Yeni Üyelik
1.
Bölüm

🌝

@_coraline7

Kendimi bildim bileli unutkan biriydim. Sabah ne yediğimi unuturdum, birine bir dakika önce söylediğim bir sözü unuturdum, iki dakika önce ne yaptığımı unuturdum. Özellikle bir insanın adını ezberleyip hatırlamak benim için bir tam bir işkenceydi. Görsel hafızamın da o kadar iyi olduğu söylenemezdi.

Kısacası yıllar önce onunda söylediği gibi ben balık hafızalı falan değildim, benim hafızam balıktan bile kötüydü.

Ancak bir istisna dışında, yıllar önce on yedi yaşıma gireli bir kaç gün olmuşken okulların tatil olması sebebiyle evde boş boş oturmak istememiş ve en azından 'harçlığımı çıkarayım' kafasıyla evime çokta uzak olmayan küçük ve tatlı bir kafede garson olarak işe başlamıştım. Ah kafe sahibinin neden beni işe aldığı hakkında hiç bir fikrim yoktu, genelde başvurduğum kafeler deneyimim olmadığı için beni reddetmişti. Umudumu yitirmiş bir şekilde son gittiğim kafede - gerçekten hiç umudum yoktu! - ellili yaşlarında ki adam beni gördüğü gibi bende ışık gördüğünü söylemiş ve hemen o saniye işe başlamamı istemişti.

Elbette daha sonra beni işe almasının sebebinin bende 'ışık gördüğü' için değil kafede garsonluk kısmına kimsenin başvurmadığı için olduğunu öğrenmiştim. Eh bu zaten başlı başına bir saçmalıktı.

İlk bir ayım orda ki diğer çalışanlara ve müşteriler ile nasıl konuşmam gerektiğini öğrenmek ile geçti. Kolay kolay diğerleri ile arkadaş olamamış ve kendimi onlara açamamıştım. Onlar bana bir şey söylemedikçe ben onlarla konuşmuyordum ve bu maalesef ki benim elimde olan bir şey değildi. Ne kadar kendimi değiştirmeye çalışırsam çalışayım bir türlü beceremiyordum.

İkinci ayın başlarında - bir veya ikinci gün olması gerekiyor tam hatırlamıyorum - kafeye yeni bir erkek çalışan gelmişti. Garson olarak işe alınmıştı ve tam anlamıyla benim tersimdi. Çok konuşuyordu, susmadan aralıksız konuşuyordu. Garip bir şekilde sürekli konuşacağı bir konu oluyordu, bense her hangi bir konu açamadığım için insanlarla bir türlü konuşamıyor samimi olamıyordum.

Yaptığı şeyler, sürekli konuşması tam anlamıyla benim zıttımdı. Benimle konuşmaya çalışmamıştı başlarda, tabi bende onunla konuşmaya yeltenmemiş yüzüne bile bakamamıştım. İnsanların yüzüne bakmaya çekinirdim, Biriyle konuşurken onun yüzüne bakamaz ya sürekli gözlerimi kaçırırdım ya da gözlerimi üst vücuduna sabitler öyle konuşur veya o kişiyi dinlerdim.

Kendimi bildim bileli böyleydim ve bu özelliklerimi bir türlü değiştiremiyordum.

İlk günler ben ondan çekindiğim - ve açıkçası onunla konuşmaya çok önemsemediğim için - onunla tanışmamış bizzat kendi ağzından adını duyamamıştım. Belki bu saçma tavırlarımı ve utangaçlığımı bir kenara bırakıp onunla herkes gibi konuşup tanışsaydım her şey belki de daha farklı olabilirdi.

On yıl önce on yedi yaşımın başlarında, yeni bir yaza giriş yaparken bunu normal ve sıkıcı bir şekilde geçireceğimi düşünüyordum. Ta ki bir kafede çalışmaya başlayıp onunla tanışana kadar.

....

Bitti bitti.

Bölümler kısa olacak 1500- 2000 kelime civarı. kitapta en fazla 20 bölüm olur mini yani anlayacağınız çerezlik bir kitap.

Giriş bölümü hakkında ki düşüncelerinizi buraya yazar mısınız?

Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere, Coraline kaçar 👋 👋

 

 

Loading...
0%