Yeni Üyelik
19.
Bölüm

Bölüm 19

@_tgb_17

Savaştan devam


Kendime geldiğimde beni normal odaya aldılar sonra tim geldi ardından Rıza albay ve Yıldız geldi.

Onlar gittiğinde bende görmüş olduğum rüyaları düşünmeye başladım, sürekli karşıma o küçük kız çıktı ama o kızı daha önce görmediğime eminim.


Neden bu kadar aklıma takıldı bilmiyorum ama istemeden düşünüyorum ben düşüncelere dalmışken içer doktor girdi.


" Savaş bey nasıl hissediyorsunuz?"


" İyiyim doktor ama biraz göğsümde ağrı var."


" Normal bunlar Savaş bey çok ağır bir ameliyat geçirdiniz şimdi size ağrı kesici yaparız hem uyumuş olursunuz biraz, böylece daha çabuk toparlanırsınız."


" Teşekkür ederim doktor bey."


Doktor çıktıktan sonra hemşire gelip ağrı kesici verdi bana, bir süre sonra ilacında verdiği etki ile kendimi uykuya bıraktım.


( Kendimi yine çok güzel bir evin önünde buldum evin bahçesi çiçeklerle doluydu etrafıma bakınırken ileride , bahçede babasıyla oyun oynayan o erkek çocuğunu gördüm onlara biraz daha yaklaştığımda beni fark etmediler.


Çocuğun babası içeri gittiğinde ben çocuğa biraz daha yaklaştım, çocuk bana dönünce çok tanıdık geldi biraz düşününce benim küçüklüğüm olduğunu anladım ama bu kadın ve adam benim ailem değil ki.


Ben böyle düşünürken içeriden kadın geldi ve çocuğu kucağına alıp içeri götürmeye başladı. Çocuk içeri girerken bana el salladı.)


Bi anda nefes nefese uyandım ne olduğunu hatırlamaya çalıştım kendimi biraz zorladığımda gördüklerimi hatırladım ama o kadın ve adam benim anne babam değil di aklım iyice karışmıştı.


Belkide sadece bir rüyaydı bu kadar abartmama gerek yok. Daha fazla düşünmek istemediğim için Kendimi tekrar uykuya bıraktım .


Rıza albaydan devam


Baran'ın ölmeden önce söylediği şeyle şok oldum. Bir süre şoku atlatamadım, sonra hemen kendime geldim ve Yıldıza bu konuyla ilgili bir şey söylemeden konuşmaya başladım.


" Yıldız hemen git kızım Hayalet olarak burda durman kendini tehlikeye atman demek o yüzden git ve yıldız komutan olarak gel."


" Komutanım Baran-"


" Sonra yıldız şimdi değil."


" Rıza amca ne demek sonra adam Bozkurt yüzbaşı diyor bu babam, ben ondan başkasını tanımıyorum. O adam çocukları yaşıyor dedi ne oluyor !!!"


" Yıldız sana sonra açıklayacağım ama şimdi değil. Önce git ve yıldız olarak geri gel bende etrafı kontrol ettireceğim. Artık şu içerdeki haini bulmamız lazım."


" Anladım komutanım şimdi gidiyorum ama bu konu burada kapanmadı."


Yıldızın hızla odadan çıkıp, karakoldan ayrılmasıyla yanıma askerlerden birini çağırdım ve etrafı dikkatle kontrol etmelerini söyledim bide şu leşi kaldırmalarını istedim.


Askerlerden gelen bilgiye göre bi keskin nişancı varmış, istese beni vurabilirlerdi ama onlar Baranı ortadan kaldırdılar.


Baran tahminimizden daha çok şey biliyordu demekki, neyseki ölmeden önce bacağında bulunan hafıza kartını bize verdi.


Ama hala benim aklıma takılan son söyledikleri, yiğitin yaşıyor olması, o gün Mısra söylemişti keşke ona inansaydık sonuçta anne, şimdi Yıldız' ın en azından yanında ailesinden birisi olurdu.


( ' Erhan sakin ol oğlum bulacağız Yiğidi.'


' Abi nasıl sakin olayım oğlumu kaçırdılar. Mısra perişan oldu, zaten hamile kızıma da bir şey olur diye korkuyorum. Ben nasıl adamım oğlumu koruyamıyorum nasıl nasıl.'


Hemen Erhanın elini tuttum ve duvara yumruk atmasını engelledim.


' Sakın ümitsizliğe kapılma bulacağız Yiğidi ona bir şey olmayacak, kızında iyi annesi onu korur hadi biz karargaha gidelim belki bir bilgi gelmiştir.'


O gün haber vermediğimiz kimse kalmadı aradan geçen iki günün sonunda bir iz bulduk hemen hazırlanıp yola çıktık.


Tam baskın yapacağımız esnada Bizim geldiğimizi fark edip o Haşim(topal) denilen it Yiğidide alıp kaçtı peşine düştük ama çoktan kaçmıştı şerefsiz.


O günün sonunda eve gittiğimizde; Erhan berbat bir haldeydi o herkese korku salan adam gitmiş yerine bir viraneye dönmüş bir adam gelmişti.


Kafasını kaldırıp karısına bakamıyordu, utanıyordu oğlunu koruyamadığı için kendini suçlu ilan etmişti.


Mısra daha fazla dayanamamış olacak ki konuşmaya başladı.


' Erhan kaldır kafanı ve bana bak'


' Sana bakacak yüzüm yok Mısram oğlumuzu koruyamadım onu bulup sana getiremedim.'


"Hiç biri senin suçun değil ben inanıyorum bizim oğlumuz yanımıza gelecek annesine babasına minin kardeşine gelecek. Benim oğlum güçlüdür."


" Ya ona bir şey yaparlarsa o zaman biz ne yaparız."


" Ona bir şey olmayacak çünkü onu babası bulup getirecek. Hadi hemen kendinizi toparlayın ve karargaha gidelim."


" Olmaz Mısra sen bu durumda gelemezsin."


" Biz iyiyiz ve sizinle geliyoruz."


Sonunda Mısranın inadı kazanmıştı ve bizimle karargaha geldi.


Biz karargaha girer girmez komutan bizi çağırdı o şerefsiz video göndermiş.


Videoda Yiğitin başına silah dayamıştı ve bir süre sonra silahı ateşlemişti. Silah sesinden sonra kayıt bitiyordu.


Bunu Erhan ve Mısra görünce ikiside sinir krizi geçirdi, Mısra daha fazla dayaanmadı ve bayıldı Erhan bunu fark edince kendine geldi hemen onu hastaneye götürdük.


O olaydan sonra Mısra asla inanmadı Yiğitin öldüğüne biz ekip olarak yiğidi aradık ama bir türlü ne dirisine ne ölüsüne ulaşamadık. Artık ümidi kesmiştik biz ama Mısra hep onun yaşadığını söylerdi.


Sonra Yıldız doğdu ve onu herkesten her şeyden korudular.)


Şimdi düşünüyorumda keşke Mısraya inansaydıkta onu sürekli arasaydık.

Peki Yiğidi ordan kurtaran kim ya da yiğit hala yaşıyor mu?


Bu soruların cevabını bulmalıyım önce daha sonra her şeyden emin olunca Yıldıza gerçekleri anlatacağım, emin olmadan ona ümit veremem .


Hemen telefonumu elime aldım ve eski istihbaratçı arkadaşlarıma olayları anlattım onlarda araştırmaya başladılar, bende araştırmaya başladım bir yandan.


Eğer yaşıyorsan Yiğit seni en kısa zamanda bulacağım ve kardeşine kavuşacaksın.


Yıldızdan devam


Baranın söyledikleri, Rıza Albayın şok olması ve beni kovarcasına karargahdan uzaklaştırması beni iyice bir bilinmezliğin içine çekti.


Bozkurt yüzbaşı olarak bilinen bir tek babam var, o bahsettiği çocuk ben olamam ben bir kez kaçırıldım onda da ailemi kaybettim o zaman benden önce bir çocukları daha olmalı benim bir abim ya da ablam olmalı ama öyle bir şey olsa bana söylerlerdi.


Düşünmekten iyice kazan gibi olmuştu kafam, allahtan karargahdan çıkar çıkmaz sığınağa gelmiştim yoksa bu kafayla başıma ne gelirdi kim bilir?


Daha fazla düşünmekten kafayı yememek için, bizim ekibe yazdım.


"Kartallar acil."


" Ne oldu hayalet."


" Size bir haberim var."


" Nedir?"


" Topal hazırlanıyor geri dönecek."


" Ne diyorsun sen!!"


" Ve bu sefer yarım bıraktığı işi bitirmeye geliyor."


" Gelsin, geleceği varsa göreceğide var o p**in."


" Sakin ol Sinan."


" Hayalet haklı sakin olmamız lazım o şerefsiz hepimizden bir şeyler aldı sıra bizde onu yerin altına sokacağız."


" Aynen öyle Karan. O yüzden sizden bir şey istiyorum."


" Ne yapmamızı istiyorsun hayalet."


" Topal hakkında bilgi toplamanızı istiyorum. Çünkü bu sefer yanına yandaş bulmuş ."


" Tamam sen merak etme bir iki güne bilgileri yollarız sana."


" Hayalet başka bir şey olmadığına emin misin?"


" Şimdi değil Ferit önce emin olmam lazım."


" Anlaşıldı ne zaman anlatmak istersen burdayız."


" İyi ki varsınız. Neyse yeter bu kadar cıvıklık iş başına hadi dikkat edin."


" Sende dikkat et."


Telefonu elimden bıraktım ve yıldızları izlemeye başladım, bir süre sonra gözlerim kendiliğinden kapanmaya başladı.


( " Yıldızım, kızım"


" Baba sen misin? Nerdesin göremiyorum seni."


" Burdayım kızım"


Biraz ilerleyince babamı gördüm hemen ona koştum ve sarıldım, o kadar çok özlemiştim ki hiç bırakmayacakmış gibi sarıldım sonra beni kendinden ayırdı.


" Ağlama kızım, biz hep seninleyiz unutma."


" Siz hep kalbimdesiniz ama ben sizin kokunuzu sarılışınızı çok özledim baba, artık sizin yanınıza gelmek istiyorum dayanamıyorum hasretinize."


" Geleceksin kızım ama şimdi değil. Önce koruman gereken bir vatanımız var, düşmana göz açtırma kızım, sen bizim kızımızsın."


" Söz veriyorum baba düşman bu ülkeye elini uzatamayacak,sizin,bizim gibi vatan sevdalısı oldukça o bayrak hep gökyüzünde dalgalanacak."


" Biliyorum kızım. Kızım Yiğidi bul onun sana ihtiyacı var."


" Yiğit kim baba nerden bulacağım onu."


" Yiğidi bul kızım, siz birbirinize merhem olacaksınız onu bul kızım ."


Babam bi anda ortadan kayboldu, hemen etrafta babamı aramaya başladım ama hiç bir yerde yoktu.


" Baba nerdesin baba yiğit kim baba!!!")


Bi anda gözlerimi açtım, önce nerde olduğumu algılayamadım sonra koltukta uyuduğumu fark ettim saate baktığımda sabahın altısı olduğunu gördüm.


Sonra aklıma gördüğüm rüya geldi içimi bir hüzün kapladı,

Babama sarılışım sanki gerçek gibiydi kokusu hala burnumda.


Bide yiğit diyişi var aklımda o kim neden onu bulmamı istedin baba neden?????


Loading...
0%