@_tgb_17
|
Savaştan devam Enes ve Kemalin gözlerimizin önünde şehit olmaları bizi yıktı, hepimiz öylece üstlerinde şanlı bayrağımızın olduğu şehitlerimize bakıyorduk. Bizi kendimize getiren Yıldız komutanın konuşması oldu. " Evet tim en yakınlarımızı kaybettik belki ben aranıza yeni katılmış olabilirim ama bu vatan için canını ortaya koyan bütün askerler benim kardeşim,ağabeyim ve ablamdır. O yüzden sizin kadar bende üzüldüm sizin kadar bende yıkıldım ama şunu unutmayın bizim kardeşlerimiz bu vatan uğruna şehit oldular. Şimdi hemen kendinize gelin ve toparlanın önce şehitlerimizi uğurlayacağız sonra da bütün şehitlerimizin intikamını alacağız. ANLAŞILDI MI ASKER?" " Emredersiniz komutanım " " o zaman hadi toparlanın" Askerlerle konuştuktan sonra benim yanıma geldi. " Savaş komutanım kendimize gelmemiz lazım eğer biz şu an yıkılırsak diğer kardeşlerimizide kaybederiz. Ben Rıza Albaya durumu bildirip helikopter isteyeceğim sizde kendinizi toplayın artık ." Yıldız komutanın yanımdan uzaklaşmasıyla askerlere ve şehitlerimize baktım. Yıldız komutan haklıydı eğer biz şimdi yıkılırsak diğer kardeşlerimizide kaybederiz. Hemen kendime geldim ve askerlerin yanına geçtim. " Salih sivillerin durumu ne ?" " Durumları iyi komutanım hiç birinde ciddi yaralanmalar yok köylülerin geri kalanını da ahıra kitlemişlerdi onlarıda çıkardık komutanım ." " Tamam Salih " " Komutanım şeh-" " Şimdi değil Salih burda değil, şimdi herkes üstüne düşeni yapacak karargaha gidince bırakacağız kendimizi." " Emredersiniz komutanım." Salih askerlerin yanına giderken Yıldız komutan da yanıma geldi. " Savaş komutanım Helikopter birazdan burda olur Rıza Albay biz karakola dönerken şehitlerimizin ailelerine haber vermek için asker gönderecek. Büyük ihtimalle yarın tören yapılacak" " Anlaşıldı Yıldız komutanım." Yıldız komutandan hiç beklemediğim bir hareket yaptı bana elimin üstüne elini koyup; " Savaş, biliyorum zor benden daha çok zaman geçirdin onlarla hepsinin abisi oldun belki kardeşi ama biz şehitlerimizin kanını yerde bırakmayacağız bunu herkes çok iyi biliyor. Şu an sana timin ihtiyacı var bunu unutma ." " Sen nasıl bu kadar sakin kalıyorsun Yıldız?" İlk kez birbirimize ismimizle seslendik ama ikimizde bunu pek umursayacak durumda değildik şu an, Yıldız elini çekip yan döndü " Sakin kalmak zorundayım eğer ben şu an sakin kalmazsam bu dağları içindekilerle beraber yakarım o Baran itini de diri diri gömerim. Sakin olmalıyım çünkü askerlerin bize ihtiyacı var ama bu sakinlik sadece kısa süreli sonrasında herkes görecek ne olacağını." " Seni anlaması çok zor,hem çok soğuksun hemde içinde kocaman bir sevgi var." " Beni anlamaya çalışma Savaş komutanım, bazen ben bile beni anlamıyorum." Yıldız komutanın yanımdan gitmesi ile kendi kendime mırıldandım. " Eminim sakladığın bir şeyler var Yıldız komutanım ve ben o sakladığın her ne ise öğreneceğim." Yıldızdan devam İki yiğit delikanlı, iki ananın gözbebeği, vatanını korumak için kendi canlarını ortaya koyan kardeşlerim, şimdi şehitlik mertebesindeler içimize yangın düşsede onlar en güzel yerdeler bunu hepimiz biliyoruz. Yinede içimizdeki yangına engel olamıyoruz bazıları için beş dakika bazıları için bir ömür sürer. Ne olacak şimdi? İki eve ateş düştü, çıkacak bir sunucu verecek şehit haberini iki, üç dakika sürecek belki sonra geçecek başka habere bir süre sonra unutulacak belki isimleri. Saçma sapan şeylerin ismini bileceğiz ama şehitlerimizin ismini unutacağız belki,Asıl hatırlamamız gerekenleri unutacağız . Helikopter gelmiş, şehitlerimizi alıp karakola dönüyorduk kimseden ses çıkmıyor herkes gözyaşını, çığlıklarını, haykırışlarını içine atıyor. Birbirimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz ama biliyoruz ki içimizde kocaman bir yangın bir kasırga var. Helikopter karakola iniş yaptı sırayla hepimiz helikopterden indik bizi Rıza Albay karşıladı . Şehitlerimizi indirecekleri zaman Savaş komutanın sesi ile hepimiz selam durduk. "ŞEHİTLERİMİZ İÇİN DİKKAT!!!" Şehitlerimizi götürdüklerinde time döndüm ve konuşmaya başladım. " Asker hepiniz şimdi gidin ve dinlenin hadi!" Hepsi selam verip yanımızdan uzaklaştılar. " Komutanım ailelere haber verildi mi?" " Haber verildi Savaş töreni yarın yapacağız sende git dinlen" " Emredersiniz komutanım " Savaş komutanın yanımızdan uzaklaşmasıyla Rıza Albayla ikimiz kaldık. " Yıldız odama geçelim." Rıza albayın odasına geçtikten sonra Rıza albay yerine oturdu benim ayakta durduğumu görünce konuşmaya başladı. " Kızım otur ." "Böyle iyi komutanım." " kızım bu bir emirdir otur şuraya!" Rıza albayın emri ile karşısına oturdum. " Yıldız biliyorum dışarıdan bu kadar sakin görünüyorsun ama içinde fırtınalar kopuyor ." " Komutanım sizde çok iyi biliyorsunuz eğer ben şimdi sakin olmazsam hiç iyi şeyler olmaz, şehitlerimiz için son görevimizi yerine getirdikten sonra sakinliğimi bozacağım." " Kızım biliyorum kısa sürede olsa alıştın ama şu anlık bir şey yapama-" " Komutanım size saygısızlık yapmak istemem siz benim baba yarımsınız ama bu sefer çok ileri gittiler sizden tek bir şey istiyorum." " Ne istiyorsun kızım?" " Şimdi değil komutanım törenden sonra isteyeceğim." " Anladım kızım .şimdi asıl konumuza gelelim orda ne oldu Yıldız?" " Komutanım biz köy girişinde ikiye ayrıldık köyün meydanına kadar sorunsuz ilerledik sonra kızları bir evde tuttuklarını gördük ve onları kurtarmak için harekete geçtiğimizde Kemal vuruldu. Sonra kızları kurtardık tam dışarı çıktık ki teröristlerden birisi ölmemiş o sırada Enes vuruldu. Sonrası malum komutanım ikisinide koruyamadım." " Kendini suçlama kızım. Peki Baran o yok muydu?" " Hayır komutanım o yoktu, Komutanım Baran bu kadar çabuk toparlanamaz onun arkasında daha büyük birileri olmalı." " Bende öyle düşünüyorum kızım." Biz konuşurken kapı tıklatıldı ve içeri bir asker girdi. " Komutanım haber geldi. Tören yarın yapıkacakmış." " Tamam asker sen çık" " Yıldız sende git dinlen yarın oldukça zor olacak " " Emredersiniz komutanım " Rıza Albayın odasından çıktıktan sonra hemen odama gittim ve hızlı bir şekilde duş aldım, üstümü giyindikten sonra kendimi yatağıma attım her ne kadar uyuyamayacağımı bilsemde en azından bedenimi dinlendirmek için uzandım. Sabah Karakolda bu sabah her zamankinden erken kalkmıştı herkes, hazırlıklar tamamlanmıştı başta bizim tim olmak üzere herkesin gözünde hüzün, her an düşmeyi bekleyen bir damla göz yaşı, gurur ve intikam alma isteği vardı. Tüm hazırlıklar tamamlanmış tören alanına geçmiş şehitlerimizi bekliyorduk, Savaş komutan ile yan yanaydık tam karşımızda Kemalin ve Enesin ailesi vardı. İkisininde babaları başları dik bir şekilde oğullarını bekliyorlar, başları dik ama içlerindeki yangını kim bilirki! Anneleri perişan olmuş bir şekilde karşımızda ağlıyorlar . Enesin ablası o da ağlamaktan helak olmuş bir şekilde üstelik hamile belki eşi yanında destek olmasa düşüp kalacak, Kemalin abisi o da asker gururla bakıyor etrafına belki içinden " benim kardeşim vatanı uğruna hiç düşünmeden kendini feda etti. Şehadet şerbetini içti en güzel yere gitti" diyordur belkide benden önce şehit oldu diye kızıyordur. Ama o gururun içinde ağır basan bir duygu var acı , kardeş acısı. " İki yiğidin daha kanı karıştı şanlı bayrağımıza bugün Savaş komutanım." Benim konuşmam ile savaş komutan önce bana baktı sonra tekrar önüne döndü. " İki yiğit daha içti şehadet şerbetini Yıldız komutanım. En güzel yere gittiler belki ama arkalarında içi yanan iki aile bıraktılar , bir çok kardeş bıraktılar Yıldız komutanım." " En önemlisi Savaş komutanım vatanı korumamız için bize emanet ettiler. Savaş komutanım acımız bir, gururumuz bir , intikamımızda bir ama sizden bir şey istiyorum belki tim beni daha tanımadıkları için sözümü pek dinlemezler." " O ne demek Yıldız komutanım siz onların komutanısınız ." " Evet belki komutan olarak dinlerler ama ben bir abla bir kardeş olarak diyorum . Sizden onları toparlamanızı istiyorum ben bir süre burda olmayabilirim komutanım daha belli değil." " Neden Yıldız komutanım!" " Görev diyelim Savaş komutanım. Dediğim gibi tim size emanet onları toparlayın her an her şey olabilir. Eğer bir görev gelirse bu halde gidemezler yoksa çok büyük hatalar yaparlar." " Biliyorum Yıldız komutanım, bende sizin gibi düşünüyorum" " Yiğitlerimiz geldi Savaş komutanım" Albayın emri ile hepimiz şehitlerimize selam durduk . Tören bittikten, şehitlerimiz memleketlerine gönderildikten sonra herkes yavaş yavaş dağılmaya başladı bende Köşede oturan Rıza Albayın yanına gidip selam verdim. " Rahat Asker, Ne oldu Yıldız?" " Komutanım, sizden bir şey isteyecektim ya onu söylemeye geldim." " Dinliyorum Yıldız" " Komutanım Tim şu an pek iyi değil onlar toparlanana kadar ben boş durmak istemiyorum." " Yıldı-" " Komutanım bi dinleyin, siz izin alsanızda almasanızda gideceğim biliyorsunuz ama bu sefer sadece Baranı bulacağım, tamam belki bi kaç operasyon yaparım. Ama intikamı tek başıma almayacağım bunu en çok onlar hak ediyorlar ." Parmağımla çardakta oturan timi gösterdim. " Ben sadece onlar toparlanırken boş durmayacağım ." " Anlıyorum seni kızım ve bana böyle bir teklifle gelmene şaşırdım ben tek başına halledeceğini düşündüm ." " Onlara bir nevi yalan söylüyorum komutanım en azından bu görevi beraber yürütmeliyiz diye düşünüyorum." " Tamam kızım ben yarına gerekli işlemleri hallederim ama sende kendine dikkat edeceksin ve bana sürekli rapor vereceksin aynı yöntemle sana bir hafta süre bu bir haftanın sonunda tekrar buraya döneceksin ." " Emredersiniz komutanım. Komutanım tim-" " Tamam kızım gizli görev diyeceğiz " " teşekkür ederim komutanım " " Hadi ben gidiyorum şu işlemeleri halledelim." Rıza Albayın yanımdan gitmesi ile onun kalktığı yere oturdum ve time bakmaya başladım. " Sizinde, şehitlerimizinde intikamını alacağız aslanlarım, sadece ben önden gideceğim o kadar siz biraz dinlenin. Şimdi sıra HAYALETİN" |
0% |