@_duygu
|
Jarmin'e Yil ile Tarmiun adındaki iki savaşçıyı araştırmasını istemiştim. Ne zaman birisiyle savaşacak olsam onu araştırırdım. Zaaflarını bulur, ona göre haraket ederdim. Biraz daha size kendimden bahsedeyim. Mor renkli saçlarım var. Bir de sihir. Kraliçe veya kral olduğunuz anda size sihir veriliyor. Ve atalarınızın güçleri varsa size aktarılıyor. Herkesin yada her soyun farklı sihiri var. Kimisi kılık değiştirir, kimisi uçar, kimisi eşyaları hareket ettirir gibi gibi... Benim sihrim ise Duygu Sihri. İçinde olduğum duyguya göre saçlarım renk değiştiriyor. Mutlu olduğumda sarı, üzgün olduğumda mavi, korktuğumda yeşil, sinirlendiğimde kırmızı, depresyondaysam siyah oluyor. Beyaz tenliyimdir. Ela gözlerim vardır. Baya güzel görünüyorum. Levandre de biraz güzel olabilir ama beni geçemez. Mavi gözleri ve gece karanlığını andıran siyah saçları var. Jarmin'in geldiğini ayak seslerinden anladım. Kafamı ayak seslerinin geldiği yöne doğru çevirdim. Jarmin gelmişti. "Kraliçem, size istediğiniz bilgileri topladım. Şimdi anlatmamaı ister misiniz?" diye sordu nazik ve ince sesiyle. Tamam anlamında kafamı salladım. "Yil, Tarmiun'un karısı. İkisi de çok iyi savaşıyor." sözünü keserek "Benden daha iyi olamazlar." dedim. Gülümseyerek "Tabii ki de efendim." dedi ve devam etti. "Aynı zamanda Yil karnında bir bebek taşıyor. Bebeğin doğmasına çok az bir zaman kalmış." Yani bu durum da Yil'i öldürürsem bir çocğu da öldürmüş olacaktım. "Teşekkür ederim Jarmin. Şimdi çıkabilirsin." dedim. Jarmin gülümseyerek odadan çıktı. Levandre Yil'in durumunu ve benim onu öldürme ihtimalimin daha fazla olduğunu biliyordu. Savaşçılarını ölüme göndermesine alışmıştım ama ilk defa bir bebeği ölümün kucağına bırakıyordu. Cani. Yatak odama gidip üzerimi değiştirdim. Bir kraliçe kıyafeti gibi görünmeyen kıyafetleri seçtim. Normal bir kişi kılığına girip halkın arasına karışacaktım. Kahverengi tonlarında, uzun bir elbise giymiştim. Bacağıma küçük bir bıçak sakladım. Saçlarımı örüp saray kapısından dışarı çıktım.
|
0% |