Yeni Üyelik
1.
Bölüm

GİRİŞ

@_benimhikayelerim



 

Kalbi ince olana , dünya ağır geliyor.

 

 

2020

Başlangıç ve bitiş çizgisi bizde asla aynı olmayacaktı.Biz ailelerimiz isteği üzerine bir araya gelmiş iki insandık. Kendi hakkımız yokmuşçasına ailelerimiz ne derse o olur diyorduk.

Ben Zeynep Yıldırım şuan oturmuş masada evliliğimizi konuşuyorduk oysaki ikinci buluşmamızdı.

Kendi halinden memnundu Ömer ama ben asla memnun değildim.İstemiyordum ve bunu kaç kez belirtmiştim. Bunun için babamdan dayak yemiştim.

Hatta vururken bana aynen şöyle demişti.

(Mehmetin kızı kaç yaşına gelmiş orda burda elin erkeği ile sürtüyor dedirtmem daha fazla konuşma sus düzgünce evlenip git başımıza kalıp namusuma laf ettirme)

Bu lafı duymayı asla düşünmemiştim ve beklemiyordum. Çünkü 26 yaşındaydım okul hayatını bitirmiş mesleğimi yapıyordum.

Edebiyat öğretmeniydim mesleğimi seviyordum ve severek yapıyordum.

(Nerden bilebilirdim ki ilerde başıma gelecek şeylerden sonra gerçek hayatımı bulacağımı)

​​​​​​Ömer Alp Kaya evleneceğim adam yani çirkin bir adam değildi. Ama ben aşk evliliği istiyordum. Aylarca görüşüp vakit geçireceğim flörtleşeceğim birini istiyordum. O kişi Ömer Alp değildi. Bende artık isteyemezdim. Haftaya nişanım vardı.

Aradan akan günler ve benim artık nişanlı olmam evet nişanlı bir kadındım asla memnun değildim ama mecburdum.

Çünkü hayatımı ben ilerletmiyordum.

Dün ki çarpıştığım kişi ise aklımdan çıkmıyordu. Simsiyah badem gözleri vardı. Ama tuhaf olan bakışlarıydı.

-------------------

2022

Perişan haldeydim.

Tükenmiştim.

Bitmiştim.

İstediğim hayat bu değildi.

Döven bir kocam hergün ayyaş olan kocam ve erkektir o diyip geçen bir ailem vardı.

Elimde ne mesleğim vardı ne de huzurum.

(Unutulmayacak badem gözlünle karşılaştın ama kavuşman için yolun uzun ve kızım)

Dayanacak gücüm var mıydı emin değilim. Aynanın karşısında kaybettiğimiz kendime güzelliğime bakıyordum.

Gözlerimin altı mosmor olmuş kolum ve çenemde yaralarımla verdiğim 11 kilo ile nasıl iyi olabilirdim ki. Tükeniyordum işte.

Elimde divan şairleri kitabı tek tek ezbere bildiğim halde okuyordum.

Bir sayfa da şöyle bir söz vardı;

"Âdeme âdem gerektir

âdem etsin âdemi

Âdem âdem olmayınca

âdem netsin âdemi ."

Ziya Paşa

 

Ne anlamlı sözlerdi böyle anlayana tabiki. O kadar zor günlerdi ki benim için tek iyi gelen buydu (birde o gözler ama o gözler mazi de kalmış gibiydi.)

Arasam da bulamayacaktım. Zaten bulabilme şansım yoktu.

Doğru düzgün evden bile çıkmıyordum.

-------------

 

Gökyüzü çok parlak ve canlı gözüküyordu keşke dedim her gün dediğim cümleleri tekrar etmekten sıkılmıyordum. Tekrar keşke böyle olmasaydı keşke sevilseydim dedim. O isteğim hayata sahip olsaydım dedim ama imkansız gibiydi.

Saatlerce hapis hayatı yaşadığım odada vakit geçiriyordum.

Ta ki kapı açılana kadar içim yine korkuyla dolmuştu. Artık bundan sıkılmıştım.

"Ha böyle işin belasını sikeyim karı diye aldım elin erkekleri ile sokaklarda fingirdeşiyormuş"

Mahalleli ciddi anlamda beni sevmiyordu daha doğrusu atılan iftiralara inanıp benden nefret etmişlerdi.

Şuan çok korkuyordum çünkü Ömer sinirle odaya geliyordu kaçacak hiçbir yerim yoktu. Kapı açıldığında ise tekrar kabusum başlamıştı.

----

Kımıldayamıyordum.

Çünkü heryerim kan içerisinde yerde yatıyordum. Canım çok acıyordu. Kemer ve sigara izleri taze olduğundan kıpırdatamıyordum kendimi.

Boynum gözüm sırtım berbat halde acı çekmekten başka hiçbir şey gelmiyordu elimden.

Acının ta kendisi gibi yaşıyordum . Ruhum kalbim vücudum heryerim kötüydü .

Ben ağlıyordum kaderime , yaşadığıma acıma .

Ağlamaktan başka hiçbir şeyim yoktu.

---------

 

Yazar'dan

Zeynep son 4 yıldır mahkum gibiydi . Evden çıkmıyordu çoğunlukla. Babasının onu bırakıp aramaması bile can yakıcı bir durumdu.

Elin oğluna vermiş ne yaşadığını bilmiyordu oysa ki kendisi hiçbir şeyden habersiz kızının o adamla ilişki yaşadığını düşünüyordu namusuna laf getirdi sanıyordu.

Sana küçük kızı İlayda ve Ömer'in yaptıklarından habersizdi. Bu hikayede esas masum Zeynep'ti.

Öyle günler gelecekti ki Yıldırım evinde fırtınalar kopacaktı. Zeynep isteği hayata kavuşacaktı.

Bir yandan Tuna o bakıştığı kadını unutamıyordu aradan ne kadar zaman geçerse geçsin kadın hafızasındaydı. O çarpıştığının üzerine 1-2 kez daha görmüştü kadını. Gözlerindeki o duyguyu o kadar iyi biliyordu ki kadının neler yaşadığını tek bir bakışla bile anlamıştı.

Acı ne demek iyi bilirdi. Tuna polisti meslektaşları olsun mesleğinden ötürü ailesiyle yaşadıkları olsun kaybı çok olmuş acı da fazlasıyla çekmişti.

34 yıllık hayatı boyunca tek iyi bildiği duygu acı idi.

Oturduğu masasında kadının hayatını, adını düşünüyordu baş harfi Z idi. Kafası allak bullak olmuş başı ağrıyordu. İçtiği ilaç ve kahveyi saymayı bırakmıştı. Can dostu Emin ile bu konuyu konuşmuştu hemde saatlerce ama pek bir sonuca varılmamış hatta Emin'den küfür bile yemişti.

O gün Tuna bir yemin etti o kadını bulacaktı ne olursa olsun o acısını herşeyini öğrenecekti.

Ama acısını öğrenirken kendini bir cinayet araştırırken bulacağını bu cinayet davasında baş suçlunun o kadın olacağını bilmiyordu.

Günler günleri kovalarken sessiz sakin hayatları darma duman olacağından hepsi habersizdi.

Tuna ve Zeynep gerçek hayatlarından habersiz iki farklı yerde ortak acılara sahip birbirlerini düşünüyorlardı.

Ta ki biri ölene kadar...

 

 

 

 

 

Loading...
0%