@_duygu
|
Savaş alanındaydık. İnsanların tiz çığlıkları kulağımı tırmalıyordu. Kollarım, yüzüm,bacaklarım,karnım... Kısacası çoğu organımdan yara almıştım. Ama kalbimin acısından geriye kalan hiç birşeyi hissedemiyordum. Yaptıklarımdan çok pişmandım. Pişmandık... Saçlarımın mor rengi gözükmüyordu, kan bulaştığı için kıpkırmızıydı. Karşımdaki Levandre'nin de benden farkı yoktu. İkimiz aynı duyguları hissediyorduk. Birden kalbime büyük bir acı saplandı. Ama bu gerçekti. Göğüsüme biri ok atmıştı ve o da kalbimi bulmuştu. Ona baktığımda Levandre'nin de kalbine kılç geldiğini gördüm. Gözlerim buğlanıyordu. Galiba ben, ölüyordum. Ayaklarım gücünü kaybettiği anda yere düştüm ve bilincim kapand- Terli,nefes nefese,korkuyla uyandım. Bu gördüğüm kabus,pardon gördüğümüz kabus bizim lanetimizdi. Kim olduğunu az çok tahmin ediyorsunuzdur. Levandre ve benim aramda olan iğreç bir lanetti bu. Her gece aynı kabusu görüyorduk. Neden lanetlendiğimizi bilmiyoruz. Yatağımın başındaki küçük masadaki bir bardak suyu içtim. Duvardaki saate baktığımda saat altı buçuğu gösteriyordu. Bir saate gelirlerdi herhalde. Geriye kalan bir saati balkonda geçirmiştim. Şimdi ise savaşacağımız büyük alandaydım. Silalahların yanında kılıcımı yemizliyordum. Birazdan düsmanımın kanıyla kirleneceğini bilsem bile. Kapımın çalınmasıyla "Gelebilirsiniz." dedim. İçeri ilk önce Jarmin girdi. Ardından Tarmiun ve Yil gelmişti. Tarmiun sert bir yüze sahipti. Sakalları yeni çıkmaya başlıyordu. Saçları kırmızıya yakın bir kahverengiydi. Boyu da uzundu. Kaşları çatıktı. Öldürmeye hazırmış gibi bakıyordu. Koyu mavi gözlerinde korku duygusu hiç uğramamış gibiydi. Ten rengi hafif kahverengiydi. Yil, Tarmiun'un yanında küçücük kalıyordu. Sempatik birisine benziyordu. Gözleri çok az çekikti. Karla yarışacak kadar beyaz tenliydi. Simsiyah saçları vardı. Göz rengi de saçları gibiydi. "Bizi buraya Onurlu Levandre gönderdi" dedi Tarmiun. Cümlelerine devam edeceği anda sözünü kesip "Onurlu Levandre adında birisini tanımıyorum. Ama eşiniz karnında çocuğunuzu taşıdı halde benimle savaşmaya gönderen Sevgisiz Levandre'den bahsediyorsanız eğer, evet tanıyorum." dedim imalı bir şekilde. Tarmiun, yumruklarını sıkarken sinirli bir nefes verdi. Onlar da bu yüzden öfkeliydiler. "Eğer biz kazanırsak-" tekrardan sözünü kestim. "Biliyorum, biliyorum, biliyorum. Boş laf yapmaya gerek yok. Hadi savaşalım." dedim. Son cümlemi söylerken bir çocuk gibi alkışlayıp yerimde zıpladım. Bunu yaparken de yüzeme yalandan bir tebessüm kondurmuştum. Birazdan buranın yerleri kirlenecekti ve yine benim hizmetçilerim çalışıcaktı. Off
Diğer bölümde savacaklar. Bakalım kim kazanacak?? Musan? Levandre? Diğer bölümde sürprizim varr. Okuduğunuz için teşekkürler. Görüşürüz💜
|
0% |