Yeni Üyelik
14.
Bölüm

Bölüm 14

@_tgb_17

1 Hafta sonra


Savaştan devam


Yıldız göreve gideli bir hafta oldu hala bir ses yok ondan. Biz de tim olarak bu bir haftada göreve çıkmadık hiç, timle konuşmamdan sonra hepsi toparlandı.


Bu bir haftadır göreve çıkmayınca bol bol antreman yaptık. Şimdide çardakta oturmuş sohbet ediyoruz.


" Komutanım, Yıldız komutandan haber yok mu?"


" Yok Yasin hem gizli görevde ne zaman döneceği belli olmaz."


" Dışardan sert görünsede aslında öyle değil sanki,"


" Bana da öyle geliyor Ali"


" Daha birbirimizi tam olarak tanıyamadan neler yaşadık."


" Ne olursa olsun Yunus biz bir aileyiz ve Yıldız komutanınızda bu ailenin bir parçası"


" Haklısınız komutanım"


Bizim susmamızla beraber bir asker koşarak bizim yanımıza geldi.


" Rıza Albay tüm timi toplantı odasında bekliyor ."


" Tamam asker geliyoruz."


" Görev mi çıktı acaba komutanım"


" Ne güzel işte Ali bir haftadır yatıyoruz resmen "


" Çok konuşamayın hadi Albay bekliyor "


Hemen yerimizden kalkıp toplantı odasına gitmek için içeri girdik.


Toplantı odasının kapısına gelince kapıyı tıklattım ve içeriden gelen sesle kapıyı açıp içer girdik hepimiz selam verdik.


" Rahat asker geçin oturun"


Bizim oturmamızla beraber Rıza Albay konuşmaya başladı.


" Sizi buraya çağırma sebebim görev çıkması."


" Görevimiz ne komutanım?"


" Şimdi beni iyi dinleyin çocuklar; Görev Baran"


Baranın ismini duyunca hepimiz daha dikkatli dinlemeye başladık.


" Baranın nerde olduğunu biliyoruz sizin göreviniz o şerefsizin olduğu yeri başına yıkıp onu alıp buraya getirmek."


" Emredersiniz komutanım "


" Bu arada bu görevde tek değilsiniz"


" Nasıl yani komutanım!"


" Şöyle Savaş, bize Baranın yerini bulan kişi Hayalet."


" Hayalet mi?"


" Evet Salih , şehitlerimizi duymuş ve harekete geçmiş Baranın yerini buldu istese kendi de halledebilirdi ama o sizinde olmanızı istedi."


" Ama neden ?"


" Çünkü bizim kardeşlerimizin intikamını almamızı istedi."


" Aynen öyle Savaş. Bu görevi birlikte yürüteceksiniz o sizinle irtibata geçer zaten , dikkatli olun çocuklar.


Ve o Baran itini almadan gelmeyin!"


" Emredersiniz komutanım "


" Şimdi gidin ve hazırlanın sabaha yola çıkıyorsunuz"


Hepimiz selam verip hazırlanmak üzere odadan çıktık.


" Bu Hayalet gerçekten de bizden birisi olmalı ."


" Sen bunu daha yeni mi anlıyorsun Ali,kaç kez yardım etti bize "


" Ne yalan söylüyeyim bu görevde bizimde olmamızı istemesi ona olan hayranlığımı iki üç kat daha arttırdı."


" Hadi yeter bu kadar gevezelik gidin ailelerinizle konuşun sonra hazırlanmamız lazım."


" Emredersiniz komutanım "


Gerçekten bizden birisi misin? Yoksa güvenimizi mi kazanmaya çalışıyorsun göreceğiz Hayalet...


Yıldızdan devam


Buraya geleli bir hafta oldu bu bir haftada; Karanın bana verdiği bilgiler doğrultusunda Baranın peşine düştüm eee tabi onu ararken bir kaç kamp patlatmasam olmazdı değil mi?


Sonuçta Hayaleti unutmamaları lazım olanlar aklıma gelince tekrardan tebessüm ettim.


( Baranı ararken önemli kamplardan birisi olduğunu düşündüğüm son kampıda patlatmak üzere hazırlık yapıyordum ki bir ses duydum.


" Heval Barandan bir haber yoktur?"


" Yoktur heval Türk askeri en güvenli kampını patlatmış sonra buda gitmiş bir köyü basmaları için adam göndertmiş orda askerlerden iki kişiyi öldürmüşler o olaydan sonra Baran kayıp oldu."


" Deme, hahaha iki kişi daha eksildiler öyle mi hahaha"


" Aynen öyle heval Baran bu olayı canlı canlı izlemiş bide yanındakiler anlatıyordu asker acı çekmiş baya diğer askerlerde yıkılmış durumdalarmış."


" Desene bize gündoğdu hahaha ."


" Aynen heval yalnız Baran Hayaletten çekiniyormuş galiba o yüzden ortalıkta yok ."


" Neden ki ?"


" Hayalet askerlere yardım ediyor ya ölen askerleri duyduysa Baranın peşine düşmüştür."


" Heval Hayaletten uzun zamandır ses yok belkide gitmiştir."


Bu şerefsizlerin konuşmalarına o kadar sinir olmuştum ki daha fazla dayanamadım.


" Yok canım gitmedim sadece tatile çıktım ama duydum ki beni özlemişsiniz ha bide duydum ki şehitlerimize laf edermişsiniz ."


Benim sesimi duymalarıyla arkalarına dönmeleri aynı anda oldu konuşmalarına izin vermeden susturucu takılı olan silahımla ikisinide tam arınlarının ortasından vurdum.


" Şerefsizler siz kim benim şehitlerime laf etmem kim ?"


Orda daha fazla oyalanmadan hemen hazırladığım bombaları sessiz bir şekilde kampın belli yerlerine yerleştirdim ve aynı sessizlikle önceden gözlemlediğim sırada öğrenmiş olduğum önemli belgelerin olduğu odaya girdim.


Hızla etrafı aramaya başladım tam bir şey bulamadım derken bir duvar dikkatimi çekti hemen duvarın yanına gittim ve bunun duvar olmadığını fark ettim hızla tahtayı kendime çektiğimde arkasından iki çanta çıktı hızla içlerine baktığımda aradığım belgeler olduğunu fark ettim hepsini kendi çantamın içine boşaltıp odadan çıktım tam mağaradan çıkacaktım ki bir ses duydum.


" Alın şu çocuğu babası istediğimizi yapmazsa o zaman bizde bu çocukla hesaplaşırız."


Hemen sesin geldiği odaya baktım içeride 8 yaşında olduğunu düşündüğüm bir kız çocuğu karşısında da çaresizce elleri ayakları bağlı olan babası vardı.


Onları bu şerefsizlerin eline bırakamayacağım için içerde kaç kişi olduğuna baktım hemen, içerde üç kişi vardı kapının arkasına saklandım ve ses çıkardım.


Salaklardan birisi sese bakmak için kapıdan çıktı tam o esnada hemen ağzını kapatıp boynunu kırdım ve onu kenara çektim.


Hızla susturucu takılı olan silahlarımı elime aldım ve kapıyı tekme atarak açıp içerde bulunan iki şerefsizi öldürdüm.


" Sen kim-sin?"


" Merak etmeyin size zarar vermeyeceğim hemen burdan çıkmamız lazım hadi ."


Hızla adamın ellerini ve ayaklarını çözdüm o da çocuğu kucağına aldı.


" Arkamdan gelin ve olabildiğince sessiz olun."


" Tamam "


Önde ben olmak üzere geldiğim yerden çıkmak için hızla yürümeye başladık tam çıkacağımız yere geldiğimizde bir şerefsiz gördüm hemen kayanın arkasına saklandık.


" Siz burda bekleyin "


Ben hızla şerefsizin arkasından yaklaşıp onu bayılttım.


" Hadi acele edin, burdan devam edeceğiz."


Etrafın güvenli olduğundan emin olduktan sonra önce baba ve çocuğun geçmesine izin verdim onları güvenli bir yere bıraktıktan sonra ben kampa biraz daha yaklaştım ve bombanın olmadığı bir yerdeki kayaya kocaman ay yıldız çizip baba ve çocuğun yanına gittim.


" Hadi gidelim sizi güvenli bir yere götüreyim."


Biz ordan uzaklaştıktan sonra elimde bulunan kumandaya bastım ve uzaklardan patlama sesi geldi baba ve çocuk biraz korktular.


" Merak etmeyin ben yaptım, şimdi siz kimsiniz ne işiniz vardı orda?"


" Ben Hasan yakındaki köyde doktorum oğlumla beni kaçırdılar ve askerleri onların istedikleri yere götürmemi istediler beni oğlumla tehdit ettiler o sırada sen geldin Allah senden razı olsun."


" Hepimizden razı olsun. Şimdi ben sizi köyün yakınlarına güvenle götüreceğim merak etmeyin."


" Teşekkür ederiz de sen kimsin?"


" Ben Hayalet"


" Sen hayalet misin herkes senden bahsediyor bir çok köylüyü kurtarmışsın askerlere yardım edermişsin"


" Benim görevim bu neyse şimdi sizi güvenle götürelim"


Baba ve çocuğun güvenle köye döndüklerinden emin olduktan sonra sığınağıma gittim hemen bulduğum belgeleri birkaç gündür yaptığım gibi Rıza Albaya özel şifreyle attım tam o sırada Karandan Baranı bulduğuna dair mesaj geldi.)


Karandan aldığım mesajdan sonra emin olmak için bir kaç kez gözleme gittim ve Baranın orda saklandığını gördüm.


Saklandığı yerde hiç bir kamp yok kimse yok yanında da on tane terörist var sadece anlaşılan dikkat çekmek istemiyor güya bizden saklanıyor haberi yokki biz onu her yerde buluruz.


Albaya haber verdikten sonra yarın operasyon için karar verdik bende son hazırlıklarımı yaptım.


Biraz olsun rahatlamak için Yıldızları izlemeye başladım, buranın en çok bu yönünü seviyorum burda yıldızlar bana çok yakın, yıldızlara bu kadar yakın olunca sanki annem ve babam da bana çok yakınmış gibi hissediyorum.


Operasyon saati


Operasyon saatinin gelmesi ile ben son kontrollerimi yaptım ve yola çıktım Rıza Albay dan aldığım habere göre timde yola çıkmış ama ben onlardan önce orda olacağım büyük ihtimalle gerçi bu benim için daha iyi son durum kontrolü yapmış olurum.


Baranın saklandığı yere geldiğimde hemen kendime uygun bir yer buldum ve dürbünüm ile etrafı kontrol etmeye başladım.


Baran içerde kahvaltı yaparken diğer şerefsizler dışarıda nöbet tutuyorlar ama bir kaç kişide içerde nöbette etrafa bakarken timin yaklaştığını fark ettim onlarda mevzi aldıktan sonra hemen telsizle iletişime geçtim .


" Hoş geldiniz Gölge timi"


" Hayalet sen misin ?"


" Oo Savaş komutan sesimi unutmamışsın"


" Unutmak ne mümkün kahramanımızsın sonuçta "


" Neyse konuya geçelim Baran içerde üç kişide içerde yedi kişi dışarda toplam on kişi nöbetçiler"


" Hepsi bu kadar mı ? Ben daha fazla bekliyordum."


" Büyük ihtimalle Baran dikkat çekmemeye çalışıyordu ama benim oldukça dikkatimi çekti"


" Ne yapıyoruz bir planın var mı?"


" Evet var siz şu dışardakiler halledin ben Baranı haledeyim çatışma esnasında kaçabilir."


" Baran bize sağlam lazım hayalet biliyorsun değil mi?"


" Biliyorum Savaş komutan merak etme konuşacak durumda olur."


" Bize gerekli bilgileri verecek durumda olması yeterli."


" O iş bende siz dikkat edin kendinize ha bu arada yaralanan olursa bir yarada ben açarım ona göre "


" Sende dikkat et hayalet sonuçta seninle daha çok işimiz var "


" O zaman sizin atışınızla başlıyoruz Savaş komutan "


" Anlaşıldı"


Savaş komutanın bi şerefsizi vurması ile timde ateş etmeye başladı beş şerefsizi vurmuşlardı ama diğerleri hala çatışmaya devam ediyordu bende evin arkasından dolaştım tam o esnada pencereden kaçmaya çalışan Baranı gördüm.


"Bir kerede şaşırtın beni ya bu haltları yiyip neden kaçıyorsunuz?"


Benim sesimi duyması ile hızla benden tarafa döndü.


" Ha-yalet ,sen nasıl buldun beni?"


" Cık cık cık beni çok hafife alıyorsun Baran, ayrıca bir süredir yokum diye gittim zannetmişsiniz bende kendimi hatırlatmaya geldim."


Tam silahını çıkaracağı zaman hızla eline ateş ettim.


" Ah!"


" Sakın deneme bile ya da dene ya bende biraz eğleneyim."


" Ne istiyorsun benden bırak beni."


" Evet ben senden ne istiyorum acaba bi düşünelim hah buldum şehitlerimin kanının hesabını ver istiyorum."


" Se-ni ilgi-lendirmez."


" Beni gayet güzel ilgilendirir, onlar benim vatanımın askerleri ve sen onların şehit olmasına sebep oldun, şimdi de sıra bize geçti.


Sesler kesildiğine göre senin şerefsizler geberdi, hadi artık bizde eğlence alanına gidelim."


Baranı yaralı kolundan tutum ve silahını aldım timin yanına doğru götürmeye başladım.


" Eee eğlence bitti mi ne çabuk."


" Sen bizden çok eğlenmişsin Hayalet"


" Birazcık öyle oldu yaralı yok dimi Savaş komutan"


" Yok. Şimdi ne yapıyoruz ?"


" Şimdi Bu leşi size teslim ediyorum ama helikoptere bineceğiniz yere kadar bende geleceğim ne olur ne olmaz hem belli mi olur Baran yolda yürüyemez düşer falan size yardım ederim."


Benim sözümle beraber bütün timin yüzünde sinsi bir gülümseme oldu Baranı Salihe teslim ettikten sonra Savaş yanıma geldi.


" Teşekkür ederiz Hayalet"


" Ne için ?"


" Bu görevi bizsin halletmediğin için ki tek başınada halledebilirdin"


" Savaş bizler iki şehit verdik ve onlar benim olduğu kadar sizinde kardeşlerinizdi burda olmak sizin hakkınızdı ben sadece hakkınız olanı verdim."


" Sen kimsin Hayalet bize yardım ediyorsun, önemli belgeler gönderip kampları yok ediyorsun sen kimsin?"


" Ben bu vatanın evladıyım Savaş ve bu vatana dil uzatanın dilini bayrağıma el uzatanın elini keserim.


Kısacası ben bu vatan için her şeyi yaparım Savaş tıpkı sizin gibi o yüzden benim kim olduğumun önemi yok ben bu VATANIN EVLADIYIM."


Loading...
0%