@_tgb_17
|
Salihten devam Savaş komutanı hastaneye getirdiğimizde hemen ameliyata aldılar kaç saattir burda öylece bekliyoruz bilmiyoruz. Elimiz kolumuz bağlı içeriden gelecek olan iyi bir haberi bekliyoruz. Rıza Albay kısa bir süreliğine yanımızdan ayrıldı ama hemen tekrar geri geldi. " Artık birisi bir şey söylesin kaç saat oldu hiç bir haber vermediler." " Sakin ol Ali içeride Savaş komutanımız için uğraşıyorlar." " Nasıl sakin olayım abi? içeride ki canı için savaş veren bizim abimiz ve kimse çıkıp tek bir kelime etmiyor." Ali' ye diyecek bir şey bulamadım tam o esnada Rıza Albayın sesini duydum. " Ali evladım anlıyorum seni hepimiz Savaş için endişeleniyoruz ama elimizden bir şey gelmiyor sadece onun için dua edebiliriz . Çocuklar unutmayın ki dua edip Allah'a sığınmak ondan yardım istemek en hayırlısıdır." " Haklısınız komutanım, hem Savaş komutan bizi bırakamaz ki iyi olacak o." Ali biraz daha sakinleşti ve koltuklardan birisine oturdu tam o esnada içeriden hemşire panikle çıktı soru sormamıza rağmen cevap vermedi. Elinde kanlarla beraber hızla ameliyathaneye geri girdi bizde o sırada hepimiz bir köşeye çekildik ve Rıza Albayın dediği gibi Allahtan yardım istedik ona sığındık. Savaştan devam Derin bir karanlığın içerisindeyim sanki nereye gittiğimi bilmeden ilerliyorum sonra bi anda etraf aydınlanıyor. Kendimi bi anda orman gibi bir yerde buluyorum etraf yemyeşil çok güzel bir hava var mis gibi papatya kokusu geliyor burnuma biraz daha ilerlediğimde, otuzlu yaşlarında bir erkek ve bir kadını görüyorum yanlarında da dört- beş yaşlarında bir erkek çocuğu var o kadar mutlular o kadar huzurlularki onları izlemekten alıkoyamıyorum kendimi. Sonra etraf bi anda kararıyor o güzel hava gidiyor yerini kasvetli bir hava alıyor o ailenin olduğu yere bakıyorum kadın perişan bir halde ağlıyor adam karısına destek olmaya çalışıyor ama erkek çocuğu yok etrafa bakıyorum onu arıyorum sonunda onu görüyorum. Silahlı iki kişi çocuğu almış götürüyorlar peşinden koşuyorum ben koştukça onlar benden uzaklaşıyor sonunda ayağım takılıyor ve düşüyorum bir süre kendime gelemiyorum. Sonra minik bir el uzanıyor bana o elin sahibine bakıyorum karşımda çok güzel bir kız çocuğu bana aynen şöyle diyor. " Ben hep senin yanındayım sen yeterki beni unutma beni bul ve sakın elimi bırakma ." Tam kızın elini tutuğum esnada kız yok oluyor ve benim etrafım bir anda aydınlanıyor. Yazardan devam Ameliyat devam ederken Savaşın kalbi duruyor doktorlar tam vazgeçmek üzere iken Savaşın kalbi tekrar atmaya başlıyor . Doktorlar şaşırsalarda hemen ameliyatı bitiriyorlar ve Savaşı yoğun bakıma almalarını söylüyorlar. Doktor dışarı çıkıp kapının önünde bekleyen askerlere açıklama yapmaya başlıyor. " Oldukça zor bir ameliyat oldu bir ara Savaş beyin kalbi durdu fakat geri döndürdük. Şu an yoğun bakıma alacağız önümüzdeki 24 saat çok önemli hala hayati tehlikesi devam ediyor artık bundan sonrası Savaş beyin direncine bağlı geçmiş olsun." Doktorun yanlarından ayrılmasıyla tim hemen yoğun bakımın önüne gidiyorlar , Rıza Albayda o sırada Yıldıza Savaşın durumunu anlatıyor. Yıldızdan devam " Kızım Savaşın durumu bu beklemekten ve dua etmekten başka bir şey gelmiyor elimizden." " Komutanım o zaman bizde bol bol dua edeceğiz hem Savaş komutan güçlüdür sonuçta o Türk askeri." " Güçlüdür Savaş , tıpkı senin gibi de inatçıdır." " Komutanım, tim nasıl?" " Kızım tim pek iyi değil ayakta duruyorlar ama içleri kan ağlıyor ben anlıyorum daha yeni kardeşlerini şehit verdiler bide komutanları bu halde olunca..." " Anladım komutanım." " Kızım, timin sana ihtiyacı var yanlarında olmalısın." " Biliyorum komutanım en kısa sürede yanlarında olacağım ama önce konuşturmam gereken bir it var." " Kendine dikkat et kızım ben kapatıyorum.Senin izni bir iki gün daha uzatmam lazım anlaşılan." " Teşekkür ederim komutanım." Rıza Albayın telefonu kapatması ile bende koluma pansuman yapmaya devam ettim. Beni aradığı esnada Baranı eşşek sudan gelinceye kadar dövmekle meşguldüm, tabi o durumda yaramıda bayağı zorlamışım. ( " Demek seni konuşturmak zor öyle mi Baran bide hayalet denesin bakalım şansını belli mi olur bülbül gibi ötersin" " Hiç boşuna uğraşma öldürsende konuşmam." " Cık yanlış cevap ben seni öldürmem süründürürüm ve sonunda o bilgileri alırım." " Ayakta uyuyorsun hayalet git yatağına yat." " Öyle mi dersin birazdan uyuyup uyumadığımı göreceğiz." Baranın daha fazla konuşmasına izin vermeden oldukça sert bir şekilde yumruk atmaya başladım . Ağızından çıkan acı nidalar dışında hiç bir şey söylemiyordu. Bir süre daha yumrukladıkta. Sonra geri çekildim ve ağzı yüzü dağılmış olan Barana baktım. " Ne o yor-uld-un mu hayalet" " Ne yorulması Baran daha yeni başlıyoruz." Barandan biraz uzaklaşıp masanın üzerinde duran muştayı elime aldım. Muştamın ucunda minik minik iğneler vardı bu iğnelerin içinde de vücuda zararlı bir bitkinin özü var ama çok az miktarda koyduğum için etkisi 10 dk sürüyor bir nevi öldürmüyor ama süründürüyor. " Evet Baran işte en sevdiğim kısma geldik . Bu elimdeki ne biliyor musun?" " Muşta bu- nu bilmeyecek ne var." " Ah evet bu muşta ama senin bildiğin muştalardan değil bana özel , Hayalet işi muşta bunun içinde insan vücudu için oldukça zararlı bir bitkinin özü var ve bil bakalım ben bu muştayı kimin üzerinde deneyeceğim." " B-benim." " Ah bugün ne kadar da akıllısın sen, öyle hani konuşmam diyorsun ya onu bu saatten sonra göreceğiz." Baranın üstünde bulunan kıyafetini çıkardım işte şimdi daha fazla acı çekecek daha fazla beklemeden, muştayı parmaklarıma geçirdim ve Baranın vücuduna oldukça hızlı bir şekilde vurmaya başladım. O sırada Baran bağırmakla meşguldü tabi. " Aaaaaaaaaaaaa is-ted-iğin kad-ar vur kon-uşmam." Baran böyle dedikçe ben daha hızlı vurmaya başladım. Uzun bir süre vurmaya devam ettim eğlencemi bozan şey ise telefonum oldu hemen Baranın yanından çıktım ve odama girdim o sıra kolumun ağrısını hissettim.) Yarama pansuman yaptıktan sonra Baranın böyle konuşmayacağını düşündüm ve başka bir yol aramaya başladım. Karana hızlı bir şekilde mesaj attım ve bana baranın bir açığını bulmasını istedim. Aradan yarım saat geçtikten sonra beklediğim haber geldi. " Hayalet, Baranın bir kardeşi varmış buraya yakın olan köylerin birinde ne yapayım?" " Kardeşi ziyaret edin. Bana bilgilerini atsana." " tamam" Telefona gelen mesaja hemen baktım. Demek bir kız kardeşin var Baran hemde veteriner öyle mi senin gibi hayvanlara bakması kolay olsun diye mi yoksa. Daha fazla burda durmanın yararı olmayacağını düşünüp Baranın yanına gittim şimdi psikolojik baskı zamanı Baran. " Baran nasıl oldun." " Ç-çok iyiyim hayalet. Sen nasılsın ." " Ah bende çok iyiyim çok güzel bir haber aldım. Bir veteriner arıyordum uzun süredir buraya yakın bir köyde de veteriner varmış. İşte ne kadar şanslıyım dimi." Veteriner lafını duyduğu zaman bir durdu ve sonra hemen kendini toparladı. " ne işin var vet-erinerle." "Elimde senin gibi bir hayvan var ya o yüzden ne olur ne olmaz belki lazım olur." " Baran senin ailene ne olmuştu? Ah tabi ya baban anneni dövüyor diye sen babanı öldürmüştün 18 yaşında. Sonra dağa çıkmış ve teröristlerin arasına karışmıştın anneciğin de ne yapsın, seni ararken bir gün o teröristlerden birisi onu tam kalbinden vurmuştu dimi! Ah evet bunu yapanın asker olduğunu söylemişlerdi sana sende o kadar salaktın ki hemen inanmıştın, üstelik annenin öldüğü yere uzun süredir asker gitmemişti. Sonra öğrendin gerçeği ve o teröristi öldürdün ama hala onların arasındasın neden Baran?" " S-sen bunları nerden biliyorsun bunlar gizli bilgiler." " Ah Baran beni hala mı hafife alıyorsun.Bak bakalım ben daha neler biliyor muşum?" " N- ne bili-yorsun?" " Annenin seni aramaya çıktığı zamanlar evdeki küçük kardeşini komşuya bırakmalarını biliyorum o küçük kızın şu an buraya oldukça yakın olduğunu biliyorum. Ah bide arkadaşlarımdan birinin o kızı ziyarete gittiğini biliyorum." " Ne diyorsun sen eğer ona bir şey yaparsan seni gebertirim!!!" " Cık cık cık sakin ol Baran sen eğer bana istediklerimi verirsen o kıza hiç bir şey olmaz hatta onu burdan gönderirim ama eğer istediklerimi vermezsen bu kız benim misafirim olur ve onunla eğleniriz." Yanımda duran bilgisayarı açtım ve bilgisayar ekranında başına silah dayanmış bir halde ağlayan kardeşi çıktı. " Çek o silahı ordan uzak durun kardeşimden." " Ben sana yapman gerekeni söyledim Baran eğer istediklerimi vermezsen..." Bilgisayardan bir el silah sesi geldi Karan tabikide yere ateş etmişti maksat psikolojisi ile oynamak. " ikinci kurşun kardeşine gelir ya da kardeşin benim yanıma gelir." " Seni gebertirim ondan uzak dur gel bana yap ondan uzak durrrrrrr." Ben onu daha fazla dinlemeden odadan çıktım ve Karana haber verdim. " Kızı burdan götür onun için oldukça tehlikeli buralar." " Tamam ben hallediyorum." O kız hakkında birazda ben araştırma yaptım ve sonunda mesleğinde oldukça başarılı kendi başına ayakta durmaya çalışan bu vatan için elinden geleni yapan bir kız olduğunu öğrendim. Baran gibi bir pisliğin kardeşi olması onu pisliğin içine çekmemiş aksine o aydınlık tarafta kalmayı seçmiş , gerçi baranın kardeşi olduğunu kimse bilmiyor bilseler kızı yaşatmazlar o yüzden o kız burdan gitmeli güvenliği için. Aradan geçen yarım saatin sonunda Baranın yanına gitmek için ayağa kalktım. Bu yarım saatte uslu durmamış onu biraz daha çıldırtmıştım, karan kardeşinin sesini kaydetmişti abisine seslenişini çığlığını. Baranın yanına koymuş olduğum küçük hoparlörden yarım saat boyunca aralıklı olarak bu ses kayıtlarını açtım. Baranın yanına girdiğimde kafasını kaldırıp bana bakmadı ama halinden belli oluyordu ki konuşmaya karar vermişti. " Önemli bilgilerin bulduğu bir hafıza kartı var o kart sağ bacağımda bulunan minik çantanın içinde orda birçok belge var geri kalanlarını ben anlatacağım. Topal uzun süredir burda değil Suriye de ama yakında dönecek Yıldız yüzbaşı için. Topal yanına fazlası ile yandaş buldu. Bu sefer daha tehlikeli bir şekilde Türkiye' ye gelecek, senin adınıda duydu seninle alakalı bilgi topluyor. Birde yarım bıraktığım işi bitirmeye geliyorum demişti bir keresinde." " Bana anlattıklarını karakola gidince askerlerede anlatacaksın işte o zaman seni sadece bir kereliğine kardeşinle konuşturacağım." " Anlatırım tamam." Hemen ordan çıkıp odama geçtim. Hemen hazırlanmaya başladım, kıyafetimi değiştirdikten sonra hızlı ve dikkatli bir şekilde sığınaktan çıktım, arabamı sakladığım yere gittim ve kendimi arabanın içine attım. " İşte şimdi gönül rahatlığı ile yanınıza geliyorum aslanlarım." |
0% |