Yeni Üyelik
1.
Bölüm

GİRİŞ

@_asenaaa__

                                            

 

"Neymiş? hayat devam ediyormuş, ben bi gözümden akan yaşı bilirim, bir de bağırıma bastığım taşı."

 

 

"Başkan bu görevi şuan kabul edemem." Ben ne kadar istemesemde bu görev için başkan baya ikna edici duruyordu.

 

"Kac aydır bu anı beklediğimizi sen biliyorsun." dedi, Evet kaç aydır tüm tehlikelere rağmen adamın içine yerleşerek, sağ kolu olmayı başarabilmiştim.

 

"Haklısın başkan, ama bu göreve çıkarsam dönüşü olmayabilir. O yüzden ilk yıllardır beklediğim oyun, sonra ise görev." dedim

 

Bir kaç saniye yüzüme bakarak bir şeyler düşündü, ardından oturduğu siyah deri koltuğundan kalkarak pencereye doğru ilerledi.

 

"Bir ay yeter mi?" dedi kaşlarımı çatarak yanına ilerledim. Yaşlandıkça zaman kısıtlamasına sokuyordu beni, yaşlı bunak. İyi ki aklımı okuyamıyorsun başkan.

 

"Efendim?" anlamıştım ama anlamak istemedim, aynı onun gibi pencereden dışarıyı izlemeye başladım.

 

Gökdelenin 22. katındaydıydık, dışarıdan normal insanlar için ev olarak gözüksede, aksine karargahtı.

 

Biz MİT'E çalışmıyorduk ama bizimde intikam için yeminlerimiz vardı, bu ülke için. Kim ülkemize zarar vermek istese düşünmesini fırsat bile vermeden yerle bir ederdik.

 

"Bir ay sonra intikamını almış olurmusun?" dedi sustum. Başka ne yapılırdı ki? off onunla yüzleşmemiz için 1 ay yetmezdi "karar ver ya 1 ay ya hiç." Yıllardır bekliyordum bu anı, silip atmam imkansız olurdu o yüzden 1 ay kabulümdü.

 

"Bir ay olsun, umarım bitirebilirim." başını sallayarak ellerini arkasında birleştirdi.

 

"Kimin canını yakmayacaksın?" dedi

 

"Bir kişinin canı yanmayacak, sadece seyirci olucak fakat diğer kişininde canı yanmayacak ama fiziken..." Çünkü Ruhen çok can çekişecekti.

 

"Peki o kişiye neden zarar vermiyceksin? geçerli bir sebebi var mı?"

 

Bu adamın yüzüme bakmadan konuşmasından gıcık oluyordum. Hayır yani konuşan insan ya göz teması kurulur, edeptendir. Bunu yüzüne karşı söylemeyi çok isterdim ama maalesef ağızımı bile açamam çünkü o başkan.

 

"Tabikii var." eski anılarımız gözümün önüne gelince istemsiz bir şekilde gülümsedim.

 

"Anlat bakalım neymiş, onu diğerlerinden ayıran sebebi bende öğreneyim?" anlatmasamda bir şekilde ögrenirdi.

 

"Çünkü ben onun Elfidasıyım." dedim ciddilikle yüzünü bana döndü. Şimdi çaktırmasada merak etmişti.

 

"Açıkla!" dedi

 

"Uzun hikaye boşver başkan." Ellerimi deri ceketimin cebine koyarak bir kaç saniye başkanla göz teması kurdum.

 

"Açıkla!" Evet yine katır inadı tutmuştu, bu soruyu üçletirsem başıma gelecekleri düşünmek bile istemiyorum, tabiki kötü bir şey yapmaz ama görevi başkasına kitleyebilirdi. O yüzden söylemem şart oldu.

 

"Bir gün okulun kaldırımında oturuyordum, ağlamıyorum ama gözlerim dolu dolu boşluğu izliyordum."

 

"Neden boşluğu izliyordun?" arkasını dönerek az önce kalktığı deri koltuğuna geri döndü.

 

Bende peşinden giderek masanın diğer tarafındaki siyah sandalyeye oturdum.

 

"O gün tacize uğramıştım ve malum kişiye söylediğimde sadece geçiştirdi. Bende olayın şokuyla mı bilmiyorum ama kaldırımda tek başıma oturuyordum. Sonra 46 geldi yanıma, onunla ilk defa orada konuşmuştum." bi kaç saniye durarak masanın üzerinde duran sigaradan bir dal alarak yaktım.

 

"Bu aralar çok içiyorsun."Çünkü ona zarar vermekle vermemek arasında gidip geliyordum, başkanın sorusuna cevap vermeden olayı anlatmaya devam ettim.

 

 

16.12.2018

 

"İsmin ne?" izin almadan yanıma oturan yabancıya dolmuş gözlerimle baktım.

 

Bakışlarımi umursamadan montunun cebinden sigara paketi çıkartarak bana uzattı.

 

"Kullanıyormusun?" cevabım hayırdı ama sustum ve paketin içinden bir dal alarak dudaklarımın arasına yerleştirdim.

 

"Teşekür ederim." bir dalda kendisi için alarak dudaklarının arasına yerleştirdi, ardından paketi cebine koyarak gümüş bir çakmak çıkarttı. Önce kendi sigarasını ardında da benim sigaramı yaktı.

 

Çakmağı cebine koyarken gözüm istemsizce siyah yazılarla yazılmış 46 sayısına takıldı. Acaba anlamı neydi? sustum çünkü ben hep susmaya mahkum edilmiştim.

 

Sigaranın nasıl içildiğini dahi bilmiyordum ama filmlerde iki parmağının arasına yerleştirerek içlerine çekiyorlardı, sanırım benimde öyle yapmam gerekti. Aynı filmlerdeki gibi yaparak içime çektim malesef ki ilk çekişimde sigarayı yere fırlatarak ciğerim sökülürcesine öksürmeye başladım.

 

"Sanırım ilk defa kullanıyorsun?" bir türlü öksürmeye ara veremediğim için sorduğu soruya sadece başımı sallayabildim.

 

"Sakince nefes al ver ve öksürmediğini düşün, Unutma beyin bizim aleyhimize çalışıyor neyi düşünürsek inanır. " dedi bende aynısını yaparak temiz havayı sakince içime çektim.

 

Dediği gibide oldu iki dakika bile olmadan öksürüğüm son bulmuştu.

 

"İlk içişimde böyle olacağını tahmin etmemiştim." dedim başını sallayarak bitmeye yakın sigarasını yere atarak ayağıyla basıp söndürdü. Ve tekrar bakışlari bana döndü ilk defa bir insanın bakmasından rahatsız olmuyordum.

 

"Olur öyle şeyler, adını sormuştum ama söylemedin." dedi bir kaç saniye ela gözlerine baktım. Ben ismimi sevmiyorum ki

 

"Söylemesem?" dedim

 

"Adın ne?" derin bir nefes alarak bakışlarımı ondan çektim.

 

"Adımı sevmiyorum." dedim o da bakışlarını üzerimden çekerek karşıya baktı.

 

 

Tam olarak benim baktığım yöne orada Ahsen ve Emir vardı. Ahsen bana bakmasada Emir arada bakarak iğrenc bir şekilde sırıtıyordu.

 

"Elfida diyim mi sana?." dedi Bu ismin anlamı neydi acaba?

 

"Neden?" Merekıma yeni düşerek aklımdaki soruyu sordum. Yine ikimizde birbirimize bakmıyorduk.

 

"Çünkü kim bilir kaç yüzyıldır sarılmamış kolların." Gözlerimi kısarak ona baktım. Bu şarkının da 46'nında Elfidası bendim

 

Şımartılmamış aşkın, sessizliğe yakın.

Kim bilir kaç yüzyıldır sarılmamış kolların?

Sisliydi kipriklerin ve gözlerin yağmurlu.

Yorulmuşsun, hakkını almış yılların.

 

"Anlamı ne yani, neden öyle dedin." Ben bu kadar meraklı değildim, ne oluyordu bana?

 

"Boşver ileride öğrenirsin." dedi kaç dakikadır yüzüme bakmıyordu. Pür dikkat Emir'e öldürücü bakışlar atıyordu.

 

"Peki senin adın ne?" kaç dakikadır konuşuyorduk bi zahmet adını ögreneyim yabancı.

 

Ayağa kalkarak pantolonunun arkasını silkeledi, ellerinide montunun cebine koyarak yukarıdan gıcık bakışlar attı.

 

"Çok soru soruyorsun Elfida. " dedi başımı kaldırarak gıcık bakışlarına ve sıcak tebessümüne karşılık verdim.

 

"İsmini öğrenmek hakkım."dedim, ayağa kalkarak üstümü başımı düzelttim, Kaç dakikadır bir yerlerim donmuştu. Yabancının gözünün içine bakmak için başımı birazcık yukarıya kaldırmam gerekiyordu.

 

HAYY MAŞALLAH 1.80'lik boyu vardı. Yanında resmen cüceye benziyordum.

 

"Bende ismimi sevmiyorum." dedi

 

"Elbet bir gün öğrenirim 46." Kurduğum cümleye şok olarak gözlerimin içine baktı.

 

"Sen neden 46 dedin?" sanki 46 demem onu ürkütmüştü.

 

"Çakmağın üzerinde gördüm sen adını söylemeyince 46 dedim." Rahatlayarak nefesini verdi. sanırım 46' nın anlamı vardı ama ürkütücü bir anlamı onun için.

 

"Neyse benim işim var Elfida ama senin başın ne zaman dara sıkışırsa beni bul." dedi

 

"Neden 46?" dedim

 

"Artık seninle tanıştık ve benim himayem altındasın, yani kardeşimsin bende abinim Elfida. " Abi he baya güzel, küçükken hep abim olsun istemiştim belki tüm kötülüklerden korur diye ama bugüne kısmetmiş.

 

"Tamam 46 sorun olursa seni bulurum. " dedim dişlerini göstermeden memnuniyetle gülümsedi.

 

"Söz mü Elfida?" dedi

 

"Söz 46 sorun olursa seni bulurum." dedim sağ elini montunun cebinden çıkararak omuzumu sıvazladı.

 

"Aferin, şimdi üşütmeden pansiyona geç." başımı sallayarak olumlu bir şekilde 46'yı onayladım.

 

 

 

     

 

                                                    💫

 

 

 

"Bir gün sonra Emir'in ağızı gözü Allah'a kavuşmuş bir şekilde derse gelmişti." dedim bu olayı baştan sona anlatırken başkan sus pus yorum dahi yapmadan beni dinlemişti.

 

"Demek 46 manevi abin." gülümsiyerek başımı salladım.

 

"Evet hatda o günden sonra hep yanımda oldu, ben bişeyleri Söylemesemde uzaktan korudu." dedim

 

"Anladım." Sadece bu mu yani 'Anladım.' Demek mi? gözleri fark etmeden boşluğa dalmıştı. Ne var sende başkan? ne gizliyorsun?

 

"Ben gidiyorum başkan. Elif'e sinema sözü vermiştim. " dedim

 

Ayağa kalkarak masanın üzerinde ki sigara paketini siyah kot pantolonumun cebine koyarak odayı terk ettim.

 

 

 

 

 

Loading...
0%