@__okuyan94__
|
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkürler. Giriş
Gitmem gerekecekti. İstemeye istemeye aşık olduğum şehri terk etmem gerekecekti. Bir çare bulamazsam sonum kesinlikle terk etmeye çıkacaktı. Annemler olanları duyduğunda benim asla İstanbul’da kalmama izin vermezdi. Zaten zırt pırt memlekete gelmemin sinyallerini veriyorlardı. Bu sefer kesin yanlarına gelmemi isteyeceklerdi ve bu sefer haklılardı. Galiba. Kısmen. Birazcık. Hoş bulunduğum duruma gelene kadar İstanbul beni kovarsa ancak o zaman giderim diye düşünüyordum ve bu gidişle kovmasına da gerek yoktu. Belki de bir şehrinden kovulmak böyle oluyordur? Olabilirdi. Neden olmasındı? Hiçbir şehirden kovulmadığımdan bilemeyecektim. Benim bir çözüm yolu bulmam gerekiyordu. Kesinlikle. Mümkünse hemen. Hatta şu an. Herhalde dünyada içinde bulunduğum duruma göre herhangi bir çözüm yolu vardır değil mi? Sadece aklıma gelmeliydi. Gelmesi ve beni kurtarması gerekiyordu. Sonra işim kolaydı. Tıkır tıkır her şey yoluna girerdi. Umut ne kadar güzel bir şeydi. Bir kutuyu dondurmayı mideme gömerken ve karşımdaki televizyondan kdramalarımdan bir bölüm izlerken aklımdan geçenler tam olarak bunlardı. Benim bir çözüm bulmam gerekiyordu. Belki de birden fazla çözüm. Sonuçta bir tane yeterli gelmeyebilirdi çünkü kahretsin ki tek bir derdim yoktu. Bela mıknatısı gibi ortalıkta dolanırsam da bu gidişle de bu sayı artabilirdi. Kendimi tenis maçında gibi hissediyordum. Gelen her topu karşılamam gerekirken beceremiyor, o minik, ufak topu kafama yiyordum. Şimdilik üç toptu ama kesin devamı gelirdi. Benim bir çözüm bulmam gerekiyordu. Teker. Teker. Teker. Hepsine. Birincisi herkesten sakladığım notlarımın annemlerin duymaması gerekiyordu. Neticede berbat puanıma verilen çeyrek, minicik bursumu kaybettiğimi kimsenin duymaması lazımdı. Hiç tasnif etmiyordum ama bursum beni ilk terk eden olmuştu. İkincisi bana çıkarılan faturayı bir şekilde ödemem gerekiyordu. Şu kasklı yakışıklının o kadar para içinde yüzüp benden bunu istemesi gerçekten saçmalıktı. Üçüncüsü biraz karışık bir durumdu. Sosyal medyadan kimseyle bir daha görüşmememi bangır bangır bağıran bir karışıklıktı çünkü sürpriz yumurtadan ne çıkacağı belli olmuyordu. Benim de artık nur topu gibi bir sapığım vardı. İşin aslı hayatım tam bir fiyasko olma yolunda ilerliyordu. Ve benim bir çözüm yolları her ne haltsa en acilinden bulmam gerekiyordu. Ama ben ne yapıyordum? Koltukta bağdaş kurmuş, bir kilo dondurmayı mideme indiriyordum. Aman ne güzel. |
0% |