
Gözümü açmaya çalışmıştım ama bu diğeri kadar kolay olmamıştı.Başaramadım bu sefer göz kapaklarımın üstündeki ağırlığa rağmen açamadım gözlerimi ama duyduğum ses göz kapaklarımda ki ağırlığı almıştı.
Teyzemin sesiydi bu yıllarca hatırlamak için çabaladığım sesti bu.Nerede olsa tanırdım bu sesi."teyze,teyz-" cümlemi tamamlayamadım çünkü teyzem olamazdı teyzem gitmişti. Hemen uzandığım yerden doğruldum ama gördüğüm şeyler daha çok şaşırmama sebep oldu.Teyzem vardı karşımda evet,tam olarak karşımda teyzem vardı.
Bana birşeyler söylüyordu ama ben anlayacak durumda değildim ve "sen öldün teyze olamaz" "yok,yok,yokkk" diye çığlık atmaya başladım sanki kendime bir şeyi hatırlatmaya çalışıyordum. Şuan hayatımda ilk defa aynı anda iki duyguyu birden hissediyordum Bu iki duygu;korku ve özlem.
Tam olarak bu duyguları hissediyordum iliklerime kadar ve tekrar çığlık attım.Teyzem yaklaşmaya başladı bana.Onun bana doğru attığı her bir adımda bende arkama doğru bir adım atıyordum ve teyzemin söyledikleri yüzünden zorla göz pınarlarımda tuttuğum göz yaşları baraj oluşturma yolunda akmaya başladı.
Teyzem "ben sana annenle babana ağlama demiştim ama sen beni dinlemedin hem anne hem babanla yetmezmiş gibi birde bana ağladın ve ağlamayada devam ediyorsun"dedi bir dakika ne dedi konuştu nasıl teyzem ölmedimi "teyze sen yaşıyomusun öldü dediler.Seni bıraktı dediler artık yok dediler ve daha nicelerini dediler." dedim ama teyzemin cevabı yüzüzünden dediklerinin doğru olduğunu anladım çünkü teyzem "tik,tak tik,tak zaman geçti ben gittim.Kabul et artık gittim ben onlar haklı ve söyledikleri o nice cümlelerde doğru." dedi haklıydı belkide gerçekten gitmişti kabul etmem gerekiyordu artık.Tüm bu söylediklerime karşılık aklıma gelen fikir yüzden suratımda bir tebessüm oluştu ve "bende senin yanına gelicem belki senin yanına gelince annemle babama ağlamam" dedim artık aklımı kaçırmış gibiydim.Ne düşünüceğimi bilmiyordum ve buna bir son verecektim.Vakit kaybetmeden odanın içinde bulduğum sandalyeyi pencerenin önüne koydum ve üstüne çıktım çünkü boyum kısaydı ve pencere biraz yüksekti.
Ama bunları düşünecek kadar aklım başımda değildi ve buna hemen bir son verecektim.Çıktığım sandalye pek sağlam değildi galiba çünkü sürekli ses çıkarıyordu.Ama bunun da bir önemi yoktu.Hızla pencerenin kolunu kavradım ve açtım.Pencereyi açtığımda tenime değen ılık rüzgar içimi bir hoş etmişti.Rüzgar saçlarımı arkaya doğru savururken benim tüm bu olanlara rağmen içimde sanki bir çiçek bahçesi açmıştı.Artık hiç bir şey düşünmediğimi farkettiğimde pencereye çıktım.Pencerenin yüksek ve uzun olması benim işime gelmişti Zaman kaybetmeden çıktığım pencereden kendimi boşluğa doğru bıraktım...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |