Yeni Üyelik
2.
Bölüm

BEKLENMEYEN REKABET

@_asenaaa__

Alarmın çalmasıyla yataktan sıçrayarak kalktım. Yan yatağımda Ece yatıyordu, uykusu çok ağır olduğu için alarmı bile duymamıştı. O biraz daha uykunun tadını çıkarırken bende yatağımı terk ederek, lavaboya yöneldim, önce elimi yüzümü yıkadım hafif sade bir makyaj yaptıktan sonra lavabodan tekrardan çıktım.

 

Ece hala uyuyordu ve saat 7.30 sadece yarım saatimiz kalmıştı. 08.00'da evden çıkıp yarım satte okulda olmamız gerekti çünkü 08.30'da ders başlayacaktı ve bugün de malesef ki önemli derslerimiz vardı. Hedefim şu an Ece'yi uyandırmaktı ama nasıl? seslendim duymadı. 'Ece kalk hadi okula geç kalıcaz' ses vermedi. 'Bak su dökerim hadi uyan artık' dedim Ee günah benden gitti o zaman.

 

"Yaa beş dakika daha lütfen" dedi. Ece'nin 5 dakikası 1 saat demekti.

 

"Olmaz sonra yatarsın hem bugün önemli dersler var" mızmızlanmaya başladı.

 

"Ben o önemli dersleri sikim tamam mı?" dedi Sinire bak sanki ben bugüne koydum önemli dersleri.

 

"Mızmızlanma kalk hadi."

 

"Tamam sen odadan çık ben kalkarım'" kalkmayacağını bildiğim için çıkmadım.

 

"Olmaz önce kalktığından emin olmam gerek o yüzden gözünü aç." dedim

 

"Hayır olmaz uykum kaçar." derken gülerek ellerini gözlerinin üzerine kapatmıştı.

 

"İyi bunu sen istedin."

 

"Neyi?"

 

komodinin üzerinde duran bir sürehi suyu alarak Ece'nin üzerine döktüm. O sinirle yataktan kalkarken ben hızlı adımlarla odadan çıktım, gerçi bir nevi kaçtım.

 

Arkamdan küfür savuruyordu, ama hiç bir şekilde takmıyorum o küfürlerini, kalksaydı yani. Odada kalsaydım bunun intikamını alırdı, hatta bir kaşık suda bile boğardı net.

 

Aşağı inerken merdivenin yarısına geldiğimde, Mete Amca 'günaydın' diyerek elini omzuma attı. Ailemi kaybettikten sonra Mete Amca sahip çıkmıştı bana.

 

4 Senedir yanındayım, her seferinde babam gibi davranırdı. Berna Teyzede öyle anne sevgisini hissettirirdi, asla Ece'yle, benim aramda ayrımcılık yapmayan birisi.

 

Mete Amcayla merdivenlerden aşağı indik. Mutfağa ilerlerken Ece arkamızdan koşarak yanımıza geldi. Enerjisi o kadar çoktu ki sanki az önce uyanmamak için çabalayan sanki bendim.

 

Üçümüz birlikte mutfaktaki kahvaltı masasına oturduk. Berna Teyze börek yapmıştı ve eli aşırı lezzetli bir kadındı kedindisi. Hepimizin tabağına birer dilim böğrek koyduktan sonra, Mete Amca'nın yanındaki boş sandalyeye oturdu ve ilk konuşmaya başlayan yine Berna Teyza oldu.

 

"Gece rahat yattınız mı kızlar?"dedi bu soruyu sormak onun için adet gibi birşeydi.

 

Ece ve ben aynı anda başımızı salladık. Ece, Berna Teyzeye bakarak "Börek için teşekkürler anne biz okula gidelim, yeterince geç kaldık." dedi.

 

Ardından Berna Teyze "Tamam, ama dikkatli olun ikinizde." dedi

sanırsın dünyanın en ünlü mafyası, seri katili bizim peşimizdeydi.

 

Bunu ben cevapladım "Merak etmeyin, Ece bana emanet gözüm gibi bakarım." Bunu diyince Mete Amca ve Berna Teyze, Ece'ye bakarak gülmeye başladılar.

 

Ece de şok olmuş bir şekilde gözünü büyüterek bana bakıyordu, tabiki bu bakışa göz kırparak karşılık verdim.

 

Bunun sebebi sokaktaki çocuklara atarlı bir şekilde yürüdüğünde, onları kışkırtmıştı, çocuklar da Ece'nin üstüne gelince koşarak evin bahçesine girip arkama saklanmıştı. Bunu dile getirince de sinirli bir şekilde karşılıyor. O yüzden onu kışkırtmak çok hoşuma gidiyor.

 

O bana öyle bakarken ben çantamı alarak koluma takmıştım. Ece içinden küfür mırıldanırken kolundan tutarak kapıya doğru çekiştirdim, o da çantasını aldığında aynı anda Mete Amcaya ve Berna Teyzeye el sallayarak "Görüşürüz." dedik onlar da aynı şekilde karşılık verdiğinde kapıyı kapatarak arabaya doğru ilerledik.

 

Şoför dışarıda bizi bekliyordu. Arabaya bindikten sonra 15 dakika içinde okulda olduk.

 

Tabi hala Ece hanımın uykusu olduğu için arabada bile uyumayı başarmıştı.

 

Kulağına iyice yaklaşarak, ismini bağırarak söyledim, "ECEEEEEE." anında irkilerek kalktı, etrafa da boş gözlerle bakmayı ihmal etmedi. Ardında bana kötü, kötü bakarak esnedi.

 

Kendine geldiğinde arabadan indik, okulun bahçesine girdiğimizde etrafta kimse yoktu. Anlaşılan derse geç kalmıştık.

 

"Derse geç kalmışız." dedim.

 

"Takma yaa kolej babamın olduğu için sıkıntı yok." diyerek cevap verdi.

 

"Öyle ama daha geçen gün azar yedik." dedim

 

"Offf, boşver zaten geç kalmışız, kantine gidip kahve içelim." dedi umursamaz bir tavırla. Valla bu kızın okumaya yüzü yok.

 

"Senin kadar umursamaz biri yok." dedim

 

"Tabiki umursamayacağım, erken yaşlanamam." derken gülmüştü bende gülümsedim. sonra ikimizde hızlı adımlarla kantine ilerledik, Ece masaya otururken bende kahve ve çikolata almaya yöneldim.

 

"iki ahve ve iki çikolata alabilirmiyim?" dedim

 

"Tabiki hemen vereyim küçük hanım." demişti, gülümsiyerek

kahveleri ve çikolatayı aldıktan sonra Ece'nin yanına ilerledim.

 

"Al canım kahven ve çikolatan.' dedim gülümseyerek.

 

"Teşekkür ederim, içtikten sonra sınıfa gideriz." dedi bi zahmet gidelim.

 

"Tamam gitmesek de bana uyar." dedim bu dediğime gözlerini kocaman açmış bir şekilde bana bakıyordu.

 

"Bunu diyen sen misin? normalde benim demem gerekti." dedi

 

"Bu sefer böyle olsun çünkü modum da değilim.' dedim

 

"Doğru ya sabah da dalgındın noldu sana.?" dedi o kadar belli ediyor olamazdım, ama anlamıştı bir şeyler olduğunu.

 

"Gece annem ve babamı gördüm. Rüyamda çok farklı konuştular. Kabus gibiydi bir nevi, 'babam sinirli bi şekilde katilimizi bul dışarda, hayatını yaşıyor, izin verme mutlu olmasına' dedi annemde onu destekleyerek başını salladı. Ve babamın elinden tutup karanlığa doğru gittiler. Bağırdım ama duymadılar sonra da alarmın sesiyle uyandım." dedim ne diyeceğini bilmez bi şekilde yüzüme bakıyordu.

 

"Üzülme kuzum ya her şey bi gün ortaya çıkar. Bu arada sen ilaçlarını alıyor musun?" dedi bir haftadır kullanmıyordum. Psikiyatristin yazdığı ilaçları dört buçuk yıldır kullanıyordum değişen birşey yoktu, artık kendim bırakmak zorundaydım.

 

" Evet kullanıyorum niye sordun ki.?" dedim ama yalan kullanmıyordum.

 

"Belki kullanmadığın için kabus görmeye başlamışsındır diyecektim ama kullanıyormuşsun, babamla konuşurum başka yere götürür olmadı psikolog veya psikiyatrist." dedi

 

Gidemezdim konuşmak bana iyi gelmiyordu benim anlaşılmam gerekiyordu konuşmam değil.

 

" Teşekürler. Hadi gidelim derse." dedim Bir nevi ders bahanesiyle onu geçiştirdim.

 

"Olur zaten beş dakika kaldı dersin bitmesine."

 

İkimizde masadan kalkıp kantinden çıkarak koridorun ortasından yürüyerek sınıfa doğru gidiyorduk ki bizim durmamızı sağlayan tuhaf bir şey oldu, yakınlarda bir yerde, yere seken top sesi geliyordu. İşin tuhaf yanı da şuydu, okul içinde top yasaktı!

 

Ece'yle göz göze geldiğimizde ikimizde başımızı 'inşallah yanlış duyuyoruzdur' dermiş gibi iki yana salladık.

 

Bir şey demeden sesin geldiği yöne doğru baktığımızda, 3 kişilik erkek grubu yürek yemiş gibi topu yere sektirerek bize doğru geliyorlardı, daha fazla kendimi tutamayarak onlara karşı konuşmaya başladım.

 

"Bu okulun kuralları var ve okulun içinde top oynayamazsınız!" dedim hemen biri konuşmak için lafa atladı uzun boylu esmer kahverengi gözlere sahipti.

 

"Okulun kuralları bizi alakadar etmez. Bizim olduğumuz yerde de bizim kurallarımız geçerlidir. Bundan bir itirazınız mı var?" dedi ego tavan yapmış resmen. Ece de sessizliğini bozarak lafa girdi.

 

"Sizin kurallarınız en fazla kendi çöplüğünüzde geçerli olur. Burası bizim yerimiz, bize ait olan yer sizin aptal kurallarınızla ilerlemez." dedi

 

kumral mavi gözlü çocuk elinde ki basketbol topunu hiç beklemediğim anda sert bir şekilde Ece'nin karnına fırlattı. Ece olduğu yerde iki büklüm kalmıştı resmen. Ben Ece'nin yanına eğilirken çocukta kulağıma eğilerek "Bu burada bitmedi, bedelini daha ağır ödeticem. Bize itaatsizlik etmek neymiş öğreneceksiniz."dedi

 

Şaşkın, şaşkın çocuğun aptal suratına baktım, neydi bu saçma ego şimdi? ve ben Buket Kılınç Hiç bir şey demedim biliyormusunuz? Çünkü laf dalaşına girersem Eceyle ilgilenemezdim, o yüzden onların ağızına laf verdim. Offf, Umursamamazlıktan gelerek, Ece'nin koluna girip revire doğru yürütmeye başladım. artık ister istemez küçük ve gereksiz bir düşman kazanmıştık. Gazamız mübarek olsun ne diyelim.

 

........

 

Bu bölümü ve bi kaç bölümü daha, kısa tuttuktan sonra bir daha çok kısa bölümler yazmıycam arkadaşlar.

 

Ee düşünceleriniz nelerdir?

 

 

Loading...
0%