Yeni Üyelik
8.
Bölüm

HAYALLER VE PLANLAR

@_asenaaa__

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hayallerinizin peşinden gerçekleşene kadar koşun. Olması için elinizden gelen bütün herşeyi yapın. Pes etmeyin kesinlikle! 'Olmaz zaten' demeyin her istediğinizi yapın insanların ne düşündüğünü çok takılmayın. (Çünkü herkes çok ve boş konuşur).

 

En ufak bir şeyi bile içinizde bırakmayın. Giden aylar, haftalar, günler, saatler, dakikalar, saniyeler, salisiyeler geriye gelmeyecek. kimseye çok aldanmayın kimsenin sizi üzmesine, kırmasına izin vermeyin. Engellerinizi aşın zincirlerinizi kırın. Sizi içine koydukları dar kalıplardan çıkın!

 

Düşündüğünüzden daha genişsiniz. Sadece çevre sizi olumsuz etkiler. Şu ana kadar buna izin verdiyseniz bundan sonra izin vermeyin. Hayalleriniz gerçekleşene kadar hayal kurmaya devam edin. Sakın! Bir hayaliniz suya düştü olmadı diye diğerlerininde yok olmasına izin vermeyin, onlarda mı olmadı? Olsun pes etmek yok hayaller sınırsızdır hayalinizde olan gerçekte de olur.

 

Şimdi ne alaka diyeceksiniz. Hayalim yurt dışında eğitimimi tamamlamaktı. Orda okumak istiyordum. Ve şuan telefonumuza gelen mesajın üstünden kırk iki dakika geçti. mesaj ise "Sevgili öğrencilerimiz çıktığınız bu yolun başından beri uzun ve zor olduğunu biliyordunuz. Buna rağmen pes etmeden, yılmadan devam ettiniz. Kiminizin hayali kiminizin başaramayacağından korktuğu için hayalini bile kurmadığınız. Bir fırsat ayağınıza geldi. Sadece bizim ayarladığımız bir sınava girerek yüksek derece yapan her sınıftan dört öğrencimizi yurt dışında eğitimini sağlayacağız."~Ali Demir. Okula varmak üzereydik aslında okul ve ev arası sadece yormi beş dakika sürüyordu ama bizim gerizekalılar gelen mesaj için birbirlerine girdiler. Yirmi üç dakika boyunca onların laf dalaşını ve birbirlerine vurmasını izledim. Evet ayırmadım izledim. Çünkü iki tarafta beni bağlamaz bunları az çok tahmin ediyorsunuzdur, kimin kavga ettiğini Ece ve Kerem arada Büşra da kavgaya karıştı ama ben ve diğer iki kişi izlemeyi seçtik. Çünkü ben kendimden emindim kazanacaktım sınavı ama diğer üç kişi kim olurdu bilemem. Ece ve Kerem birbirlerine ölümcül bir bakış atıyorlar, çok saçma. Aman bana bulaşmasınlar da kedi köpek gibi birbirlerini yesinler.

 

"Artık öyle bakışmayi kesecek misiniz?" dedim

 

"Önce o çok sevdiğin arkadaşın gözlerini çeksin üzerimden" Of bu Kerem'in kız olası varmış. Ne bu trip kavga ya.

 

"Pardon bakışlarınla taciz eden sensin, erkek milleti işte hepsi aynı bok" Ece'de çocuk gibi hiç çekilmezler bunlar, Allah ailelerinin yardımcısı olsun.

 

"Aman ne haliniz varsa görün kedi köpek gibi kavga ediyorsunuz" İkisi evlenseler uyumsuz bir çift olurlar, öyle bir şey olursa Ece ile arkadaşlığımı bitirmem gerek, hiç çekemem.

 

Nereden geldi aklıma bilmiyorum ama bu iki manyak evlenmeli uyumsuz olurlar ama olsun.

 

"Buket senin neyin var? Dalıp, dalıp gidiyorsun." Büşra'nın sesiyle istemsizce irkildim.

 

"Hiç bir şey, noldu ki?" dedim

 

"Kafana birşey takmışsın gibi." dedi

 

"He evet Ece ve Keremi evlendirmeyi düşünüyordum." Oha ben naptım, içindekini dışarı vurdum. Aferim şimdi nanaleri yedik! hepsi içimden söylediğimi dile getirdiğim için bana bakıyorlardı. Şimdi bok çukuruna battık işte.

 

"Ne dedin sen!" ilk hesap soran kerem oldu eyvah eyvah!

 

"Ne demişim ki." oldukça masum görünmeye çalıştım.

 

"Şu malla bizi evlendirmeyi nasıl düşünürsün." dedi napim istemsizce oldu.

 

"Abi napim. Sabahtan beri kedi köpek gibi birinizi yediniz. Bende uyumsuz olursunuz ama anlaşırsanız iyi çift olursunuz diye düşündüm. Hatamı yaptım, yooo bence iyi yaptım." dedim ikisininde bakışlarını görmeniz gerek her an üstüme atlayabilirler ama yapmadılar cevapda vermediler. Birbirlerine bakmayı kesip ikiside dışarıyı izlemeye başladılar. Ne yani bu kadar basit miydi bunların kavgasına son vermek.

 

✨️

Hepimiz sınıfta sessizce oturup ders çalışıyorduk. Sadece öğleden sonra ki derslere yetişebilmiştik. Hem geç kaldığımız için hem bu mallar kavga edip oyalandığı için. Sınavın ne zaman olacağı bellisizdi her an birirleri sınav sorularını söyleyebilirdi, saçmala Buket yurt dışı eğitimi için hangi gerizekalı sınav sorularını söylerdi ki? tabiki hiç kimse içim içimi yiyordu, Sınıfın kapısı yavaşça açıldı, sanırım beklenen an gelmişti. İçeriye giren uzun boylu bir öğretmendi ama bu okuldan değil sanırım, yoksa tanırdım. Sabah gelen mesaj bu öğretmene ait olsa gerekti Ali Demir.

 

"Evet çocuklar hepiniz dikkatlice beni dinleyin bildiğim kadarıyla bir çoğunuzun hatta hepinizin telefonuna mesaj gelmiştir yurt dışı eğitimiyle ilgili dimi?" herkes aynı anda " Evet" diye bağırmıştı sanki ilkokuldaydık. Bi tek ben "Evet " dememiştim. Sanırım bu hocanın dikkatini çekti gözünü hafif kısarak bana baktı "sana gelmedi mi mesaj?" dedi

 

"Gelmeseydi, mesaj gelenlerle aynı sınıfta olmazdım hocam."

dedim 

 

"Peki neden onlar gibi evet demedin?" dedi gerçekten buna mı takılmıştı?

 

"Saçma buldum toplu mesaj olduğu için herkese ulaşmıştır. Hem böyle bir soruyu sormanız, hem bunların ilkokul çocuğu gibi "Evet " diye bağırmaları mantıksız."

 

"Hımm peki sınavda kendinden eminmisin? bu kadar konuştuktan sonra" dedi ne yapmaya çalışıyor aklından geçirdiği ne bilmiyorum ama beni ilk dakikadan göze aldığı belliydi.

 

"Tabikii, emin olmasaydım bu kadar emin cevaplar vermezdim hocam, Ayrıca bu sınavı kazananların dört kişi arasından birincisi benim diğerleri kim olur bilmiyorum." dedim

 

"Ooo yükseklerden uçuyoruz. Dikkat etde yere çakılma." al başımıza Kerem iki oldu!

 

"Kartallar yere çakılmaz hocam. Sizde dikkat edin bir kartala yem olmayın." dedim hafif aralık olan ağzını kapatarak elindeki sınav kağıtlarını dağıtmaya başladı. Böyle insanlardan nefret ediyorum. Madem tartışmaya giriyorsun niye hızlı geri adım atıyorsun ki? ne güzel stres atacaktık, sınav kağıdını vermek için benim sırama küçümseyici bir bakışla geldi.

 

"Bol şans dilerim umarım dediğin gibi kazanırsın." sesini kısıp söylediği için benim dışımda kimse duymamıştı.

 

"Merak etmeyin şansım bol ve kazanırım. " Hafif gülümseyerek baktı, ama yine hiç bir şey demedi. Bende başımı önümdeki sınav kağıdına çevirdim. Önce matematikten başlamayı tercih ettim. En zoru başarırsam kolayı daha da iyi başarırdım.

 

YUSUF KORKMAZ (1 gün önce)

 

Dünkü yaptığımız toplantıdan bir bokluk çıkacak. Buna adım kadar eminim. Mete'yi az çok tanıyorsam kazık atmaya çalışacak, bunun altına imzamı bile atarım. Aklımda bir plan var ama ne kadar işe yarar bilmiyorum yarar mı olur? yoksa zararı mı? ama tek bildiğim kazık yememek için her yolu deneyeceğim tüm okula aynı anda mesaj atmam gerek. Bunu bir tek Ali yapabilir çünkü teknolojiden iyi anlayan birisi.

 

"Ali zıkkımlanmayı kes'de yanıma gel acilll" dedim bu adamın yararından çok zararı var anca yiyiyor. Millet aylık mutfak alışverişine çıkar biz haftalık çıkarız bu ne böyle ya.

 

"Anca yediğimi say başka işin yok mu senin? git kızlarla takıl, sevgili bul, yürüyüş yap, kitap oku ama beni bir sal artık." dedi yemin ederim sınıyor bunu alacak kızın Allah yardımcısı olsun.

 

"Evet yok başka işim ve karı kızla işim olmaz diğer aktivitelerden nefret ederim. Ayrıca tasmanı ben tutmuyorum kuzen git tutana söyle." şaşkın bir şekilde suratıma bakarken bile elinde elmayı yiyiyordu. Avuç içimi alnıma vurarak başımı hafif öne eğdim.

 

"Sen avuç içini anlına vurmayı bırak onu anca yalarsın. İşin düşünce "Aliii ya sana zahmet öldürülen adamları yok etsene." veya " Alicim bi kişinin telefon sinyalini bulurmusun?" dersem bok bulurum. Pis hain yediğimi sayıyor." lan şimdi teknoloji işini niye kattı ki naneleri yedim sanırım. Yok ya benim kuzenim yardım eder ama bunu dile getirmem gerek.

 

"Ali kuzen sana zahmet bi teknolojilik işim vardı yardım etsen." dedim ne yani ufak tartıştık diye yardım mı istemiycem. Daha neler.

 

"Bok yardım ederim. Şansını kaybettin hain kuzen." hain kuzen ne be neyse şuan onunla kavga edemem yoksa tamamen inatlaşır.

 

"Bak önemli ne istersen yaparım"dedim umarım çok ağır bir şey istemez.

 

"Ne istersem mi?" dedi off kız gibi trip atıyor bu ne böyle.

 

"Evet mesela bu akşam bulaşıkları ben yıkarım olur mu?" dedim sıkıntılı bir şekilde nefesimi dışarıya verirken aldığım oksijen bile burnumdan geliyor.

 

"çı,çı,çı olmaz çok küçük bir teklif" dedi yuh bulaşık yıkıycam neresi küçük siz siz olun kuzeninizle aynı evde kalmayın.

 

"Tamam sen söyle ne istiyorsun?" yanıma gelerek karşımdaki koltuğa oturdu tabi bu arada göz teması kurmayıda ihmal etmedi beyefendimiz.

 

"Bir ay sen yıkayacaksın bulaşıkları" yuh kafama sıksa daha kârlı olurdum.

 

"Kuzen bu ağır değil mi ya" dedim masum bir şekilde belki vicdana gelirdi.

 

"Senin gibi şerefsize ağır değil hak ettin. Ya kabul edersin ya da yapmam." off bir yardım edin ya kafayı yiyeceğim burda.

 

"Ne yani peşimden koşmu diyorsun."

 

"Ayy nolur peşimden koş emre" sol elimi yumruk yaparak sağ avucumun içine koydum. Baya sinirlendim ama malesef kabul etmem gerek.

 

"Tamam kabul ediyorum bir ay yıkarım" Napayım artık bir aylığına bulaşıkçı bulmam gerek Ali duymasın yoksa asla yardım etmez.

 

"Söz ver çünkü söz verince yapıyorsun"

 

"Tamam söz bulaşıkları bir ay ben halledeceğim"

 

"Şimdi oldu anlat plan ne?" Oh sonunda orta yolu bulduk.

 

"Bak şimdi dün Mete ile toplantı yaptık ya, o kazık atacaktır eminim, bunun için önceden kızları kaçınramız gerek"

Dikkatli bur şekilde gözümün içine bakarak dinliyordu.

 

"Buna dair planın ne, nasıl tuzağa düşüreceğiz kızları" dedi.

 

"Şimdi kızlar okula gitmeden telefonlarına mesaj atacaksın sadece onlara değil onların sınıfına bugün öğleden sonraki dersleri boşmuş ama bilmiyorlar öğretmenleri sabah izin almış şanslıyız yani. Onların sınıfına yurt dışı eğitimi vereceğiz şöyle böyle diye bir mesaj at sen yaparsın biliyorum. Benim dün gece hazırladığım sınav kağıtları var, doksan soru yüz on dakika olacak bir şekilde ve öğretmen kılığına sen gireceksin. Mesajın sonuna da adını soyadını yazabilirsin, Mete seni tanımıyor yani yüzünü gördü ama ses tonunu ve ismini bilmiyor neyse kabul mü? Yapabilirsin değil mi?" Beyni yanmış bir şekilde duruyor.

 

"Yaparım da nasıl kaçıracağız? Sakın bana sınıfın hepsini kaçıracağız deme kalbime iner." Anlamamış ama anlayacak.

 

"Aynen tam olarak onu yapacağız" Elini kalbinin üzerine koyarak koltuğa uzandı.

 

"Soran olursa Ali öldü der misin çünkü öldüm" dedi.

 

"Tamam tamam şaka yaptım, attığın mesaja şunu da yaz 'Yüksek derece yapan ikk dört öğrencimize yurtdışı eğitimi vereceğiz' dersen dikkat çekmeyiz ve dört kişiyi alırız. Ece ile arkadaşı isimsiz kız yani, senin kardeşin Büşra ve yeni gelen üçlü erkek grubundan Keren diye bir çocuğu kazanmış gibi göstereceğız tamam mı? Sana güveniyorum Ali yarı yolda bırakma" Yattığı yerden kalkarak masanın üzerindeki bilgisayara doğru ilerledi, bilgisayarı alıp az önceki oturduğu yere tekrar oturdu.

 

"Ali seni ne zaman yarı yolda bıraktı ki şimdi bıraksın." dedi doğru hiç bırakmadı en kötü günümde bile o yanımdaydı.

 

"Hiç bırakmadın dost gibi dostsun pardon kardeşsin." dedim

 

"Bir şey soracağım Büşra'nın ajan olduğunu öğrenirlerse napıcaz." dedi

 

"Hayır öğrenmeyecekler aynı muameleyi ona da uygulayacağız kimse şüphe bile edemiycek." dedim çünkü hepsi eşit olucak.

 

"Tamam öyle diyorsan öyle olsun mesajı hallettim sınav kağıtlarını ver ben gideyim artik." dedi bu adam can ya

 

"Tamam sende üstünü değiştir öğretmen gibi takıl hadi hızlı ol" Benimle aynı anda ama koşarak odasına gitti. Bende kasadan soruları alıp geldim. Gece tüm vaktimi bunları hazırlayıp fotokopi çekmekle uğraştım. Salonda otururken Ali odadan çıktı. Takım elbise giymişti ayrıca gözlük ve sakal takmıştı. Sağ yanağının gözünün altına hafif büyük bir ben yapmış.

 

"Nasıl olmuş tanınır mıyım görseler" dedi ben bile zor tanırdım imkansız.

 

"Yok tanımazlar ne Mete ne o çocuklar. Ben bile yabancıyla konuşuyormuş gibi hissediyorum. " dedim

 

"Yani iyi kamufle oldum. " Başımı sallayarak sınav kağıtlarını ona verdim. Bir şey demeden havalı bir şekilde evden çıktı. Şuan öğlen olmasına az kalmıştı. umarım halledebilirdi.

 

14:40 

 

Evin içerisinde volta atarak Ali beyefendiyle konuşuyordum, Allahtan bi öğretmen ol dedik! sabahtan beri beni arayıp milleti şikayet ediyordu, sanırsın öğretmen değil, veliydi.

 

"Yusuf, Allah aşkına Buketi kaçırmalım." dedi o kız kim ya. Bu iyice bunadı ha insan önce kızın kim olduğunu söyler.

 

"Buket kim?" dedim çünkü kim olduğunu bilmiyorum ve Büşraya da hiç sormamıştım.

 

"Kaçıracağımız ikinci kızın adı Buketmiş, sınav kağıdında gördüm." güzel ismi varmış.

 

" Niye kaçırmayalım noldu ki?" dedim

 

"Lan kızın dili papuç gibi bir laf sokuyor kuzen bazen verecek cevap bulamıyorum. Eğer kaçırsak senin gibi olduğundan çekemem. Seni zor çekiyorum birde kız versiyonunu hiç çekemem. " öyle kızlar her zaman silah görünce korkarlar.

 

"Merak etme kaçırdığımizda korkudan ağzını açamaz hadi sende eve hızlı gel." dedim

 

"İnşallah senin dediğin gibi olur yoksa hiç çekemem. Neyse birazdan evde olurum."Kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyorum ama gülersem beni öldürür. Cevap vermeden telefonu kapatıp odama girdim bugün baya uykusuz kalmıştım. bir uyusam iyi olucaktı.

 

..........

 

Evet bir bölümün sonuna daha geldik büyüyoruz ve büyümeye devam edeceğiz hep birlikte.

 

Sizce Buket kaçırıldığında korkucakmı yoksa kafa mı tutucak?

 

Yusuf kızlara kotü davrana bilecek mi?

 

Bulaşıkları gerçekten yıkayacağına inananlar var mı?

 

 

Loading...
0%