Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3. Suçlu

@_moonvampire


Keyifli okumalar ✨


- 3. BÖLÜM -


"SUÇLU"


🖇️


Elinden geldiğince hızlı koşarken, arada bir arkasına bakmayı ihmal etmiyordu Hectör. Karanlık ormanın içinde, ardında yüzün üzerinde siyah siluetler onu kovalarken kaçmaktan başka çaresi yoktu.


Ayağının birden taşa takılmasıyla oldukça sert biçimde yerde sürüklendi. Canının yanmasını önemseyemeden yeniden kalkıp koşmaya devam etti. Bu düşüş arkasındakilerin ona yetişmesini sağlamıştı.


Karşısına çıkan silueti görünce durdu.

Arkasındaki siluet topluluğu azalmıştı. Siluetler ona yaklaşırken kendi etrafında dönüp durdu . kaçacak boşluk arıyordu fakat öylesine fazla olan bu siluetler tüm çevresini sarmalamıştı. "Nesiniz siz? " diye bağırdı olağan gücüyle. Karşısındaki siluetlerden tek bir ses çıkmadı. Hectör aralarından birine yaklaşmayı denedi. Elini uzattığında buz gibi soğuk tüm elini kapladı.


Elini uzattığı siluet derin, boğaz yırtıcı bir çığlık attı. Hectör korkuyla bir kaç adım geriledi. Siluet çığlığını kesmesiyle yerin sarsılması bir oldu.

Hectör neye uğradığını şaşırdı. Karşısındaki devasa kaya oyulmuş gibiydi. Kayanın içinden uzun boylu ince bir kadın ve hemen yanında uzun ve kalıplı bir adam duruyordu.


Kadın, üzerindeki siyah tüm vücudunu saran dar kadife bir elbisesiyle, Belindeki korsesi bel inceliğini ortaya çıkarıyorken yürümekte hiçte zorlanmışa benzemiyordu. Ağır ağır kayanın oyuğundan çıktılar. Yanındaki adam her an tetikte bekliyordu. Kadın gittikçe yaklaştı Hectörle aralarında bir kaç adım kala durdu. Ellerini havaya kaldırıp bir anda indirince Hectörün bedeni yere yığıldı. "Öldürdün mü onu Veronica ?" yanındaki adam Veronicaya yaklaşmıştı. "Henüz değil."


(...) 


Karşıdaki evi izlerken oldukça sinirliydim. Evime gelip belgeleri çalan kişi Hectör'dü. Bir dedektifin evinde hiç kamera olmayacağını düşünüp, kamufle bile olmadan gelmesi delilikti.


Evin kapısı açıldığında içerideki kişinin çıkmasını bekledim. Hectör hızlı adımlarla evden uzaklaşırken, peşinden ilerledim. Ara sokaklardan birine girdi. Onu takip ettiğimi Anlamış olmalıydı. Girdiği sokağın çıkmaz olduğunu bende peşinden girdiğimde fark ettim. Duvarın önünde öylece dikilmiş, elleri ceplerinde bekliyordu.


"Gel dedektif"


Adımlarım ona doğru ilerlerken "Ben olduğumu nasıl anladın?" diye sordum formaliteden. Yavaş yavaş bana dönerken alaycı gülümsemesi yine yüzündeydi. "Saklanmak yerine ulu orta takip edersen herkes bunu anlayabilir. "


Ulu orta takip etmemin bir sebebi vardı elbette. Bir dedektif olarak bunu bilmiyor değildim. Ama bir planım vardı ve Plandaki her şey tam da istediğim gibi gidiyordu.


"Dün neden evimdeydin? Amaris dosyasını niçin çaldın? "


Hectör bakışlarını yere indirdi.

"Ne evine gelmesi? Ne dosyasından bahsediyorsun? Hiç bir fikrim yok"


Yalan söylüyordu. Mimiklerinin onu ele verdiğinden habersizdi. Eve girerken ve çıkarken kamera görüntüleri vardı. Üstelik çıkarken elinde dosya da gözüküyordu.


"Söylediğin şeyleri ben yapmadım diyorum ya. Ayrıca neden senin evine geleyim? üstelik dosya çakmak için. Hiç benlik değil"


"kamera görüntülerin var hectör"


"Ne kamerası? ben bir şey çalmadım diyorum!" diye bağırdı. Öylesine inandırıcıydı ki, Suçlu psikolojisini bilmeseydim inanabilirdim.


"Gel peşimden" derken hızlı adımlarla sokaktan çıktığımda, peşimden ayak sesleri duyuluyordu.


Bir süre sonra arabaya ulaştık. Arabayla ofise giderken arkasına yaslanmış kolları göğüsünde başını pencereye dikmiş dışarıyı seyrediyordu. Tek kelime etmedim.


Ofise ulaştığımızda arabayı durdurdum. Girişe adımlarken sessizliğini hala koruyordu. Odama girdiğimizde masamın önündeki gri koltuğa oturdu. Laptopumu açıp önüne kattım. Görüntüleri izlerken kaşları kalktı.


"Denemekten zarar gelmez diye düşünmüştüm " derken omuzlarını kaldırıp indirdi.


Sessizlik tüm odaya hakimiyetini sürdürürken hızla odamın kapısı açıldı. Gelen Lucasdı.


"Axel acil gelmen gerekiyor! Amaris vakasıyla ilgili bir gelişme var" Birden ayağa kalktım ve hızla peşinden ilerledim. Odasına doğru adımlarken yüzündeki telaş yüzünden bende panik yaptım.


Odaya girdiğimizde masasının üzerini işaret etti. İncelemek için aldığımız suç aleti olan bıçak iki parça halinde duruyordu. Demiri sapından ayrılmıştı.


"Demirin kauçukla birleştiği yerin iç kısmında bu işleme var" delil poşeti içinde olan bıçağı aldım. Yaklaştırarak incelediğimde Hectör vakasının her yerinde karşımıza çıkan işaret bu bıçağın iç kısmına da işlenmişti.


Olayların hepsi Hectöre bağlanıyordu. Bu da son derece canımı sıkıyordu. Odadan tek kelime etmeden koşar adımlarla Hectörün yanına ilerledim. Hâlâ aynı yerinde oturuyordu.


"Hectör" deyip yanına ilerledim. Başını kaldırıp baktı. "Amaris cinayetinin suç delilinde senin vakanda ortaya çıkan işaretle aynı işaret çıktı. Eğer kendini açıklamazsan polislere bunu bildireceğim"


Şaşkınlıkla gözlerini kırptı. "Aynı işaretin çıkması beni suçlu yapmaz dedektif " dedi. Her zamanki gibi alaycı sırıtışı yüzüne yayılırken tepem atmıştı.


"Peki öyleyse" deyip cebimden telefonumu çıkardım. Ben polisin numarasını tuşlarken gözleri üzerimdeydi.


Telefon açıldı. duvarı izlerken "Ben Axel Lively, bir suç duyurusunda bulunacağım." dedim. Ben ona kendini açıklama şansını vermiştim, fakat o kendi isteğiyle doğru dürüst açıklama yapmamayı seçmişti. Telefonu kapattım. Sessizce beklemeye başladım.


Yarım saatin ardından polisler ofise ulaşmışlardı. Siren sesleri tüm ofisi inletirken Hızla içeriye elinde kelepçelerle bir polis memuru girdi.


"Hectör Hill, Amaris cinayeti şüphelisi olmaktan ifade vermek için karakola götürüleceksiniz." kelepçeler hectörle takıldığında sadece gülümsüyordu.


Ellerim telefona gitti. Samantanın bilmesi gerektiğini düşündüğümden aradım. Samantaya bu haberi nasıl vereceğimi düşünürken o çoktan telefonu açıp konuşmaya başlamıştı. Samantanın "Axel orada mısın? " demesiyle dikkatimi yeniden topladım.


"Evet ofise gelebilir misin?"


biraz düşündü. "Ne için bir şey mi oldu?"


Görmemesine rağmen başımı salladım "Yüz yüze konuşsak daha iyi olur. Hemen vakit kaybetmeden gelebilir misin? "


"Olur yarım saate ofisteyim" deyip kapattı.


Samantanın gelmesi söylediği gibi yarım saati buldu. Kapıyı çaldı. İçeriye girdi. Koltuğumdan kalkıp onu karşıladım. Karşılıklı deri koltuklara kurulduk. Hızlıca konuya girmem gerekiyordu Fakat oldukça gergindim. Gerginliğimi gizleyememiş olmalıyım ki "İyi misin? " diye sordu Samanta . Başımı sallamakla yetindim.


"Doğrudan konuya gireceğim. Amaris cinayeti suç aletinde Hectör vakasında her yerde karşımıza çıkan o simge bıçağın iç kısmında da var. Bu yüzden sorgusunun alınması için polisler tarafından karakola götürüldü."


Samanta bir kaç saniye bekledi. Tek bir kelime etmedi. Şaşkınlıkla ağzı aralandı. "Bıçağın içinde W harfi olduğu için onu tutuklattın mı yani?" diye sordu. inanamıyordu besbelli.


"Hayır tutuklanma falan yok. Sadece ifadesi alınacak ve bu gece göz altında tutulacak hepsi bu"


Hızla ayağa kalktı. "Hangi karakol? " dedi.


"Seni Ben götürebilirim" ayağa kalkarken elini kaldırıp durdurdu.


"İstemiyorum sadece hangi karakol onu söyle"


Karakolun ismini söylediğimde hızla odadan ayrıldı. Peşinden gitmek istedim fakat buna hakkım olmadığını düşündüm.


Ben doğru olanı yapmıştım. Buna gerçekten inanıyordum fakat içimde Samantaya karşı anlamlandıramadığım bir mahcubiyet vardı.


Amaris cinayeti gerçekten yorucu olmaya başlamıştı. Üstünden böyle zaman geçmesine rağmen hâlâ bir sonuca ulaşılabilmiş değildi.


Yerime geçip oturduğumda masamın üzerinde duran anahtar gözüme ilişti. Samanta anahtarını burada unutmuştu. Hızla kalktım. Hem anahtarı verecektim hem de Hectör ile ilgili olup biteni öğrenecektim. Ofisten ayrılırken elimde tuttuğum anahtarı cebime kattım. Arabama bindim ve Hectör'ün götürüldüğü karakola ilerledim.


Karakol çok uzakta değildi kısa süre içinde karakola ulaştım. İçeriye girdiğimde danışmana ilerleyip Hectör'ün nerede ifade verdiğini sordum. Beni üst kata yönlendirdi. Merdivenlerden çıkarken Samantanın anahtarı elimdeydi.


Üst kata çıktığımda direk Samantayı gördüm. Oturaklardan birine oturmuş öylece duvarı izliyordu. İlerleyip yanına oturdum. Başını çevirdi, gözlerimiz kesişti. Bir şey söylemedi. Başını yeniden çevirdi.


Karşı odanın kapısı açıldığında bakışlarımız kapıya kaydı. Samanta hızla ayağa kalkarken bende onunla birlikte kalktım. Polis memurları yanında Hectör'ü elleri kelepçeli çıkarttı. Kaşlarım çatılırken, Samanta koşarak Hectör'e sarılmaya çalıştı ama izin vermediler.


Hectör iki yanında polis memurları ve elleri kelepçeli bir şekilde merdivenlere yönlendiler. Hectör zorla ilerletilirken "Kelepçe takmak zorunlu mu biraz can acıtıyor da " diye seslendi. Polis memurlarının başına basgı uygulamasıyla"Tamam tamam sadece basit bir espriydi" Tüm sesi karakol koridorunda yankılanırken Hectör'ün çıkartıldığı odadan Arden çıktı. "Arden neden Hectörün elleri kelepçeli?" diye sordum.


Arden uzun yıllar önce Amaris vakası henüz düşmeden dosyanın savcılığını yapıyordu. Ardenle samimiyetimiz okuldayken oluşmuştu dedektif olduğumu öğrendiğinde beni de davaya o atamıştı.


"Gel Axel" diyerek odasını işaret etti.

Peşinden odaya girdim. Koltuklara otururduk. Arden "Bıçağın iç kısmında işlemenin olduğu yerde parmak izi çıktı" diye söze girdi. "O iz Hectör'e ait Axel" söylediği şeyle gözlerim açılırken "Ne?" diyebildim sadece.


Bir süre detaylıca anlattı Arden, konuşma bittiğinde odadan çıkmak için ayaklandım. Odanın kapısını açıp dışarı çıktım. Kapıyı arkamdan kapattıktan sonra birden arkamdan darbe yemem bir oldu. Arkamı döndüm. Samanta karşımda, ağlamaktan gözleri kızarmış bir şekilde, ayakta durmaya çalışıyordu.


"Senin yüzünden!" diye bağırdı. "Senin yüzünden kardeşimi götürdüler!"


"Ben sadece işimi yaptım kimseye torpil geçemem Samanta. Üstelik Amaris'i öldüren oymuş basit bir izden kimseyi tutuklamazlar parmak izi çıkmış bıçaktan" öylesine sallanıyordu ki ayakta zorla durduğu âşikardı. Ellerimi uzatarak tutmak istedim ama hırsla geri çekildi.


Koridorda sarsak adımlarla ilerledi ve gözden kayboldu. Bu gün Samantaların evini gözlerken günün böyle biteceğini tahmin edememiştim.


Bölüm sonu!


Loading...
0%