Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1.bölüm

@_oylesinebiri

Ehem selamlar nasılsınız? Ben iyim ders çalışmam gerekirken ben bölüm atıyorum nzbzn tamam komik değildi

bu arada yaptığım şey birazcık salaklık olabilir yani elimde önceden yazdığım bölümler yok ve ben 3 kurguyu da attım ve üçüne de bölüm atmam gerekiyor ayrıca önümde önemli bir sınav da var kendime sorumluluk yükledim durup dururken aman olsun halledilir ya (umut)

ay bölüme geçelim ben heycanlıyım 😁

bölüm şarkısı ne olsuuun? Hepsi-Kalpsizsin

 

... 

Saat 02:30 uçurum kenarındayım.

 

Hey! Sakin. Merak etmeyin kendimi atmayacağım. Yaşamayı seviyorum, daha gerçekleştirmem gereken çok hayalim var.

 

Şuan tek birşey düşünüyorum Altun ailesi. Kendileri 7 kişilik bir aile. Anne, Eda Altun 1.60 boylarında kahverengi saçlı yeşil gözlü ellilerinde olan güzel bir kadın. Baba, Yavuz Altun sarı saçlı ela gözlü 1.70 boylarında ellilerinde olan yakışıklı bir adam.

 

Gelelim çocuklarına dört erkek bir kız olmak üzere beş çocukları var. Bir numara Sarp Altun kahverengi saçları ve yeşil gözleriyle annesinin kopyası olan 35 yaşında yakışıklı bir adam. İki numara Can Altun sarı saçlı yeşil gözlü 32 yaşında yakışıklı bir adam. Üç numara Çetin Altun kızıl saçlı kahverengi gözlü 30 yaşında yakışıklı bir adam. Dört numara Murat Altun sarı saçlı ela gözlü babasının kopyası olan 28 yaşında yakışıklı bir adam. Beş numara Aslı Altun kahverengi saçlı mavi gözleri olan 26 yaşında güzel bir kadın.

 

Bunları neden anlattığıma gelirsek: bugün bir telefon geldi bana. Aslı ve ben aynı gün doğmuşuz ve hemşirenin küçük (!) bir hatasıyla biz karışmışız. Ve yarın için beni DNA testi yapmak için hastaneye çagırdılar.

 

Hadi ama buna gerçekten inandın mı? Diye düşünüyorsunuzdur büyük ihtimal çünkü bende şuan bunu düşünüyorum. Buna tabiki inanmıyorum.

 

Sadece... Sadece 26 yıl ailesiz büyüdüm. Evet onlara karşı bir duygu da hissetmiyorum ne sevgi, ne nefret merak da etmiyorum. Fakat ailesiz büyümemin hemşirenin yaptığı bir hata yüzünden olduğunu düşünmek, galiba beni biraz yıprattı.

 

Ama mantıklı düşününce neden? Neden bir hemşire bizi karıştırsın ki? Amacı ne olabilir? Şimdi mi gelmiş aklına? 26 yıl sonra? Bilerek mi yaptı acaba? Gibi bir sürü düşünce geliyor aklıma. O yüzden güvenemiyorum.

 

güvenmek de istemiyorsun

 

haklısın iç ses :)

 

____

 

Sabah çalan alarm ile uyandım. Ne kadar az uyusam da. Bugün hastaneye gidecektim DNA testine.

 

Aynaya, gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladım:

 

"Yeter kendine gel artık Asra! Ne bu umutsuz, mutsuz, saçma sapan tavırlar? Sen bu musun? Bu kadar güçsüz müsün? " Histerik bir gülüş çıktı dudaklarımdan. Derin bir nefes aldım. Dudaklarım yukarı kıvrıldı. "E hadi hazırlanalım bakalım. " Diye mırıldandım.

 

 

(Azcık kararsız biriyim. Beğenmediyseniz kafanızdaki elbiseyle devam ke)

 

Açıkçası belirli bir tarzım yoktu ancak renkli giyinmeyi seviyorum hatta renklerin anlamı oluğunu da düşünüyorum. Mesela mavi, özgürlük. Turuncu, enerji. Siyah, asalet. Yeşil, huzur vs.

 

Ve renkli olan makyajımı tamamladıktan sonra, yani şimdi hazırım. Aynanın karşısına geçip kendime iltifatlar yağdırırken enerjim çoktan yerine gelmişti.

 

Saate baktığımda daha iki saat olduğunu gördüm. Mutfağa gidip dolaba baktığımda pratik pek bir şey olmadığı için kahvaltımı dışarıda yapmaya karar verdim.

 

İki artı bir evimden çıktığımda biraz ileride dün park etmiş olduğum arabamı gördüm ay aşkım benim duruşu bile asil be aynı ben. Arabama binip bir kahvaltı mekanına gitmek üzere yola koyuldum.

 

Galiba kendimi tanıtmalıyım artık, adım Asra Korel. Evet tahmin ettiğiniz üzere yetimhanede büyüdüm 18 yaşımda oradan ayrıldım açıkçası yurttaki çalışan ablalar, abiler bize anne, baba eksikliğini hissettirmemeye çalıştılar. Aslında varlığını hissetmediğim insanların yokluğunu nasıl hissedebilirim ki? Varlığının nasıl bir his olduğunu bilmezken. Neyse duygusala bağlamak yok yurttan ayrıldıktan sonra yurt müdiremizin yardımıyla bu evi kiralamıştım sonra birikim yaparak satın almıştım. Üç sene önce okulum bittiğinde notlarım gayet iyi olduğu için önceden staj yaptığım şirkette işe başlamıştım. Şimdi de burdayım.

 

Arabamı boş bir yere park edip kahvaltıcıdan içeri girdim ilk gözüme çarpan şey buranın çok renkli olmasıydı ki ben renkli şeylere bayılırım sanırsam burası favori mekanlarımdan biri olacak. Galiba bir tarafı kahvaltıcı diğer tarafı kafeydi oldukça güzel dizayn edilmişti eh benim gibi herşeye bir kulp bulup zor beğenen biri bile beğendiyse. Boş olan masalardan birine oturdum orta yaşlarda bir kadın gelerek ne istediğimi sorunca gülümseyerek ve heyecanla sipariş verdim ne? Kahvaltı bu boru mu canım?

 

... 

Kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde Eda, Yavuz, Aslı Altun vardı. Hadi ama büyük boy Altunları da bekliyordum, hayal kırıklığına uğradım resmen (!).

 

Kanlarımızı verdikten sonra dağıldık, hastanedeyken aramızda ufak konuşmalar geçmişti sadece ve ben hanımefendiliğimi bozmayarak tüm mükemmelliğimle cevap vermiştim sorularına.

 

Şey seni bozmak istemem fakat sadece tanıştınız ve nasılsın iyi misin soruları soruldu bebeğim

 

Olabilir iç ses ama bir Asra Korel her zaman mükemmeldir eh mükemmel olunca konuşmama da yansıyor be gülüm

 

Sondaki gülüm olmadı gibi be asra

 

ee olur öyle

 

2 hafta sonra:

 

Evet gelelim fasulyenin faydalarına. İşte o gündeyiz DNA testi sonuçları açıklanacak bugün. Aslında sonuç ne çıkarsa çıksın hayatımda pek bir değişiklik olmaz reşitim sonuçta ve kendi ayaklarımın üstünde durabiliyorum, görüşmek isterlerse hayır demem fakat kendimi çokta heveslendirmek istemiyorum. Onların bir kardeşi, kızı var zaten. Yani kendimi heveslendirmek sadece benim canımı acıtır ve ben canımın acımasından nefret ederim.

 

Hemen bir kahvaltı hazırlayıp yedim güzel bir kombin yaptım ve yola çıktım. Şarkısız bir yolculuk mu? Asla. Stromae- Tous Les Memes şarkısını açtım. Bence şarkının çok güzel bir enerjisi var.

 

Hastanenin önünde durduğumda arabamdan indim. Hastaneye doğru yürümeye başladım.

 

Geçen ki gittiğim odaya girdiğimde Altun ailesi hala gelmemişti off hadi ama sizi mi bekleyeceğim ben? Doktora sunucu şimdi öğrenip öğrenemeyeceğimi sorduğumda hayır yanıtı geldi ne alaka aq benim kanım değil mi niye istediğim zaman öğrenemiyorum.

 

sakın ol Asra

 

sakinim ben.

 

Altun ailesi gelene kadar instagramda dolaşmaya karar verdim çünkü neden olmasın? Ay birde yorum okuma alışkanlığım var.

 

Şu aralar sinir olduğum şey ise bir reelsin altına bir yorum atınca en alakasız şeyde bile pick me yazıyolar. Pick me beni seç anlamına geliyor. Kadın veya erkek onayı alabilmek için kendi hemcinslerini aşağılayan, alttan alttan kadın/erkek düşmanlığı yaparak kendini hemcinslerinden üstün göstermeye çalışan kadın/erkek demek. Fakat en alakasız yorumlara bile pick me yazılabiliyor.

 

___

 

Yaklaşık 10 dakika bekledikten sonra Altun ailesi gelmişti şükür.

 

Eda Altun ve Aslı Altun anne kız kombini yapmışlar Yavuz Altunda onlara uyum sağlamıştı. Gülümsedim. Kalkıp el sıkıştım üçüylede

 

bu odadan çıksr çıkmaz ellerimizi yıkamalıyız Asra

 

haklısın iç ses

 

hadi amaa bunlar bize göz dağı mı vermeye çalışıyor? Bana mı öyle geldi?

 

bana da öyle geldi iç sescim

 

Yanlış anlaşılmasın lütfen asla anne-kız kombinine laf söylemiyorum hatta çok hoşuma gidiyor fakat DNA testi sonucu için giyinmek... Neyse ben o sinsi bakışlarını görmezden gelip birbirlerine destek olmak için böyle giyindiklerini düşüneyim.

 

Şu sinir bozucu doktor konuşmaya başladı. "Asra Korel ile Yavuz Altun arasında%99.01 oranıyla kan bağı bulunmaktadır. Aslı Altun ile Yavuz Altun arasında kan bağı bulunmamaktadır. "

 

Tamam. Sakin ol Asra. Derin nefes al. İki sonuca da kendimizi hazırlamıştık zaten.

 

İfadesiz gözlerle karşımda ki mutlu aile tablosunu izliyorum. Neyse diyip ayağı kalktım ve dışarı çıktım. Benimle görüşmek isterlerse iş yerimi bulabilirler. Ünlü bir mimarım ne de olsa.

 

egoist olabilir misin egoist?

 

gerçekler canım

 

Arabama atlayıp şirkete gittim. Bana selam veren iş arkadaşlarıma gülümseyerek cevap verdim. Odama girdiğim anda gözlerim dolmaya başladı. Derin nefes al. Sakin ol. Bu döngüyü bir kaç kez daha tekrarladıktan sonra daha iyidim.

 

Odama bodoslama giren kişiyi tabiki tanıyordum ayşe iş yerindeki yakın arkadaşım ona sorgularcasına bakarken yanıma yaklaştı elinin tersini anlıma koydu. Napıyon karşim bakışları attığıma eminim.

 

Derin bir nefes aldıktan sonra karşımdski koltuklardan birine kendini attı evet basbaya attı. "Sen iyi misin?" Sanki göz yaşlarım bu soruyu bekliyormuş gibi akmaya başladı. Ayşe yanıma gelip hemen sarıldı. Ne kadar duygusal olsam da kendi acıma başkasının yanında ağlamayacağımı bildiği için şaşırdı galiba biraz.

 

Birinin yanında ağlamayı güçsüzlük olarak görenlerden miyim? Tartışılır. Çok duygusal bir insanım bu konuda hemfikiriz. Mesela arkadaşlarla duygusal bir film izliyoruz burada ağlayabilirim yada başkasının acısına üzülüp ağlayabilirim. Birinin yanında ağlamayı güçsüzlük olarak gören birisine bunun güçsüzlük olmadığını anlatabilirim hatta ikna da edebilirim. Fakat ben kendi acıma, kalp kırıklığıma, kendi üzüntüme başkasının yanında ağlayamam kendimi çok güçsüz hissederim sanki böyle bir açık versem bunu kullanırlarmış gibi hissederim.

 

Yada güvendiğim ve sevdiğim biri canımı yaktı, ihanet etti diyelim ben üzülmeyi sonra ya bırakarak onun da canını yakmaya çalışırım ki yakarım da. Aklıma lise zamanlarında, sevgilim ve yakın arkadaşımın bana ihaneti geldi.

 

Flashback

 

(Burada Asraşkım 17 yaşında olsun 12.sınıf)

 

Bugün sevgilim Erim, yakın arkadaşım Seren ve onun sevgilisi Fatih'le buluşacaktık. Buluşma saatine yaklaşık iki saat var atıştırmalık bir şeyler yemiştim şimdi hazırlanma zamanı.

 

 

 

Güzel bir makyaj yaptıktan sonra yetimhaneden çıktım hala 1 buçuk saat vardı buluşma saatine ancak buluşacağımız yer piknik alanı olduğu için önceden gidip kitap okumak istiyorum. Ah evet tam olarak kitaplara resime ve müziğe aşık o kız ben oluyorum.

 

Otobüse binip son durakta indim ve biraz daha yürüdüğümde buluşacağımız yere gelmiş bulunmaktayım efendim.

 

Bir ağacın yanına oturduktan bir kaç dakika sonra sesler duymaya başladim.

 

A.. Ama bu sesler Erim ve Serenin sesleriydi. Gözlerim doldu önce sonra bir yaş aktı ve bu devam etti onların konuşmaları bitene kadar.

 

" Ya Erim ne zaman ayrılacaksın Asradan?" Diye yakınan bir ses ardından çok sevdiğim (!) sevgilimin sesi. Pardon eski sevgilimin.

 

"Bebeğim biliyorsun neden onunla sevgili olduğumu zaten ailesi yok acıyorum ona, biraz daha sabret" Daha fazla canım yanamaz diye düşünürken Serenin sesi yankılandı kulaklarımda

 

"Haklısın aşkım bende acıyorum. Ama hakkını yiyemem güzel kız" Ve ürkek bir ses tonuyla devam etti. "Onu sevmiyorun dimi? "

 

"Ailesi bile sevmemişken ben nasıl sevebilirim? " Sonra acımasız bir kahkaha

 

"Haklısın aşkım" Dedi ve başka konuya geçip çok samimi bir şekilde sarılıo sohbete devam ettiler.

 

Aklıma gelen şeyle hemen bir kaç fotoğraflarını çektim. Arkamı dönüp yurda gittim. Ve canım çıkana kadar ağladım belki sadece ihanet olsaydı canım acımazdı bu kadar ama söyledikleri kulaklarımdan silinmiyordu.

 

"Onu ailesi bile sevmemiş ben nasıl sevebilirim?"

 

"Ailesi bile sevmemişken"

 

"Acıyorum ona"

 

Ne demişler acıma acınacak hale düşersin.

 

____*__*_____

 

Yurda gittikten sonra buluşmaya gelemeyeceğimi bildiren bir mesaj atmıştım bir kaç gün geçtikten sonra okulun itiraf sayfasına onları çektiğim fotoğrafı atmıştım ve bir kaç sırlarını da söylemiştim aynı gün içinde bu fotoğraf ve sıralar yayınlandığında ise aldatılmış hiç birşeyden haberi olmayan sevgili rolünü oynamıştım. Dördümüz okulda popülerdik ve Erimle sevgili olduğumuzu ve Serenin de yakın arkadaşımız olduğunu bütün okul biliyordu tabi Fatih'i de. Okuldakiler bu aldatma olayını ve sırlarını öğrendiklerinde baya linçlediler. Sonunda Erim ve Seren okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Ne kadar da üzüldüm (!)

Aslında şimdi ki ben olsaydım böyle bir şey yapar mıydım? Bilmiyorum, büyük ihtimal yapmazdım umursamayıp geçerdim.

__

 

Gelen telefon sesiyle irkildim, çalışmaya baya dalmışım. Kimin aradığına baktığımda yabancı bir numaraydı açalım bakalım nolmuş?

 

"Alo? "

 

"Merhaba Asra kızım ben Yavuz Altun babanım. Nasılsın? "

 

"İyim teşekkürler. Siz nasılsınız? "

 

"Bende iyim. Sonuçların açıklandığı gün hemen gitmişsin, fakat biz seninle tanışmak istiyoruz. Bu akşam bize yemeğe gelir misin? "

 

"Programıma bakmam gerekiyor Yavuz bey. "

 

"Tamam kızım. Ben bekliyorum ama lütfen gel biz kızımızla tanışmak istiyoruz hem abilerin de seni çok merak ediyor. "

 

"Bu akşam müsaitim. Sirius restaurantta yemek yiyebiliriz. "

 

"Tamam kızım akşam görüşürüz. "

 

"İyi günler Yavuz bey. "

 

Acaba son dakikada bir bahane bulup gitmesem mi?

 

Yavuz Altun konuşması çok samimiyetsiz geldi bana kelimeleri değil ama ses tonu falan aynı şekilde Eda Altun ve Aslı Altun'un da geçenki davranışları samimiyetsiz geldi.

 

Herneyse çalışmaya devam!

 

__

 

Gelen bildirim sesiyle düşüncelerimden ayrıldım. Bildirim boradan gelmişti şükür yani!

 

Gönderen: Bora

> Ya asraşkım ben senin dediğin şu aileyi araştırdım bilgileri mesaj mı atim? Yoksa buluşadabiliriz. Ne dersin?

 

Gönderilen: Bora

> Oo siz bana yazar mıydınız Bora bey! Şaşırdım. Ay her neyse konuya gelim buluşalım hem uzun zamandır yüz yüze görüşmedik özledim lan seni

 

Gönderen: Bora

> Hanımefendi her zaman ki gibi çok kibarsınız(!) neyse ben evden çıkarım yarım saate. Sende geç kalma bir zahmet.

 

Gönderilen: Bora

> haspam görende her zaman seni bekletiyorum sanacak. Hanımefendi çizgimden çıkarttırma beni bora yolarım o kıvırcık saçlarını tatlım 😍

 

Gönderen: Bora

> sus da hazırlan hadi

 

Gönderilen: Bora

> Ok.

 

Gönderen: Bora

> Yay.

 

Boranın mesajına görüldü atıp hazırlanmaya başladım bir saat önce şirketteki işlerimi bitirip evime gelmiştim ay evim evim güzel evim be.

 

 

(Beğenmediyseniz kafanızdakiyle devam)

 

Aslında daha rahat bir kombin yapardım fakat yarım saat falan borayla oturduktan sonra Altun ailesiyle olan yemeğe gidecektim Allah'tan pastane ve restaurant arasında çok fazla bir mesafe yok, ki birbirlerine bağlı mekanlar.

 

Açıkçası ön yargılı biri değilim desem yalan olur. Tam olarak ön yargıya girer mi bilmiyorum ama bende şöyle bir şey var tamam mı bir insan var onu gördüm ve ona karşı kötü bir duygu hissettim ya ben o kişiyi tanımak istemem ki Eda, Aslı, Yavuz Altunda tam bu insanlar arasındaydı yaptıkları hareketler yapmacıkmış gibi geliyor samimi gelmiyor. Hadi bakalım ne çıkacak bunun altından acaba?

 

Pastaneden içeri girdiğimde boranın benden önce gelmiş olduğunu gördüm hatta ve hatta önünde yarısından çogu bitmiş bir çikolatalı pasta vardı ayı resmen ayı ya insan bir bekler be!

 

Neyse kibarlığımı bozmayarak masaya doğru ilerledim ve masanın yanında beklemeye başladım, kafasını kaldırdı göz devirdi ve önüne döndü derkeen gözlerini kocaman açmış bir şekilde bana daha doğrusu kıyafetime bakmaya başladı. Ve şükür konuştu:

 

" Kızım bu kıyafet ne deli mi etmeye çalışıyorsun sen beni? "

 

Ayol seni deli etme fırsarı bulmuşum kaçırırmıyım bebeğim?

 

" Ne alaka bora? Hadi dön önüne ay bana pasta ısmarlasana geçen geldiğimde zam yapmışlardı'' diyerek en şirin gülümsememi kullanarak. Ne demişler nerede beleş oraya yerleş.

 

"Normalde almazdım ama hadi yine iyisin bugün benden olsun. Ama yeter artık ya hep bana aldırıyorsun kızım senin paralar nereye gidiyor çok merak ediyorum? "

 

Sorusunu görmezden gelerek " Hadi boş konuşmayı bırak yarım saatim var Altunlarla yemeğe gidicem vee sende şimdi bana Altunlarla ilgili araştırmanı anlatacaksın hadi başla. "

 

Derin bir nefes alıp gözlerimi Boraya diktiğim de karşımda bana 'ne diyon la' bakışları atan bir bora beklemiyordum.

 

"Kanka bir nefes mi alsan acaba? Neysem ben anlatmaya başlıyım bu Altun ailesinin çok da iyi insanlar olduğunu söyleyemem... " Diyerek anlatmaya başladı...

 

Borayla ayrıldıktan sonra restauranta gitmeye başladım bir yandan da anlattıklarını düşünüyordum.

 

İçeri girdiğimde ileride sağdaki masada Altun ailesini gördüm. Hepsi çok şık görünüyordu.

 

senin kadar olamazlar Asracım

 

biliyorum bebeğim

 

Masanın yanına gittiğimde Eda ve Yavuz Altun ayağa kalkmıştı Eda hanıma elimi uzattığımda sıkmayıp beni kendine çekip sarılmıştı.

 

Pardon? Nereden geliyo bu samimiyet!?

 

Umursamadan Yavuz beylede sarılıp boş olan bir sandalyeye oturdum. Siparişimi verdim.

 

Altun kardeşlere baktığımda burda olmaktan pek de hoşlanmadıklarını anlamıştım. Gözlerinde ki duyguyu anlamakta zorlanıyordum nefret? Kin? Ne alaka? Ama bu duyguyu saklamaya çalışmaları. Herneyse.

 

Havadan sudan sohbet ederken Eda Altun öksürüp dikkatleri üstüne ve konuşmaya başladı:

 

"Asracım biz seni tanımak istiyoruz. "

 

Ben istemiyorum be ablam onu napıcaz

 

" Tabiiki. Sizin de bu konuda bir suçunuz yok. Bende sizi tanımak isterim. "

 

Aynen kanka aç kapıyı aras kargo

 

"Asracım güzel kızım biz senin bizimle yaşamanı istiyoruz hem daha çok vakit geçirebiliriz böylece. "

 

Hiç güvenilir gelmiyorsun be ablam

 

"Eda hanı-" Dememe kalmadan sözümü böldü.

 

Saygısız.

 

"Lütfen kırma beni kızım zaten bunca senedir sende ayrı kaldım bu senelerin telafisini yapmak için nolur kızım. "

 

Ay ne drama quinsin hanım abla

 

Derin bir nefes alıp sanki onu üzmek istemiyormuş gibi kabul ettim. Kısa çaplı bir sevinç gösterisi yaptılar.

İtici.

___

 

Eve gelir gelmez kendimi bir koltuğa attım ve başıma masaj yapmaya başladım off başım çatlıyor resmen.

 

 

 

vee bittiiiiiğ nasıldı sizce?

bu arada Asra ve Bora süt kardeşler o yüzden shipleyemezsiniz nihahaha mxbznz

kendinize iyi bakın öptüm bye

Loading...
0%