Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Bölüm-2

@_gokyel_

 

🐺🐺🐺

 

Üsteğmen Almila Bolat'ın ağzından...

Benim ki de ne şans ama.

Yıllardır adını duyduğum, delicesine hayran olduğum, ama bir kez olsun yüzünü dahi görmediğim Kurtalp lakaplı adamın şu an evinde oturuyorum.

Hâlâ inanamıyorum.

Demek adı Gökalp Mete imiş, güzel isim.

Yüzbaşı Gökalp Mete Manasoğlu'nun ağzından...

Albay gelince çayı demleyip birer bardak verdim. Şu an oturduk içiyoruz.

"Komutanım müsadeniz olursa bir şey sormak istiyorum."bana baktı.

"Sor bakalım."çayından bir yudum aldı. İkiside pür dikkat bana bakıyorlar.

"Bu ekip için neden biz, ben ya da o."kız onu kastettiğimi anlayınca gözlerini pörtletti.

"Bir kere sen, biliyorum böyle şeyleri sevmiyorsun ama, işinde en iyisisin. Gerektiğinde tek başına, gerektiğinde timinle gurur veriyorsun. Onun haricinde sana güveniyorum Kurtalp."başımı eğdim.

"Sana gelince Bala."o da kim ?

"Bala derken komutanım ?"güldü.

"Senin lakabın Kurtalp ise onun da Bala."başımı 'anladım' anlamında salladım.

"Sende Bala, Kurtalp gibi gözükara, dediğim dediksin. Ve sana da güveniyorum. Sizler seçilmiş kişilersiniz. Sizler son kalemizsiniz."galiba hayatımın en onur verici görevine çıkıyorum.

Albay ayağa kalktı. Ardından bizde kalktık.

"Dediğim gibi, haftaya kadar ekibini oluştur. Bala hep seninle olacak. Bir hafta sonra isim listesini alacağım."ona baktım.

"Emredersiniz komutanım."Albayın paltosunu verdim ve onu uğurladım.

"Sen niye gitmiyorsun hâlâ ?"suratıma bön bön bakıyor.

"Albay, Bala yanında olacak dedi."işaret parmağımı kaldırıp ona doğru salladım.

"Bana bak küçük hanım, bu bir hafta boyunca biz görüşmüyoruz tamam mı ? Tesadüfen bile karşılaşmıyoruz. Ben işime karışılmasını sevmem. Çeneni de tutamayacağına göre sana yol göründü. Zaten bir hafta boyunca yanımda olamazsın. Ve ben senin üstün olarak emrediyorum."dediklerimden şok olmuş gibi bakıyor.

"Albay da sizin üstünüz olarak size emretti, ayrıca ben çenemi tutarım. Çevremdekiler bana aslında sessiz olduğumu söylerler. Ve ben de Albayın emriyle bir hafta boyunca yanınızdayım. Siz nereye ben oraya."hasbin Allah.

"Sen bela mısın ? Bak kırk sekiz saattir uykusuzum. Bu bana koymaz ama senin varlığın bana burada dokunuyor. Ne dokunması be, tekmeliyor."yeniden koltuğa oturdum.

"Abartıyorsunuz, siz dinlenebilirsiniz. Ben ses çıkarmadan bir köşede otururum."bir hışımla ayağa kalktım. Dibine kadar girdim.

"Kenine çok güveniyorsun küçük hanım, emir demiri keser unutma. Şimdi git, yarın ben bulurum seni. Şimdi gitmezsen valla seni kapının önüne koyarım."gülümsedi.

Bir şey demesini beklemeden az ilerideki koltuğa uzandım. O da yüzünü buruşturup koltuktaki çantasını aldı.

"Komutanım olmasanız ben yapacağımı bilirdim ama neyse."sesi kısık geldi ama ben duyup kafamı ileriye doğru kaldırdım.

"Ne dedin sen ?"evin kapısını açtı.

"Ben gidiyorum, yarın sizden haber bekleyeceğim."bir şey demeden kapıyı çekip çıktı.

"Hasta mısır nedir ya ? Ulan her manyakta beni buluyor arkadaş. Manyak çeken mıknatıs falan mı var bende ?"kafamı geri yastığa koydum.

Öyle bir uyumuşum ki akşama kadar, bütün yorgunluğum gitmiş.

Akşamları da evde duramam ki. İlk önce gidip yüzümü bol suyla yıkadım. Kafamı kaldırdığımda aynada şehit babamı gördüm. Bir görünüp hemen kayboldu.

Ben ne zamandır ilaçlarımı almıyordum acaba ? Odama geçip çekmeceden ilaçlarımı aldım. Sehpadaki sudan bardağa doldurup hapla birlikte yuttum.

Ardından salondan cekedimi, telefonumu ve silahımı alıp evden çıktım.

Saat dokuz olmuştu. Dedim ya akşamları evde duramıyorum. Atıyorum kendimi bir yerlere.

Benim arkadaş var, Üsteğmen. Aynı taburda olduğumuz için operasyon dönüşü birbirimizden haberimiz oluyor. Görevde olmadığım çoğu zaman onunla birlikte olurum genelde. Yine ona gideceğim ama bu sefer başka.

Evi, benim eve yarım saat uzaklıkta. Ona geldiğimde saat dokuz buçuk olmuştu. Zile bastım. Az sonra kapı açıldı.

"Yine mi sen lan ? Ulan bıktım her akşam senin yüzünü görmekten. Zaten günlerce operasyonda oluyorum, gelince de bir Allah'ın kulu senmişsin gibi geliyorsun evime."o hâlâ konuşurken ben içeri dalmıştım bile.

"Hiç aldırıyor mu ? İnsan bir sorar ev de başka biri var mı diye ? Ne biçim adamsın sen be ? Nereden çıktıysan zaten karşıma, seninle tanıştığım günün ben...."her akşam aynı terane.

"Yeter lan, bir motorun soğsun. Şuna bak, sanki benden başka arkaşı var da, o gelecek akşamları. Harbiden lan, senin niye hiç arkadaşın yok ?"bunları söylerken bir yandan da gülüyorum.

"Senin yüzünden kardeşim, kendin gibi beni de sosyopat yaptın. Zaten, maşallah kırk arkadaşa bedelsin."kanepeye kurulmuştum, o da kapıyı kapatıp yanıma oturdu. Ben de öksürerek boğazımı temizledim.

"Bırak şimdi makarayı Kürşad, bu sefer ciddi bir mesele için geldim."yerimde dik pozisyona geçtim.

"Yine hangi lahmacuncuyu keşfettin ?"genelde benim ona ciddi dediğim konular bu oluyor da.

"Lahmacuncu değil kardeşim, ama onun kadar önemli."şaka yapmadığımı anladı sonunda.

"Ciddi olduğuna göre beni yakından ilgilendiriyor. Dinliyorum."arkadaş işte, biliyor.

"Sana, benim ekibimde benim yardımcım olmanı teklif ediyorum."yine kendi başıma işler yapıyorum.

"Nasıl ya, senin de benim de bir timim var zaten. Ne alâka şimdi ?"yüzü bir garip oldu.

"Selim Albay ve Mahir Albay, Rıza Tümgeneral'in emriyle özel bir ekip kuruyor. Beni de bu ekibin lideri yaptılar, bir tane de baş belası Üsteğmen kız verdiler yardımcı diye."o aklıma gelince ne kadar gıcık olduğunu yeniden hatırladım.

"Varmış işte oğlum yardımcın, beni niye istiyorsun ?"yanaklarımı havayla şişirip serbest bıraktım.

"Onu tanımıyorum, ayrıca hiç hoşlanmadım. Onun yerine güvenebileceğim biri, sen olsan daha iyi olur."biraz düşündü.

"Bak kardeşim, ben seninle ölüme bile gelirim. Ama ben Selim Albayın sana uygun gördüğü yardımcının yerine geçemem. Ama eğer yine de gel yanımda ol diyorsan seve seve gelirim."biliyordum böyle diyeceğini ama şansımı denemek istedim.

"Her zaman yanımda yerin var, yalnız o kız olmasaydı iyi olurdu."konudan uzaklaşıp yüzünde hınzırlıkla baktı.

"Sen niye taktın buna bu kadar ? Benim tanıdığım Kurtalp bir insandan nefret edecek kadar vakit geçirmezdi. Ama ben istisnayım galiba."şu bakışı beni deli ediyor.

"Ulan Kürşad, benim derdim başımdan aşkın, sen bana niye bu kıza taktın diyorsun. Etrafımda güvenebileceğim adamlara ihtiyacım var benim. Tanımadığım insanla işim yok. Bana adam gibi adam lazım. Selim Albay getirmiş olsa da biliyorsun beni huyluyum işte."güldü.

"Bilmezmiyim."yeniden arkama yaslandım.

"E bir çay koy da içelim, bir de açım ben ya."çay koymak için kalkarken yine siteme başladı.

"Zaten tok gelsen şaşardım."güldüm.

"Senin ellerinden yemeyince tat alamıyorum be kardeşim."kıkırdadım.

"Şu şey var, Turan. Hatırlıyorsun değil mi ?"düşündüm.

"Bizim Kamber ?"yüzü aydınlandı.

"O işte, sana kefil olurum harbi asker. Bilirsin biraz çatlak ama, yani sana pek uzak değil."gülüyor.

"Hangimiz çatlak değiliz ki ?"bizde de var bir şeyler.

"Ne dersin ona ?"bence iyi.

"Yarın bakalım, bir de sen dilekçeni ver de gel benim yanıma."çayı koydu.

"Hallederiz onu, ama benim aklıma takılan başka bir şey var ?"tahmin ettiğim şey değildir umarım.

"Neymiş ?"gülümsedi.

"Şu kız, kim ki ? Merak ettim."çenesi durmuyor.

"Ne bileyim, Almila mıymış neymiş adı."gözlerini açtı.

"Hayret, bir kadının adını aklında tutmuşsun. Bu kız bir günde senin yapını bozmuş. Helal olsun."şunları yapmasa iyi adam da. Böyle yapınca arkadaş falan dinlemeyip eşşek sudan gelinceye kadar dövmek geliyor içimden.

"Tek arkadaşım olarak seni seçmekte hata mı yaptım acaba ?"gülüyor.

"Bazen ben de aynısını düşünüyorum biliyor musun ? Ama yaptık bir hata işte, bundan sonra da dönülmez ki."deli ya.

"Değişik, işine bak. Acıktım ben."yine önlüklü benimki.

"Emredersin paşam."sesimi kalınlaştırdım.

"Bak gerçekten emrederim görürsün."yapmam da işte.

"Seni tanımasam inanacağım da."ağız tadıyla bir şaka da yaptırmıyor.

Kürşad kahvaltılık bir şeyler hazırlarken kapı çaldı.

"Kös kös oturma da kapıya bak bari."elimdeki telefonu bırakıp kapıyı açmaya gittim.

Açtım açmasına da, hayal görme olasılığım çok yüksek.

"Yok artık, bunu da yapmış olamazsın."Kürşad elindeki bıçağı bırakıp önlükle yanıma geldi.

"Ne oldu lan ?"birden kapıya bakınca yavaş yavaş olanların farkına vardı sanki.

Küçük hanım gelmiş.

"İyi akşamlar, elim boş gelmek istemezdim ama bu saatte tüm marketler kapalıydı."benimki suratıma bakarken kız da içeri giriverdi.

"Gökalp'in suratına bakılırsa sen Almila olmalısın."kız şaşırdı bizimki adını söyleyince. Ben de en sonunda şoku atlatmış kapıyı kapatabilmiştim.

"Evet, beni tanıdığınıza göre Gökalp Yüzbaşı bugün olanları size anlatmış."üçümüz de ayaktayız.

"Öyle oldu, bu arada Üsteğmen Kürşad Yücesoy ben, bazen de Zımba derler. Şu deli bozuğun tek arkadaşıyım."beni gösteriyor.

Her kişiye de lakabını söylemez haa. Zımbaymış, pabucumun Zımbası.

"Memnun oldum Kürşad, ben de Üsteğmen Almila Bolat, bana da Bala derler. Tek arkadaşı olduğuna şaşmamalı."elini uzattı. Bizimki de sıktı.

"Ben de, otursana. Bizimkine yemek hazırlıyordum, sen de yersin."hemen oturuverdi.

"Olur valla."en sonunda ağzımı açtım.

"Sen nasıl buldun burayı ? Ben sana karşıma çıkma dememiş miydim ?"bana baktı.

"Selim Albay beni taburda görünce neden sizin yanınızda olmadığımı sordu. Ben de beni yanınızda istemediğinizi söyledim. O da beni geri gönderdi, sizi evden çıkarken gördüm ben de peşinize takıldım."tam bir baş belası.

"Ne dersen de kardeşim, kız iyi."ikisi de güldü.

"Yüzbaşım beni pek sevmedi, ama ben seni sevdim Kürşad."bir de gelmiş benim arkadaşıma yağcılık yapıyor.

"Sen de iyi kıza benziyorsun."baya iyi anlaştılar. Ulan Zımba, nerede benim zıtlaştığım biri varsa gidip onunla samimi ol zaten. İnadına yapıyor. Soracağım hesabını.

 

*************************

İsim:Kürşad Yücesoy

Rütbe:Üsteğmen

Kod ad:Zımba

Yaş:30

Memleket:Konya

Loading...
0%