Şarkı: Reflections- Toshifumi Hinata

Kolejde saat tam 14.00' da bütün okulla beraber 11/B sınıfı da sınav oluyordu. Kimse bu sınava çalışmamıştı. Herkes soruları okumadan cevaplıyordu. Çünkü bütün soruları sallıyorlardı. Fakat 5 dakika sonra kapı çalındı ve sınıfa elinde bir kağıt ile müdür girerek Jale öğretmen ile fısır fısır bir şeyler konuşmaya başladılar.

Bu sınıf diğer sınıflara benzemiyordu. Başlarında hep bir bela ve kimsenin anlamadığı bir şekilde de garip bir havaları vardı. Sınavı çok önemsemedikleri için de müdürün ve hocanın ne konuştuklarını duymaya çalışıyorlardı. Birden öğretmen aceleyle ayağa kalkıp sınava devam etmemeleri gerektiğini söyledi. Sınıf bu gizemli havadan rahatsız olsalar da mutlu olmuşlardı. Sonuçta sınav iptal edilmişti. Hepsi bardağın dolu tarafından bakıyordu.

O sırada öğretmen hemen yerine geri oturmuş ve 3 gün önce ''Hayallerim'' konulu verdiği kompozisyon ödevinde sınıfın yazıp getirdiği bütün kağıtları müdürün getirdiği kağıda göre inceliyordu. O sırada müdür sınıfa ''Ben her şeyi planladım, vazgeçmeyeceğim. Kararım kesin cümlesini yazın'' dedi.

Alp;

''Hocam iyi misiniz? ''

Müdür;

'' Konuşma Alp yaz. Bitirince arkadan toplayıp kağıtları bana verin'' dedi.

O sırada müdür arkada boş olan sıraya bakarak ''Beste arkadaşınız nerede?'' diye bir soru sordu. Bütün bakışlar Beste'nin oturduğu sıraya dönmüştü.

Candan hafif bir gülümsemeyle ''Ha! Beste mi, o arkadaşımız değil hocam ya! Neredeyse ordadır. '' diyerek alaycı bir tavır sergiledi. Candan hep böyleydi. Kimseyi takmaz ve herkese yüksekten bakardı. Çünkü böyle alıştırılmıştı. Sınıfta kısa süren bir kıkırdama oldu. Ama gerçekten Beste o gün yoktu. Ardından Alp oflayarak lafa girdi. '' Hocam artık neler olduğunu söyleyecek misiniz?''

Alp'de aynı şekilde zengin bir ailenin çocuğuydu. Ama o sonradan görmeydi. Ama artık o da alışmıştı.

Müdür;

''3 gün önce sizden hayallerinizle ilgili bir kompozisyon yazmanızı istemiştik. Bugün kağıtları karıştırıp kim neden bu hayali istediğini ve hayali gerçekleşirse ne yapacağını, tavırlarını ve benzeri şeylerini konuşacaktı. Bütün sınıflarda yapmıştık. Bir tek sizin sınıf kalmıştı ve 3 gün önce edebiyat dersinizde size haber vermiştik. Jale hocanız da kabul etmişti ve dersiniz bir nevi boş geçmişti. Siz ders işlemek yerine size verilen kağıtlara hayalinizi yazmıştınız. Ama içinizden birisi kağıdına '' Ben her şeyi planladım, vazgeçmeyeceğim kararım kesin. Yarın zevkle onu öldüreceğim.'' yazmış. Hatta detaylarıyla da anlatmış. Bu cümleler dışında da zevkle onu öldüreceğinden sık sık bahsetmiş zaten'' dedi herkesin gözüne bakarak.

Herkes tırsmış bir şekilde etrafına bakıyordu, kimin olduğunu bulmak istercesine. Kısa süren bir sessizliğin ardından müdür tekrardan lafa girişti.

Müdür;

''Şimdi hocanız el yazılarını karşılaştıracak ve kimin yazdığını bulacak. Bence iş karışmadan kim yazdığını söylesin. Eğer biz hocanızla birlikte kimin yazdığını siz söylemeden önce bulursak o kişi okuldan atılacak. Bence yazan kişi hemen söylese iyi olur'' dedi.

İşlerin hemen çözüleceğine inanıyordu. Ama ip çoktan düğüm olmuştu bile..

Alp;

''Hocam kesin Beste salağı yazmıştır. Çünkü o öyle bir tip. Manyak yani. Bence o yüzden gelmedi.'' dedi ve garip bir şekilde gülümsedi. Ardından herkes Alp'i destekledi.

Müdür;

''Neden gelmedi arkadaşınız? Açıklayın da Beste'nin salak mı manyak mı olduğuna biz karar verelim'' dedi. Ardından Alp tekrardan lafa girişti.

Alp;

''Hocam o arkadaşımız değil dedik! Var mı sınıfta onunla konuşan Allah aşkına ya? Ha! Benimki de soru onunla kim konuşur ki? Zaten bence sizin de onu okula kaydederken manyak bir katil olduğunu anlamanız lazımdı''

Müdür;

''Sana mı soracağım ben! Bak Alp artık o egolu kötü çocuk rolünü bırakıp anlatmaya başla. Niye konuşmuyorsunuz Beste ile hepiniz? Anlatın çabuk!''

Kimseden çıt çıkmamıştı. Herkes birbirini sorgulamakla meşguldü. Müdür tam tahtanın ortasında sabırlı davranmaya çalışarak bekliyordu.

Jale öğretmen ise hala kağıtları kontrol etmeye devam ediyordu. Dikkatle yazıları okuyor ve el yazısıyla karşılaştırıyordu. Tekrardan sınıfa gelecek olursak ise sınıftakiler aslında doğruyu söylemişlerdi. Gerçekten sınıfta Beste ile konuşan kimse yoktu. Bu yalan sayılmazdı. Ama atladıkları bir şey vardı.

Kimsenin cevap vermemesi müdürün canını sıkmaya başlamış olacak ki artık tahtanın önünde beklemekten sabrı dolmuştu. Tam ağzını açacakken Candan söz almak için elini kaldırdı.

Ve işte oyun başlamıştı...

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Selam sevgili okurlarımmmm!

İlk bölümü beğendiniz mi, duygularınız ve düşünceleriniz nasıll?

Biraz kendimi tanıtayım. Merhaba ben Ecrin. Yıllardır bir okurum ve gerçekten de abartılacak derecede kitap okuduğum için ismim her yerde yürüyen kitaplık. Bir süre önce düşündüm dedim ki madem okumayı bu kadar seviyorum neden yazmayı denemeyeyim ki?

Bu düşünceyle beraber bilgisayarın başına geçtim ve yazmaya başladım. İlk aklıma gelen kurgum bu. Eğer bu kitabı siz okur ve bende yazarsam diğer kurgularımda peşinden gelecek. Şimdilik bu kadarr. Zaten sonraki bölümlerde de sık sık karşılaşacağız.

İnşallah seversinizzz <3