@_denizornek_
|
Bugün beni annem değil, köpeğim yüzümü yalayarak uyandırdı. Hemen ardından annem uyanmam için seslenmeye başlamıştı bile… Anneme uyandığımı belirtmek adına, "Anne, uyandım. Köpeğim sağ olsun beni yalayarak uyandırdı," diyerek anneme seslenmiştim. Yüzümü yıkayıp aşağıya kahvaltı için indim ve tabii köpeğim de acıkmış olacak ki o da benimle beraber aşağıya indi. Aşağıya indikten sonra köpeğimin yemek ve su kaplarını doldurdum. Artık köpeğime isim koyma vakti gelmişti. Dün yoğunluktan isim koymaya vakit bile bulamamıştım. Düşündüm, düşündüm. İsmi Luna, evet Luna. Kulağa çok hoş geliyordu. Annem, kahvaltı masasını her zamanki gibi bir güzel donatmıştı. Tabağıma sevdiğim yiyecekleri doldurup kahvaltıma başlamıştım. Annem, "Kızım, köpeğine isim koyma zamanın geldi. Bir isim buldun mu?" "Evet, buldum. İsmi Luna." "Ne güzel isim. Çok sevdim kızım, aferin." Luna, tabağını çoktan bitirmişti. Evde dolaşmaya başladı. Bende o sırada kahvaltımı bitirdim ve odama çıktım. Bugün Gece, bizimle buluşamayacağından dolayı Asya ile ikimiz de buluşmama kararı almıştık. Bugün herkesin kendi halinde takılma günü olacaktı. Aslında ben de kendim için değişik bir şeyler yapmak istiyordum. Ne yapsam diye düşünürken köpeğimle sahil kenarında yürüyüş yapmaya karar verdim. Spor kıyafetlerimi giydim ve köpeğimi de hazırlayıp dışarı çıktım. Annem, benim gideceğimi yeni fark etmiş olacak ki bana bakmak için arkamdan seslendi. "Kızım, nereye gidiyorsunuz?" diye merakla sordu "Sahil kenarında yürüyüş yapmaya gidiyoruz," diyerek arkamı hiç dönmeden annemin sorusunu yanıtlamış ve evden dışarı çıkmıştım. Köpeğimle ilk yürüyüşüm olduğundan çok heyecanlıydım. Sahile varmıştık. Sahil her zamanki gibi çok kalabalıktı. Koşu yapanlar, bisiklet sürenler, çimenlerde oturmuş arkadaş grupları... Bende çimendeki minik ağacın gölgesinde oturmaya karar vermiştim. Bir ağaca yaslanıp oturmuştum. Luna ise yanıma yatmıştı. Keyfi gayet yerindeydi. Sürekli kuyruğunu sallıyordu. Luna' nın yanına sevimli bir arkadaş gelmişti. Arkadaşı da sahipliydi. Luna yeni arkadaşını görünce ayaklanmıştı. Birbirleriyle oynamaya başlamışlardı. Rahat oynasınlar diye Luna’mın tasmasını çıkarmıştım. Luna ile oynayan arkadaşının sahibi yanıma gelmişti. "Merhabalar, oturabilir miyim?" diye sordu. Cevap vermemiştim. O ise beni takmadan yanıma oturmuş, kendini tanıtmaya başlamıştı, "Rüzgâr." "Ben Güneş." "Yok, köpeğimin ismi Rüzgâr." Harika! Yerin dibine girmek istiyordum. Hemen, 'Ben Güneş.' diye atlamıştım. "Pardon, ben yanlış anladım." diyerek yaşadığım durumu iyileştirmeye çalıştım. "Peki o zaman senin ismin nedir?" diye merakla sordum. "Benim ismim Poyraz, memnun oldum." derken elini uzattı. Elini sıktım. "Memnun oldum." diyerek karşılık verdim. "Senin köpeğin ismi ne?" diye sormuştu. "Luna." Uzun süre sessizlikten sonra Poyraz, "Ben bir şey düşündüm. Sen hep buraya geliyor musun?" diye sordu. "Evet. Hep geliyorum. En sevdiğim yerlerden birisidir," diye yanıtladım. "Güzel. Bisikletin var mı?” "Evet var." "Güzel. O zaman bir saat ve gün belirleyelim ve tam burada bisiklet sürelim ne dersin?” Hemen bu samimiyet nereden geliyordu? "Bilemedim ki..." Poyraz, gerçekten de iyi birisiydi ama hemen de güvenmek istemiyordum. Sonuçta daha yeni tanışmıştık. "Hadi ya, lütfen. Hem çok eğleniriz olmaz mı?" "Tamam, olur,” diye kabullenmiştim ama umarım kötü bir şey ile karşılaşmazdım " O zaman her gün akşam saat 17.00'da burada buluşalım," diye heyecanla gözlerimin içine bakıyordu. "Tamam." diyerek onay verdim ama hâlâ kararsızdım O sırada telefonuma kızlardan mesaj geliyordu ama şu an bakamazdım. Poyraz bir şeyler anlatmaya başlamıştı, "Hava da çok güzel bugün. Sen hangi havaları seversin yağmurlu mu güneşli mi? Sen söylemeden tahmin edeceğim. Güneşli. Çünkü ismin Güneş." diyerek kahkaha attı. İçimden, “Aman ne komik ne komik. Bu çocuk ile mizah anlayışımızın tamamen ters olduğunu şu an anlamıştım. "Espri anlayışın kıt olsa da evet, doğru bildin. Güneşli havaları çok severim. İnsana enerji ve mutluluk veriyor, diyerek yanıtladım. "Değil mi? Ben de seninle aynı fikirdeyim," diyerek gülümsedi. O sırada ikimizin köpekleri de yanımıza geldi. "Akşam konser var gelir misin? Yedek biletim var." "Kimin konseri var?" diye merakla sordum "Eski Model grubun solisti, Fatma Turgut'un konseri var." Kimin konseri olduğunu öğrenmeseydim gitmeyecektim ama en sevdiğim sanatçı olduğu için de bu daveti ret edemedim. "Olur. Zaten en sevdiğim sanatçı. Bir senedir hayranıyım." "Vay, ne güzel. Biliyor musun? Benim de en sevdiğim sanatçıdır kendisi." İkimizde aynı kişiyi dinliyorduk. Ne tesadüf ama… Saate baktığımda eve gitme saatimin geldiğini anlamıştım. Poyraz'a baktığımda, köpeğini seviyordu. "Poyraz, seninle tanıştığım için çok mutlu oldum ama benim eve gitme saatim geldi, gitmem gerekiyor." "Tamamdır. O zaman akşam konserde görüşürüz ama ben sana nasıl ulaşacağım?" Belli ki telefon numaramı istiyordu. Vermekten başka şansım yoktu. Çünkü akşam konser yerinde birbirimize ulaşmak için telefon numaramı mecburen vermem gerekiyordu. Telefon numaramı verdikten sonra, "Artık gitmem gerekiyor, görüşürüz," diyerek yanından ayrıldım. "Tamam, görüşürüz. Kendine iyi bak. Ne zaman çıkacağını sana mesajla bildiririm," diyerek gülümsedi ve vedalaştı. Köpeğimin tasmasını taktım ve ağacın gölgesinden kalktım. Köpeğimle sahilden eve doğru yürümeye başladık. Telefonuma sürekli bizim kızlar grubumuzdan mesajlar yağıyordu. Mesajlara evde baksam daha rahat ederim diye düşünerek telefonu bildirim sesini kapatıp cebime geri koydum. Sonunda eşsiz kalabalık sahilden çıkıp evimin sokağına girmiştik. Luna, arada kedileri kovalamak istese de tasmasını çekip izin vermiyordum. Nihayet eve varmıştık. Eve girer girmez annem bana seslendi, "Güneş! kızım geldin mi?" Saçma sorulara, ‘Merhaba’ deyin. "Yok annecim, daha sokakta yürüyorum, gördüğün gibi geldim işte…" diyerek gülümsedim. Annem yanıma yaklaşarak, "Ah benim kızım bana şaka mı yaparmış? Ne yaptın bakalım, aç mısın?” diyerek bana sarıldı. "Evet, karnım zil çalıyor. Açlıktan öleceğim şimdi. Üstümü değiştirip geliyorum," diyerek hızla üstümü değiştirmek için odama çıkmaya başladım ve tabii ki arkamdan yapışık ikizim Luna’m geliyordu. Odama çıktım. Üstümü değiştirmeden önce gelen grup mesajlarıma bakmaya karar verdim. Asya: "Evet, bekledik. Bence artık sürprizi açıklama vaktin geldi Gece." Gece: "Güneş'in de gelmesi gerek." Asya: "Of ya açıkla, meraktan öleceğim." Gece: "Kızım, elbet açıklayacağım bir dur ya!" Asya: "Güneş! Gel artık, nerelerdesin? Senin yüzünden sürprizi öğrenemiyorum ya!" Ben: "Kızlar! Ben geldim. Sakin ol Asya." Asya: "Güneş geldi. Bence artık açıklamaman için bir sorun yok." Gece: "Hazır mısınız?" Asya:" Evet, açıkla artık!" Ben:" Asya, kızım bir dur ya! Evet hazırız." Gece: "Kızlar, ben ehliyet aldım ve bugün de bir arabam oldu. Yani istediğimiz her yere arabamla gidebiliriz." Asya: "Oha! Çok iyi haber bu. Düşünsenize bilet basmak, durakta beklemek, otobüsü kaçırma telaşı olmayacak." Ben: “Bu güzel haberden sonra ben de sizlere bir şey söyleyeceğim. Kızlar, ben bugün birisiyle tanıştım." Asya: "Aa! ikinci bir sürpriz geliyor. Bugün de sürprizlere doyamadık," diye yazdıktan sonra gülme emojisi atmıştı. Gece: "Kim kız o? Ay, sevgilin mi oldu yoksa?" Asya: "Gece, kızım yavaş. Daha bismillah. Yeni tanışmışlar. Bir dakika ya! Kız ya da erkek olduğunu söylemedi ki. Biz direkt erkek olarak algıladık. Güneş, tanıştığın kişi kız mı, yoksa erkek mi?" Ben: "Erkek, ismi Poyraz." Asya: "Ay, yakışıklı mı?" yazdıktan sonra kalpli gözlü emoji bırakmıştı. Gece: "Nasıl biri?” diye merakla sormuştu. Ben: "Cana yakın. Bilmem ki iyi niyetli, dürüst, sevecen." Asya: "Evet kızlar, Güneş'i kaybettik. Baya yanmış çocuğa." Ben: "Yuh! ne alaka ya?" Gece: "Kızım yandığın bariz belli." Ben: "Yanmadım, fakat sanırım o bana yandı. Asya: "Oha! Aşırı iyi." Ben: "Neyse, ben kaçtım kızlar. Poyraz ile akşam Fatma Turgut'un konserine gideceğiz. Yemek yemem lazım, görüşürüz." Asya: "Oha, konsere mi davet etti. Çok iyi ya." Gece: "Tamam, o zaman yarın aynı kafede buluşalım ama benim arabayla gideceğiz." Telefonu kapattım ve köpeğimi sevip üstümü değiştirdim. Annem beni merak etmiş olacak ki beni yemeğe çağırdı. "Güneş, nerede kaldın kızım?" "Geliyorum..." |
0% |