Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1.BÖLÜM

@_seda_

Bugün bir can öldü. Bıraktığı hasret değil acıydı.

Gökyüzü yine masmavi yerler kızıl değişen tek şey gerideki masumların bakışları. Artık daha acı bakıyorlar daha melul.

 

Belki başka bir yerde gökyüzü kızıl yerler mavidir. O zaman umut olur mu insanın içi.Verir mı huzur sesini bize.

 

Unutmak da bir nimettir, şu an beni bulsada unutsam her şeyi, başlasam yeni bir cennette.Mavi olmasa da olur rengi.

 

Etrafa sessizlik kaplamış.Çünkü hiç bir şeyi düşünmeyecek haldeyken yine evim bildiğim yere attım kendimi.

 

Uçurum kenarı serin ama üşümüyorum.Uçurmasını istiyorum saçlarımı.Tek saçlarımı seven o çünkü.Tek beni seven buradaki ölü yaşam.

 

Dağın aşağısında bir deniz. Uçsuz bucaksız gibi. Ama her şeyin bir sonu vardır ve belki de oradaki başka bir can bir şarkı mırıldanıyordur.

 

Arkamdan gelen çalı sesine karşın elim çakıma gitti. Dışarı çıktığım saat tehlikeliydi.Bugün bircan yitmişti ve arkada bıraktığı bedeller hiç masum değildi.

 

Sokağa çıkma yasağı dedim sessizce.Çetelerin kol gezdiği, gecenin kana bulandığı saatler ama bugün çok daha erken başlamıştı.

 

Arkamdaki ayak sesi yaklaşırken kendi yerime baktım.Oldukça yüksekteydi. Yanıma yaklaşan kişi her kimse bıçağı ayağına saplamaya hazırdım.

 

Onun hamlesi erken gelince ben de hızlı davrandım.Kenara çekildiğim çeviklik onu da şaşırtmış olmalıydı.

 

Taşa tutunup adamın yukarısındaki kayaya atladım.Güçlüydü ama benim öğretmenim Olenkaydı.

 

Bıçağım adamın şah damarına battı kan içinde düştü dipsiz denize.Kan suya yayıldı ve adam dalgaların içinde görünmez oldu.

 

Şanslıydım ki adam silahsızdı.Tahminimce çete üyesi de değildi. Sadece sarhoş bir kaçıktı.Yanıma yaklaştığında nefesi alkol kokuyordu.

 

Ayağa kalkıp zemine çıktım.Saat iyice geçolmadan eve varmalıydım.

 

Üstüme yapışan toprağı sirkeledikten sonra bıçağı cebimdeki bez ile silerek belime yerleştirdim.

 

Gözüm yerden kalkınca irkilmeden edemedim.Beni izleyen biri kadın üç kişi önümde ağzı açık bakıyordu.Hepsinin üzerinde asker üniforması vardı.

 

Anlamsızca bakışmamız arasında siyah saçlı gözünün rengini tam göremesemde buradan bile parlakgözüken genç adam elini yanağına götürdü.

"Yaralandın mı?"dedi

Ben de elimi yanağıma götürdüm.Kan elime bulaştığı an bezi alıp silmeye yeltendim.Ne varki az önceki adamın kanı da bulaştı elime bu işi daha da berbat etti.

 

"Az önce mı oldu?"dedi yeniden.

 

Soğuk zeminde yayılan kan arsında duvara yaslanmışım.çok ölüm gördüm ama böylesini değil.Birisi bıçağı tam yanağıma sürtüyor.

"Eğer tek kelime söylersen seni de onun gibi yaparım."bıçak tenimi yakmaya devam ediyor"anladın mı beni!"diyen adam ise bıçağı ve beni bırakıp oradan ayrılıyor.Ben ise yerdeyim kan eteğime bulaşmış.​​​​​​

 

 

Karşımdaki üç kişiyle birbirimizi süzdük.Olenka askerleri gördüğüm an yana çekilmemi isterdi "ayak bağı olma kızım onlar bizim için ne taşlar kaldırıyor" derdi. Annem ise eli silahlı bizi koruyan insanlardan nefret etmişti.

 

Askerlerin arkalarına baktım yerde 4 kişi kanları şimdiye dek durmuş gece karanlığına karışmış. Korkmam lazımdı korkmadım adım gibi bilirdim ölümü.

 

"Eve gitmem lazım"dedim geriye doğru ilerleyerek.

Bir adam ileriye doğru çıktı "Bu şimdi mi düşünülür" derken kendimi kınamaktan geri duramadım.

 

"Tamam seni eve bırakalım"dedi bakışlarımı gören kadın. Kumral saçları vardı ve tahmin ettiğim askerlerin sert bakışına karşın gözlerinde bir hafiflik akıyordu.

 

"Evini söyle"dedi.

Baktım onlara öylece.Niyetleri iyi olmayan askerler çıkarları için masumları öldürdüler.Silahları bize,ayakları toprağa dayandı.

"Sakin ol tatlım.Sadece sokağa çıkma yasağı ve seni eve bırakıcağız." dedi tekrardan kadın.Silahı yere doğrulttu.Benim yaşlarımda sayılırdı. Kumral saçlarının arasından görülen mavi gözleri yeniden parladı.

 

Yanımıza zırhlı bir araç yaklaştı. Arka tarafına iki adam binerken yanımdaki kadın beni oturtup öyle bindi.

 

"Evini söyle" dedi.

"Florentina" sokak isimlerimiz bile yoktu.Ev sahibinin ismi söylenirdi. Dedem öldüğüne göre artık orasıda anneannemindi.

 

Ortamda bir duraklama ve sessizlik oldu. Birbirilerine bakan askerlerden sonra az önce bana bağıran adam konuştu.

"f-florentina mı?"üçü birden yutkunarak bana bakarken "evim orası tabi ki değil sadece anneannemin evi" dedim.Bu saatte eve gitmek demek gerilen sinirlere bir kat daha azar yüklemekti.

 

Araba hareket ederken bakışlarım yere indi. Sadece inmeyi bekledim.

 

"Bu saatte amacın ne? Arkada kaç kişiyi endişelendiriyorsun biliyor musun?Eğer intihar etmek istiyorsan sana yapılan fedakarlıkları ödemelisin ilk önce."

 

Kafamı kaldırdığımda bana hiddetle bakan bir çift göz gördüm. Sanki beni tanıyormuş gibi konuşuyordu.

"Amacım atlamak falan değildi ve bayım bu da sizi ilgilendir-"

"İlgilendirir,senin hareketlerin beni ilgilendirir."

 

Kadın adamın elini okşayıp sakinleşmesini söyledi. Bakışlarını benden yan tarafa kaydırdı neyseki.

 

Omuz silkip bende tekrar ayaklarıma bakmaya devam ettim. Askerler ile çok yüz yüze gelmezdim.Onlar hele de dışarıdan gelen askerler gecenin kahramanlarıydı.

 

Yanağıma basılan hafif bezin arasından" bıçak yarası mı?" diyen bir ses hissettim.

Bezi kendi elime alıp nefesimi kontrol altına aldım.

"hı hı"

"Az önce mi oldu?"

Kafamı evet anlamında salladım unutulmak ve bahane için bu bir sebepse az önce oldu derdim.

"Şanslısın ki sana bıçak kullanmayı öğreten kimseler var. Yoksa vay haline! Gece gece hemde dedesinin öldüğü gün dışarı çıkmak!Gerçekten bu ailede bir sorun var."

adam türkçeye geçmişti ve benim bilmediğimi zannediyordu.

Olenka dışında kimseyle başka bir dil konuşmamıştım.

 

"Benim çıkmam dışarı kimse ilgilendirmez.Ayrıca tanışmak biz?" diye atıldım. Eklerin birbirine girip bazılarını unutmam umrum da değildi.

 

Bakışlarını tekrar dönen adamı bu sefer tam olarak inceledim. Madem beni tanıyordu ben de tanırdım.Saçları kahverengi gözleri ise simsiyahtı.Şu an bana öyle soğuk geliyordu ki ona uzun bakmaya bile lüzum bulamadım.

 

"Zamanı gelince tanırsın." dedi ve kadın kapıyı açtı.

 

Elimdeki bezi iyice bastırarak "Çok keyifli bir tanışmaydı bayım."dedim. "Sizi yeterince tanıdım zaten " arabadan inip kadının peşine takıldım.

 

"Onun kusuruna bakma bu aralar biraz stresli."

"Sorun değil" diyip eş geçtim aslında sorundu. Ama sonra düşünede bilirdim.

"Aslına bakarsan " kapıya gelip önümde durdu

"kendini kollasan iyi olur Savaş bir yandan haklı."elleri omzumdan kavradı"bir sorun olursa bizim ekibi bulabilirsin sana kapımız hep açık.ama teyzene bizi gördüğünü söyleme."

 

Arkasını dönüp hızla uzaklaşırken

"sizi nasıl bulurum?" dedim.

gülümsedi ve üniformasını gösterdi.

Savaşın ortasında en tenha yerlerde,gece karanlığında ölmeyi unuttuğumuz zamanlarda.Askerlerdi onlar. Ne zaman nerede hangi can yaşatacakları kimi öldürecekleri belli olmazdı. Sırtımızdaki dağ bize güvence...

 

 

Loading...
0%