@_tgb_17
|
Yıldızdan devam Gördüğüm kabustan sonra daha uyuyamayacağımı anladım, saat 2 olmuştu bende daha fazla yatakta durmanın anlamı olmadığını düşünerek üstüme kalın bir hırka aldık ve bahçeye çıktım . Dışarı adımımı atar atmaz Hakkari'nin soğuğu beni karşıladı ama biz bunlara çoktan alışmıştık bahçede nöbet tutan askerlerden başka kimse yoktu bende yavaş yavaş nöbetçi askerin arkasından yaklaşmaya başladım asker arkasından birinin yaklaştığını fark etmiş olacak ki hızlı bir şekilde silahını alarak bana doğrulttu benim olduğumu görünce hemen hazır ola geçti. " Tuğra Yazgın Bursa emret komutanım " " Rahat asker" " Özür dilerim komutanım siz sessiz gelince ben başka biri sandım" " Özür dileme Tuğra,hatta bu hareketin hoşum gitti . Hemen gevşeme lan ama her zaman böyle tetikte ol asker be zaman ne olacağı belli olmaz şimdi otur bakalım" Tuğra yerine oturunca bende karşısına oturdum. " Eee Tuğra kaç yaşındasın evli misin?" Benim sorumla beraber bana şaşkın şaşkın bakmaya başladı. " Oğlum ne bakıyorsun öyle şaşkın ördek gibi gayet düzgün bir soru sordum" " kusura bakmayın komutanım siz bi anda sorunca şaşırdım 29 yaşındayım , nişanlıyım komutanım inşallah yaza düğünümüz var." " Şaşırma Tuğra bende böyle yeri geldiğinde komutan yeri geldiğinde kardeş ya da arkadaş olurum . Eee o zaman hayırlısı olsun Tuğra eee çağırırsın artık bizi düğününe de şöyle karşılıklı oynarız." " Tabiki de komutanım oynarız." " Neyse Tuğra ben seni daha fazla görevden alı koymayayım sana hayırlı nöbetler." " Sağolun komutanım" " Ayık ol Tuğra her zaman!" "Emredersiniz komutanım " Tuğranın yanından kalkıp çay ocağına gittim . " Asker!!!" " Nazmi Torun Trabzon emret komutanım " " Rahat Nazmi , sıcak tavşan kanı çayın var mı Nazmi?" " Var komutanım daha yeni demledim " " şimdi onları nöbetçi asker sayısı kadar doldur Nazmi bi tanede bana koy bekliyorum seni hadi " Nazminin bana şaşkın şaşkın bakmasıyla sert bir şekilde konuşmaya başladım. " Nazmi!! Oğlum sizin bu akşam şaşkınlık akşamınız mı hadi çaylar Nazmi çabuk Nazmi" " E-Emredersiniz komutanım " Benim uyarımla beraber dakikalar içinde çaylar hazırdı . " Nazmi bu tepsiyi sen al bunu ben alıyorum " " Nöbetçi askerlere dağıtıyoruz hadi" " Emredersiniz komutanım " Aldığım tepsiyle beraber önce Tuğranın yanına gittim beni elimde çaylarla görünce biraz şaşırdı gemen kendini toparlayıp ayağa kalktı. " Komutanım???" " Dedim benim kardeşlerimin içi ısınsın biraz hadi al bakalım" " Sağolun komutanım ama gerek yoktu" "Tuğraa!!!" " Emredersiniz komutanım " Tam arkamı dönmüş giderken Tuğranın konuşması ile ona döndüm. " Komutanım " " Efendim Tuğra" " Teşekkür ederiz komutanım" " Siz bizlere emanetsiniz koçum böyle soğukta hasta olmanızı istemeyiz ama bu sizin antrenmanlarda haşatınızı çıkarmayacağım anlamına gelmiyor " Elimdeki tepsiyi bırakmak için çay ocağına gittim. " Dağıttın mı çayları Nazmi" " Dağıttım komutanım çok sevindiler bu soğukta birazda olsa içleri ısındı ." " öyle asker , eeee bende alırım bir demli çayını" " Hemen komutanım" " Buyrun komutanım afiyet olsun " " Sağol Nazmi" Çayımı alarak bahçeye çıktım ve çardaklardan birine oturdum. Ben ne kadar sert görünsemde bir kalbim var ve bu kalp vatanım ve kardeşlerim için atıyor , Allahım bana ömür verdiği sürece hem Hayalet hem de Yıldız komutan olarak kardeşlerimi her konuda koruyacağım ve yanlarında olacağım. Şu an sessiz olan bu dağlar kim bilir kaç askerimizin kanı ile boyandı , kaç ananın gözyaşına sebep oldu, kaç çocuğu babasız bıraktı kim bilir. Eminim bu dağlarda bir yerlerde şu an bizim canımızı yakmak için bir plan hazırlıyorlar ama ben Hayalet olarak o planı onların münasip bir yerlerinde patlatacağım bundan hiç şüpheleri olmasın. Önce o Baranı halledeceğim sonra köstebeği bulacağım ve en son da o pisliğe gelecek sıra ama bu süre o kadar uzun değil, zamanı daralıyor Hayalet onu sonsuz bir kuyuya tıkacak az kaldı. Saatte baktığımda saatin sabahın dördü olduğunu gördüm hızlıca odama gidip kendime gelmek için hızla duş aldım, duştan çıktıktan sonra her zaman gururla giydiğim üniformamı giydim ve tamamen hazır olduktan sonra dışarı çıktım ve bizim timin yatakhanesinin önüne geldim. Birazdan yapacağım şey hiç hoşlarına gitmeyecek ama her an tetikte olmaları gerekli derin bir nefes aldıktan sonra hızla kapıyı açtım " Asker kalk kalk kalk!!! " Bir yandan elimde bulunan sopayla ranzanın demirine vurup bir yandan bağırıyordum sonunda hepsi önümde yarı uykulu ve şaşkın bir şekilde dizildiler. " 10 dk içinde hepinizi eğitim sahasında bekliyorum bir saniye geç kalanı yakarım ." Tam çıkacakken bir ses duydum " Ne oluyor ya sabah sabah" Arkamı döndüğümde hepsi suspus oldular, Kemalin tam göz hizasına kadar geldim " An itibari ile boş konuşmalarınız sebebiyle 5 dk ya indi süreniz HADİİİİ!!" Elleri ayakları birbirine karışmış bir şekilde onları orda bırakıp eğitim sahasına gitmeden önce revire uğradım. " Günaydın Nazlı hanım " " Günaydın Yıldız komutanım" " Yarama bakar mısınız birazdan eğitime gideceğim" " Tabi buyrun" Revirdeki yatağa oturduktan sonra yarama bakmaya başladı. " Komutanım tahmin ettiğimden daha iyi görünüyor ama siz yinede zorlamayın yoksa tekrar kötü olabilir." " Tamam iyi günler Nazlı hanım " Revirden çıktıktan sonra saatime baktım ve son iki dakikalarının kaldığını gördüm ben hızla eğitim alanına gittim ve onları beklemeye başladım. Son bir dakika kala tüm tim karşımda hazır ola geçmişti. " Rahat hazır ol,15 tur karakolun etrafında koşu daha sonra eğitim sahasında nasılsınız görelim" " Emredersiniz komutanım " Benim koşuya başlamam ile onlarda arkamdan koşmaya başladı. " Böyle çok sessiz oldu asker hadi biraz şu dağları inletelim" "Emredersiniz komutanım " "korku nedir bilmeyiz." "korku nedir bilmeyiz" "biz dağların erleri" "biz dağların erleri" "yuva yaptık göklere" "yuva yaptık göklere" "başdöndüren yerlere" "başdöndüren yerlere" "engel tanımaz aşarız" "engel tanımaz aşarız" "yüce engin dağları" "yüce engin dağları" "el verir uzanırız" "el verir uzanırız" "mor siyah bulutlara" "mor siyah bulutlara" "ben türk KOMANDOSUYUM" "ben türk KOMANDOSUYUM" "düşmanı çelik pençemle ezerim" "düşmanı çelik pençemle ezerim" "her yerde ben varım" "her yerde ben varım" "havada karada denizde çölde batakta çatakta gabarda çaçide herekolde her zaman ve her yerde"(bu kısmı hep beraber söylüyorlar) "Hazır? " "DAİMA HAZIR" "Hazır? " "DAİMA HAZIR" "Kim? " "KOMANDO" "Kim? " "KOMANDO" "Olamazsın? " "YAH" "Olamazsın? " "YAH" "Komando? " "ALLAH" "Komando? " "ALLAH" Son turuda koştuktan sonra eğitim sahasında durduk time baktığımda Kemalin azda olsa esnediğini gördüm. "Anlaşılan siz daha uyanmamışsınız. ŞINAV POZİSYONU AL!!80 şınav belki uyandırır sizi? " Ulan Kemal ne esniyorsun abi sabah sabah iyice haşatımız çıkacak" " Enes bir şey mi dedin duyamadım?" " Hayır komutanım" " Güzel o zaman devam" Zorda olsa aradan geçen yaklaşık yarım saatin sonunda şınavları bitti ben 80 dedim ama sürekli başa sardığım için daha fazla şınav çekmiş oldular. " Tim uyandın mı ?" " Çakı gibiyiz komutanım" " Öyle mi Salih o zaman çakı gibi olan timimizi bide eğitim sahasında görelim HADİ!!!" Benim bağırmamla beraber tim eğitim sahasına geçti. Aslında bu eğitimi bir nevi onları daha iyi tanıyıp ne yapabildiklerini görmek için yaptırıyorum. Mesela uyanamayan Kemal sürünmede çok iyi oldukça hızlı geçti. Ben askerleri gözlemelerken Savaş komutan yanıma geldi. " Erkencisiniz Yıldız komutanım" " Biz kalkalı çok oldu Savaş komutanım siz geç kaldınız." " Belli oluyor bütün karakol hatta dağlar bile sizin sesinizle inledi " " Rahatsız mı oldunuz komutanım" " Aksine yıldız komutanım böyle uyanmak çok güzeldi " Tam cevap vereceklen Rıza albayın hızla bize geldiğini gördüm ve hemen hazır ola geçtim Savaş komutanda benimle beraber hazır ola geçip selam verdi, Rıza albayın telaşına bakılırsa hiç iyi bir haber beklemiyor bizi. " Komutanım???" " Çocuklar acil toparlanın bi terörist grubu civardaki köye saldırmış hemen çıkmanız lazım" Böyle bir saldırı bekliyorduk ama bu kadar çabuk harekete geçmelerini beklemiyorduk.Daha fazla vakit kaybetmemek adına time seslendim. " Gölge timi acil hazırlanıyoruz biraz avlanmamız lazım hadi..." |
0% |