@_asenaaa__
|
13 yaşındaydım, artık mutluyum çünkü bir yaş daha büyüdüm. Sorumluluklarım arttı ve boyum biraz uzadı. Bugün babamın park sözü vardı ama şirkette çok işi olduğu için annem götürecek. Üzerime pembe tişörtümü ve pembe şortumu giymiştim, en sevdiğim kıyafetlerimdi bunlar.
"Buket hadi kızım hazırsan gidelim" dedi, sevinçle odadan koşarak çıktım.
"Hazırım anne gidebiliriz" dedim, annem elini uzatarak tutmamı işaret etti.
"Hayır anne ben artık büyüdüm, dün 13 yaşıma girdim" dedim. Gülümseyerek elini geri çekti. Evden çıkıp asansöre bindik. Annem büyüdüğümü kabullenmiş olacak ki asansörün içine girdiğimizde düğmeye benim basmamı istedi. Mutlulukla basarak geri çekildim. Binadan çıktıktan sonra iki sokak yürüdük, parka ulaştığımızda kimse yoktu. Sadece üçlü kız grubu ve bunlar benden çok büyüktü, lise öğrencisi olsa gerek ama bir çocuk daha vardı. Kaydırakta oturmuş hiç arkadaşı yoktu ama bu da benden büyüktü.
"Kızım sen git oyna ben burada oturacağım, sadece bir saatin var bebeğim" dedi. Yanağıma öpücük kondurup banka oturmaya gitti annem. Bende kaydırakta tek başına oturan çocuğun yanına gittim, büyük olabilir ama arkadaş olmayacağım anlamına gelmiyordu.
"Selam, hiç arkadaşın yok mu? Niye teksin?" dedim.
Bana bakarak "Yasak, seninle konuşmam da yasak mesela" dedi.
"Ama konuşuyorsun" dedim. Hiç bir şey anlamamıştım dediğinden.
"Evet küçük kız konuşuyorum ama babam veya adamları görse beni döver, ceza verir" dedi.
"Çok saçma neden böyle bir şey yapıyor ki baban, hiç bir insan çocuğunu döver mi" dedim.
"Dövermiş demek ki" dedi.
"Off neyse oyun oynayalım mı" dedim.
"Olmaz küçük kız yasak!" dedi, yasak olan neydi ki.
"Ama sanada her şey yasak!" dedim.
"Çünkü babamın geçmişi benim geleceğim olacakmış" dedi.
"Ne kadar saçma mesela ben öğretmen olacağım, babamda şirkette çalışıyor ama onun geçmişi benim geleceğim olmayacak. Sende öğretmen ol benimle beraber aynı okulda çalışırsın." dedim.
"Küçük kız çok renkli hayallerin var bu hayallerinin benimki gibi siyaha dönüşmesine izin verme..." dedi, ne demek istiyordu? anlamamıştım.
"Hayaller siyaha dönüşmez ki hem ben siyah rengi hiç sevmem" dedim.
"Şimdi beni anlamazsın ama ilerde ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksın" dedi, korkmuştum.
"İlerisi çok mu kötü olacak?" dedim dudağımı büzerek.
"Belki evet, belki hayır." dedi
"Çok şifreli konuşuyorsun aynı dedem gibisin her yanına gittiğimde bana öğüt verir." dedim gülmüştü sanırım kurduğum bu cümle onun hoşuna gitmişti.
"Dedeni bilmem ama şifreleri severim dedenle öğüt vermeyi seviyor sanırım."
"Ruhun yaşlanmış senin de ama lütfen oyun oynayalım." Yine reddetdi.
"Olmaz küçük kız sen kendin oyna" dedi
"Deliler kendi oynar ben delimiyim küstüm sana "dedim cevap vermesini beklemeden annemin yanına ilerledim sessizce yanına oturdum bana dönerek. "Kızım oynasan daha süren dolmadı." dedi
"Anne oynayacak kimse yok ki" dedim gözlerim dolmuştu annem cevap vermek için ağzını açtığında o çocuk yanımıza geldi.
"Hanımefendi az önce bu küçük kız oyun teklif etmişti bende redderek kalbini kırdım, onunla oyun oynaya bilirmiyim? " dedi annem gülümseyerek önce o çocuğa sonra bana baktı.
"Kızım isterse tabiki." dedi
"Olur anne oynarım." dedim hemen lafa atlayarak.
" Hadi gel küçük kız " dedi elini uzatarak bende tutdum büyük olduğumu kanıtlamak için annemin elini tutmamıştım. Ama bu çocuğun elini tutdum.
"Tamam ama senin adın de?" dedim meraklı bir şekilde
"Adım Yusuf Korkmaz seninki nedir?"
"Buket Kılınç ama ismin cok güzelmiş." dedim gülümsiyerek
"Teşekkür ederim küçük kız ama seninkide çok güzelmiş. Büyüdüğünde çok can yakarsın." dedi
"Ne! niye can yakim ki ben insanların acıtamam ki." dedim
"Çok safsın büyüdüğünde ne demek istediğimi anlarsın. Hadi ne istiyorsan onu oynayalım." dedi ellerimi sevinçle birbirine çarparak "on bir elli oynayalım lütfen" dedim o da gülümseyerek
"Nasıl oynanıyor anlat bakalım" dedi
"Bak şimdi ocak şubat oynar gibi elimizi birbirinin üstüne koyacağız uzat elini. " Ben sağ elimi onun sol elinin üstüne onun sağ eli benim sol elimin üzerine yerleştirdi."Şimdi ben bir diyeceğim sende iki diyiceksin elime vurarak böyle ona kadar sayacağız ama elini on diyince çekme daha devam edeceğiz" dedim sağ elimi onun sol eline vurarak saymaya başladım.
"Bir" dedim
"İki " dedi ardımdan
"Üç"
"Dört"
"Beş"
"Altı"
"Yedi"
"Sekiz"
"Dokuz"
"on "dedi "Şimdi onarlı onarlı elliye kadar sayacağız. On bir on" dedim
"On bir yirmi "Dedi
"On bir otuz" dedim
"On bir kırk" dedi
"On bir elli" dedim "Şimdi ebe benim ve seni yakaladığımda on bire kadar sayacağım sende ebe olucaksın normalde kalabalık oynanıyor eğer kalabalık olsaydık ilk seni tutduğumda on bire kadar sayacağım ve ikimizde ebe olup diğerlerini yakalardık ama şuna iki kişi olduğumuz için birbirimizi tutacağız." dedim dikkatli bir şekilde beni dinlemişti
"Tamam anladım küçük kız şimdi sen ebesin ve ben kaçtım." koşarak kaydırağa çıktı bende peşinden koşarak" Seni tutacağım ama ne olur yavaş koş benden hızlısın." dedim gülümseyek "Küçük kız konuşmada yakala" dedi tam tutmak için yaklaştığımda kaydıraktan aşağı kaydı. Bende arkasından kaydım ama yinede tutamadım.
"Hadi ama küçük kız çok yavaşsın ." dedi sanki çok kolaymış gibi dikkati dağılmış bir şekilde kaydırağın diğer tarafında durarak başka bir yere bakıyordu sıkıca tişörtünden tutup on bire kadar saydım. Ama kaçmadı "Tutdum seni" dedim sadece başını çevirip bana baktı.
"Aferim küçük kız ama benim gitmem gerek" dedi bişey dememe fırsat kalmadan yanımdan koşarak gitti kaldırım kenarındaki arabaya bindi. Hiç bişey anlamamıştım sadece iki dakika içinde nolmuş olabilirdi ki bende annemin yanına giderek "Hadi anne gidelim." dedim başıyla onaylıyarak kalktı ve eve doğru yürümeye başladık yolda yine elini tutmamıştım büyüdüm demiştim annemde ısrar etmemişti. Aklimda o çocuk vardı neden yanımdan koşarak gitmişti.Acaba çok mu kötü bişey olmuştu ki. Keşke bi kere daha karşılassaydım onunla ama sanırım imkansızdı artık nerede yaşadığını bile bilmiyordum.
.....
Hepinizin Bayramı Mübarek olsun. Umarım bayramınız mutlu, huzurlu geçer bu bölümü bayrama özel yaptım umarım beğenirsiniz.
yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayınız.
|
0% |