@_buutterflyyzey_
|
... Yüzmeden çıkmış , eve doğru ilerliyordum. İnsanlar daha henüz derin rüyalar içerisinde huzurla uyurken ben sabah erkenden kalkmış , havuza gitmiş ve sabah sporumu yapmıştım bile. Hergün yapmazdım bunu. Bazı günler insan kendine vakit ayırıp , sadece kendine odaklanmak istiyordu ya hani işte bugün de o günlerden biriydi. Yüzmek kafamı dağıtıyor , aynı zamanda da beni rahatlatıyordu. Bu yüzden kalkar kalkmaz ilk işim yüzmek olmuştu. Çünkü bugün yoğun bir gündü. Pastanem açılalı henüz 1 ay olmamıştı fakat bu başarımı erkenden kutlamamak için bir sebep değildi. Bu yüzden de arkadaşlar arasında bir kutlama düzenlemiştim. Organizasyon pastane de olucaktı. Evet benim pastanem. Hâlâ bu duruma alışamamıştım. Küçüklük hayalimi yerine getirmek benim için büyük bir gururdu. Hele o kadar zorluktan sonra. Düşüncelerime dalmışken telefonumun çantamda titremesini hissettim. Küçük pembe el çantamdan telefonumu çıkarınca , arayanın Irmak olduğunu gördüm. Telefonu açar açmaz tiz bir bağırış duydum. Yüzümü buruşturarak telefonu yüzümden biraz ileride tuttum. Artık bağırmadığından emin olduğumda telefonu kulağıma yaslayıp "Of Irmak her seferinde bu kadar yüksek sesle telefonu açmak zorunda mısın? Kulaklarımı bozmak için yaptığın bir suikast bu sanırım "dedim homurdanarak. Gülüşünü duydum "Hayır tabiki kulaklarını seviyorum. Niye onları bozmak isteyeyim ? dedi her zamanki neşeli sesiyle. " Neyse bırak kulağı falan benim sana birşey söylemem gerekiyor Aysimaaa " dedi fazla fazla neşeli sesiyle. Kaşlarımı çattım , yine hangi gereksiz şeye bu kadar yükselmişti acaba ? " Bu kadar neşeli olduğuna göre gratiste indirim var " dedim soru sorar bir tını ile. " Ay yok maalesef ama daha güzel bir şey var. Hani senin bugün kutlama partin varya , hatta ben kaç gündür giyecek kıyafet arıyordum ama bulamamıştım. Buldummm. Gerçekten buldum. Şok içindeyim. Kaç gündür mağazalarda arıyordum ama tam tersi rastgele sokak arası bir giyimciden buldum. İnanır mısın bu duruma? " Dedi hayret ve mutluluk karışımı bir sesle. Kıkırdadım. "Buna bu kadar sevinmene mi şaşırayım yoksa elbiseni rastgele bulmana mı şaşırayım bilemedim doğrusu" " Düne kadar çok umutsuzdum giyecek birşey bulamadığım için ama şuan çok mutluyum. Neyse sen nerdesin ? Hemen gel bize hazırlanmaya başlayalım erkenden." "Yüzmeden çıktım , şimdi eve doğru gidiyordum. Ayrıca erkenden hazırlanalım diyorsun ama farkındaysan daha kutlamaya dört saatten fazla var." "Vakit nakittir demiş atalarımız canım arkadaşım. Ayrıca saç,makyaj,bakım,giyim çok işimiz var daha. Birazdaha gelmezsen geç kalacağız . Çabuk ol ve geeell!" Diye hızlı hızlı konuşarak telefonu suratıma kapattı. Yüzümde şaşkın bir ifadeyle gülümsedim. Şapşal kız. Bu yüzden benim yakın arkadaşım hatta kardeşim gibiydi işte , cıvıl cıvıl bir neşesi vardı. Irmağı daha fazla kızdırmadan evlerine vardım. Komşu olduğumuz için bir gün ben onun evinde diğer gün o benim evimde kalıyordu. Dün burada kaldığım için eşyalarım da buradaydı. Bahçeli ,kibar,beyaz döşemeli tatlı evlerine vardığımda zili çaldım. Kapıyı halime teyze açmıştı. "Hoşgeldin kuzum" diyerek sevecence bana sarıldı. Kollarımı ona sarıp genişçe gülümsedim. Annemin ölümünden sonra çok destek çıkmıştı bana Halime Teyze , kendi kızı Irmaktan ayırmamıştı beni. "Hoşbulduk Halime Teyzem. Irmak nerde, odasında mı?"dedim ondan çekildiğimde. Tam o sırada yukarıdan 'Buradayım' diye tabiri caizse anırdı Irmak. Halime teyzenin yanından ayrılıp yukarıya çıktım. Irmağın odasına girmeme kalmadan , Irmak kapıyı açıp bana direkt sarıldı. " Hemen hazırlıklara başlıyoruz." Tam ağzımı açmışken "Hiç itiraz etme , hatta ilk senden başlıyoruz. Gel buraya." Ona beni rahat bırak bakışı atsamda , tabiki beni rahat bırakmadı ve makyaj masasına oturttu. Aynadan bal köpüğü saçlarıma bakarken , nasıl bir model yapabileceğimi düşünüyordum. Saçlarım dalgalıydı. Bu yüzden bir farklılık yapıp sadece fön çekebilirdim. Irmak moda tasarımı okuduğu için hep hoşuna gitmiştir birilerini hazırlayıp, süslemek. Yaklaşık 1 saat sonra, benim oflarım Irmağın bitecek az kaldı demeleriyle geçen 1 saat sonra, saçlarımı ve makyajımı yapmıştı Irmak. Yeşil gözlerimi öne çıkaracak, koyu ama fazla da koyu olmayan hafif buğulu göz makyajı yapmıştık. Ve tabiki kırmızı rujda dolgun dudaklarımda yerini almıştı. Yanağıma hafif bir allık sürüp, bolcada parlatıcı ile parlatmıştık suratımı. Zaten belirgin hatlara sahip olduğum için , makyaj cuk diye oturmuştu suratıma . Saçlarımı da benim tavsiyem ve ırmağın onaylaması ile fön çekmiştik. Gerçekten çok hoş görünüyordum. Ben elbisemi giymek için Irmagın odasındaki lavaboya giderken , Irmak' da kendi hazırlığı ile uğraşıyordu. Elbisem siyah saten , bacak ve sırt dekolteliydi. Şuan sol bacağım tamamen gözüküyordu. İnce askılı ve göğsü kalp şeklinde , bele kadar tüllü bir korsesi vardı. Belden sonrası, ayak bileklerime kadar , hafif bol bir etek ile uzanıyordu. Ayakkabıyı çıkarken giyecegimiz için şimdilik sadece elime aldım. Odaya girdiğimde ırmaktan bir sürü iltifatlar almıştım. Turuncu saçlarını dalga dalga sekillendirmiş, gözleri gibi kahve tonlarında makyaj yapmıştı. Elbisesi beyaz korse detaylı tatlı bir giysiydi. Sokak arasi bir giyimciden almasına rağmen gayet kaliteli duruyordu. Hazırlığımız bitince biraz sohbet ettik. Vakit geldiğinde ise aşağı inip Halime teyzenin maşallahlarını dinledik. Bizi ırmağın abisi benimde çocukluğumdan beri tanıdığım abim gibi gördüğüm İltay abi götürecekti. Onu beklerken zil çaldı. Gelmiş olmalıydı. Irmakla kapıya gittik , ayakkabılarımızı giyindik ve dışarı çıktık. Dışarı çıkar çıkmaz İltay abi ile göz göze geldim . Baştan aşağı bana baktığında gözlerinde sanki farklı bir ifade oluşmuştu ama tam olarak anlayamamıştım. " Çok güzel olmuşsunuz kızlar" dedi bize bakarken. Irmak abisinin yanına gidip onu öptü. Hep beraber arabaya bindik. Pastanemin adı Moon Patisserieydi. Yani ay pastanesi. İsmim Aysima olduğu için bende anlamlı birşeyler olsun istedim. Aman ne anlamlı yani. Baya yaratıcı. Doğrusunu söylemek gerekirse aklıma başka birşey gelmediği için bu ismi seçmiştim. Bir an önce olsun ve bitsin bende pastaneme kovuşayım istediğim için bu iş acele olmuştu. Ama şuan bu isimden gayet memnundum. Pastanemin soft renkleriyle uyumlu bir isim olmuştu. Dekarasyon için çok uğraşmıştım. Beyaz , pembe , gri tonlarında iki katlı büyük bir pastaneydi. Heryeri çiçekler ile doldurduğum için , içine her girmem de mis gibi kokuyordu. Hedefim ünlü bir pastaneci olmaktı fakat şuanlık sadece sakin bir şekilde yönetmek istiyordum. Daha sonrasında bakardım bu işlere. Pastane evime yakındı , arabayla en fazla 25 dakika sürüyordu. Yol boyunca anlamsızca İltay abi ile göze göze geldik. Bu durumu garipsemiştim. Ama o hiç garipsemiş gibi durmuyordu. Göz temasını bitirip bir daha yol boyunca bakmadım ona çünkü değişik bakıyordu ve ben asla farkli anlamlar çıkarmak istemiyordum. Zeki bir kız değilim ama salak da değilim. Heleki bazı şeyler gözünüze gözünüze sokuluyorsa anlamamak imkansız oluyordu. Tek ümidim yanlış anlamış olmamdı çünkü ben ona bir arkadaş veya bir abiden başka hiçbir anlam yüklemiyordum. Ondan da aynı seyleri beklerdim. Geldiğimizi Irmağın seslenmesiyle farketmiştim. Arabadan indiğimizde davetlilerin yavaş yavaş geldiğini fark ettik. 1 hafta önce yardımcı çalışan aldığım için bugün pastanemin açılışını o yapmıştı. Hayallerimin gerçekliği ile yüz yüze olduğum için büyük bir gülümsemeyle girdim pastanenin bahçesine. 🤍 Gece muhteşem ilerliyordu. Arkdaslarla sohbet ediyorduk. Deli gibi dans edip , yemekler, ikramlar yiyerek eğleniyorduk. Çok güzel bir akşam geçirmiştik. Tabi gece sonu dans etmekten , sürekli birşeyler yemekten anamız ağlamıştı ama olsundu o kadar. İltay abi beni evime bıraktı. Kıyafetlerden kurtulup güzel bir duş aldım ve bu günün tüm mutlu yorgunluğu ile uykuya daldım. Yarın güzel bir gün olucaktı . Hissediyordum...
|
0% |