisler mi yoksa onları bu hâle getiren hüküm mü ?
Hangisiydi onlar için hayırlı olanı?
Ölüm mü? Yoksa ruhlarının öleceği kanlı bir savaş mı ?
Ferman son defa derin bir nefes aldı.
"İyi başlamadık. Kendimizi ne sanıyorduk ne olduk Lavin ! İkimizde istemiyorduk! Bir ay öncesine kadar Arin'den farkı yok dediğim kadın bir aya karım oluyor. Ben çok düşündüm Lavin. Madem çıkacağız bir yola tüm gerçeklerle çıkacağız! Sana soracağım tek bir soru var !"
Lavin çatılan kaşıyla Ferman 'nın soracağı soruyu merakla bekledi.
Yutkundu Ferman. Lavin 'nin ona yalan söylemesinden korktu . Kendi kulaklarıyla duymuştu Lavin'i vardı gönlünde biri.
"Hayatında veyahut gönlünde biri var ise söyle ! Söyle ki bitsin hemen şimdi. Sana söz düğününü kendi Ellerimle yapacağım!"
Lavin dolan gözleriyle savaş verirken . Bir yandan da vereceği cevabı düşünüyordu. Söylemeli miydi ona uğruna canını vereceği sevdasının o olduğunu.
Peki ondan sonra ne olacaktı?
Ferman Lavin'e nasıl davranacaktı?
Aşşağılanacak mıydı ? Lavin
O bacım derken Lavin sevdam demesi ne kadar doğruydu?
Demeyecekti Lavin! Fermanı o dediğine süründürecek kadar pişman etmeyene kadar demeyecekti bu da kendisine sözüydü.
"Ne var Ferman biliyor musun ? Ben gönlümde olan kimse o hükümden sonra söküp attım . Lakin sen söküp atamamışsın ! Kendini kandırma beni düşünmüyorsun . Sen sadece kendi vicdanını kandırmaya çalışıyorsun ! Sen bu nişanı atarsan ortada kalan ben olacağım ! Ama ben atarsam kendi tercihim olduğunu sanacak ve kendini kandıracaksın ! Vicdanın var mı o kadar bilmem Ferman . Varsa gönlünde biri çıkar söylersin!
Ama önce o taşıdığın yüzüğü denize at !"
Kadın dedikleriyle yanıyor
Adam duydukları ile yıkılıyordu
Bu daha başlangıçtı . Bunun sonu varmıdır bilinmez . Lakin Lavin yandığı kadar yakmaya yeminli . Ferman ise onu yakıp kül eden sevdanın ateşten gömleğini bir daha giymeyeceğine yemin etmişti !
Yeminler edildi. Yürekler burkuldu .
Kimisi varını yoğunu;
Kimisi yaşama sebebi olan sevdasını
Kimisi merhametini koydu ortaya .
Bu savaşı ne Yeminler eden ne de her şeyini ortaya koyan kazanacaktı.
Bu savaşta zarı kader atacak ;
Kazanan
kalpler olacaktı.
~Ne dilê me ne jî evîna me wek hev in.~
~Ne kalplerimiz birdi ne de sevdalarımız.~
∞BÖLÜM SONU.......
SELAMMMM ben geldimm bölüm arası çok uzun oldu farkındayım ama başıma gelmeyenler kalmadı.
Beğendiniz mi bölümü?
Sizce neler olacak?
Bir bomba daha patladı
Bakalım kimler bu savaşta yaralanacakkk
Öpüldünüzzzz ❤️🔥
|
0% |