@_moonvampire
|
- 4. BÖLÜM - "YANILGI" 🖇️ Hectör gözlerini açtığında tüm bedenini acı ele geçirmişti. Elleri ve ayakları kalın sarmaşıklar ile bağlanmıştı. Veronica tam karşısında ayakta dikilmekteydi. Siyah siluetler ise ortalıklarda gözükmüyordu. Hectör çevresine bakındı. Gök yüzünün siyaha yakın rengi ve neyin çıkardığını bilmediği garip sesler. Nerede olduğunu bilmiyordu. "Veronica" Winchent bir kapıdan içeriye girdi. "Ne yazık ki Nefelia Anlaşmaya sıcak bakmıyor " Veronica bakışlarını Hectörden ayırdı. Winchenta doğru yaklaşırken "Ona talimatı benim verdiğimi söyledin mi?" Winchent "Evet. Ama bizim halkımız için kendi halkını tehlikteye atamazmış" dedi. Veronica düşünceli bir biçimde karşıda duran oldukça görkemli ve büyük tahtına yöneldi. "Onun halkının tehlikteye gitmeyeceğini söyleseydin" "Böyle söyliyeceğini bildiğimden ona bunu söyledim fakat yinede sıcak bakmadığını söyledi" Veronica tahtına yerleşirken gözleri Hectörle kesişti. "Annemin ölümünden hala beni sorumlu tutuyor öyle değil mi? " Winchent usulca başını salladı. Veronica ayağa kalktı yeniden. "Öyleyse söyle adamlara fexuna'ya savaş açsınlar. Tek başımıza da bu savaşı kazanacağız. Bundan böyle Nefelia artık bizim dostumuz değil" (...) Hectörün yakalanması üzerinden neredeyse bir hafta geçmişti. Samantanın hectörün yakalanmasından beni sorumlu tutmasını anlıyabiliyordum elbette. Fakat ben yapmam gerekeni yapmıştım. Hectör eğer suçluysa cezasını çekmek zorundaydı. İki dosyanın da aynı anda kapanmasına sevinmem gerekiyordu. Fakat öyle hissetmiyordum. Amaris cinayetinde Suçlu bulunup ceza evine gönderilmiş, böylece dosya kapanmıştı. Ailesi katilin bulunduğunu öğrendiğinde sevinçler içerinde arayıp her cümlelerinde teşekkür etmişlerdi. Yapacak herhangi bir işim olmadığından. Lucasın yanına gitmek için odasına doğru adımladım. Kapıyı çalıp içeriye girdim. Her zaman ki gibi yayılmış kahvesini içiyordu. Ben içeriye girdiğimde gülümsedi. "Kahveni al da gel dosyaları aynı anda açığa kavuşturmanı kutlayalım" hiç kutlama havamda olmadığımdan kapıyı ardımdan kapatarak içeriye girerken cevap vermedim. "Neyin var senin? " diye sordu. Karşısına geçip otururken omzumu silktim. "Hiç öyle " "Dosyanın kapanması mı seni bu denli üzen şey?" "Hayır" dedim sadece. Bana doğru yaklaştı. "Öyleyse neden modun düşük söyle bakalım" Lucasla küçüklükten beri arkadaştık. Beni böylesine iyi tanıması bazen sinirimi bozuyordu. Ailemle 8 yaşında ciddi bir kaza yaşanmıştı. Anne ve babamı aynı gün kaybetmiştim. O kazadan sonra yetiştirme yurduna gitmiş ve Lucasla orada tanışmıştım. Lucas gerçekten hayatımın çoğu anına eşlik etmişti. Benim için değeri anlatamayacağım kadar fazlaydı. "Yapacak bir şey olmadığından sanırım, sıkılıyorum sadece" dedim. Kaşlarını kaldırırken "İnanayım mı? " dedi. İçten gelen gülümseyişimle o da gülmeye başladı. "Tek istediğin iş olsun benim işlerimden bir kaçını sana vereyim" "Üşeniyorum demiyorsun da" gülümseyişim büyürken yüzünü eşkitti. "Hayır istesem hepsini kendim çözebilirim, fakat sen kendi kötü hissetme diye sana bir kaç tane ayırdım diyelim" o da benimle birlikte gülerken ayağa kalktı. Köşede duran dolabından iki tane mavi renkli olay dosyası getirdi. "Ha sen ciddisin? " dedim. Başını sallarken "Yalan söylüyor gibi bir halim mi var. Al işte bunlarla artık sen ilgilen bende kahvemin tadını çıkarayım" eline kahvesini alıp arkasına yaslandı. Keyifli sırıtışı yüzünden bir an olsun ayrılmıyordu. Bende arkama yaslanırken "Sence insanlar neden suç işler" dedi sırıtışı bir an olsun silinmişti. Ama birkaç saniye içinde yeniden alaycı sırıtışı yüzünü kapladı. Annesi lucası doğurduktan sonra hayatını kaybetmişti. Babası ise birisini öldürerek mahkum olmuştu. Babası hapishaneye girdikten sonra Lucası hiçbir akrabası istemeyince aynı yurda yerleşmiştik. Bu soruyu babasını düşünerek sorduğuna adım kadar emindim. "Kendi içlerinde hazmedemedikleri şeylerin acılarını başkalarından çıkarırlar. Ama bazıları isteyerek bile isteye suçlu olmaz" "Sebebi ne olursa olsun bu onların suç işleyebilecekleri anlamına gelmez. Kendilerine acımıyolar bunu anlıyabiliyorum. Ama olan her zaman ardındakilerine oluyor" dedi gözleri dolmaya başlamıştı. Bakışlarını kaçırdı. "Elbette olan her zaman ardında bıraktıkları insanlara olur " dedim. Gerçekten de öyleydi insanlar bir suç işlerken devamında ne olacağını düşünmeden işliyordu o şuçları. Kendi ailesi ne olacak diye düşünmüyordu. Hayatını yok ettiği kişinin ailesi ne olacak diye düşünmüyordu. En büyük haksızlığı ise kendi hayatlarını dört duvara mahkum bırakarak yapıyorlardı. Daha fazla Lucasın yarasını deşmek istemedim. Ayağa kalkıp yanına ilerledim. Omzunu sıvazlayıp gülümsedim. "Öyleyse ben beni düşünüp yarım bıraktığın dosyalardan birini alayım" ben odadan çıkarken kahkasını duyuyordum ama kapıyı kapattıktan sonra kahkası içli hıçkırıklara, ondan sonra ise ağlamaya dönüşmüştü. Yardım edememek öylesine yaralıyordu ki beni de. Yapacak herhangi bir şey yoktu. Şimdi yeniden odasına girseydim yüzüne sahte bir gülümseyiş yerleştirip, mutluymuş gibi davranacaktı. Uzun yıllardır beraber olmamıza rağmen Lucas böyleydi işte, kim olursa olsun acısını kimse görsün istemez, sadece içinde yaşardı. Zaman tanımanın ona yapabileceğim en iyi şey olduğundan odama doğru ilerledim. İlk birkaç saat lucas aklımdan çıkmadı. Ne dosyaya bakabildim ne de başka bir şey yapabildim. Lucas ofisten çıkmadan odama uğradı. İyi olduğunu gördükten sonra ancak kafamı dosyaya verebildim. Lucasın dosyayı özetlediğini görünce gülümsemeden edemedim. Ash 24 yaşında ailesiyle birlikte yaşarken bir gece ansızın evinden çıkıyor ve bir daha da ortalıklarda görünmüyor ta ki 2 hafta sonra cesedi Krisfa yakınlarında bulunana kadar. Krisfa ismini görünce Şaşkınlıkla kaşlarım kalktı. Bu cinayet de Hectörle ilgili çıksaydı çok trajikomik olurdu. Düşüncelerimden sıyrılıp dosyayı okumaya devam ettim. Kızın otopsi sonuçlarında ise cesedin bulunduktan ortalama bir buçuk hafta önce öldürüldüğü tespit edilmiş. Suç aleti olarak silah kullanılmış. Sırtının 3 farklı yerinden mermi yemiş. Dosyada ilişik olarak olay yeri fotoğrafları vardı. Fotoğrafı incelerken kızın yüzünü böceklerin ele geçirmiş olması midemi bulandırdı. Bedeni tamamen canlılığını yitirmişti. Teni bembeyaz, yüzü ve vücudunun bazı yerleri morarmıştı. Fotoğrafa daha fazla bakamadım. Lucasın dosyayı neden bana verdiğini şimdi anlıyordum. Bu bizi aşan bir vakaydı. Dosyayı yeniden toplayarak ayaklandım. Ofisten çıkmak üzere kalktım havanın serin olmasından ötürü ceketimi giyerken telefonum çaldı. Arayan kişi Lucasdı. Başına bir şey geldiğini düşünüp hemen açtım. "Axel Hectör kaçmış!" duymayı beklediğim şey kesinlikle bu değildi. Hızla odadan çıkarken "Ne? Nasıl?" dedim. "Bilmiyorum emliyetden aradılar dosyayla sen ilgilendiğin için seni çağırıyorlar bir kaç şey soracaklarmış galiba" dedi. Ofisten koşarak çıktığımda, arabayı emliyete sürdüm. Hectör kaçmış mıydı? İyi de bu nasıl mümkün olabilirdi? giderek gaza daha fazla yüklendim. Arabanın hızını artırırken karakola ulaşmıştım. Arabadan inip karakola girdim. Hızla ikinci kata çıkarken bunu nasıl gerçekleştirdiğini düşünüyordum hâlâ. Ardenin odasını tıklatıp girdim, Hectör davasına o bakıyordu. Arden odada yoktu tam çıkacağımda arkamdan odaya girdi. "Ben de seni arayacaktım şimdi" dedi. Eliyle koltuğu işaret edip kendi yerine geçti. "Hectör kaçmış" dedim koltuğa otururken. "Evet kimse buna anlam veremiyor. Çünkü hiçbir kamera kayıtlarında kaçtığında dair görüntüler yok." Gözlerim açılırken öne atıldım "Bu nasıl olur?" Başını bilmiyorum dercesine salladı. "Bende bunun için seni arayacaktım işte. Bize gönderdiğin dosyasında bir takım gariplikler olduğu gözüme ilişti." "Bunun için beni çağırıyor değilsin öyle değil mi? " dedim. sorduğum soruya yanıt olarak "Elbette değil" dedi. " Senden Hectör dosyasını yeniden açmanı istiyorum." Söylediği şeyin verdiği şok ile birkaç dakika öylece kalakaldım. Ağzımı aralayıp "Ne? katil zaten yakalanmadı mı bir kere, neden dosyayı yeniden açayım?" dedim. Bana doğru eğildi "Yakalanan kişinin gerçek suçlu olduğundan eminiz fakat, Hectör olmadığından şüpheleniyoruz" söylediği şeyler kafamı allak bullak etmişti. Yakalanan kişi Hectör değil miydi yani? Ben konuşmayınca, devam etti Arden. "Yakalanan kişiye kontrol için bakılırken, kasıklarının biraz üzerinde doğum lekesinin hemen yanında derin bir yara izi vardı. Bunu nasıl olduğunu Hectöre sorduk fakat cevap vermeyince Samanta biliyor olabilir diye ona sordum." sessizce devam etmesini bekledim. "Samantaya söylediğimde Hectörün orada öyle bir doğum lekesi olmadığını söyleyip bir kaç fotoğraf gösterip söylediğini kanıtladı" Yani öyleyse başından beridir ortalarda gezen, yakalanan ve gerçek suçlu olan kişi Hectör değildi ve Hectör hala kayıptı. Bölüm sonu! İg:moonvampiresbooks_ |
0% |