@_tgb_17
|
Yıldızdan Devam Tim toplantı odasından resmen yıkılmış olarak çıktı , içine düştükleri durum çok zor aylardır yanlarından olan ve kardeşim dedikleri tim arkadaşları hain çıkıyor, birde bu hain iki arkadaşlarının şehit olmasına neden oluyor. Gerçekleri öğrendiklerine göre fazlası ile sakin gözüküyorlar ama ben yinede gözümü onlardan ayırmayacağım ne olacağı belli, ne yapacakları belli olmaz . Rıza Albayın Savaş komutanı sert bir şekilde uyarmasından sonra Savaş komutan istemesede sorguyu benim yapmamı kabullendi ama tabi ki de sorguyu izleyeceğini söyledi. Bende Rıza Albaydan özel olarak sorgunun kaydedilmemesini istedim çünkü biliyorum ki Oğuz şerefsizi sırf kayıt yüzünden ona bir şey yapamayacağımı düşünüyor bende onun bu düşüncesini boşa çıkarmak için Rıza Albay ile konuştum, bunu Rıza Albaya söylediğimde oda kabul etti. Şimdi ben ,Rıza Albay ve tim sorgu odasına indik onlar izleme bölümüne geçti tabi, bende derin bir nefes aldım ve içeri girdim, içeri girince biraz şaşırdım çünkü birileri Oğuzu ben gelmeden önce hırpalamışlar, kafamı hızla cama çevirdim ve camın arkasından bana bakan time biraz sinirli bir bakış attım. Eminim ki bizim timden birileri yapmıştı bunu , büyük ihtimalle biz Rıza Albay ile konuşurken yaptılar şimdi neden bu kadar durgun oldukları anlaşıldı. Oğuzun o halini boşverip karşısında ki sandalyeye ters bir şekilde oturdum. "Anlat bakalım oğuz" "Neyi anlatayım komutan bozuntusu" "Hım bir bakalım mesela bana sarma tarifini anlatabilirsin." "Hahaha ben nereden bileyim sarma tarifini sen bana anlatta ben öğreneyim komutan bozuntusu." "Hahahah bak sen bir de dalga geçiyor. Oğuz anlat dedim nasıl asker oldun, nasıl sızdın içeri, kime çalışıyorsun sonuçta Baran öldü değil mi ona çalışmadığın kesin." "O iş o kadar kolay değil komutan bozuntusu sana konuşmayacağımı söylemiştim nasıl olsa bana bir şey yapamazsınız." "Hahaha emin misin bak şu haline seni güzel bir sevmişler ben gelmeden yani bana az iş bırakmışlar, ayrıca şu an kayıt yapıldığını sanıyorsan yanılıyorsun burada seninle başbaşayız ve inan bana sana istediğimi yaparım. O yüzden şimdi dökül." "Öyle mi dersin komutan bozuntusu, önce sen bir dökül bence, sizi Albayla konuşurken duydum beni size ifşa eden KARTALLAR' mış , sevgili timine bunu anlatmayacak mısın? Kartalların kim olduğunu ya da senin ne gibi bir alakan olduğunu onlara söylemeyecek misin yoksa?" "Üstüne vazife olmayan şeylere karışma Oğuz aksi halde senin için iyi olmaz zaten sabrımı fazlası ile zorluyorsun." "Hahhaha ne o komutan yoksa timinden sakladığın bir şeyler mi var? Yoksa onlara güvenmiyor musun?" Hızla yerimden kalktım benim hızla kalkmamla birlikte sandalye yere düştü ve baya bi ses çıkardı ama ben onu umursamadım ve direkt Oğuzun boğazına yapıştım tam gözlerinin içine baktım öyle konuşmaya başladım. "Sana sabrımı fazlası ile zorladığını söyledim ve sonunda sabrım taştı , şimdi ya bana her şeyi anlatırsın ya da seni burada öldürürüm kimsenin ruhu duymaz emin ol kimsede çıkıp senin gibi bir şefersiz için hak savunmaz, son kez söylüyorum bana ne biliyorsan anlat!!!" "B-benim s-sana anlatacağım bir şey yok." "Öyle mi madem bana anlatmıyorsun belki annene anlatırsın hı! ne dersin anneni çağıralım mı içeri oğlunun ne kadar acınası ne kadar berbat bi halde olduğunu görsün mü? Bildiğim kadarıyla annen kalp hastasıydı belli mi olur oğlunu bu halde görmek kalbine hiç iyi gelmeyebilir ve oğlu annesinin sonu olabilir denememizi ister misin?" "H-hayır a-annem olmaz." "Annen olmaz demek ,eğer annenin seni bu halde görmesini istemiyorsan anlatmaya başlasan iyi edersin yoksa annen birazdan burada olur." "T-taam anlatacağım." Oğuzun kabullenmesi ile geri çekildim ve ellerimi boğazından çekip sakince sandalyeyi yerden kaldırdım daha sonra da oturdum oturmadan önce Rıza Albaya kaydı açmaları için onay verdim. "Ben hiç bir zaman asker olmak istemedim babamın zoru hatta onun sayesinde kolaylıkla asker oldum, daha sonra Baran bir şekilde bana ulaştı ve ona çalışmam için beni ikna etti bende dünden razıydım yani ona çalışmaya başladım. Buraya geldiğimden beri ona her şeyi rapor ediyordum ama bir gün başkası, Baran dan daha önemli birisi bana ulaştı." " O kişi kim?" "Topal , bana eğer Baranın yerine geçmek istiyorsam ona çalışmam gerektiğini söyledi bende kabul ettim, sonuçta bana oldukça büyük bir fırsat sunmuştu ve bende artık bilgileri Barana değil ona veriyordum. Zaten siz de bir süre sonra Baran'ı yakaladınız bende bunu Topala söyleyince o gün işini bitirdiler, eğer beni yakalamasaydınız artık Bara'nın yerine ben geçecektim çünkü" Oğuz'un konuşmaya devam etmediğini görünce araya girdim. "Çünkü ne Oğuz?" "Çünkü Topal artık dönüyor ve bende ona kendimi kanıtladım buraya geldiğinde beni yanına alacaktı ve biz ikimiz daha güçlü olacaktık ama sen her şeyi mahvettin beni yakaladın. Şunu bil komutan bozuntusu Topal senin için dönüyor ve inan bu sefer oldukça güçlü, yani hedefi sensin." "Sen beni düşünme Oğuz, bu saatten sonra sadece kendini düşün çünkü senin yakalandığını ve konuştuğunu duyan Topal seni ortadan kaldırmak isteyecektir." "Biliyorum bana ne yapacağı umrumda değil , ben zaten ölüyüm sadece sizden tek isteğim ailemi özellikle annemi koruyun ve lütfen beni bu halde görmesine izin vermeyin." "Merak etme annen burada değil biz senin kadar acımasız değiliz , annende babanda iyi olacak." Sorgu bitince ayağa kalktım ve tam dışarı çıkacak iken Oğuz konuştu. "Komutan sana son bir şey söyleyeceğim ama yaklaş." Biraz bekledikten sonra yaklaştım ona, Oğuz da kulağıma eğilerek şunlar söyledi. "Kardeşin olduğunu biliyorum komutan, bu konuda bildiğim Topalında kardeşini aradığı ve inan bana elinde oldukça bilgi var." "Sen bunları nerden biliyorsun?" "Benimde bazı yöntemlerim var komutan, bu bilgiyi aileme sahip çıkacağınızı bildiğim için söyledim." Bir şey söylemeden hemen odadan çıktım yan odadan çıkan time ve Rıza Albaya bakmadan direkt kendi odama çıktım, hızla kapıyı kapatıp yatağa oturdum başımı ellerimin arasına alıp öylece düşünmeye başladım. "Nasıl , nasıl olurda elinde bizden çok bilgi olur eğer Yiğit'i benden önce bulursa bana karşı kullanacak benim canımı yakmak için onu kullanacak, benim ondan önce bulmam lazım abimi ." Kapının aniden açılması ile kafamı hemen oraya çevirdim gelenin Rıza Albay olduğunu görünce ayağa kalktım. "Otur Yıldız, Oğuz sana sorgu odasında ne söyledi de sen bu hale geldin kızım?" "Komutanım , topal Yiğidi yani abimi arıyormuş ve elinde fazlasıyla, bizden fazla bilgi varmış." "Kızım Oğuz'un doğru söylediğinden emin olamayız." "Komutanım kardeşimi biliyor onu aradığımıda,hem emin olamasak bile doğru söyleme ihtimalide var. Rıza amca eğer Topal benden önce bulursa Yiğidi." "Biliyorum kızım sana karşı kullanacaktır, senin zaafını artık düşmanında biliyor kızım ve işimiz şimdi daha zor." "Rıza amca ne yapıp ne edip abimi Topaldan önce bulmamız lazım." Rıza komutan ile otururken bir anda bildirim sesi geldi bu benim ikinci telefonumun sesi hemen elime alıp baktığımda kartallardan haber geldiğini gördüm. "Hayalet Topal tahminimizden erken giriş yapmış ülkeye." "Emin misiniz?" "Eminiz Hayalet, Topal artık Türkiyede." "Ne oldu kızım kimden geldi mesaj?" "Kartallardan geldi komutanım. Topal tahminimizden erken Türkiye'ye giriş yapmış." "Anlaşılan artık daha fazla dikkatli olmamız lazım Yıldız." "Komutanım Topal erkenden geldiğine göre bir planı olmalı ve içimden bir ses o planın Yiğitle bir ilgisi olduğunu söylüyor." Savaştan Devam Hastane dönüşünde hiç beklemediğim bir sürpriz ile karşılaştım, Oğuz'un hain olduğunu ve kardeşlerimizin şehit olmalarına sebep olduğunu öğrendim işte bunu öğrendiğim o an onu kendi ellerimle öldürmek istedim ama maalesef Yıldız tuttu beni. Bir de Rıza komutanın benim yerime Yıldızı sorguya göndermesi var tabi, aslında sakin kafayla düşününce gayet mantıklı bir karar ama işte o an öyle olmuyor . Yıldız sorguyu yaparken bizde izleme odasından onu izliyorduk Oğuz'un ilk başta Yıldıza olan tavırları bizi oldukça sinirlendirdi ama sonra öyle bir şey söyledi ki hepimiz şaşırdık ve Rıza Albaya bakmaya başladık. Çünkü Oğuz, Yıldız'ın haberi kartallardan aldığını söyledi. "Rıza komutanım kartallar dediği uzun süredir dağda olan hepimizin bildiği ekip mi?" "Evet çocuklar o ekip." "Komutanım Yıldız komutan o ekibi nereden tanıyor ve nasıl onlardan böyle haber alabiliyor?" "Çocuklar şimdi yeri değil her şeyin bir zamanı var." "Yani Yıldız komutanın bizden bir şeyler sakladığını kabul ediyorsunuz komutanım." "Dediğim gibi her şeyin bir zamanı var Savaş o yüzden bu konuyu kapatın." Rıza komutanın sert uyarısı ile hepimiz sustuk ama artık emin olduğumuz en azından benim emin olduğum bir şey var o da Yıldız'ın bizden bir şeyler sakladığı ve bunu Rıza Albayında bildiği. Sorgu bitti tam Yıldız odadan çıkacakti ki Oğuz onu yanın çağırdı ve kulağına bir şey söyledi, her ne söyledi ise Yıldız kötü oldu hatta o kadar kötü oldu ki; odadan çıktığında hiçbirimizi umursamadan direkt odasına gitti tabi bizde peşinden gittik ama Rıza Albay tam anlamı ile hepimizi kovdu ve kendisi içeri girdi. Benimde yaralarım sızlamaya başlayınca Salih'in yardımı ile karargaha biraz uzaklıkta bulunan askeri lojmana gittim ve orada bulunan evime girdim ben içeri girince Salihte gitti. Hemen ilaçlarımı içtim ve yatağıma uzandım ilaçlar etkisini göstermeye başlayınca ağrılarım birazda olsa dindi bende rahatladım. Acıkınca kendime bir şeyler hazırlamak için önce üstümü değiştirdim sonrada mutfağa gittim ve hızla bir sandiviç hazırladım yedim . Ah şimdi annem burada olsaydı bana sıcak sıcak çorba güzel güzel yemekler yapardı. Ben annemin hasretliğini çekerken tam o sırada kapı çaldı bende yavaş adımlarla kapıyı açmaya gittim tam kapıyı açtığımda bir şok yaşadım gözlerimi kapattım açtım hala karşımda durduğunu anlayınca sıkıca sarıldım. "Annem sen nerden çıktın?" "Dur deli oğlum benim, hem anneye nerden çıktın denir mi?" "Annem öyle demek istemedim ama şaşırdım seni burada görmeyi beklemiyordum." "Tabi beklemezsin kereta ölümlerden dönüyorsun hastanede kaç gün kalıyorsun ama annene haber vermiyorsun." "Annem senin nerden haberin oldu?" "Komutanın sağolsun o haber etti ve beni aldırdı yoksa benim oğlumun böyle bir şey düşüneceği yoktu." "Annem deme öyle hem sen üzülme diye haber vermedim." "Oğlum o nasıl laf,evet üzülürdüm ama senin yanında olurdum en azından sana bebek gibi bakardım. Hem senden bunun acısını çıkarmayacağımı düşünüyorsan yanılıyorsun şimdi hemen sen yatıyorsun bende sana sıcak bir çorba yapıyorum." "Annem daha yeni geldin o kadar yoldan bir dinlenseydin." "Sen hala ayakta mısın Savaş hemen yatıyorsun." Tamam anne yattım bile ben." Ben yatağıma yattım ama annem hala içerden nasıl ona haber vermediğim hakkında bana söylenip duruyordu. Anlaşılan o ki annem bu konuyu sürekli bana hatırlatıp duracak sen yandın Savaş oğlum yandın . |
0% |