@_nisatemel
|
Bölüm 2
Karanlık bir odada ufak bir mum ışığının ne kadar etkisi olabilir ki. Belki bir umut ışığın büyümesini beklersin. Kim bilir, belkide büyür. Gökay' da benim mum ışığımdı. Bu karanlık dünyamda ki mum ışığı. Belki bir umut büyür diye beklediğim sonunda güneşim olacağı mum ışığımdı. °°°°°°°°°°°°°° Dakikalardır sadece birbirimizin gözlerine bakıyoruz. Yedi yıldır beklediğim gözler gözlerime bakıyordu. Kader ki oda annemin ölüm yıldönümünde. Kader bu ne zaman ne ile karşılaşacağını bilmiyorsun. Doğru mu yada yanlış mı yapıyorum bilmiyorum. Annemin ölüm yıldönümünde sevdiğim adamla bunları yaşayıp, hissetmem utanç verici birşey mi? Utanmalı mıydım bunları hissettiğim için. Ama ne zaman ne hissedeceğime karar veremezdim ki. Ben bu düşünceler arasındayken Gökay elini omzumdan çekip "Prensesim izniniz olursa şimdi gitmem lazım. Lakin buralada olacağım, birşeye ihtiyacınız olursa emrinizdeyim ."diyip benim birşey dememi bekledi. " Tabi prensim izin sizindir. Teşekkür ederim beni böyle karanlık bir günde yanlız bırakmadığınız için."dedim. "Ne demek prensesim her zaman." Diyip. Önümde saygı eğilişinde bulunup uzaklaştı. Ah kalbim neden böylesin. Neden yanlış zamanlarda yanlış şeyler hissediyorsun. Kafamı kaldırdığımda Yeliz'in bana kötü gözlerle baktığını gördüm. Neydi bu şimdi, yoksa Gökay'a aşık olduğumu mu anlamıştı. Umarım öyle birşey yoktur. Ya Gökay öğrenirse çok korkutucu geliyor. Ne tepki verir ne der düşünmek istemiyorum. Sanki hiçbirşey olmamış gibi etraftaki insanları izlemeye başladım. Bir süre sonra kalabalık dağaldı. Sadece birkaç soylu aileler kaldı. Gözüm Gökay'ı aradı. Acaba gitmiş miydi. Sanmıyordum ailesi karşı tarafta diğer soylularla konuşuyordu. Kardeşi Almila da karşıdaydı. Almila ile çok yakındık. Bugün birçok kez yanıma gelmiş. Bana destek olmuştu. Gökay'ı sevdiğimi bilen tek kişiydi. Acaba Gökay neredeydi. Etrafa biraz daha göz gezdirdim ama bulamadım sanırım gitmişti. Belki bir işi çıkmıştır. Hizmetlilerden birini Almila'yı Yanıma çağırması için gönderdim. Almila hemen yanıma geldi. "Asena bir sorun mu var? Endişeli gözüküyorsun." Dedi telaşla. O kadar belli mi ediyordum. Evet Gökay'ı merak ediyordum. " Almila Gökay nerede, nereye gitti. Birşey mi oldu." Almila gülerek. " Hayır hayır kuzenimiz Çağan çağırdı önemli bir işleri varmış merak etme bir şey olmadı." Oh birşey olmamıştı. Birazdan annemin mezarına gidecektim. Almila da benimle gelecekti. Beni hiçbir konuda asla yalnız bırakmamıştı. Ailelerimiz yıllardır dostu. Dost olmaları bizi de yakınlaştırmıştı. Almila gözlerini irileştirerek bana baktı. " Önemli birşey söylicem. Abimin kuzenimiz Çağan ile konuşurken duymuştum. Yarın çarşıya ineceklermiş. Bizde gidelim mi?"dedi. " Ciddi misin tabii ki gidelim." Dedim. Yarın Gökay ile karşılışıcaktım. Şimdi günün en zor kısmına geldim. Annemin mezarına gitme. "Almila hadi annemin mezarına gidelim. Hemen gidelim geri döndüğümde hemen uyuyayım ki bu kara gün bitsin derhal." "Tabii" Önce babamın yanına uğramam lazımdı. Gideceğimi haber vermeliyim. Az ilerde babamın bir soylu aile dostumuz ile dertleştiğini gördüm. Bu kişi prens Ediz'in babası prens Uraz'dı. Almila'nın kolunu tutarak yavaş adımlarla babama doğru ilerledim. Babamın yanına vardığımda. Konuşmalarının bitmesini bekledim. Tam o sırada prens Ediz geldi. İyi biriydi ama kendisinden pek hoşlanmıyordum. Prens olduğu için halkı küçük gören biriydi. Babam konuşmasını bitirdiğinde. "Babacığım ben Almila ile annemin mezarını ziyarete gideceğim haberinizin olmasını istedim." " Tabii kızım gidebilirsin ama çok geç kalma hava kararmasına az kaldı." Benim cevap vermeme kalmadan prens Ediz araya girdi. "Kralım izniniz olursa prenseslere eşlik etmek isterim. Malumunuz hava kararmasına az kaldı. İki prensesin akşam vakti tek başlarında dışarda olması uygun olmaz izniniz olursa bende onlarla gitmek isterim." Dedi. Ay ne gıcık unutmuşum bir de kızların korunmaya muhtaç kişiler olduğunu düşünüyor. Ahh ne saçma hemen cevap verdim. "Neresinin uygun olmadığını anlamadım. Sizin şu saçma düşüncelerinizden de sıkıldım açıkçası. Çok sinirlenmiştim. Babam hemen konuşmaya başladı. "Prenseslerin akşam dışarı çıkmasında bir sorun olduğunu göremiyorum onlar kendini koruyabilir. Lakin tersi bir durum olursa o insanın kellesi önümde olur. Sizin onlara eşlik etmenize gerek yok." Dedi babam işte bu benim babam ya. "Ama kralım" "Aması yok Ediz. Sen benim sözümün üstüne söz mü söylüyorsun yoksa." Ediz başını önüne eğerek "Ne haddime kralım." "Babacığım o zaman biz gidiyoruz." Dedim. "Tabii kızım gidebilirsin." Giderken de Ediz'e bir bakış attım. Ezik olduğu için evet ezikti. İyi biri diye düşünüyordum ama artık öyle değil Mezarlığa vardığımda Almila'ya ileride beklemesini söyledim. Annemin mezarına gittim. Toprağına dokundum ağladım. Sadece ağladım konuşabilecekken ağladım. Çünkü ben sadece ağlasam bile annem ne demek istediğimi anlardı. Almila'yı çok bekletmemek için gözyaşlarımı silip yanına gittim. Hafif karanlık çökmüştü. "Hadi eve gidelim" dedi Almila. Sadece başımı sallamakla yetindim. Yavaş yavaş yürümeye başladık. Sonra rastgele bir konu açtım kafam dağılsın diye. Biz kendi aramızda konuşurken birden içlerinden "çıtt" diye bir ses geldi. Almila "Kedidir ya" dedi. "Yani başka ne olacak ki" dedim sonra az önce yaşadığımız anlık korkuya güldük. Ses duyduğumuz tarafta bir yürüme sesi duyduk. Almila'ya elimle beklemesini söyledim. Ses git gide yaklaşıyordu. Birden ağaçlık alandan Ediz çıktı. Almila ile ufak bir küfür savurduk. Ediz yanımıza yaklaşarak. "Hiç yakıstı mı sizin gibi prensesler küfür söylemek"dedi gıcık bir ses tonuyla. Almila "Senin ne işin var burada yoksa bizi takip mi ediyorsun" dedi. Ediz ukala tavrını bozmadan "Hmm bir düsüneyim olabilir" dedi. Ani sinirimle. "Ne istiyorsun be manyak mısın?" Ediz yavaş adımlarla biraz daha yaklaştı. "Sadece seninle konuşmak istiyorum prenes"dedi " Ben seninle konuşmak falan istemiyorum defol git burdan yoksa senin için çokta iyi şeyler olmaz." Dedim Ediz aniden kolumu tuttu. " Gel be seninle mi uğraşacam" Ediz'in kolumu tutmasıyla diğer elimle yüzüme bir tane yapıştırdım. Ediz ne olduğunu anlayamadan yere düştü. "Prenses olabilirim ama bu dövüşçü olmayacağım anlamına gelmiyor." Dedim. Ediz tam ayağa kalkmaya çalısırken biri tekme yedi. Bu tekmeyi atan kişi Almila ya ben değildi. Kafamı kaldırdığımda o mavi gözlerle karşılaştım. 🎀Hikayeyi beğendiniz mi? 🎀Sizce diğer bölümlerde ne olacak? 🎀Karakterler hoşunuza gitti mi? 🎀Kitaba beğeni atmayı unutmayın. |
0% |