Cenete giden yol, cehennemden geçer.

-Dante Alighieri

Geçmiş,

Bugün 12.sınıfın ilk günü ve karşımda 3 yıldır latonik olarak sevdiğim kız vardı.

Onunla bakışıyordumki, bana göz kırptı.

Bana göz kırptı.

İyiki hiç kimse bana göz kırptığını görmemişti.

Utanmıştım, yüzüme doğru kan akışının arttığına yemin bile edebilirim.

Daha çok oyalanmadan sınıfa doğru çıkmaya başladım.

Sınıfa çıktığımda en arka sıraya doğru ilerledim, çantamı en arka masaya koyup oturdum.

O sırada sınıfın kapısı gürültülü bir şekilde açıldı.

O an anlamıştım kimin geldiğini...

Fizik hocamız akabinde, sınıf hocamız Füsun hoca sınıfa girmişti.

"Çocuklar, günaydın. Yerlerinize oturabilirsiniz." dedi ve ekledi. "Sınıfa yeni gelen öğrenciler olduğunu görüyorum, onlar kendilerini tanıtmakla başlasın."

Yeni gelen öğrenciler kendilerini tanıtırken bende Duru'nun yüzünü inceliyordum, farkettiğim şey ise bu yaz gerçekten çok yanmıştı yanaklarından ve kollarından belli oluyordu.

Bu yaz daha da güzellleşmiişti.

"Çocuklar, yeni gelen öğrenciler kendilerini tanıttıklarına göre derse geçebiliriz. Bu arada ben hem sınıf hemde fizik öğretmeniniz Füsun hoca, artık sizde tenefüste tanışıp kaynaşırsınız."

Dalmıştım ki beni Füsun hocanın sesi kendime getirdi.

"Evet, çocuklar düzgün çembersel hareketin formülünü anlamayanınız, var mı?"

Hiç kimse parmak kaldırmayınca Füsun hoca konuştu "Evet, bende öyle düşünmüştüm."

İlk dersler bitmişti, şu an herkes yemekhaneye iniyordu. Hemen yanıma Can geldi.

"Nasıldı ilk gün? Füsun hoca ve Ahmet hoca hemen derse başladı mı sizde de?"

"Evet, hocalar derse başladı. Klasik Ahmet ve Füsun hoca işte." diye mırıldandım.

Yemekhaneye geldiğimiz zaman gözüm tek bir yere takılı kalmıştı.

Ona.

Yanında Emir vardı.

Birbirlerine bakıp durmadan gülüyorlardı.

O an yüreğime bir mızrak saplandı, iyice içinde döndürdüler o mızrağı en sonunda ise yüreğimden çıkarıp orda bırkıldı yüreğim.

Duru'nun gözleri saniyelik bana döndü fakat o andan sonra ona bakmayı bıraktım.

Akabinde sıraya girip yemeğimi alamaya başladım.

Tam masaya Can'la birlikte oturmuştum ki sağ tarafımda bir hareketlilik hissederek kafamaı sağa çevirdim.

Yanımda Azra vardı.

Azra; kısacası Duru'nun baş düşmanı.

"Ne oldu, neden bana öyle bakıyorsun." dedi ve kaşlarını çattı.

"Neden yanıma oturduğunu çözmeye çalışıyorum."

"Hey belki senden hoşlandım ya da sadece yanına oturnak istedim. Niye bunu bu kadar sorun ediyorsun ki." dedi yemeğine doğru dönmeden önce bana göz kırptı.

Ardından bende yemeğime doğru yöneldim.

Bir süre sonra Arzu kulağıma doğru yaklaşarak mırıldandı.

"Yemeğini bitirdikten sonra benimle gel."

Bunları söyledikten sonra tepsisini alarak masadan kalktı. Arzu'dan hemen sonra bende masadan kalkarak Arzu'yu takip etmeye başladım.

Arzu'nun beni nereye götürdüğünü tahmin etmeye çalışıyordum, fakat tahmin edemiyordum.

Arzu durdu ve bedenini bana çevirdi o an ne olduğunu idrak etmeye çalışıyordum ki Arzu konuştu.

"Biliyor musun ben senden çok hoşlamıyorum ve su ana yapacağım için hiç pişman değilim." dedi ve dudaklarımda baskı hissederken aynı anda da kollarını boynuma dolayıp saçlarımı çekişitirmeye başladı.

Dudaklarını dudaklarımdan ayırdıktan sonra bana göz kırparak konuşmaya başladı.

"Bak sende pişman olmadın, artı ben senden gerçekten senden çok hoşlanıyorum."

Gözlerinin en derinine bakıyordum, duygusu saftı, gerçekten bana aşıktı.

Karşılıksız ve saf bir aşk.

"Seni çok seviyorum" dedi ve ekledi. "Sevgilim."

Sevgilim.

Ben aslında Arzu'dan değil, Duru'dan hoşlanıyordum.

Ve bunu Arzu'ya düzgün bir şekilde izah etmem gerekiyordu.

"Arzu..." bir süre konuşamadım fakat cesaretimi toplayarak konuşmaya devam ettim. "Ben başka birisinden hoşlanıyorum."

Ardından ölüm sessizliği.

"Bana bir şans bile veremez misin, lütfen sadece bir şans sadece." dedi ve ekledi. "Lütfen sadece bir şans."

"Arzu benim duygularım geçici değil, fakat senin için sana bir şans vereceğim." dedim ve ekledim. "Lütfen hemen umutlanma."

Anında boynuma sarıldı.

Ardından sınıfa geçtik.

Günüm devamından monoton geçti.

***

Günümüz

Beni terk etmişti.

Emir'i benim yerime seçmişti.

Şu an haberlerde onun hamile olabileceğini okuyordum.

Fakat az önce yaptıkları açıklamaya bakamıyordum.

Ardından ekranıma bir bildirim düştü.

'Duru Çetin ve Emir Çetin'İn yaptığı açıklama gündem oldu! Duru Çetin HAMİLE!'

O kelimeyi okuduktan sonra yutkunamıyordum.

Evliliklerinin üzerinden bir ay geçmişti ve hemen hamile kalmıştı.

Emir'den hamileydi, lisedeki Emir'den.

Düğünlerine ben davetliydim fakat bulduğum toplantı bahanesiyle katılmamıştım ve beni evlerine çağırmışlardı.

Bu akşam onlara davetliydim, ve oraya gidecektim.

-----------------------------------------------------------------

Yeni bölüm nasıldı?

Duru hamile?

Lisedeki Emir?