Yeni Üyelik
3.
Bölüm

BAŞARILI PLAN

@_asenaaa__

Başarılı plan(3)

 

 

"Bak şimdi yangın çıkarıcaz ama şu şekilde, ders zili çaldığında herkes içeri girerken yangın alarmına basacağız. Ama inandırıcı olması için az önce kantine dondurma geldi ve dondurma şokları var. Dondurmalar erimesin diye kutunun içine koymuşlardır eminim." Sözümü bitirdikten sonra Ece konuştu.

 

"Yani tam olarak ne yapacağız amlamadım" dedi.

 

"Şimdi ben bugün gelen dondurmaların yanına gidicem kutunun içinden peçetenin arasına dondurma şokundan yani buzdan koyucam, sende iki tane su şisesi al içindeki suları suları boşaltıp dibinde az bir şey bırak."

 

Ece "Bunlar ne işimize yarayacak bilmiyorum ama tamam dediğini yapayım bir bildiğin vardır senin" dedi.

 

"Hızlı ol çok az vaktimiz kaldı" dedim.

 

Ece başıyla onayladıktan sonra hızlıca kantine girdik o su alırken bende depoya yöneldim. Dondurmalar az önce geldiği için görevlinin biri onları buzluğa yerleştiriyordu. Dondurma şoklarını almak için görevlinin yanına ilerleyip izin aldım. "Acaba şu kartonun içindeki dondurma şoklarından biraz alabilir miyim?" dedim. Adam şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu, ama başıyla onaylayıp izin verdi. Hızlıca cebimdeki peçeteyi çıkarıp içine biraz dondurma şoku koydum. Görevli ne yaptığıma anlam verememiş bir şekilde beni izliyordu, şokları aldıktan sonra hızlıca depodan çıktım. Kantinin önüne geldiğimde Ece meraklı bir şekilde beni bekliyordu. "Hızlıca şişenhn kapağını aç" dedim. Yanına gelirken bir şey demeden kapağı açtı, peçetenin arasındaki dondurma şoklarının şişelerin içine koydum. Kapağı kapatıp olan gücümle hava çıkmasın diye sıktım, şişenin içi buharla dolarken merdivene doğru yürüdük. Merdivenin başına geldiğimizde ders zili çaldı.

 

Ece "Zil çaldı alarma basayım mı?" dedi.

 

"Hayır öğretmenler zilinin çalmasını beklemeliyiz" dedim.

 

"Kaç dakika sonra çalar ki ve biz bu şiseleri napıcaz hala anlam veremedim" dedi. Kız haklı patlayacağını söylemedim, sadece yangın çıkarıcaz dedim şişeler onu şoka uğrattı.

 

"Birazdan patlayacak bunlar k yüzden elimizi hızlı tutmalıyız" dedim. Gözünü kocaman açıp söylediklerimi sindirmeye çalışıyordu.

 

"Sen iyi misin, bu şişeler mi patlayacak Allah aşkına güldürme beni" dedi. İnanmak istemiyordu veya şişenin patlaması ona saçma geliyordu.

 

"Bekle birazdan göreceksin" dedim. Cevap veremeden öğretmenler zili çaldı.

 

"Koş Buket koş" dedi beklemedej ikişelr şekilde merdivenleri çıktık. Herkes sınıflara girmişti merdiven başında bekleyen de yoktu. Elimdeki şişenin birini merdiven başına koydum diğerini de kimse yokken sınıfın kapısının önüne koydum. Ece hiç bir şey demeden yaptıklarımı saçma bularak beni izliyordu.

 

"Ece şimdi uzaklaşmamız gerek, patlayınca şişenin parçaları bize zarar verebilir" dedim. Ece'nin umrunda bile olmadı, yavaş adımlarla yanıma geldi.

 

"Buket sen ciddi ciddi iyi değilsin, manyak mısın kızım niye patlasın şişe?" dedi. Bu kıza bir şey anlatmak çok zor çünkü inanmıyor.

 

"Sadece bekle ve dediğimi yap" dedim.

Ece'nin kolundan tutarak yangın düğmesinin yanına kadar ilerledik.

 

"Buket biz şuan olmayacak duaya amin diyoruz farkında mısın?" Yok gerçekten anlamak istemiyor.

 

"Ece şişe patlayıp yangın düğmesine bastıktan sonra yangın kapısının arkasına saklanıp kat boşalırken kalabalıktan yararlarnıp hızlıca Büşra'nın yanında ilerleyeceğiz. Kalabalıkta bizi fark etmezler Büşrayı da alıp okuldan kaçacağız."

 

"Okuldan kaçıp nereye gideceğiz, hadi kolej devamsızlığı okul bizim olunca sildiririz ama ya diğer günler nolucak ve kaç dakika geçti senin şu şişeler pat-" sözünün yarıda kalmasının sebebi merdiven başındaki şişenin patlamasıydı. Ece kulağını kapatıp yere çökerken beklemeden alarma bastım. İnandırıcı olması için de bağırdım. "YANGIN VAR TÜP PATLADI!" dediğim sırada sınıfın kapasının önündeki şişede patladı, Ece hala olduğu yerde duruyordu. Sınıfların kapısı açılıp herkes kaçışırken Ece'nin kolunu tutup kaldırdım. Beklenmedik anda patladıkları için korkmuştu sonunda konuşmaya başladı.

 

"Oha amk beklemiyordum ödüm koptu" bu dediğine sadece gülmüştüm ne diyeceğimi bilmiyordum çünkü başta uyarmıştım ve inanmayan o idi.

 

"Büşra yoktur o çocuklar bile çıktı ama Büşra çıkmadı" dedim.

 

Kat resmen boşalmıştı "Buket sakin olalım ve önce sınıfa bakalım" Başımla onaylayıp sınıfa girdik. Sırasında oturup hir bir şey olmamış gibi bize bakıyordu, yanına ilerleyip "Gerizekalı sana bir şey oldu diye nasıl korktuk.

Bunu dediğime gülümsemişti ama ben sinirden ağlayacak duruma gelmiştim.

 

"Sizin olduğunuzu biliyordum o yüzden sınıftan çıkmadım" bunu derken çok sakindi.

 

"Nasıl korktum ya sana bir şey yaptılar sandım" dedim.

 

"Yok bir şey yapmadılar, zil çalınca sınıfa girip sıraya oturdular. Benimde çıkmama izin vermediler, bu arada patlayan şey neydi?" dedi. Ben gülerken Ece konuşmama fırsat vermeden kendisi konuşmaya başladı.

 

"Dondurma şokunu patlattı tabi ben inanmadım patlayacağına dalga geçtim beklemediğim anda patladı ödüm bir yerime karıştı. heyecan ve korku içinde anlattı.

 

"Sen zaten hiç beklemiyordun ki" dedim. Yüzüme öyle bir bakıyordu ki neredeyse dövecekti.

 

"Kızlar şimdi napıcaz?" Büşra ortalığın karışıp kavga çıkmasını istemiyordu ama bizde kavga etmezdik bunu bilmiyordu. Ece yine bana fırsat vermeden lafa atladı.

 

"Okuldan kaçıcakmışız" Trip atar gibi konuşmuştu ama suç bende değildi ki uyarmıştım o da inanmamıştı. Büşra kendisinin söylediğini dile getirdi.

 

"Ben söyledim kaçıcağımızı okuldan nasıl olsa Ece'nin sayılır devamsızlığı sildirir o yüzden sorun yok ve kafeye gider bir şeyler içeriz" dedi. İkimizde başımızla onayladıktan sonra sınıftan ayrıldık. Yangın merdiveninden hızlıca aşağıya indik okulun arka bahçesindeki duvar alçak olduğu için oradan atlayacaktık. Müdür bahçeye toplanmış öğrencilere sakin olmaları için dil döküyordu. Hiç bir şekilde umrumda değildi, her şey o çocuklar yüzünden olmuştu. Duvarın yanına geldiğimizde durduk. Hangimizin atlayacağını konuştuk.

 

"Önce Büşra atlasın çünkü plan ondan çıktı" dedi, Ece sanki korkumuş gibiydi.

 

"Ben niye atlıyorum ya önce Buket atlasın" dedi. Gözlerimi irice açıp onlara baktım.

 

"Ne ben atlayacağım şaka yapıyorsunuz herhalde bana hiç öyle bakmayın, hem Büşra sen atlasana ya planın başı sensin" dedim. İnanmıyorum size der gibi baktı.

 

"Ben niye atlıyorum" dedi. Ece sessizliğini bozup

 

"Tamam ya ben atlarım sıkıntı yok" dedi ama dudaklarını oynatarak hafif sesli bir şekikde şehadet getirerek duvardan aşağıya baktı. Cilve yaparak kızlar kapıdan mı çıkdaydık burası çok yüksek" dedi. Büşrayla gülmüştük.

"Yüksek dediğin iki metre" dedim cevap vermeden arkasını dönerek atladı. Ardından Büşra duvarın üstüne çıkıp önce aşağıya sonra bana bakarak aşağı atladı. Ardından hiç beklemedne bende atladım. Üçümüzde arkamıza bakmadan koşarak otobüs durağına vardık. Hepimiz nefes nefeseydik, "Kızlar bende böbrek dalak kalmadı" dedi Ece nefesini hala düzene sokamamıştı. Bir anda telefonu çalmaya başladı. "Kızlar babam arıyor kaçtığımızdan ne çabuk haberi oldu ki" dehşete kapılmıştı. Büşra ve ben gözlerimizi iyice açmıştık ne yapacağımızı bilmiyorduk.

 

"Aç bi telefonu belki başka bir şey diyecektir" dedim. Kafasıyla onaylayarak telefonu açtı. Ece telefonla konuşurken bizde gelen otobüslere bakıyorduk o sırada Ece gülümseyerek telefonu kapattı.

 

"Ee ne olmuş ne dedi baban" dedi Büşra meraklı bir şekilde, Ece'nın ağzından çıkacak cümleye odaklandık.

 

"Akşam eve geç gelin dedi niye dedim o da toplantı olacak tehlikeli siz geç gelin o yüzden dedi bende tamam dedim işte artık bir kafeye gidip oturalım sonra da korku filmine gideriz" dedi. Normalde Mete Amca böyle bir şey demezdi, gerçekten tehlikeli olsa gerek.

 

"Ciddi olamazsın şu an bizi deniyorsun demi" dedim.

 

"Yok valla toplantı olacağı için, neyse hadi 2 sokak ileride kafe var oraya gidelim" dedi. Büşra da bende aynı anda başımızı sallayıp onayladık.

 

 

 

                                                  🙀

 

18 dakika içinde kafenin önünde olduk. Konuşmadan içeriye girip pencere kenarındaki masaya ilerledik. Ece ve Büşra karşıma oturdu, garson yanımızda gelip ne istediğimizi sordu.

 

"Hoşgeldiniz efendim ne alırdınız?" dedi. İnsanlarla fazla konuşmadığım için Ece devraldı.

 

"Üç meyve suyu ve 2 çikolatalı bir de meyveli pasta alabilir miyiz" dedi. Garson başıyla onaylayarak yanımızdan uzaklaştı. Masada sessizlik oldu ve o sessizliği bozan Büşraydı.

 

"Buket bir şey sorucam ama sormakta tereddüt ediyorum" dedi. Sanki Ece ne soracağını tahmin etmiş gibi büşraya bakıp öksürdü.

 

"Sor sıkıntı yok" dedim.

 

"Ailen neredeler okulda hiç konusunu açmıyorsun ve hiç kimsede bir şey bilmiyor" dedi. Ece oflayarak başını eğdi, bende Büşrayla göz teması içerisinde sorduğu soru canımı yaksa da cevapladım.

 

"Öldürüldüler..." ağzımdan başka bir şey çıkmadı çıkamazdı çünkü, gözlerim dokdu istemeden.

 

"Özür dilerim bilseydim sormazdım" dedi.

 

"Tamam sıkıntı değil, tatile gittiğimiz günün gecesi evi bastılar orasa annem ve babamı öldürdüler beni de vurdular ama ölmedim işte onlarsız yaşıyorum gerçi saman gibi yaşıyorum tat yok." dedim. Fazla konuşamayacağımı anlayıp sustum Ece konuştu benim yerime.

 

"Onlar vefat edince bir sene boyunca hastanede yattı, psikolojik tedavi gördü ve hala tedavi gözüyor. O yüzden kullandığı ilaçlar var" dedi. Cümlesini bitirmesiyle garsonun gelmesi bir oldu. Masayı sessizlik kapladı, hepimiz pastamızı ve meypyve suyumuzu alıp sessizlik içinde yedik. Zaten kim nasıl bir konu açıp sessizliği bozabilirdi ki. Bu son konuştuğumuzdan sonra psikolojik tedavi hala görüyorum evet ama artık psikoloğa beb gitmiyordum çünkü verdiği ilaçlar uyutuyor veya anlamsız bir enerji veriyordu saçma bir şekilde.

 

"Ne zaman gideceksin psikoloğa yani saati var mı?" dedi Büşra, Bir şeyleri çok merak ediyordu.

 

"Evet her çarşamba okul çıkışından bir saat sonra" dedim ama artık gitmiyorduml bunu Ece'nin bilmemesi gerek çünkü Mete Amca'ya söyler ve peşime adam takardı, ilaçlarımı takip ederlerdi. Ece konuyu değiştirmek için "Kızlar sinemaya gidelim mi? Ama korku olsun" dedi.

 

"Tamam bana uyar ama korkup bana sarılma sonra filmi takip edemiyorum" dedim Büşra kıkırdadı.

 

"Tamam valla sarılmayacağım" dedi. Baya hevesliydi.

 

"Kızlar korku filmi olmasa olmuyor mu?" dedi Büşra. Hem korkuyorlar hem gitmek istiyorlar.

 

"Merak etme yanımızda sevgilimiz olmasa da Buket var o korkmuyor" dedi Ece.

 

Büşra da kabul etmek zorunda kalınca Ece hesabı ödemek için yanımızdan ayrıldı, bizde masadan kalkıp çantalarımızı alarak Ece'nin yanına doğru ilerledik. Hesabı ödeyip bize dönerek "Hadi kızlar gidebiliriz artık" dedi.

 

"Hay hay efendim buyrun önden gidiniz" dedim, gülerek koluma girdi kafeden çıkıp sinemanın yolunu tuttuk.

 

"Kızlar şimdi siz burada bekleyin ben mısır alıp gelicem" dedim. Kızlar salonun kapısının önünde beklerken bende 2 tane mısır aldım çünkü Ece korkudan yiyemeyecek hale gelir. Gerçi ona alwam da bana sarılmaktan mısırı kendisi değil koltuk ve yerler yer. Mısırları alıp kızların yanına ilerledim. Filmin başlamasına on dakika kalmıştı. Dakika dolana kadar beklemeye başladık ilk konuşan Büşra oldu.

 

"Buket kusura bakma sabah için" dedi.

 

"Sıkıntı değil o konh hakkında istediğini sorabilirsin üzülmem" dedim.

 

"Emin misin" dedi

 

"Evet eminim"

 

"Kimler öldürdü" dedi.

 

"Bilmiyorum ki her şey tatil için gittiğimiz evde başladıl Tek hatırladığım ise adamda gördüğüm akeep dövmesi ama işte geçici bir dövmeydi" dedim. Büşra konuşmadan Ece konuşmuştu.

 

"İntikamını alır mısın ilk zamanlar öyle demiştin, içindeki nefret büyüktü ama tedavi görünce intikam konusunu açmamıştın" dedi. Doğru ilk zamanlar nefretim büyüktü ama hala büyük.

 

"Evet alacağım" dedim.

 

"Peki bu sevdiğin çocuk olsa bile mi?" dedi.

 

"Evet eğer birine aşık olursam ve ailemin katili o ise bile alırım" dedim.

 

"Alamazsın çünkü aşkına yenilirsin kıyamazsın" dedi.

 

"Alırım" dedim.

 

"Alamazsın yenilirsin" dedi.

 

"Alırım emin ol" dedim.

 

"Alamazsın" dedi.

 

"Yemin ederim ki alırım ailem aşktan önce gelir, alırsam ki alırım hatta o gün intikamımı almadan 10 dakika önce seni arayacağım" dedim.

 

Kurduğum cümleye biraz pişman olmuştum çünkü tedavi görmediğimi anlayacak diye korktum.

 

"Peki öyle olsun ama ben yone de alamayacağından yanayım" dedi.

 

"Kızlae tartışmayı bırakın film başlayacak içeriye girelim" dedi Büşra, konu uzamasın diye böyle bir cümle kurmuştu çünkü filmin başlamasına 7 dakika vardı. Ama yine de Ece ve ben aynı anda başımızı sallayarak onayladık. İçeri girdiğimiz de etraf çok olmasa da karanlıktı. Kendi koltuğumuza oturduk ben ortaya Ece sağıma Büşra da soluma oturdu.

 

"Kızlar çıksak mı ya benim uykum geldi" dedi Ece. Uykusu yoktu korktuğu için bahane üretiyordu.

 

"3 tane bilet aldık verilen para ayrı içeri girip koltuklara oturdun ve ben bu filmi izlemeden kalkmam" dedim.

 

"Ece hem sen istedin korku filmini yoksa korkuyor musun?" dedi Büşra alayla.

 

"Yok ya korkmuyorum" dedi Ece.

 

"Ece sessiz ol film başlıyor ben yanındayım" dedim.

 

"Bismillahirrahmanirrahim"

 

"Büşra bu seni de geçti" dedim alayla.

 

"Kanka bunlar şimdi bizim yanımıza gelmez demi"

 

"Yok gelmez en fazla gece yatağının altında yatarlar Büşra" dedim.

 

"Valla de yemin et hele, ben napıcam oda da tekim" dedi. Gülmüştüm, kızın türkçesini bozdum.

 

"Büşra kanka senin Türkçe elden gitti" dedim. Ece yan koltuğunda oturan adama sarılmıştı, adamın yan tarafında sanırım sevgilisi oturuyordu.

 

"Yok yok sağlam Türkçem bi an dilim sürtüştü, beni boşver de Ece ve yanîndaki adam kavga ediyor" dedi.

 

Tekrar Eceye baktığımda adamın koluna ahtapot gibi sarılmıştı, adam ne kadar itsede Ece ne gözünü açıyor ne de bırakıyordu. Omzuna dokunup "Ece adamı rahat bırak bana sarılabilirsin" dedim.

 

"Ne adamı ya zaten sana sarılıyorum şizofren mi oldun" dedi. Adamın yanında oturan kadın konuştu bu kez

 

"Hanımefendi sevgilimi rahat bırakın, madem korkuyorsun, neden geliyorsunuz" dedi. Yok Ece inatla bırakmıyor.

 

"Buket sen lez mi oldun, ne aram ne zamandan beri, peki nasıl sevgili buldun" dedi, baya saçmalamıştı.

 

"Ne lezi ya iyice saçmaladın gözünü aç göreceksin kime sarıldığını" dedim. Yavaşça gözünü açıp adama baktı, çığlık atarak adamın kolunu bırakıp bana baktı.

 

15 dakika sonra

 

"Aferin sana sinemadan kovulduk, ya sen ve Büşra, ben bunlarla uğraşırlen yere çöküp saklanmak ne demek ya helal olsun ikinize de rezil olduk" Sinirliydim çünkü yaptıkları saçmalıktı, ben biliyordum böyle olacağını.

 

"Tamam özür dilerim kızma hadi taksiye binip gidelim Ece sende bir şey desene" dedi. Ece başını önüne eğmiş bir şekilde bekliyordu.

 

"Bende özür dilerim böyle olsun istemedim" dedi. Sesi titriyordu fazla üstüne gidersem ağlardı.

 

"Tamam hadi toparlanın taksi birazdan gelir" dedim. İkiside başlarını sallayarak onayladı. Taksi 2 dakika sonra gelmişti. Üçümüz arasında sessizlik devam ediyordu, Ece ve Büşra yan yana oturmayı seçmişlerdi bende ön koltuğa oturdum. 18 dakikadır yoldaydık, saat akşam sekiz kırk ikiydi. Bugün hızlı ve aksiyonlu geçmişti. Evin önüne geldiğimizde Büşra başını Ece'nin omzuna koymuş bir şekilde uyuyordu. Uyandırmak için seslendim.

 

"Büşra hadi kalk eve geldik" dedim. Ön koltuktan ona ulaştığımda koluna dokundum, irkilerek kalkmıştı. Anlaşılan bugünkü filmden baya korkmuş'tu ama yarısına bile gelememiştik.

 

'Tamam siz inin bende eve geçim.' dedi uykulu bir şekilde.

 

'Yok bugün bizde kal yarın gidersin' dedim düşünmeden 'Tamam olur' dedi. Onlar arabadan inerken bende parayı ödedikten sonra arkalarından bende indim. Onlar kapının önüne varmadan yanlarına yetiştim. Kapının önüne geldiğimiz'de üçümüzde duraksadık içeriden sesler geliyordu. Sanırım misafirler vardı ama tehlikelimiydi bilmiyorum. Çünkü Mete Amca'nın işleri farklıydı. Yinede kızlar tereddüt ederken ben düşünmeden zile bastım.

 

.....

 

Birdaki bölümde görüşmek üzere, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız lütfen!

 

 

Loading...
0%