Yeni Üyelik
18.
Bölüm

9.BÖLÜM

@_seda_

Eve girdiğimde merdivenlere yönlendirildim ve genişçe bir salona çıktık. Diğerleri normalmiş gibi farklı odalara dağıldılar, üstlerini değiştirip geldiklerinde şakalaşıyorlar bazıları ise burada karşılaştığım kişilerle hararetli konuşmalar yapıyolardı.

 

Evleri burası gibiydi. Burayı tanıyorlardı.

 

İçeride bulunan koltuğun en köşesine oturdum. Bizi buraya getiren Kızıl dedikleri adam karşımdaki koltuğa yatıp uyumaya başlamıştı.

 

Sesler kesilip bakışlar bana döndüğünde hafif bir çığlık attığımın farkına vardım. Kapıyı açan adamı tanıyordum. O ise beni ben görmeden biliyordu.

 

"Sakin ol tatlım." dedi yine kadın. Eli benim elime deyince koltuğun kenarlarını sıktığımı görmüştüm.

 

"Sen-" diye başlamıştım adama doğru. İsmini hatırlamam lazımdı. Olenkanın yanındaydı, bazı anılarımda benim başımı okşuyordu. Sonra büyük bir silahı vardı ve ormanda bizi korumaya çalışırken yere düşüyordum. Elleri beni kaldırırken silah sesleri kulağımı sağır ediyordu.

 

Şimdi ise az önceki ekip- Kızıl dışında- etrafımıza oturmuştu.

 

"Hatırladın ha?" dedi adam. İsmi neydiki? İsmi P...Pa...

 

"Paul." gülümsedi ismini duyunca.

 

Kadın heyecanla bizi süzerken "Hadi tanışalım o zaman." dedi. "Ben Elvan."

 

"Bir dakika bir dakika!" bağırdığımı biliyordum."Önce neden burada olduğumu açıklayın sonra-"

 

"Savaş sana anlatmadı mı?" dedi Paul.

 

Kafamı salladığımda Savaş "Ne?" dedi.

 

"Çok sorumsuzsun Savaş."

 

"Gelicek misin dedim? Hayır demedi."

 

"İnanamıyorum sana Savaş." oflayıp bana dönen Paul ellerimi tuttu.

 

"Burası bizim karargahımız. Ülkeye gidene kadar burada kalıyoruz. Ve genellikle akşamları bazı çeteleri öldürmek için savaşıyoruz"

 

"Siz bunu ne kadar süredir yapıyorsunuz?" diğerlerine baktım. Gençtiler. Ya yeni başlamışlardı ya da diğerleri ölmüştü.

 

"Nerdeyse... Her neyse bunun bir önemi yok. Savaşanlar öldüklerinde ya da açığa çıktığımızda onun yetiştirdikleri kişiler yerlerine geçer. Bundan artık sıkıldık Karine ve bu işi bu ekiple bitireceğiz." gözleri kararlılık ile parlıyordu. Diğerleri de öyle.

 

"Pekala" dedi gülümseyerek "Bu Demir" Siyah saçlı oğlanı gösterdi gözleri onun aksine masmavi teni ise beyazdı. Kızararak selam verdi bana."Bu Kızıl" yatarken bana bir baş parmağını kaldırdı. Her şeyi duymuştu. Adı gibi kızıl sakalları vardı ama saçları bembeyaz kesilmişti. "Bu Savaş ve Elvan" ikiside yan yana oturuyordu. Savaş gözlerini devirdi Elvan ise el salladı. Ters olmalarına rağmen hareketlerinde bir uyum söz konusuydu.

 

Yanımıza yaklaşan bir kadın tepsiyi ortamıza bıraktı. Paul teşekkür ettikten sonra "bizim meydanlardaki ekibimiz bu kadar. Başkaları da var. Onlar bize başka şekiller de yardımcı oluyorlar." tepsideki dürüm paketini alıp yemeye başlamıştı. "Seni de davet ediyoruz Karine."

 

Yutkunup başımı salladım. Ama aklımda başka bir soru vardı.

 

"Peki ya ben kimin yerine buradayım?" ortamın buz kestiğini sezmiştim.

 

Paul " Olenka" dediğinde bir kez daha titrediğimi sezdim.

Loading...
0%