@_songulmeral03
|
Ben hiç yazı seven cıvıl cıvıl kızlardan olmadım. Kasveti kışı ve kapalı havaların kızıyım: Neşeli şeyler sevmek yerine kaosu ve tehlikeyi hep benimsedim. Neden böyleyim bir fikrim yok tu ama olduğum kişiyi seviyorum. "Son çıkan korku filmine bir bilet ala bilir miyim?" Bilet satan kız bana bakıp Gülümsedi ve. "Peki saat kaç için istersiniz?" Gözlerimi devirecek oldum ama neyseki devirmeden. "En erken ne zaman?" Önündeki büyük ekranlı bilgisayara bakıp. "Yarım saat sonra?" Çantamdan çıkardığım kartı önüne uzatıp. "Tüm salon?" Dediğimde şaşkınca gözlerini büyüterek. " Anlamadım?" Dediğinde. 'Türkçenizde bir sorun mu var?' Diyecek olsam da susup. "Tüm salonunun Biletlerini istiyorum!" "Maalesef hanımefendi çok önceden bir bilet alınmış. O yüzden biletti iptal edemem mümkün değil,zaten siz ve önceden bilet alan kişiden başka kimse yok." Bozulan moralimle yüzümü ekşilterek bileti alıp salona doğru yürüdüm. Filimin başlamasını bekledim. Filim başladığı halde salona kimse gelmedi, bunu fırsat bilip içeriye girdim. İçerdeki karanlığın içinden gelen korkutucu sesleri duyunca ekrana baktım. Korku filimlerini sevmediğim halde hep izlerdim ama pek korkmazdım. Büyük salona iyice baktım kimse yok tu. Dördüncü sıradaki koltukların en başına oturduğumda sabahtan beri tutuğum tüm yaşlarım gözlerimden süzüldü. Burnumu çeke çeke hıçkırıklarımı tuta tuta ağladım. Beklediğim ve istediğim bu değil di. zaten ne istediğimi de bilmiyorum. " İyi misiniz?" Diyen yabancı bir sesle ürpererek arkama baktığımda karanlıktan çok seçemesem de bir adamı görünce. "Korktum." Diye bildim sadece. Önüme dönüp yüzümü sildiğimde içimde bir an utanç hissetim. Ağlamak için böyle bir yeri seçmemdeki tek sebep insan içinde ağlamaktan utanamam dı. Gözlerinin önünde beyaz bir peçete görünce uzatanın o olduğunu anlayıp peçeteyi elinden aldım. " Gözleriniz kızarmış?" Şaşkınca ona dönüp baktım. Bu karanlıkta nasıl yüzümü bu kadar iyi gördü. Ben yüzüne dikkatle baktım. Ekranda gündüz bir sahne oynarken yüzünü gördüm. Siyah gür saçları olan uzun kirpikli, yanılmıyorsam siyah gözlü bir adam dı. Uzun boylu olacak ki uzun bacaklarını uzatarak oturmuştu. " Komik bir şey söylemedim?" Başını sallayarak bana baktı. "Sanırım korku filimleri size duygusal geliyor?" Cevap vermeden önüme döndüm. Bir kaç dakika sesilik olduğunda ağlama isteğim kendimi tekrar kötü hissettirdi. Beni izlediğini göre biliyordum ve çenem titriyordu. "Ağlamayın?" Dediğinde sol gözümden bir damla yaş süzüldü." Başımı aksi yönüne çevirip yanağımı sildim ve çantamı alıp çıkmak için kapıya yürürken. "Sanırım sizi rahatsız ettim. Lütfen gitmeyin ben giderim!" Arkamı dönüp ona baktığımda gerçekten uzun olduğunu gördüm. " Sorun değil artık keyif vermiyor?" Dedim ekranı gösterirken. Bana baktı aramızdaki mesafeyi kapattı elini kaldırdı. "Tanışalım mı?" Tuhaf bir şekilde gülmem gelince güldüm. "Tuhaf birisiniz?" Dediğimde eli hala havadayken. "Çevremde olan herkes genelde böyle söylüyor?" Elini sıktığımda. "Tuhafsınız?" O da gülümsedi ve kısık çapkın bir tebessümle. "Arın." Dediğinde ben de tebessüm edip. " Serçe?" dediğimde tuhaf bir ifadeye bürününce yüzü. "Kuşları sever misin?" Senli benli konuşmayı bıraktığımı fark edince başını salladı hafif bir gülümsemeyle. "Evet. Özlikle serçeleri." Dediğinde kaşarım kalkınca. "En çok serçeleri sevmediğinizi, kuşların tamamından hoşlanmadığınızı sesinizle çok net belli ettiniz." Güldüğünde yanılmadığımı anladım. "Bu günden sonra o uçan şeyleri sevmeye başladım." Elimi elinden çekip arkamı döndüm. "İyi günler?" Dediğimde sesi gelmeyince salondan çıktım. Bu salona çok farklı duygularla girmiştim.
-------------- Bahçedeki hamakta hafif hafif sallanırken yan evden gelen seslere kulak verdim. " Ruh hastası pisikopat!" Diyen kızın sesine içimden ' Çok doğru!' derken. " Bana bak yerden bitme seni ön taraftaki havuzda boğarım!" Diyen Yağız'ın sesini de duyunca. " Keşke boğsan eğlenirdik!" Dediğimde bir anda hamağı ters çevrilmesiyle kendimi çimlerin üstünde buldum. Oturduğum yerden Yağıza öldürücü bakışlarımla bakarken,ağrıyan kalçam iyi mi diye düşünüyordum. "Salak mısın kızım o benim kardeşim?" Dediğinde elini bana uzatınca eline vurup kaktım. " Senin o öküz sesin az önce evden geliyordu ne ara geldin!" Dediğimde boşalttığı hamağa uzanınca ayakları sığmamıştı. Acıyla yüzümü buruşturdum. "Sen ayakta baya uyuyorsun?" Anlamadığım için. "Ne?" Dediğimde eliyle arkamdaki Ilgın'ı parmağıyla gösterip. "Bir saattir baş ucunda kavga ediyoruz." Biraz doğrulup yüzüme bakarak. " Sen baya sağır oldun he!" Aval aval baktığımı gördüğünde, Ilgın'a bakıp. "Hatırlat doktora götürelim şunu?" Homurtulu sesler çıkaran ılgın. " Siz iki akıllı evinizde otursaydınız, gece sabaha kadar dışarıda sürtmeseydiniz belki de kulaklarınız daha iyi duyardı." Yağız bana bakıp. "Laf sokmak bu kızın işi olmalı tek bir durumu kaçırmıyor." Ilgın göz devirip eve doğru yürüyünce Yağız arkasından bağırdı. "Decalsu !" Dediğinde Ilgın eve doğru bağırdı. " Baba Yağız bana decal dedi!" Dediğinde. " Ağzında sakız mı var senin?" Omuz silkip. "Ne var bunda?" Ona göz devirirken. "Rica etsem evimden defolup gider misin? Malum psikolojik olarak sağlam kalamıyorum yanınızda." Hamaktan kalkmaya çalıştı bir iki debelendi ama hamaktan kalkınca yanağımdan makas alırken. "İnsanları bahçenden kovman çok ayıp." " Akşam hazır ol seni acayip bir yere götüreceğim!" Aptal falan ama seviyorum bu çocuğu.
-------- Eve girdiğimde kahvaltı masasının hazır olduğunu görünce, masayı kontrol eden Sevim ablaya. "Babam uyandı mı?" Dedim. Bana gülümseyip." Şimdi iner." Demişti ki salın kapısında babamı görünce yanına gittim. "Günaydın babacım?" Yanındaki hemşireye göz kırptığımda babamın kolundan çıkınca yerini ben aldım. Babam gülümsediğinde. Nasılsın bakalım?" Başını bana çevirdi. "Beni bırak sen nasılsın?" Dediğinde üzgün olsam da ona gülümsedim. "Sen iyiysen ben hep iyiyim." "Birini mi bekliyorduk?" Başını hayır der gibi salladı. Salon kapısında Halam ve eşi belirince yüzümde muazzam bir öfke belirdi. Akraba batağından nefret ediyorum. İkisi fevkalade bir neşeyle masaya gelip oturduklarında halam babama bakıp. "Abicim günaydın?" Dediğinde homurdanıyor gibi bir sesle." Seni görünce günü karardı!" Başını bana çevirip. "Bu ne nezaket Serçe? Sana da günaydın." "Sabahın bu güzel saatinde daha kargaların bile b****-" diyecektim ki babam hafif öksürüp. "Kızım hadi söyle Sevim ablana servis açsın?" Başımı babama çevirip." Yok babacım. Biri benim tabağımı alsın ben çok doydum." Dediğimde enişte kişisi önümdeki tabağı alınca pikinliğini iğrenen gözlerle izledim. "Ne kadar samimisin enişte." Dediğimde ağzına attığı lokmasını saça saça. "Biz aileyiz." Gülümseyip başımı sallarken. "Alınma enişte sadece nezaketen söylüyorum." Dedim başımı halam kişisine çevirip bakarken. Nezaket göndermemi anladığını umarak . " Baka babam dünya kadar eğitim almam için beni nerelere gönderdi ben ne görgü kuralları öğrendim. Bir ara sana da öğreteyim mi?" Dediğimde halam kıpkırmızı suralıyla bana bakıp. " Kocamla doğru konuş besleme!" Demişti ki babam masaya elini sertçe vurdu. " Haddini aşma Filiz!" "O benim babam!" Öfkem gözlerimden taşarken. Babam bana baktı gurur duyuyordu benimle . Ben de çok seviyordum onu tüm kalbimle. Hastaydı nakör ve malında gözü olan bir ailesi var şu. An kötüsü eşini kendi hataları yüzünden kaybetmişti. Evet ölen kadın bana annelik yaptı onu da çok seviyordum. Bana emeği çok tu ama babamla yıllarımız geçti bu yüzden di onu çok sevmişim. O beni celladımın elinden kurtardı bu yüzden di ona sonsuz bağlılığım. Seni çok seviyorum babam. |
0% |