Yeni Üyelik
16.
Bölüm

Bölüm 16

@_tgb_17

Yıldızdan devam


Ekiple toplanıp teröristlerin karşılarında mevzi almış ve ateş etmeye başlamıştık ilk başta Savaş komutan beni beklemiyor olacak ki şaşırdı ama hemen toparlanıp onlarda son güçleriyle saldırmaya başladı.


Teröristleri tek tek avlarken bi anda Savaş komutana verdiğim telsizden sesler gelmeye başladı.


" Komutanımmm! Kendinize gelin ,Murat bir şey yap."


Ekipte duymuş olacak ki onların da bakışları bana döndü. İlk konuşan Karan oldu.


" Hayalet timde bir şeyler ters gidiyor olmalı."


" Öyle galiba Karan umarım birine bir şey olmamıştır."


Telsizi hemen elime alıp time ulaşmaya çalıştım.


" Gölge1 ne oluyor orda bu sesler ne?"


" Hayalet, ben Salih Savaş komutan vuruldu."


Ekipte Savaş komutanın vurulduğunu duyunca hepsi bi anda bana baktı .


Benimse sinirden ellerim titremeye başlamıştı.


" Salih komutanının durumu ne?"


" iki yerinden vuruldu, kurşunlardan birisi kalbe yakınmış ve şu an bilinci yerinde değil acilen çıkmamız lazım burdan."


" Benden haber bekleyin Salih ve Savaş komutanı hayatta tutun"


Bir şey söylemesine izin vermeden irtibatı kestim.


" Hayalet ne yapacağız?"


" Öncelikle Albaya haber vermem lazım sonrası için var aklımda bir şey."


Hemen telefonu çıkardım ve direkt albayı aradım .


" Kızım"


"Albayım helikopter nerde?"


" Ne oldu yıldız neden soruyorsun ?"


" Albayım, Savaş komutan vurulmuş ve durumu ağır hemen hastaneye gitmesi lazım."


" Ne diyorsun sen!! Helikopter o bölgede, timden haber bekliyordu ben hemen haber veriyorum buluşma yerine geçsin. Çatışma bitti mi?"


" Hayır Albayım"


" O zaman oradan Nasıl çıkacaklar?"


" Orasını ben halledeceğim, siz helikopteri halledin Albayım, tim birazdan buluşma yerine hareket etmeye başlar."


" Yıldız düşündüğümü yapmayacaksın değil mi?"


" Komutanım tam olarak düşündüğünüzü yapacağım, onları ordan çıkarmanın başka yolu yok !!!


Teröristleri hala daha tam olarak etkisiz hale getiremedik."


" Tamam Yıldız, kendine dikkat et Allaha emanet olun."


" Emredersiniz."


Telefonu kapatıp planı ekibe anlatmaya başladım.


" Karan biz seninle timin olduğu yere gideceğiz ekibin geri kalanı burda kalacak.


Sinan senin bir gözün bizde olmalı çünkü teröristlere oldukça yakın olacağız .


Timin yanına gittiğimizde onların güvenle çıkmadı için çok yoğun ateş altına almalıyız şerefsizleri ,anlaşıldı mı?"


" Anlaşıldı hayalet"


"Tamam o zaman ,hadi Karan!"


Biz karanla dikkatli bir şekilde ilerlemeye başladık.


Bir yandan tim ateşe devam ederken bizim ekipte ateş ediyordu Karanla bizde önümüze çıkanları sessiz bir şekilde hallediyorduk.


Time yaklaştığımız zaman arkamızdan bir silah sesi geldi hızla arkamızı döndüğümüzde teröristlerden birinin yerde yattığını gördük.


" Arkanızı iyi kollayın Hayalet."


" Seni ne diye çağırdım sanıyorsun Sinan, arkamızı sen kollayacaksın tabi."


Karanla ilerlemeye devam ettik sonunda timin olduğu yere geldiğimizde hızla yanlarına gittik.


" Durum ne ?"


İlk başta bizi görünce şaşırdılar sonra Salih kendini toparlayıp cevap verdi.


" Git gide kötüye gidiyor hemen çıkmamız lazım ama şu durumda pek mümkün değil."


" Siz birazdan burdan çıkacaksınız"


" Nasıl olacak ."


" Siz arkadan buluşma yerine gideceksiniz helikopter gelmek üzeredir.


Bizde burdan siz giderken yoğun ateş açacağız sizde olabildiğince hızlı hareket etmelisiniz."


" Siz ne yapacaksınız tek başınıza en azından bir kısmımız kalsın."


" Asker siz bizi merak etmeyin sadece komutanınızı burdan olabildiğince hızlı çıkartın yeter ama giderken tetikte olun ne olur ne olmaz burası bizde.Şimdi hazırlanın"


Tim hazırlanmaya başladı.Karanla bende yerlerimizi aldık.


" Sinan tim çıkıyor hazır olun."


" Anlaşıldı Hayalet"


" Hadi biz ateş açtığımızda hızlı ve dikkatli bir şekilde çıkın burdan."


" Bu yaptığını unutmayız Hayalet."


" Hesap kitap yapma zamanı değil asker komutanını çıkar burdan hadi"


" Sinan başlıyoruz hadi"


Bizim yoğun ateşimizle timde hızla uzaklaşmaya başladı. O kadar yoğun ateş altına aldık ki kafalarını kaldıramıyorlar.


Tabi bu sırada bir kaç kişiyi daha tahtalı köye yolladık.


Tim iyice gözden kaybolduktan sonra ateşi biraz azalttık.


" Sinan durum ne?"


" Bizde durum iyi Hayalet siz de durum ne?"


" Bizde de iyi o zaman ne yapıyoruz?"


Soruma ekip aynı anda cevap verdi.


" KÖKLERİNİ KURUTACAĞIZ."


" Eee o zaman ne bekliyoruz hadi şunların köklerini kurutalım."


Yine şerefsizleri tek tek avlamaya başladık.Bize bomba atmak için hazırlanan bir şerefsizi fark ettim tam anlının ortasından onu vurdum.


Böylece bomba bize gelmeden patlamış oldu o salakta kendi elleriyle bi kaç terörist öldürmüş oldu.Artık sayıları git gide azalmaya başlamıştı ki sol omzumda bir sızı hissettim.


" Hayalet iyi misin?"


" İyiyim Karan. Sinan nişancı mı var?"


" Hayır seni vuran teröristlerden birisiydi ama artık yaşamıyor. Senin durumun ne?"


" Kurşun içeride ve oldukça kanamam var daha fazla uzatmayalım şu işi Ferit sıra senin."


" İşte beklediğim an geldi."


" Abartma Ferit unutma bizde burdayız sadece onların olduğu bölgeye etki etmeli."


" Tamam siz iyice saklanın."


Ferit ekibin bombacısı, özel bombalar yapıyor ve oldukça şiddetli oluyor bu bombalar.


Umarım şiddetini ayarlayabilir yoksa bizde fazlası ile etkileneceğiz,


özellikle tim buradayken yapmasını istemedim onları ikinci bir tehlikeye atamazdım.


" Hazır Hayalet atıyorum."


" Tamam kendinize dikkat edin."


" Karan kolla kendini."


Biz iyice saklandıktan sonra oldukça güçlü bir patlama oldu bir kaç taş parçası üstümüze geldi ama hepsi parçalandığı için zarar vermedi.


" Durum ne Sinan?"


" Temiz gözüküyor Hayalet dikkatle çıkıyoruz."


" dikkatli olun ."


" Tamam "


Bizde karanla beraber dikkatli bir şekilde yerimizden çıktık. Etrafı iyice kolaçan ettik, bütün şerefsizler gebermişti.


Ben hemen gidip büyük bir kayanın üzerine ay yıldız çizdim.


" Hayalet kolunun durumu pek iyi değil gibi."


" Anlamıyorum her seferinde nasıl kolumu hedef alıyorlar ben bunun acısını çok pis çıkarırım.


Neyse toparlanalım siz kendi yolunuza ben kendi yoluma ."


" Önce koluna baksaydık."


" Ben bakarım şu kadarcık kurşun yarası bana bir şey yapmaz ben daha ağırlarını yaşadım biliyorsunuz."


" Tamam sen nasıl istersen senden haber bekliyoruz o zaman dikkat et ."


" Sizde dikkat edin."


Ekibin yanımdan uzaklaşmasıyla bende Baranın olduğu sığınağa gitmek üzere yola çıktım zaten buraya çok uzak değildi.


Sığınağa geldiğimde hemen burada bulunan odama gittim ve kıyafetimin üstünü çıkardım sadece sporcu atletimle kaldım.


Yaraya baktığımda çok derin olmadığını ama kurşunun hala içerde olduğunu fark ettim.


Gerekli malzemeleri aldıktan sonra önce kurşunu çıkardım sonrada gerekli işlemleri yaptım ve aynanın karşısına geçtim.


Vücudumun bir çok yerinde izler vardı; Bazıları annemle babamın öldüğü günden kalan işkence izleri bazılarıda çatışmalarda aldığım kurşun yarasının izleri.


Onlar benim bütün hayatımı anlatan, intikamımı tazeleyen izler.


Daha fazla bakmaktan vazgeçtim ve hızla üstümü değiştirdim yeni kıyafetlerimi giydim maskemi takmadan önce Rıza Albayı aradım biraz bekledikten sonra telefonu açtı.


" Efendim Hayalet."


" Komutanım Böyle seslendiğinize göre müsait değilsiniz ."


" Evet öyle ."


" Komutanım tim geldi mi?"


" Evet biraz önce geldiler Savaşı ameliyata aldılar şimdi onu bekliyoruz .Siz ne yaptınız?"


" Biz ortalığı temizledik komutanım."


" Yaralı var mı?"


" Komutanım!!"


" Söyle bu bir emirdir."


" Ben sol omzumdan yaralandım sadece ."


" Ne demek yaralandım."


" Endişelenmeyin iyiyim şimdi çok derin değildi yaram gerekli tedaviyi yaptım ben."


" Ne demek ben tedavi ettim. Hemen buraya geliyorsun."


" Hayır komutanım daha işim bitmedi Baran bende ve şu an da gelemem bende yanınızda olmak istiyorum ama Yaram için değil,


Savaş komutanın durumu için hem sizde çok iyi biliyorsunuz ki ben daha ağır yaralar aldım."


Böyle söylememle sesi biraz yumuşadı.


" Tamam öyle olsun ama dikkatli ol ve Savaşı merak etme ben sana durumu bildiririm.


Bu arada unutmadan o şerefsiz bize canlı lazım ne yap ne et ama onu öldürme."


" Merak etmeyin komutanım sadece biraz eğleneceğiz."


" Bana canlı getir yeter neyse ben kapatıyorum timin gözü bende onlarada açıklama yapmam lazım ."


" Tamam komutanım."


Telefonu kapattıktan sonra artık isyan etmeye başlayan midemi doyurmak için kendime hemen sandviç yaptım ve onu güzel bir çay eşliğinde hemen mideye indirdim.


Yazardan devam


Tim hayaletin planı ile o savaş alanından hızla çıkmışlardı ve buluşma alanına gelmişlerdi.


Onları bekleyen helikoptere hızla bindiler helikopter aldığı emirle direkt olarak Hastaneye iniş yaptı.


Hızla Savaşı ameliyata aldılar, tim ve Rıza Albay dışarıda beklerken; Albaya gelen telefon ile ortamda bulunan sessizlik bozulmuş oldu.


Albay konuşma esnasında Hayalet diyince bütün tim dikkat kesildi ve konuşmadan anladılar ki hayalet yaralanmış.


Hepsi Hayalete karşı kendilerini borçlu hissediyordu sonuçta komutanlarını ve onları kurtarmak için kendi canını ortaya koymuştu ve yaralanmıştı ama biliyorlardı ki Hayalet bunu bir karşılık beklemeden yapmıştı.


Yıldızdan devam


Karnımı doyurduktan sonra biraz eğlenmek için Baranın bulunduğu odaya gittim.


İçeri girdiğimde Baran beni görünce suratında bir korku oluştu ama aklınca bunu bana belli etmemeye çalışıyordu.


" Naber baran ben yokken çok sıkıldın mı?"


" Ah biliyor musun seni almak için gelenlerin hepsi geberdi."


" Şşt üzüldün mü bak doğru söyle."


" eee ama cevap versene ah doğruya senin ağzın kapalıydı dimi dur açayım."


Ağzını açmamla beraber konuşmaya başladı.


" Hiç heveslenmeyin beni sizin elinize bırakmayacaklar."


" Cık Cık Cık hiç sanmıyorum Baran bak mesela şu an benim elimdesin ve kimse senin nerde olduğunu bilmiyor askerler bile."


" S-sen neden onlara yardım ediyorsun ne istiyorsun benden."


" Ama bunları daha önce söyledim sana. Ben kimsenin yanında değilim bu vatanın yanındayım sadece ve kim benim vatanıma el uzatırsa elini kökünden koparırım.


Hıım senden ne istediğime gelirsek;


1- Şehitlerimin kanının hesabını vereceksin.


2- Bana bütün bildiklerini anlatacaksın.


3- Topal nerde? Sakın bilmiyorum deme senin onunla iş birliği yaptığını biliyorum."


" Sana bunları anlatacağımı kim söyledi."


" Haha hahaha öyle bir anlatacaksın ki tam anlamıyla bülbül gibi şakıyacaksın."


" Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"


" Eminim çünkü ne kadar şerefsiz olduğunuzu biliyorum. Biraz zora geldiniz mi eteğinizdeki bütün taşları dökersiniz."


" Beni başkasıyla karıştırma öyle kolay konuşmam ve hiç konuşmaya da niyetim yok."


" Asıl sen beni başkası ile karıştırma. Benim adım Hayalet ben seni çok güzel konuştururum ister güzellikle istersende en kötüsüyle ama sonuç olarak seni konuştururum."


Cümlemi bitirmem ile gözlerinden derin bir korku geçti ama hemen kendini toparladı.


İşte böyle korkaksınız!! hepiniz sadece kendini düşünen bencilin tekisiniz ama yavaş yavaş hepinizi yok edeceğiz hiç merak etmeyin.


Loading...
0%