@_asenaaa__
|
Sınavdan çıktık, ama biz mi sınava girdik sınav mı bize girdik? orası şüpheli, ne biçim sorulardı ağzıma ettiler resmen. Ali Hoca'ya hiçbir şey demiyorum zaten, kafayı bana takmış durumdaydı. "Yapamadın mı? tüh" ve "keşke yükseklerden atmasaydın yapamayacaksın belli." dedi. Tabi ben boşta durur muyum bende kendime göre kolay olan bir soruyu bilemiyormuş gibi yaparak ona sordum ilkinde havalandı ama sonra posaldı.
"Hocam şu soruya bir bakar mısınız? anlamadım da." dedim. Pis pis sırıtarak yanıma geldi.
"Hangisi evladım, ben çözerim sen boşuna havalandın kazanıcam diye." dedi, bir şey demedim, gülümseyerek baktım sonra soruyu parmağımla gösterdim.Baktı, baktı ve tekrar baktı sonra bana bakarak;
"Soru yanlış yoksa çözerdim, ama cevap şıklarda yok." dedi.
"Hocam hiç çözmeye çalışmadınız ki sadece baktınız." dedim
" Aklımdan yaptım. Merak etme senden zekiyim." dedi aynen zekisindir, Devlet bile seni görse istifa etmen için para verir.
"Sonuç kaç çıktı aklınızdan?" dedim bakalım ne diyecek.
"Sonuç mu? şey... 13 çıktı. "Çüş keşke salladığını bu kadar belli etmeseydin hocam.
"Hayır hocam cevap 42 ayrıca şıklarda var ve bu demek oluyor ki ben daha zekiyim, biraz matematik çalışın lütfen." Bana Öfkesinden, Burnundan soluyordu ama hak etti. Sinirli bir şekilde sınav kağıdımı alıp gitti. Zaten zora gelince kaç hocam.
Neyse işte böyle oldu ama yinede geçiceğimden emindim. Sınıftan çıkıp kantine ilerlerken birisi koluma girdi. Hızlıca kafamı çevirip kimin koluma girdiğine baktım. Büşraydı zaten başka kim olabilirdi ki ya Büşra ya da Ecedir.
"Korktun mu?" dedi bi zahmet korkayım.
"Yok korkmadim sadece beklemiyordum birinin koluma ani bir şekilde girmisini." dedim gözünü kısarak beni süzdü.
"Eee sınav nasıl geçti kolaymıydı?" dedi anlaşılan kendisinin ki güzel geçmişti yoksa neşeli bir şekilde sormazdı.
"Sanırım sınav bana girdi." İşte bu dediğime kahkaha atmıştı, ne kadar saçma bu cümleye kahkaha atması.
"Kızım o kadar yüksekten attın hocaya karşı kaybedersen nolucak." Kaybetmezdim ya imkansız aslında kaybetmem sınavda kolaydı ama bunu söyleyemem çünkü ne zaman söylesem sanki bilinçli şekilde kendi puanım düşüyor.
"Kayebetmiycem ki sadece ben değil sınav bana girdi bu kadar." dedim ne kadar abarttılar sınavı.
"Diyorsun? "
"Dedim bile" kantine gitmekten geri vazgeçip Büşraya arkamı dönerek sınıfa ilerlemeye başladım.
"Nereye gidiyorsun?" Arkamdan bağırarak seslenmişti.
"Sınıfa çantamı alıp çıkıcam. Ders yok nasıl olsa."dedim, koşarak yanıma geldi, sınıfakadar nedense bana eşlik etmek istedi. "Bekle beraber gidelim." Başımı sallayarak onayladım ama Ece nerdeydi o yoktu ortalıkta. " Ece nerede?" dedim merak etmiştim çünkü sınavdan sonra hiç denk gelmemiştik.
"En son ağlıyordu sonra çantasını alıp sinirle sınıftan çıkıp gitti." dedi anlaşılan sınavı kötü geçmiş yoksa gelip benimle konuşurdu, Gelip nasıl geçtiğini de sorardı.
Büşra'nın açıklamasına cevap vermedim o da konuşmadı. Çantalarımızı alıp okuldan çıktık. Ece bizi beklemeden gitmişti galiba eve veya yanlız kalmak için bir yere. Aklım ne kadar onda olsada yanlız bırakmak istedim, çünkü kendisini toparlamaya ihtiyacı vardı.
Yusuf Korkmaz
Beklenen an gelmişti işte, tam tahmin ettiğim gibi Mete kazık atmayı tercih etmişti. Gerçi kazık attığını düşünüyor. İlk gece gelen yirmi tır uyuşturucunun hepsini ben yakalattırdım. On tır diye anlaşmıştık ama ben bilerek yirmi tırın hepsini yakalattırdım.
O kadar çocuğu zehirlemeye hakkı yoktur! tamam bende mafyayım ama mafyalığında bir edebi ve adamlığı olur. Bu şerefsiz kendi menfaatine iş yapıyordu, uzun lafın kısası yirmi tır kaybı olunca benim silahların üstüne kondu, üstüne yalan söyleyerek ört bas etmeye çalıştı. Sözde benim olan tırların otuzunu polis yakalamış, yalan üstüne kondu! madem öyle bende aklımdaki planı devreye sokarım bakalım kim kaybedecek?
"Ali planı devreye sokuyoruz." Yattığı koltuktan yavaşça doğrularak oturdu.
"Kuzen şimdi devreye sokmasak olur mu?" kesin eringeçliğinden yoksa balıklama atlardı.
"Neden yediğimiz kazık yetmiyor mu? bence artık intikam almamızın vakti geldi?" dedim
" Tabiki intikam almamızın vakti geldi hatta geç bile kaldık ama off olmaz işte." dedi
"Ama ne? devam et inşallah ise yarar bir şey dersin." dedim
"Abi uykum var işte kızları kaçırmakla, salya sümük ağlamalarıyla uğraşamam." dedi bu çocuk gerçekten mal tamam kuzenim olabilir ama mal!
"Allah belanı vermesi ciddi birşey söyliyeceksin sandım." Yan tarafımdaki yastığı elime alarak Ali'ye fırlattım. Refleksleri iyi olduğu için yastıktan kaçmayı başarmıştı puşt.
"Yav sen bana laf yetiştirmeyi bırakta git mutfaktaki bulaşıkları yıka. Hem bir aylık anlaşmamız var ve daha dolmadı." bok çukuruna düşün ama bunun diline düşmeyin.
" Eğer sen kızları kaçırmaya gelmiyorsan ben kızları kaçırdığımda seni ciddiye almasınlar diye, geçen yıl korku evine gittiğimizde korkudan altına yaptığını anlatırım. Nasıl fikir? bence güzel." dedim
"Bok gibi fikir. Tamam kalk gidelim kalk, Allahın belası!" İşte bu ben kazandım, zafer gülümsemesiyle yerimden kalktım.
"Tamam bu kez ben de kılık değiştiriceğim. Sen de o öğretmen kılığına gir. Ayrıca kazananlara mesaj at bugün okulda seni bulmalarını söyle gerektiğini felan söyle." dedim kızları kaçırmamız kolay olucaktı bu gidişle.
"Tamam sen git hazırlan bende mesaj attıktan sonra hazırlanırım." dedi başımla onaylayarak odama doğru yöneldim, bu savaşı Mete değil ben kazanacaktım.
45 DAKİKA SONRA
"Ali artık çık şu odadan kaç saattir içeridesin?" ama ses gelmedi."bak giriyorum." Hala ses yok kapıyı bir kez daha tıklatıp içeriye girdim, al işte şerefsiz yatakta uyuyor. Komidinin üzerindeki suyu alıp hiç seslenmeden yüzüne döktüm.
"Lan napıyorsun it!" yataktan yere düşerken sövmeyi eksik etmemişti canım kuzenim.
"Asıl sen napıyorsun?"
"Napıyormuşum?"
"Uyuyormuşsun mesela"
"Allah, Allah kim uyuyomuş ben mi?"
"Evet, sen bu evde ikimizden başka biri yok!"
"Yalan söyleme kesin sen uyudun suçu bana atıyorsun!" Yuh oyunun bu kadarına da pes yani.
"Aynen kardeşim ben uyudum o yüzden suyu sana döktüm."
"Sen su mu döktün bana" dünyadan haberi yok!
"Evet salak kuzenim nasıl uyandırdım sanıyorsun senin gibi ayıyı?"
"Ben rüya görüyordum sen bana vurmuştun, sonra yere düşüp uyandım. Tokat atarak uyandırdığını düşünmüştüm rüyanın etkisiyle" ohoo düşler ülkesine gel git akıllısı işte.
"Yok! daha neler neyse üstünü Allah'tan giymişsin." yataktan tutunarak ayağa kalktı.
"Tabiki ne sandın, Allah'tan makyaj su değince akmıyor" dedi suratında sanki çok makyaj var.
"Uzatma okula gidiyoruz oradan kaçırırız kızları, kimseye fark edilmeden."
"Okulda nasıl fark edilmeyeceğiz acaba?" Bunu kim mafya yaptı?
"Yolda anlatırım."
"Of of tamam" önden ben, arkamdan da Ali evden çıktı.
Buket Kılınç
Sınavın üzerinden tam bir hafta geçti ama hiç bir sonuç yok ortada. Kerem zaten ayrı dert kaç gündür bize gelip hava atıyor "Ben netlerimden eminim, ah zavallı kaybediceksin, kızım siz sınavda tek on net yapabilirsiniz." nasıl illet bir çocuk tabi bende altda kalmadım ağzının payını verdim.
Ama Ece son bir haftada dört kere ağladı kazanamıycak diye lan zaten senin baban zengin niye dert ediyorsun? Eminim ki netleri yüksek. Ece öncedende böyleydi ağlardı ama iyi puan alırdı bi nevi doksan dokuz alıp ağlayan kızlardan.
"Ece kalk dışarı çıkalım çok sıkıldım. "
"Hiç hevesim yok sen çık. " bu dediğine güldüm tamam çok saçma ama aklıma birşey geldi o yüzden bir de ciddi ortamlarda ciddi olamıyorum. "Niye gülüyorsun komik ne var?"
"Sana değil aklıma bir şey geldi ona gülüyorum."
"Söyle bende güleyim aklındaki her neyse."
"Dedin ya hevesim yok diye az önce bir şarkı dinlemiştim "Hevesim yok ama derdim çok." Senin söylediğin söze tam uyuyor. Bakma öyle ya söyle dedin söyledim." Söyle demedi mi şimdi kan çanağı gözleriyle bakıyor bana sanki suç benim?
"Off Buket nasıl bu kadar umursamaz oluyorsun anlamıyorum."
"Abi umursamaz olmayınca hayat çekilmiyor." İkimizinde telefonuna aynı anda mesaj gelince göze göze geldik.
Beklenmedik bir şeydi elime telefonumu alarak gelen mesaja baktım. "Sevgili ögrenciler! girdiğiniz sınavın sonuçları açıklandı, evet doğru duydunuz açıklandı pardon doğru okudunuz. kazananlar ( Buket Kılınç, Ece Güçlü, Büşra Demir Kerem Güçlü) Bu öğrencilerimizi bugün okulda beni bulmalarını rica ediyorum. ~Ali Demir" ben ne dedim kazanırım ohh içim rahatladı Ece çığlık atarak aşağı indi ben demiştim, Ece doksan dokuz alıp ağlayan kızlardan diye.
Okul çantamı alarak odadan çıktım. Aşağı indiğimde Ece hayla çığlık atıyor ve Mete amcayı arıyordu mutluluğunu paylaşmak için keşke benimde Ailem yaşasaydı da bende mutluluğumu onlarla paylaşabilseydim. Nasip değilmiş... Ecenin mutluluğunu izlerken istemsizce gözümden gelen yaşı hızlıca silerek evden çıktım. Eceyi beklemedim eğer bekleseydim bir saat felan evden çıkamazdık.
2 saat sonra
Ali hoca okulun hiç bir yerinde yoktu. Okulun içini tam 8 kez dolaştım ama yok bu arada Kerem, Ece, Büşra da ortalıkta yok Büsra ve Ece bir saat önce yolda olduklarına dair mesaj atmışlardı ve ortalıkta yoklar Kerem de yok numarsı olsa ona yazıcam belki kızların yerini biliyordur diye ama numarasını hiç istemedim offf off.
Oturduğum yerden kalkarak sınıftan çıktım. merdivenden aşağı hızlıca iniyordum ki birisine çarptım hayır o bana çarptı. Merdivene dökülen kitapları toplanmasına yardım etmek için ondan önce eğildim. Kim olduğunu bilmiyorum çarpan kişinin çünkü daha yüzüne bile bakmadım.
"pardon, istemeden oldu." sesi Kereme benziyordu o yüzden yüzüne bakmaya bile zahmet etmedim.
"Padon çıktı çıkalı dünyada eşekler çoğaldı. " dedim her yerde karşıma çıkmak zorundamıydı bu velet.
"Hanfendi istemeden çarptım abartmasanız mı?" La havle topladığım kitapları geri merdivene bırakarak yüzümü Kereme çevirdim. Hayır! bu Kerem değildi başka biri daha önce hiç görmemiştim okulda.
"Kusura bakmayın ben sizi başka birisi sandım o yüzden bu kadar sert çıkıştım." dedim kitapları koyduğum yerden alarak ona verdim.
"Sıkıntı değil adım Yusuf." Elini uzatmıştı uzattığı elini sıkarak karşılık verdim "Benim adım da Buket." dedim
"Memnun oldum. bu kitapları arabaya taşımama yardım edermisiniz?" dedi
"Tabiki yardım ederim. Yeri nerede tam olarak arabanın?"
"Okulun içine park ettim. Siyah bi Transpoter."
"Tamam."
"Şey siz bu kitapların birazını alın indirin bende müdürün yanına uğrayıp gelicem."
"Şey değil Buket. Ve tamam götürüm şey." Onun bana hitap ettiği gibi hitap ederek kitaplarla birlikte bahçeye indim. İlk gördüğüm onun tarif ettiği araba oldu kapısı açıktı. Araba' nın açık olan kapısına doğru ilerledim. Ama içeride birileri vardı. Kapının yanına geldiğimde görüntü netleşti, ve bilin bakalım kimlerdi? bunlar bizimkilerdi evet bizimkiler. Arabanın içinde baygın bir şekilde yatıyorlardı. Umursamaz bir şekilde arabaya binerek boş olan koltuğa oturdum. Arkamdan o çocuk bindi yani Yusuf tabi arabanın şoför kısmı boş kalmadı kim olduğunu göremedim ama biriside oraya oturup arabayı sürmeye başladı. Bende elimdeki kitaplardan birinin içini açarak sallanan arabada okumaya çalıştım.
"Sen iyimisin?" Yusuf'un ela gözlerine bakarak, sorduğu soruya cevap verdim.
"Evet iyiyim, sen nasılsın?" dedim vurdum duymaz bir şekilde,
"Biz napıyoruz şuan biliyormusun?"
"Evet, bizi kaçırıyorsunuz."
"Korkman gerek senin."
"Yoo niye korkmam gerek."
"Çünkü biz mafyayız yani kötüyüz sana, size zarar verebiliriz."
"Hayır vermezsiniz. Eğer verecek olsaydınız kaçırmazdınız."
"Zeki kızsın, peki neden hiç kaçmayı denemedin?"
"Sanki kaçsam yakalamayacaksınız beni?"
"Belki yakalayamazdık."
"Hayır yakalardınız attığınız mesajda bizim isimlerimiz var büyük ihtimalle o sınavda bizi kaçırmak için olan planın bir parçasıydı."
"Nerden anladın?"
"Anlamamak için aptal olmak gerek, bir gün içerisinde sınav olunması imkansız bi tarih gün verilir ama verilmedi."
"Peki bu oyuna niye dahil oldun."
"Çünkü neyin peşinde olduğunuzu merak ettim. Ayrıca belki bir umut diye okulun içerisinde Ali hocayı aradım gerçektir diye ama değilmiş. Neyse sessiz ol kitap okuycam." dedim bir nevi yurt dışı hayali iptal ama hayal kurmaya devam. Pes etmek yok!!
O sustu, ben sustum. O izledi, ben umut etmeye devam ettim...
.... Evet bölüm sonu nasıl buldunuz?
Sizce Buket bir gün hayal kurmaktan vazgeçecek mi yoksa Yusuf'a da umut aşılayarak hayal kurmasını sağlıyacak mı?
|
0% |