Yeni Üyelik
15.
Bölüm
@_seda_

Küçüklüğüm ne kadar da hızlı geçmiş. Günler benim için dönmeden bitirivermiş saatlerini. Ne kadar az sevinmişim doğumlara ne kadar az ağlamışım ölümlere.

 

Annem Florentina nın kucağında büyürken daha o zamanlarda kan sıçramış tenime

 

Orlenda,Olenka ve Dmitry. Babam Rusian'ın kucağına üç çocuk yerleştirilince bir bakmış hepsinin yüzüne. Ne kadar da sert bakışlıydınız ve ne kadar da şanslıydım der oğlunu kucağına bizi de ayağının dibine oturturken. "Hepinizin teni bembeyazdı, gözleriniz capcanlı ve saçlarınız. Sarının o güzel tonu. İyiki çekmediniz büyük halanıza, iyiki onun kaderi bize bulaşmadı."

 

O gülerek anlatırken annem karşıda oturmuş iç çekerek dinlerdi.

 

Büyüdük biz de yavaş yavaş. Sonra kendi ailelerimiz oldu.

 

Orlenda, Boris ile; Dmitry, Catherine ile evlendiğinde çok gençtiler. Yanlış kararlar almamalarını ummuştum ama sonra anladım ki çukura düşseler bile babam onları itenleri sevdikleri ile yakardı, öldürmezdi acı çektıre çektire gömerdi.

 

Orlenda'nın Karine, Bella ve Feliks olmak üzere üç çocuğu oldu. Dmitr'nin ise Alina ve İgor'u.

 

Catherine'yi severim. İyi ama çok ezilen bir kadın, kocası ne derse yapmaya hazır. Yaşamak için yaptığını söylüyor sürekli. Onu korumaya çalışıyorum ama kendi kendini yıkıyordu her gecen gün.

 

Igor babasını sürekli peşindeydi. O ne derse yapar. Bazen acıyordum çocuğa, kendi fikirlerini bile unutacak kadar korkuyor babasından. Ama Alina'm öyle mi? Dışı sert, bakışı yıkar insanı. İçi ise bir kuş kadar hafif ve narin. O benim elimde büyüdü sayılır. Annesinin yapamadığını yapmaya çalıştım her seferinde. Fakat babası hep karşı çıktı. Ne var ki Alina'm ona da karşı koymayı başardı.

 

Şimdi istediği kişi ile evli. Viktor onun kocası olmayı hak etse de Dmitry nin damadı olmak zor iş. Şimdi Mikail var. Küçük tatlı oğulları. Bir tane de karnında. Kız olucağını hissediyorum. Alina onlar için canını verir. Kendi ailesinden, hasar alacağını bile bile uzaklara gitti. Ama ona ben savaşmayı öğrettim. Ayakta kalıcağına adım gibi eminim.

 

Feliks var Orlenda nın en küçük çocuğu. Onun bakışlarında tiksindiğim bir umursamazlık ve keskinlik var. İkisini nasıl bir arada götürdüğünü bilmiyorum ama babasına çekmiş olmalı.

 

Boris'den oldum olası nefret ediyordum zaten. Orlenda için yapmayacağı salaklık yoktur, yeter ki işin ucunda para olsun.

 

Bella da annesi de öyle. Paraya taptıklarını söyleyebilirim. Maxim zaten bu yüzden evlendi onunla. Yoksa evde kalıcaktı, o bakışları gören herkes kaçmak isterdi buna eminim.Buna rağmen Mark var. Şımarık oğlu. Ve yakında yeni bir doğum yapacak. Onun da annesine çekeceğine eminim.

 

Orlenda ve Borisin her türlü ukalağlığına rağmen Karinem var. Ailemizden tek farkı siyah saçları olması. Oysa onun bembeyaz narin bir teni, herkesin aksine güzel bir kalbi var.

 

Zaten bir Karine bir de Alina'm. Alina'yı babası bu hâle getirdi, savaşçıdan esire. Ama Karinem benim elimde büyüdü. Hâlâ da büyümekte.

 

Peki ya benim kurduğum aile?Ona ne oldu?

 

Benim de bu yaşıma kadar sevdiklerim oldu, peki ya neredeler?

 

Öldüler. Benim yüzümden, çoğu toprağın altında belki de bana lanet okumakta; bazıları suskun ama gözleri her şeyi açıklıyor. Kimisi ise benim tam arkamda. İlerle diyor fakat takatim kalmadı benim. Ben de ölmek istiyorum bazen oysa ölmeyi bile hak etmediğimi hatırlıyorum etrafı görünce.

 

Karanlığa aldandığım oluyor o an karanlık bana küçük kızımın saçlarını getiriyor. Onun için diyorum, onu için ya öl ya da yaşa.

OLENKA

Loading...
0%