Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3. BÖLÜM: SESLER

@_denizkabugu27

 

 

 

 

 

"KİTAPTAKİ BÜTÜN UNSURLAR HAYAL ÜRÜNÜDÜR"

 

 

 

 

İYİ OKUMALAR!!!!!!!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

3. BÖLÜM:SESLER

 

Gizemlerin evine doğru ilerliyordum. Gizemler bizim aşağı sokağımızda oturuyordu.

Gizemlerin evinin onüne gelince kapıyı çaldım ikinci çalisımda kapı gizem tarafından açıldı, gulumsedim.

Gizemde bana gülümseyip hemen boynuma atladı. Bana sımsıkı sarılınca sarılmasına karşılık verdim.

"Defnee! Ayy sana neler anlatıcam" diyerek benden ayrıldı ve elimden tutup sürükleyerek odasına cekiştirdi. Sesi heyecanlı çıkmıştı.

"Ne anlatacaksın bakalım" dediğimde odasından içeri girmiştik beni hemen yatağına oturtup yanıma oturdu.

Merakla gizeme baktım.

Bir anda "defne biz uğurla konuşuyoruzz!" Demesiyle kalakaldım. Ne demisti o.

"Harbimi" dedim şaskınlığım sesimede yansımıştı.

"Evettt" dedi heyecanla.

Uğur gizemin plotonik olarak sevdiği bir çocuktu. Abimin çalıştığı hastanesinde asistanlık yapıyordu. Abimin asıstaniydı.

Benim sayemde tanışmışlardı. 6 sene önce abimin düğün hazırlığı için gizemide peşimden sürüklemiştim. O gün tanışmıştık bana kahve ısmarlamıştı. Tabi ben onu yanlışliķla birinin üstüne boca etmiştim ama silinikti bendeki o goruntu kime döktüğumü hatirlamiyordum.

Gizem o zaman uguru pek takmamıstı. Ugür zaten orda staj yapıyordu 21 yaşındaydı...

Şimdi ise asistanlık...

Kendi tercihiydi.

"Ne konuşuyosunuz? Mesjları göster çabuk!" Dedim bende heyecanla. Bu sayede düşüncelerimide def etmiştim.

"Hemen " diyerek telefonunu getirdi.

 

Telefonunu elinden alıp WhatsApp 'a girdim.

Uğurum: selam

Siz: selam?

Uğurum: naber?

Siz: iyi sen?

Uğurum: iyi bende

Siz : iyii
Bu mesaj beğenilmiş

Uğurum: ben şey diyecektim

Siz: ney?

Ugurum: defnenin soy adı ney?

    NE!

Siz: anlamadım? (15:29)

Uğurum: ya miraç hocanın soy adını yazacaktım da unuttum, miraç hocada bu gün sinirli biraz. O yüzden şey ettim ben.

Siz: hee tamam Akıncı soy ismi. Sen şey et ben cevaplarım

Kahkaha attım, benimle beraber gizemde güldü.

UĞURUM: tamam tsk.

Siz: tşk mi edersin?
Bu mesaj beğenilmiş

Uğurum: jdjsjsj tşk ederim. Keşke kısaltmadan yazsaymışım o zaman cümle daha güzel olurdu.

Siz: sen bu cümleyi biliyormusunnn!

Uğurum: tabii, geçenlerde senin elinde görmuştum merak edip okumuştum adı neydii

Uğurum : heeh karantina
mesaj beğenilmiş

Siz : harbi okudun mu?

Uğurum: evet?
mesaj beğenilmiş

Siz: yağğ ayy cok mutlu oldum şuan

Uğurum: seni mutlu edebildiysem bir daha okurum.
mesaj beğenilmiş

Siz : eyvallah
mesaj beğenilmiş

Uğurum: eyvallah bizden
mesaj beğenilmiş

Siz : yaağğğ

Uğurum: düstün düştün dimi düstün

mesaj beğenilmiş

Siz : galiba evet.

Uğurum: hdihsaoso
mesaj beğenilmiş

Siz : gsisiqncoa
mesaj beğenilmiş

 

Abi ben bile düştüm yanlız. Gizem kitap aşığı biri olduğu için düşmemesi garip olurdu.

"Ayyy gordün mü haa? He? Okuduğum kitapları okumuusss " dedi heycecanla. Bu haline güldüm telefonu eline verdim. Dun konusmuslardı. Gizemin bilmediği bir şey vardı. Abim dün izinliydi... tabiki bunu ona söylemeyeceğim. Hemen umutlansın istemiyorum.

 

"Yazayımmı? Hee? Ama ne diyecem ben? Hımm yaa defnee bir şey bull" dedi, düşündüm.

 

"Bi dakika yaa ben sana yaz demedim ki"

"Yazayımm"

"Yazma"

"Yaa defnee noluurr yazimm" dedi yüzüne baktım. Masum masum bakıyordu.

"He? Hadi yazayım yazaymmm he hadiii yazayım dimii" Ofladım.

"Yaz " dedim sevinçe boynuma atlayıp yanağımdan öptü. Geri çeklilip "bitanesin" dedi ve eline telefonu alıp bana baktı.
"Ne yazayım?" Dedi sorarcana

"Şey yaz... uğur yaz " dedim bana bir baktı. Sonra telefonuna döndü.

 

Siz: uğur

 

Anında aktif oldu.

 

Uğurum: efendim?

 

" alll ne diyeceğimm ben şimdiii!" Dedi telaşla gizem bana baktı. Düşündüm. Uğur böceklerini severmisin? Mi dese?

Yok yaa
En iyisi naber falan desin.

"Naber yaz " dedim başını salladı. Telefonuna döndü.

 

Siz: naber?

 

Anında 'yazıyor..' gözüktü.

 

Uğurum: iyii sen

 

"Iyiiymiiss" dedi gizem heyecanla bu haline güldüm.

"Bende iyi yaz" dedim. Hemen kafasını sallayıp klavyeye parmaklarıyla dokundu.

 

siz. : bende iyi

Uğurum : iyii

 

Bu hallerine güldüm. Dünde böyle bir konusma yapmamışmıydi bunlar.

"Nee yazacağımmm" dedi panikle.

 

Ne yazabilirdi?

 

"Şey yaz... eee ne bilim yaa " diye mırıldandım. Gizem ise panik yapmıstı.

"Lann ne yazayımm" dedi gizem.

"Aklımaa gelmiyoo" dedim bende panik yaparak. Benide panikletmisti.

" lann hadii" dedi aceleyle.

"Bi dur bi dur. Hah sey yaz " dedim elimi şıklatarak.

 

"Ney?" Dedi hızla.
"Sey sey" dedim elimi iki kere şıklatip.
"Neyyy?" Dedi aceleyle.
"Şeyy ya hah şey yaz lan canım sıkıldı" dedim. Bana aval aval baka kaldı.

 

"Ne?" Dedi. Önce bir sonra

 

"Ya bi yuru git bende senden bir şey bekliyorum ya" dedi göz devirerek.
"Ya ne diyeceksin kızım?" Dedim bende.
Ilişkim olmadan millete tavsiye veriyorum...
"Offf defnee off " dedi gizem. Bende ofladım.
Ne diyebilirdiki?
"Buldum buldumm!" Dedim hemen Gozleri ışıldadı.

 

"Ne nee!" Dedi.

"Miraç abi sinirlimi defne soruyo yaz " dedim kaşları çatıldı,

"Ne alaka defne soramıyormu derse ne diyeceğim" dedi.

"Şarjı yok dersin" dedim. Başını salladı. Hemen yazdı.

 

Siz: miraç abim sinirlimiydi?

Uğurum: yok ta niye?

Siz: defne soruyor şarjı bittide

Uğurum: hee tamam, sinirli değildi.

Siz : tamam teşekkür ederim

Uğurum: teşekkür mü edersin?

 

"Ayyy ayy ayyyy " diye şakıdı gizem. Guldüm.

 

Mesajı beğendi gizem.

Siz: teşekkür ederim;)
Mesajını beğendi uğur.

 

"Yaağğğğ" diyerek kendini yatağa sırt üstü attı gizem telefonuda sol göğusüne bastırdı. Kıkırdadım.

Çok tatlı bir çift olurdu bunlardan.

Gizemin telefonu titreyince telefonu kaldırdı. Bir anda yataktan doğruldu ve "yazdıııı" diye resmen çığlık attı.

Telefona baktığımda


Uğurum: hastaneye mi gelecek ?

 

"Evet yaz evet " dedim hemen yazdı.

 

Siz : evet

Uğurum: sen gelecek misin?

 

"Ne yazayım?" Dedi gizem.

"Bilmem geleyimmi yaz" dedim. Başını sallayıp yazmaya başladı.

 

Siz:bilmem geleyim mi?

Ugurum: gel, yani istersen gel bence

 

Gizem mutluluktan havalara uçuyordu.

Bende güldüm bu haline.

"Ayyy ne giyecemm bennn" diyerek dolaba uçuyorduki kolundan tuttum.

 

"Safiko seni çocuğa tamam gelirim falan yaz bari " dedim gülerek.

"Ayy doğruu" diyerek telefonu eline aldı. Daha çok güldüm.

Siz: tamam gelirim

"Hadii ne giyeceğimm benn" dedi ve dolaba koştu. Bir sürü kıyafet seçti.

Bütün dolabı yatağa boşalttı bende bu halini izledim. Hiç uğraşamazdım. Kendimi sırt üstü yatağa atıp gizemi izledim.

Ilk önce kırmızı mini hafif yırtmacı olan bir elbise çıkardı.

Sonra ise cıkladı ve yatağa attı,

Çiçekli sarı bir elbise çıkardı. Ofladı. Onuda yatağa attı. Siyah kısa bol ama güzel bir elbise çıkardı dizine kadar gelirdi en fazla. Ama hanfendi onuda beğenmeyip yatağa attı.

 

Aslında ben olsam bende giymezdim çünkü hastaneye giderken giyilecek bir elbise gibi değildi.

Daha çok düğün, kına bayram falan filan önemli günlerde buluşmada falan giyilecek tarzdaydı.

Bir elbise daha çıkardı. Kumaşı yere kadar uzanıyordu. Çok uzun ve çok dar bir elbiseydi. Kesinlikle hastaneye giderken giyilmezdi. üstünde tuttu. Hemen cıkladım.

 

"O olmaz kızım, o ne öyle yaa hastaneye mi gidiyorsun bolayamı?" Dedim kınarcasına.

"Ne bileyim yaaa " diyerek ofladı ve elindeki elbiseyide yatağa atti. Ellerini saçlarına daldırdı, saçlarını çekiştirip kaşıdı. Tekrar ofladı ve ellerini saclarından çekip dolaba tekrar karıştırmaya başladı. Bir tane göğüs dekolteli bir elbise çıkardı. Bunada cıkladı ve başka elbiselere yönelmek için elindekini yatağa attı.

 

Bu gidişle sabahlayacatık. Yataktan doğrulup ayaklarımı sarkıttım ve zıplayarak yataktan kalktım. Gizemin yanına gittim. Elinde tuttugü mavi yırtmaçlı elbiseyi aldım ve yatağa fırlattım.

 

"İkı saattir hazırlanamadın " diye homurdandım.

Oflayarak bana göz devirdi.

"Kızım hastaneye gidicez bir pantolon bir de crop giy üstünede ceket giy tam olsun." Dedim ve mavi kot bir pantolon ve beyaz crop ve siyah bir ceket çıkarıp eline tutuşturdum.

 

Hemen üstünü değiştirdi. Aynada kendine baktı ceketini düzeltti. Benimde üstümde beyaz kot pantolon, mavi crop ve beyazla gri arası bir renktte ceket vardı.


Siyah gözlük aldım komedinin üzerinden iki tane. Birini gizeme uzattım birini kendim aldım, gözlüklerimizide takınca tam olmuştuk. Dalgalı saçlarımı arkaya attım.


Gizemde saçlarını arkaya doğru sovurdu.

"Fıstık gibiyiz " dedim gülerek, gizemde güldü.

"Hadi çıkalım" dedi başımı salladım ikimizde el ele tutuşarak evden çıktık. Gizemin arabası vardı, gizemin arabasında yan koltuğa bindim. Gizemde sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı.

 

Arabayı sürmeye başlayarak mahalleden çıktı. Bir tanede şarkı açmıştı. Açtığı şarkıyı ikimizde bağırarak söyemeye başladık. Bir yandanda gülüyorduk.

 

"Allah'ım, Allah'ım
Ateşlere yürüyorum
Allah'ım, acı ile
Aşk ile büyüyorum"

" Beni yak kendini yak, her şeyi yak
Bir kıvılcım yeter, ben hazırım bak
İster öp okşa, istersen öldür
Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk
Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk
Seni içime çektim bir nefeste"

 

Son kısmı bağırarak söylemistik. En sevdiğim kısma geçecektik.
"Seni içime çektim bir nefeste
Yüreğim tutuklu, göğsüm kafeste
Yanacağız ikimiz de ateşte
Bir kıvılcım yeter, hazırım bak
Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk"

 

İkimize hem gulerek hem şakının ritmine uyarak şarkıyı söyleyerek hastanenin önüne gelmistik. Gizem şarkıyı kapattı ve arabayı düzgünce park etti. Hastanenin içi siyah araba ve siyah takım elbiseli adamlar doluydu. Gizemle ikimizde arabadan indik. Çok havalıydık yanliz. içimden bu halimize güldüm.

 

Gizemin arabasının önüne gelip kol kola girdik. Ikimizde sakin adımlarla hastaneye ilerledik. Hastane girişinden girdiğimizde etrafa bakındım. Sakin gibiydi. Allahım nolur abimin patronuyla karşılaşmayalım. Dün yeterince rezil olduk zaten.
Hangi akılla geldiysem...

 

Duruşumu bozmadan gizeme döndüm. Etrafa neşe saçıyordu resmen. Bende içten bir şekilde gülümsedim ve önüme döndüm.

Gizemle yürümek için bir adım atmıştıkki uğur kolidordan dönerken bizi gördü ve gülümseyerek yönünü bize çevirdi. "Vay vay vaayyy, kimleri görüyorum yaa " diyerek yanımıza gelip karşımıza dikildi, bir yandanda gülüyordu. Bu haline bizde gülüp gizemle aynı anda gözlüklerimizi çıkartıp saçımızı sovurduk.

 

"Ooo havalısınız bakıyorumda"dedi uğur. güldüm ve gizemden ayrıldım.

"Her zaman " dedim uğura göz kırparak. Uğur güldü, gizem ise uğurun gülüşüne takıldı. ikisinede aldırmadan, "Abim nerde?" Diye sordum. "Odasındaydı miraç beyfendiciğimizz" dedi uğur yüzunü buruştururken. Bu haline göz devirdim. Abim iyi çalıştırdı sanırım.

 

"Varya buda iyi miraç abici haa " dedi gizem bana bakıp.

"Susun bee çağıl abim bitti siz başladınız iyiki abimizi sorduk," sinirle homurdandım.

"Insan bir hatrımızı sorar defne hanım eyy gidi eyyy" dedi uğur elini gelişi güzel sallarken.
"Nasılsınız uğur bey?" Diye sordum ciddi bir sesle. Ama alay ediyordum.

 

"Iyiyiz defne hanım siz nasılsınız efenim?" Dedi oda ciddi ama alaylı bir halde.

"Iyi iyi" dedim, gizem bu halimize katıla katıla güldü,

 

"Ayy uğur bu asalaklar varya bu defne , çağıl abim ve benim abim ne halt yemişlerr" dedi gizem dedikodu moduna girerek. Uğurda hemen dedikodu modunu açtı, "Ne haltt yamisllerr "

 

"Bunlar dün hastanenin sahibine yani sizin patrona rezil olmuş" dedi gizem. Kıkırdayrak. Ben ise yuzumu burusturmustum. Uğur şaskinca bir gizeme bir bana bakti

 

"Bizim patron? Bartın bey mi? Hastanenin sahibi olan bartın bey mi?"

 

"Evet evet o" dedi gizem. Gizeme tip bir bakış attim. Sevdigi cocukla konusacak diye bizi sattı bee . Öyle olsun. Uğur bir anda kahkaha atmaya basladı.

 

"Allah rahmet eylesin bacımm." diyerek omzuma iki kere vurdu. Hemen eline vurdum.

 

"Bir git yaa" diye homurdandım "ben abimin yanına gidiyorum siz yapın dedikodunuzu" dedim ve onları arkamda bırakıp hastanenin icinde yürumeye başladim. Arkamdan gülme seslerini ve konusma seslerini duyuyordum ama umursamadan yürudüm.
Asansörün önüne gelip düğmeye bastım, kapı açılınca içeriden iki tane hasta çıktı, bende asansöre bindim. Kapılar kapanınca abimin odasının katına bastım. Siyah gözlüğumü gozume tekrar taktım. Asansör kata gelip durunca kapısı iki yana açıldı, açılan kapıdan dışarı çıkıp yürüdüm, çok şeker bir kızım yaa. Bu kombinle kesinlikle fotoğraf çekilip instagrama atmam gereken konular vardı.

 

Abimin odasına doğru ilerledim. abim hala sinirlimiydi emin değildim. o yüzden hafif bir gerginlik vardı içimde. ama şunu biliyordum. abim beni asla kırmazdı. Abimin odasının kapısının önüne gelince prof.doktor miraç akıncı yazısını görmemle gülümseyerek kapıyı çaldım.

 

'Gir' diyen abimin sesini duyunca kapıyı açıp girdim. Arkamdan kapıyı kapattım. Abim bilgisayara gomulmus kimin geldigine bakmiyordu bile...

 

"Abimmm" dedim şakıyarak, anında kafasını kaldırdı. O sırada gözlüğümü çıkarmıstım.

 

"Defne?" Dedi şaşkınlığı sesinede yansımıştı. Ama sesi daha çok sorgularcaydı.
"Abimm ben geldimm" dedim gülümseyerek. Abim bir gülümseyecek gibi oldu ama ifadesini topladı.
"Niye geldin bakalım sen?" Diye sordu ciddi tuttuğu sesiyle.
"Abimi özledim?" Dedim yalandı. Kendimi affettirmek içindi.
"Dün görüştük?" Dedi sorgularcasına bir kaşı kalkmıştı.
"Olsun. Abim değilmisin" dedim tatlı tatlı, yumuşayacak gibi olsada kendinden taviz vermedi.

 

"Defne, boşuna uğraşma sinirim hala geçmedi " dedi hala kapının önünde dikiliyordum.

"Oturayım mı?" Dedim tatlı tatlı göz kırpıştırarak. Masum masum baktım. Bir süre bana baktı. Baktı, baktı. En sonunda oflayarak omuzlarını düşürdüğünde zaferle gülümsedim.

İşte buu!

"Geç otur " dedi abim sert tutmaya çalıştığı sesiyle ama hiç sert olamamıştı. Canım abimm.

 

Hemen abimin karşısındaki koltuğa geçip oturdum.

"Ee abim günün nasıl geçiyor ?" Diye sordum.

"Iyi, bartın beye görünmemeye çalışıyorum sayenizde" dedi. Imayla.

Dudaklarımı dişledim. "Abim yaa, affet kanımız deli akıyorsa ne yapalım biz?" Dedim dudak büzerek masum masum baktım. Ama yemedi tabi.

 

"Akmasın kızım kanınız deli meli." Dedi hafif sinirle.
"Ama abim yaa " dedim yalakalık yapmaktan kim ölmuş?

"Abini-" diyorduki kapı caldı 'gel' dedi abim derin bir nefes vererek içeri bir kadın girdi,

"Acilde hasta var miraç bey" dedi ince sesiyle.

"Tamam geliyorum" dedi abim.

"Ben Bir hastaya bakayım" dedi abim bana bakarak o sırada kadın kapıyı kapatıp gitti, yeni başlamisti sanirim.

Abim ayağa kalktı. Bende abimle ayaklandım.

"Gizem aşağıdaydı bende onun yanına gideyim" dedim. Abim başını salladı. "Git bakalım" dedi. Ikimizde odadan beraber çıktık.

Abim sağdan giderken ben soldan gittim. Bu sayede ayrılmış olduk.

 

Ben tam kolidoru donup asansöre ilerliyecektimki gördüğum yüzle durdum. durmak zorunda kaldım. ve sıçtığımı düşünüyordum. şans neden bir kerede benden yana değildi!

 

karşımda Bartın bey ve arkasında dört adam vardı.

 

Neden istemediğım her şey başıma geliyordu benim?!

 

Bartın bey beni görünce gülümsedi. sanki sevinmiş gibi. yada dünkü rezilliklerimi hatırlamış gibi. ahh hayır acilen yerin dibine girmem gerek! Tam karşımda durunca bende samimi bir gülümsemeye çalıştım. .

 

"Merhaba bartın bey" dedim yumuşak bir sesle.

"Merhaba defne hanım" dedi sıcak bir sesle.

"Nasılsınız?" Diye sordu.

"Iyiyim siz nasılsınız?" Diye sordum.

"Sizi gördüm daha iyi oldum" dedi. Tam o an fark ettiğim şeyle kanım dondu. Gülümsemem yüzümde soldu kaldı. bütün organlarımın donduğunu hissetim.

 

Bartın beyin arkasindaki adamın belinde silah vardı!
Ve çokta belli oluyordu.

 

yine kulağımda çınlamaya başladı, Çığlık sesleri... Bağrışlar....

 

"Silah " diye fısıldadım. Ve bir tak sesi çınladı kulağımda.
Gözüm kararmaya başladı. Başım dönüyordu.

Sesler susmuyordu.

 

kanlı bir beden...
Tam dizimin dibinde..

 

Çağıl abimin sesi yankılanıyordu kulağımda...

 

Miraç abimin acı dolu inlemesi.... Benim ise etrafa boş boş bakışlarım... Ambulans sesleri geldi kulagıma.
Çok yakınımdan bir ses duydum. "Defne iyi misin?" Diye endişeli bir ses ama seçemiyordum, kimdi o sesin sahibi?
Daha fazla dizlerim beni taşımadı ve ben tam düşecekken biri beni belimden tutup havalandırdı.

 

"Defnee!" Diye endiseli ses artık bağırıyordu,

Bağırmamalıydı!

Daha çok sesler artıyordu. Ben yüksek ses istemiyordum. "Abi.." diye fısıldadım ve bilincimi artık açık tutmak çok zordu.

Zaten istemiyordum bilincimin açık olmasını. Bu sesleri duymak istemiyordum. Gözümden bir yaş aktığını hissettim. Bilincim kapanmadan önce ise zihnimde yine aynı ses yankılandı.



TAK, Silah patladı ve bu silah benim hayatımın en aşılmaz şeyi oldu....

Loading...
0%