7. Bölüm

6.Bölüm: insansı robotlar

Tes
_coraline7

Bugün kitabı yazmayı bitirdim ve final yaptım, 19/12/2024. Burada daha altıncı bölümü yayınlamış olsam da kitabın yazımı bitti sadece sizinle paylaşmak kaldı. Fazlasıyla heyecanlıyım, umarım bu süreçte sizde bana eşlik edersiniz. Yorumlarınız benim için önemli.

O zaman iyi okumalar!

* ੈ ♡ ⸝⸝🪐 ༘ ⋆⏱

 

"Bir daha bize haber vermeden bir yere gitme, tehlikeli tamam mı?" Alışveriş merkezinin son katında Venüs, Uranüs ve Alya bir oturağın önünde durmuşken, Venüs bir daha haber vermeden gitmemesi için Alya'yı uyarıyordu. Uranüs ise yaklaşık yarım saattir kaşları çatık bir şekilde Alya'ya bakıyordu, en sonunda bu bakışlara dayanamadığında ona dönüp konuştu.

"Ortadan kaybolduğum için bana böyle baktığını düşünmüyorum, bir şey mi oldu?" Rahatsızca konuşmuştu ona bakarken.

"Sen az önce insana benzeyen robot mu dedin?" Onun söylediğiyle Venüs'ün de daha yeni aklına gelmiş, bu cümle istemsizce kaşlarının çatılmasına neden olmuştu.

"Evet bildiğin bizim gibi insandı, etrafta da öylesine takılıyor gibiydi. Eğer gözlerini fark etmeseydim onun robot olduğunu anlamazdım bile." Sustu bir kaç saniyeliğine, ardından aklına gelenle devam etti. "Bir dakika o zaman o terk edilmiş bir robot muydu?" Üzgünce mırıldandı.

"Juliet" Venüs'ün sesiyle ona döndü. Kaşları çatık, yüzünde karışık bir ifadeyle Alya'ya bakıyordu. "Takip ettikten sonra ne oldu? Anlatmaya devam et lütfen" İlk defa onun bu kadar ciddi konuştuğunu görünce, olayın ciddiyetini kavramış ve gördüklerini anlatmaya başlamıştı.

"Hareket etmeden belli bir yerde duruyordu, bir kolu da cebindeydi. Sonra yere bir şey düşürdü - ne düşürdüğünü göremedim - cebinde ki kolunu çıkardı o sırada, bir kaç saniyelikti ama gördüm eli metaldi. Uzun kollu giydiği için sadece elini görebildim."

"Eminsin değil mi, gördüğün şeyden eminsin?" Uranüs emin olmak adına bir kez daha sordu.

"Evet, eminim. Neden bu konuya bu kadar takıldınız?" Elbette ki bir terslik olduğunu fark etmişti.

"Juliet, insana benzeyen robot yok"

"Nasıl yani?" Kafası karışık bir şekilde sorduğu soruya cevap beklerken, Uranüs ayağı kalkmış ve Venüs'ün yanına giderek kulağına fısıldamıştı. Geri çekildiğinde Venüs'te kalkmış "hadi gidiyoruz" demişti. Ne olduğunu anlamasa da, o da ayağı kalkmış üçü de çatı katına çıkmak için asansöre binmişlerdi. Korumaların hepsi öbür asansörlere dağılmışken, onların olduğu asansör sessiz ve gericiydi. Az önce olanlardan sonra kimse konuşmamıştı.

 

Asansörden inmiş, arabaya binmişlerdi. Araba havada ilerlerken, Alya kafasını cama yaslamış sessizce dışarıyı izliyordu. O sırada gördüğü kalabalık ile kaşları çatıldı yan tarafına dönüp, Venüs'e yönelik konuştu.

"Aşağısı niye bu kadar kalabalık biliyor musun?" Venüs'ün konuşmasına fırsat kalmadan Uranüs, dışarıya bakmadan konuşmuştu.

 

"İdam edilen bir adamı izliyorlar" duyduğu cümleyle kaşları şaşkınlıktan yukarı kalktı. 'idam mı?' diye geçirdi içinden dehşet içinde.

 

Alya'nın korkmuş yüzünü gördüğünde ona dönmüş ve gülümseyerek "korkma" demişti. "Haksız yere kimseyi idam etmeyiz" diye de devam etmişti.

 

"Bir kadına dokunmaya çalışmış, burada bunu düşünmek bile idam sebebi. Hak ettiğini yaşıyor şuan" kafasını sallamıştı sadece.

 

'Milattan önce olmasına rağmen 21.yüzyıldan daha medeniler. Sırf bunun için geçmişi değiştirebilirim' camdan dışarıya bakarken bunları düşünüyordu.

 

* ੈ ♡ ⸝⸝🪐 ༘ ⋆⏱

 

Venüs, yaklaşık yirmi dakika önce Alya'yı bırakmış ve işi olduğunu söyleyerek arkadaş ile oradan ayrılmıştı. Genç kız ise yorgun olduğu için eve girdiği gibi kendini yatağa atmış ve uyuyakalmıştı.

 

"Böyle bir şey mümkün mü?" Tedirginlikle karşısında duran arkadaşına bakmıştı.

 

"Sence böyle bir şeyin mümkün olma ihtimali var mı? Herkesin robot üretmeye hakkı yok, üretilen bütün robotları bizzat biz kontrol ediyoruz. İlk robotlar yapılmaya başlandığında koyulan ilk kural neydi?" Sinirliydi, ikisi de sinirliydiler. "İnsana benzeyen her hangi bir robotun yapılmaması, onlara her hangi bir duygu eklenmemesi. Robotlar insan değil, duygusuz bize hizmet etmek zorunda olan, bizim yarattığımız varlıklar sadece!" Arkadaşının bu çıldırmış olan haline karşı gözlerini devirdi sadece. O da farkındaydı, söylediği şeylerin o da farkındaydı.

 

"Biliyorum, bunları hepsini bende biliyorum zaten. Sadece Juliet ısrarla gördüğünü söylüyor." Buna karşı Venüs'ün yüzünde ki sinirli ifade kayboldu, son gücüyle kendini koltuğa bıraktı. "Uranüs..." Diye mırıldandı güçsüzce. "Böyle bir şey mümkün olamaz, olmamalı. Bu ne demek en iyi sen biliyorsun."

 

"Biliyorum" demişti koltukta oturan arkadaşının yanına gidip elini omzuna koyarken. "İşte tam da bu yüzden şuan ayağı kalkmalısın ve eğer gerçekten böyle bir şey varsa olayları büyümeden bitirmeliyiz." Duyduklarıyla ayağı kalktı, şimdiden kendini bırakmak yaptığı en büyük hataydı zaten. Odasının duvarında olan stara yönelmiş ve onu çalıştırmıştı. Bir kaç saniye içinde ekran açılmış, Venüs'e tıpatıp benzeyen star mavi bir ekranla karşılarında belirmişti.

 

Uranüs onu gördüğü gibi kahkaha atmış ve "onu ne zaman görsem güleceğim." Demişti kahkalar içinde. Onun bu haline Venüs gülümsemekle yetinmiş ve star'a dönmüştü.

 

"Robot üretilen bütün yerleri göster."

 

"Tabi efendim, veriler yükleniyor. Lütfen bekleyiniz." iki dakika içinde bütün veriler yüklenmişti. Venüs, ekrana yaklaşmış ve yazıları okumaya başlamıştım.

 

"Hepsi bildiğimiz yerler, bize sorulmadan hiç biri yapmaz yapamaz. Biliyorsun bu krallık içinde denetlemeden robot yapılırsa, nerede yaptıysa orası ötmeye başlar. Resmi bir yerde yapmış olmasına gerek yok." Arkadaşının son söylediği cümle ile kaşları çatılmış ağzının içinden mırıldanmıştı.

"Krallık..." Ne dediğini anlamayan Uranüs'ün ağzından "ne?" çıkmıştı.

"Doğru ya!" Diye bağırdı birden Uranüs ona anlamsızca bakarken. "Krallık, Uranüs krallık. Diğer krallıklar olumlu bakmadığı için bu sistemi onlara koyamamıştık. Zaten robot üretmedikleri için o an önemsememiştik."

"Senin de dediğin gibi yapamazlar, nasıl yapıldıklarını kodlarını vesaire Hiç birini bilmiyorlar" bu sözünden sonra ikisinin mde aklına aynı şey gelmiş olacak ki, yüzleri buruşmuştu.

 

"Biri burada ki kodları söylemediği sürece..." Diyen Uranüs'ün ardından Venüs devam etmişti. "İhanet eden biri var" Uranüs sinirle ayağı kalkıp "buna kim cesaret edebilir?" Bağırmıştı.

 

"Otur yerine!" Onun sesini bastırmak için sesini yükseltmiş, arkadaşının ona bakmasına neden olmuştu. "Emrediyorum." Diye devam etmişti cümlesine. Uranüs derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalışmıştı.

"Saçma tavırlara gerek yok, sakin ol. Bende sinirliyim ama ne yapalım oturalım ikimizde böyle bağıralım mı, elimize ne geçecek o zaman?" Arkadaşının sırıtan yüzüne anlamsızca bakıp devam etti. "O yüzden şuan sakin olmalı ve ne yapacağımızı düşünmeliyiz." Sözlerini bitirdiğinde Uranüs'ün yüzünde ki gururlu gülümsemeye baktı.

"Şuan tam bir kral gibi konuştun, özellikle az önce emretmen... Krallığın başına acilen senin geçmen gerekiyor!" Onun bu sözleri Venüs'üde güldürdü.

"Biliyorsun" demişti huzursuzca bu konular onu gerçekten rahatsız ediyordu. "Kendimi hiç bir şekilde hazır hissetmiyorum, sırf bunun için her gün babamın sağlığı için dua ediyorum."

"Şuan ki kralımız iyi olsa da senin daha iyi olacağına eminim, kendine tamamen haksızlık ediyorsun."

"Pekala, bunları konuşmanın zamanı değil." Oturduğu yerden kalkarak, star'ın önüne geçmişti tekrardan.

"İki krallığın verilerine sızmanı istiyorum, robot yapılan yerler var mı bak"

"Bu işlem uzun sürebilir" sıkıntıyla iç çekmiş " ne kadar uzun bir süreden bahsediyoruz?"

"Otuz dakika"

"Çok büyük bir kayıp değil, ne yapacağımızı düşünene kadar kimseye fark ettirmeden hallet işini "

"Veriler hesaplanıyor..." Tekrardan eski yerine oturmuş, arkadaşına bakmıştı.

"Bilgiler çıktıktan sonra ufak bir geziye çıkmamız gerekecek."

"Konuşacak mıyız, tehdit mi edeceğiz?"

"Tahmin ettiğimiz gibi bir olay varsa, direkt alacağız onları. Tehditle uğraşmayacağız, tabi ilk önce konuşup öğrenmeliyiz eğer öyle bir şey varsa o zaman dediğimi yapacağız. Diğer bir konu ise bize ihanet eden kim varsa onu bulmalıyız." Ardından sıkıntıyla devam etti. "Anlayamadığım nokta, neden insansı robotlar yapılıyor? Dünyada ki herkes bunun ne kadar tehlikeli olduğunu biliyor"

"Venüs biliyorsun ki bunun tek bir açıklaması var sizi, krallığı istiyorlar. Bunun konuşmakla çözüleceğini sanmıyorum."

"Göz boyamak, yapacağımız tek şey göz boyamak. Başka ne yapabiliriz ki? Emin olmadan önce yapabileceğimiz tek şey bu. Baktık olmuyor o zaman babamı bilgilendirmemiz gerekiyor işte. Büyük ihtimalle bunun sonu da idam, o yüzden her şeyden önce konuşacağız"

"Bu insanları ayağı kaldırmaz mı?"

"Bilmiyorum, gerçekten hiç bir şey bilmiyorum. Ne yapacağımız hakkında bir fikrim yok." İkisi de çaresizlik içinde duvarlara bakıyor, yapabilecekleri bir şey var mı diye düşünüyorlardı.

"Veriler hesaplandı"

"Krallık aşkına! Şunun sesini değiştir artık." İsyan edercesine konuşan arkadaşına karşı gülmüş ve ayağı kalkarken "hayır" demişti. Ekranda ki verilere baktığında yüzünde ki gülümseme silinmiş, kaşları anlamsızca çatılmıştı. Onun bu yüz ifadesini gören Uranüs, bir terslik olduğunu anlayarak yanına gitmişti.

"Bu ne şimdi?" Dedi karşısında ki ekrana bakarken.

"Star, bir yanlışlık mı var?"

"Sistemi bozulmuş olabilir mi?" İkisinin endişeli sesi birbirine karıştı.

"Veriler temiz, iki krallıkta da robot üretilmiyor efendim." Star'ın sesi ve gösterdiği veriler, düşündükleri bütün teorileri çürütmüştü.

 

"Emin misin?" Bunu bir robota sormak biraz ironik olsa da, emin olmaları gerekiyordu.

 

"Evet efendim. İki krallığın bütün bilgisayarlarına, ekranlarına girdim hepsi temizdi."

 

"Ya Juliet yanlış gördü ya da robotların hiç birini sisteme geçirmediler. Ancak böyle bir şey mümkün mü?" Demişti arkadaşına bakarken. Bunları üreten, böyle şeylerle uğraşan Venüs'tü.

 

"Robotlar her zaman ilk bilgisayardan tasarlanmaya başlar, yani imkansız" ardından aklına gelenle ekrana döndü. "Star" demişti gözlerini ekrana dikerek. "Bilgilerine sıkarken her hangi bir zorlanma yaşadın mı?"

"Hayır efendim, sisteme kolaylıkla girdim." Bu sözlerden sonra ikisi de rahat bir nefes almış ve rahatlıkla koltuğa oturmuşlardı.

"Şükür ki böyle bir şey yokmuş " yorgunca konuşan Venüs'e karşı, Uranüs omuz silkmiş konuşmuştu.

"Savaşa falan hazır değildim, umrumda bile olmazdı. Başka gezegene giderdim, bu yaşta kimseyle uğraşamam" Venüs'ün bir kaşını kaldırarak ona baktığını görünce gülmüş ve "sana her zaman sağıdığım biliyorsun, sende benimle geleceksin. Hem senin de istediğin gibi krallıktan uzak bir yerde yaşayacağız, sonra seni evlendireceğim" demişti sonda göz kırparak.

"Her şeyi anladım, beni evlendirmek ne alaka?"

"Senin evlendiğini görmeden ölürsem, gözüm açık giderim bak" onun bu konuşmalarına karşı gülmüş ve omzunu silkmişti.

"Boş konuşmayı kes, sence halkım bana bu kadar güvenirken ben onları yüz üstü bırakır mıyım?"

"Hadi ama" demişti onun omzuna vururken, "küçükken hep krallıktan uzak normal bir ailede doğmak istediğini söylüyordun."

"Asıl sana hadi ama, ben onu krallık dersinden bıktığım için söylüyordum." Uranüs onun gülen haline bakmıştı burukça ardından "hâlâ öyle bir hayalin olduğunu biliyorum" dediğinde Venüs onun yüzünde gördüğü ifade ve sözlerle gülümsemesi anlık bir sekteye uğrasa da tekrardan kendini toparlamıştı.

Ayağı kalkmış ve "bu kadar saçmalık yeter, bir sorun olmadığına göre ben Juliet'in yanına gidiyorum" Uranüs'te ayağı kalkmış Venüs'ün yanına giderken, o elini kaldırmış ve durmasını sağlamıştı.

"Sen gelmiyorsun, yeter."

"Benim işim seni korumak" demişti kaşları çatık bir şekilde.

"Biliyorum ve gideceğim yerde korunmaya ihtiyacım yok" ikisinin de bir kaç saniye içinde duygu durumu değişmişti.

"Venüs, o kızı sadece bir kaç haftadır tanıyorsun. Ona güvenmiyorum, içimde onunla ilgili kötü bir his var" sıkıntılı konuşması, Venüs'ü gererken "krallık aşkına! O masum kızın nasıl bir olayı olabilir?" Konuşmasına neden olmuştu.

"Bak tamam içeri girmeyeyim ama en azından kapının önünde bekleyeyim." Demiş ardından hızlıca eklemişti. "Sadece bugünlük, diğer günler içeri gireceğim!" Venüs en sonunda kabul etmiş - kabul etmese de her türlü geleceğini biliyordu - ikisi beraber şatodan ayrılmış, beş dakika uzaklıkta olan Alya'nın evine gitmişlerdi. - Ah elbette arkalarında onları takip eden yirmi koruma ile -

 

Evin kapısının önüne geldiklerinde Venüs kapıyı çalmış, Uranüs ve korumalar bir kaç metre uzaklığında durmuşlardı. Kapı ev robotu tarafından açılmış ve Alya'nın şimdi yemeğe oturduğunu söylemişti. Venüs, kafasını sallamış içeri girdikten sonra kapıyı kapatmadan önce arkadaşına bakmıştı sırıtarak. Hızlı adımlarla mutfağa yürümüş, kapının önüne geldiğinde adımlarını yavaşlatmış ve gülümseyerek içeri girmişti.

 

Genç kız ona bakmış " seni ekranda görünce yemeğe başlamadım. Hadi otur da yiyelim" demişti yüzündeki gülümsemeyle. Venüs'te yemeğe oturduğunda ikisi de sessizce yemeğe başlamışlardı. Bu kısa sessizlik bir süre sonra Alya tarafından bölündü.

 

"Venüs" ona seslenen kıza baktı, ne soracağını tahmin ediyordu.

 

"İnsana benzeyen o robotu duyunca niye bu kadar endişelendiniz?" Onun bu sorusuna karşı derin bir nefes almıştı yüzündeki gülümsemeyle. "İnsansı robotlar, dünya'nın sonunu getirir. İlk robot yapılmaya başlandığında koyulan ilk kural da insana benzeyen robotların yapılmaması. Eğer robotların duygusu olursa, insanlara hizmet etmek istemezler. Onları yani bizi öldürmeye çalışırlar. Şayet duyguları olursa onları ortadan kaldırmamız imkansıza yakın olur. İnsanlardan çok daha güçlü olurlar, biz robotları bize hizmet etsin diye yarattık onları, bizi öldürsün diye değil."

 

Alya duydukları ile yutkunmuş 'büyük çağın sonunu bu robotlar getirmiş olabilir mi?' diye geçirmişti içinden.

 

"İnsanlar bunu biliyorsa niye insanlığın sonunu getirmek istiyorlar?"

 

"İnsanoğlu her zaman açgözlü olmuştur. Her zaman kendi toprağından daha fazla toprak ister ve almak için acımasızca insanları öldürür. Aynı şey şuan ki insanlar için geçerli, robotların ne kadar tehlikeli olduğunu bilse de daha fazla toprak, daha fazla güç için onları kullanır " Alya'nın yüzünde oluşan ifade ile onu rahatlamak için gülümsemiş ve masanın üzerindeki elini tutmuştu. Kalbi anında hızlanırken, elini tutan erkeğe baktı yutkunarak.

 

"Neyse ki şuanda böyle bir şey söz konusu değil, gördüğün şey robot değil insanmış." Alya'nın kaşları anlamsızca çatıldı, orada insansı robot gördüğüne emindi.

 

'o zaman robot değilse, bu çağın sonu nasıl geliyor?'

 

 

* ੈ ♡ ⸝⸝🪐 ༘ ⋆⏱

 

Sun krallığı/ Robot labaratuvarı

 

"Birinin benim kolumu gördüğüne eminim"

 

"Nasıl böyle bir dikkatsizlik yapabilirsin!" Labaratuvarda bir sağı bir sola yürüyor, sinirle konuşup duruyordu.

 

"Bunun nasıl bir soruna yol açacağını bilmiyor musun?!" Dışı insana benzeyen içi metal olan robot, karşısındaki adamın sürekli bağırmasından dolayı göz devirmişti.

 

"Ne yapabilirdim, diğer robotların anahtarı düşmüştü onu almayıp ne yapabilirdim?" Sesini yükseltmemeye çalışarak konuşuyor, biraz daha karşısındaki adam konuşmaya devam ederse, onu dövme isteği ile doluyordu.

"Eline eldiven giymeliydin!"

"Özür di-" etrafı siren sesi kaplamış kırmızı bir ışık kapanıp açılmaya başlamıştı.

"Sisteme girilmeye çalışılıyor " robotik bir sesle söylenen şeylerle, ağzından bir küfür savurmuş ve hızla büyük ekrana yönelmişti.

"Temiz sistemi aç hemen!" Diye bağırmıştı öfkeyle.

"Temiz sistem açılıyor... "

"Şuanki sistem gizli belleğe gönderiliyor..."

"Temiz sistem açıldı " rahatlayarak derin bir nefes almış ve arkasında ki robota dönerek yüzüne tokatı yapıştırmıştı. Robotun yüzü yana düşerken yumruklarını sıkmıştı öfkeyle.

"Başıma açtığın sorunlara bak!" Son kez bağırmış ve kimin sisteme girdiğini anlamak için odadan çıkmıştı.

"Hepinizi " demişti dişlerini sıkarak. "Hepinizi öldüreceğim!"

 

* ੈ ♡ ⸝⸝🪐 ༘ ⋆⏱

 

Bölüm bitti!

Bölüm hakkında ki düşüncelerinizi buraya yazın lütfen.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, Coraline kaçar 👋 👋 👋

Bölüm : 19.12.2024 20:37 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...