Yeni Üyelik
15.
Bölüm

Bölüm 15

@_tgb_17

Savaştan devam


Hayaletle konuştuktan sonra Baranı karakola götürmek üzere helikopterin bizi alacağı alana doğru yürümeye başladık tabi yolda Baran biraz hırpalandı.


" Ah "


" Komutanım bu adam yürümeyi hiç bilmiyorum ya sürekli düşüp duruyor."


" Ayağıma çelme takarsanız düşerim tabi"


" Bak bide konuşuyor ,kalk lan"


" Savaş komutan senin askerler eğleniyor baya anlaşılan"


Önce hayalete sonrada time baktım gerçekten de yüzlerinde samimi olmasada bir gülümseme var yol boyunca Baranla uğraşıp durdular,Baranın bir çok yeri yara bere içinde kaldı.


" Eğlenmek değil o hayalet bir nebzede olsa intikam alıyorlar eğer o adam bize canlı lazım olmasa hiç birisi bir dakika bile beklemeden haşatını çıkarır."


" Emin ol Savaş size kalmadan ben bitirirdim işini ama konuşması lazım"


Tam hayalete bir şey diyecekken bir telefon sesi geldi hayalet cebinden telefonu çıkarıp gelen mesaja baktı mesajda ne varsa onu sinirlendirdiği kesin.


" Savaş komutan bi beş dakika duralım."


" Bir durum mu var hayalet ?"


" Beni dinleyin Savaş komutan açıklayacağım"


" Tim beş dakika duruyoruz çevre güvenliği al şu şerefsizide gözünüzün önünden ayırmayın"


Hayalet bizden biraz uzaklaştı ve telefonda birini arayıp hararetli bir şekilde konuşmaya başladı sadece son kelimesini duydum.


" Emredersiniz Albayım"


Hayalet telefonu kapatıp yanıma geldi.


" Savaş bana mesaj geldi bu şerefsizi aldığımızı öğrenmişler ve bize pusu kurmuşlar.


Bende Rıza Albayla konuştum Baranı benim almamı istedi."


" Nasıl yani sen neden alıyorsun?"


" Sana bunu açıklayamam şu an acele etmemiz lazım eğer bana inanmıyorsan Rıza Albayla iletişime geç ama bunu çabuk yap "


Hemen telsizi elime alıp karakola irtibata geçtim bir süre bekledikten sonra Rıza Albayın sesini duydum.


" Savaş !!"


" Komutanım hayalet Baranı alacağını söylüyor siz öyle istemişsiniz."


" Evet Savaş ben öyle istedim ileride size pusu kurmuşlar ve siz çatışırken o şerefsiz kaçabilir o yüzden Hayalet onu alacak ve siz buraya döndükten sonra kendi elleriyle bize getirecek."


" Komutanım emin misiniz?"


" Eminim Savaş sen ne diyorsam onu yap !"


" Emredersiniz komutanım "


" Umarım inanmışsındır Savaş komutan"


Benim cevap vermediğimi fark edince tekrar konuşmaya başladı.


" Belki bana güvenmeyebilirsin komutan ama şunu çok iyi anlamalısın ben düşman değilim ben sizin yanınızdayım o yüzden şimdi Baranı ben alıyorum.


Size kurulan pusu helikopterin sizi alacağı yere gelmeden hemen önce, orada kayalar var büyük olasılıkla o kayaların arkasında size pusu kurdular siz de onların arkasından dolaşırsanız işiniz daha kolay olur kaç kişiler bilmiyorum ama kalabalık bir grup dikkat edin."


" Sen bizi merak etme Barana sahip çık ve onu bize en kısa zamanda geri getir."


" Ben aldığım emre göre hareket ederim komutan ve bu emri bana sadece üstlerim verir sen değil o yüzden herkes işine odaklansın, ayrıca askerlerine bilgi versen iyi edersin."


Hayalete cevap vermeden askerlerin yanına gittim.


" Tim dinle ilerde bize pusu kurmuşlar, büyük ihtimalle şu şerefsizi elimizden almak için"


Baranın sırıtmasıyla iyice sinirlendim.


" Hiç boşuna sırıtma şerefsiz sen bizimle gelmiyorsun seni Hayalet alacak"


Hayaletin ismini duyunca sırıtışının yerini endişeli bir yüz ifadesi kapladı.


" Hayalet Baranı alacak bizde o şerefsizleri ava giderken avlayacağız anlaşıldı mı?"


" Emredersiniz komutanım"


" Hadi toparlanın"


" Savaş komutan"


" Efendim Hayalet"


" Şu cephaneleri alın kalabalık bir grup var yanınızda bulunsun Allah yardımcımız olsun"


" Sağol hayalet sende dikkat et şu şerefsize "


" Görüşürüz Savaş komutan, bu arada bu telsizi al burdan bana ulaşabilirsin bir durum olduğunda "


Telsizi alıp baş selamı verdim o da bana aynı şekilde karşılık ver sonra time dönüp.


" Hepiniz Allaha emanet olun aslanlar o şerefsizlere göz açtırmayın "


Hayalet Baranı alıp ilerlerken bizde toparlanıp şerefsizlerin tuzaklarını başlarına yıkmaya gidiyorduk.


Yıldızdan devam


Helikopterin timi alacağı alana doğru yürürken Savaş komutan ile konuşuyorduk özel telefonuma gelen mesaj sesi ile hemen mesaja baktım.


Mesaj Karandan gelmişti ve aynen şöyle yazıyordu.


" Hayalet Baranı aldığınızı öğrenmişler, tim buluşma alanına gidemeden tuzağa düşecek ve oldukça kalabalık bir grup göndermişler.


Baran sandığımızdan daha önemli anlaşılan senden haber bekliyoruz ne yapalım?"


Hızla Savaşa durmamız gerektiğini söyledim tim durunca onlardan biraz uzaklaşıp Rıza Albayı aradım.


" Kızım söyle "


" Komutanım haber geldi Baranı almak için time tuzak kurmuşlar ve grup oldukça kalabalıkmış "


" Emin misin kızım ?"


" Eminim komutanım ne yapmamı istersiniz?"


" Yıldız kızım sen Baranı timden al ve senin ordaki sığınaklardan birine götür."


" Emredersiniz komutanım peki ya tim?"


" Çatışmaya girecekler büyük ihtimalle, ben burdan destek ekip çıkaracağım hemen"


" Komutanım aslında benim bir planım var"


" söyle kızım"


Rıza Albaya planımı anlattıktan sonra cevap vermesini bekledim.


"Tamam yıldız dediğin gibi olsun"


" Komutanım Savaş komutan Baranı vermek istemeye bilir."


" O zaman beni aramasını söyle kızım Allaha emanet olun. Yıldız hem kendine hem time dikkat et kızım."


" Emredersiniz Albayım"


Savaşın beni duyması için son söylediğimi biraz daha sesli söyledim.


Tahmin ettiğim gibi Savaşa durumu anlattığımda karşı çıktı Ama Rıza Albay ile konuşunca yapacak bir şeyi kalmadı.


Savaş komutan zeki bir adam aynı zamanda da vatanına çok bağlı tıpkı benim gibi ve diğer askerler gibi o yüzden ona karşı bir saygım var ama o hem Yıldız olarak hemde Hayalet olarak beni çok sorguluyor hatta bazen bana öyle bakıyorki sanki kim olduğumu anlayacak gibi o yüzden ondan uzak durmalıyım.


Baranı alıp yanımda bulunan cephaneleri time verdikten sonra yanlarından uzaklaştık, Baranı buraya yakın olan diğer şerefsizleride götürdüğüm sığınaklardan birine götürdüm ve onun ellerini ayaklarını zincir ile bağlayıp ağzınıda iyice bantladım.


" Sen bir süre burda kalacaksın Barancık biz biraz avlanalım sonra seninle bizzat ben ilgileneceğim ."


Korku ile bana bakmaya başladı.


" Hiç öyle bakma Barancık emin ol seninle çoooooookk eğleneceğiz ama şimdi gitmem lazım sen burda uslu uslu dur."


Tam gitmek üzereyken aklıma gelenle arkamı döndüm tekrar.


" Bu arada eğer uslu durmazsan zarar görürsün çünkü etraf tuzaklarla dolu ben şimdiden uyarayımda."


Daha fazla oyalanmadan yan odaya geçtim ve Karana mesaj attım.


" Ekibi tam teçhizatlı bir şekilde bekliyorum acele edin."


" Anlaşıldı "


Bende hızla hazırlanmaya başladım yanıma fazlası ile cephane aldıktan sonra hızla sığınaktan çıktım ve time pusu kurulan alana doğru gitmeye başladım.


Yazardan devam


Yıldız, Rıza Albaya tim göndermemesini destek timin yetişemeyeceğini kendisinin Baranı sığınağa bıraktıktan sonra arkadaşları ile time destek için gideceklerini söyledi.


Rıza Albay ilk başta kabul etmesede düşününce haklı olduğuna karar verdi ve planını uygulamasına izin verdi.


Yıldız yola çıktığı anda Gölge timi her ne kadar teröristlere arkadan saldırmış olsalarda zor durumda kalmışlardı çünkü teröristlerde ağır silahlar vardı ve oldukça kalabalık bir grup vardı karşılarında.


Mühimmatının bitmek üzere olduğunu fark eden Ömer komutanına seslendi.


" Komutanım mühimmatım bitmek üzere ne yapacağız?"


" Ömer al şunları Hayalet gitmeden vermişti böyle olacağını tahmin etmiş olmalı."


" Komutanım burdan çıkamayacağız gibi bunlar bizi bir süre idare eder ama destek ekip gelmeden çıkamayız."


" Eğer biz burdan çıkamazsak yanımızda bir kaç şerefsiz götürürüz o yüzden ne kadar çok şerefsiz öldürürsek o kadar iyi hadi ."


Teröristler timi tam anlamıyla sıkıştırmışken Yıldız(Hayalet) arkadaşlarıyla buluşmuş teröristlerin karşılarında mevzi almışlardı.


Timi iyice köşeye sıkıştırdıkları anda Yıldız arkadaşlarına işaret vermesi ile teröristlerin tek tek vurulması eş zamanlı oldu.


Hem tim hemde teröristler ilk başta bir şaşırdılar sonra tim destek ekibin geldiğini anlayınca onlarda son güçleriyle teröristlere saldırmaya başladı.


Bir yandanda kurtuldukları için seviniyorlardı ama bu sevincin çok erken olduğunu anlamaları oldukça acı olacaktı .


Savaştan devam


" Komutanım destek ekip geldi"


" Geldi Salih yetiştiler"


Biz kendi aramızda konuşurken telsizden bir ses geldi ama bu ses hayaletin bana verdiği telsizden geliyordu.


" Savaş komutan özlediniz mi beni?"


" Anlamadım Hayalet"


" Diyorum sürprizimi beğendiniz mi?"


" Ne sürprizi?"


" Ayy komutan sen adamı deli edersin herhalde bütün kalleşleri tek başınıza avlamayı düşünmüyordunuz biraz bizede bırakın."


" Komutanım Bize yardıma gelen hayalet miymiş?"


" Konuşmalarından anlaşıldığı üzere oymuş."


" Baranı ne yaptın Hayalet?"


" Merak etme komutan o gizli bir yerde.


Eeee o zaman ne diyoruz gençler ve kendini genç hissedenler eğlence başlasın."


Hayalet cümlesini bitirir bitirmez ard arda iki el bombası patladı.


" Komutanım Hayalet gerçekten deli"


" Sen bunu yeni mi anladın Ali. Hepimiz dikkat ediyoruz hala kalabalıklar."


Hayaletin desteği ile sayıları git gide azalmaya başladı.


" Komutanım Oğuzun ve Yunusun olduğu taraftan çok baskı yapıyorlar desteğe ihtiyaçları var."


" Tamam Ömer ben gideceğim dikkatli olun."


Tam yerimden çıktım hızla ilerlerken bir acı hissettim ne olduğunu anlamadan ikinci bir acı daha hissettim olduğum yere yığıldım ve Salihin sesini duydum.


" Komutanımmm!!! Savaş komutan vuruldu .


Murat hemen buraya gel sizde koruyun bizi."


" Komutanım iyi misiniz?"


" İ-yiyim Sa-lih"


" Komutanım zorlamayın kendinizi. Murat durumu ne ?"


" Komutanım hemen hastaneye gitmemiz lazım kurşunlardan birisi kalbe yakın yerde."


" Kendi-ni-ze dikkat ed-i-n as-lanlar."


Gözlerim yavaş yavaş kapanırken kendimi derin bir karanlığa bırakırken duyduğum son ses Salihin adımı seslenmesiydi ondan sonrası kocaman bir karanlık.

Loading...
0%