@_tgb_17
|
Yıldızdan Devam Rıza Albayın odasından çıkıp kimseyle konuşmadan kendimi odama attım , bugün yaşananlar fazlası ile yormuştu beni o yüzden hızla bir duş aldıktan sonra birazda olsa kendime geldim.
Biraz kafamı toparladıktan sonra kasadan telefonu çıkardım ve Kartallar ekibine mesaj attım onlarda hemen cevap verdiler.
"Ne yapıyorsunuz?"
"Ben ve Sinan Topalı araştırıyoruz yapacakları hakında bilgi toplamaya çalışıyoruz."
"Ben de bombacının peşindeyim sen ne yapıyorsun Yıldız?"
"Topal bugün karargaha saldırdı."
"Ne diyorsun Yıldız!! yaralı var mı?"
"Sakin ol Ferit, allahtan kimseye bir şey olmadı ama beni arayıp abime çok yaklaştığını söyledi."
"Nasıl ya ! Rıza albay ne dedi peki?"
"Bizimde abimi bulmaya çok yaklaştığımızı söyledi ve o şerefsizden önce bulacağını söyledi. Aslında benim size sormak istediğim başka bir şey var!"
"Dinliyoruz Yıldız."
"Rıza Albaya o şerefsizin en iyileri topladığını söylemişsiniz, sizce neden en iyileri topluyor?"
"Açıkçası biz sana karşı bir harekete geçeceğini düşünüyorduk ama sen bunu soruyorsan eğer farklı bir düşüncen olmalı. Aklında ne var Yıldız?"
"Beni çok iyi tanıyorsunuz Sinan, ben farklı düşünüyorum o şerefsiz hayalete hamle yapacak."
"Olabilir ama nasıl bu kadar emin konuşabiliyorsun?"
"Hemen açıklıyorum Karan; siz de biliyorsunuz ki bu şerefsiz buraya benim ve hayalet için geldi, bana karşı bir hamle yaptı.
Bu sefer en iyileri topladığına göre hamle yapacağı kişi Hayalet ."
"Haklısın bu zamana kadar ona karşı bir saldırıya geçmedi ama dediğin gibi en iyileri ona karşı saldırmak için topluyor."
"Aynen öyle Ferit."
"Bir dakika bir dakika! yoksa sen tekrar ortaya mı çıkacaksın?"
"Evet Karan hayalet tekrar ortaya çıkacak , hem biliyorsunuz ki dağdaki şerefsizlere hayaleti unutturmamak lazım."
"Yıldız bu çok riskli biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum Sinan ama bunu yapacağım, sizden tek istediğim bana bazı konularda destek olmanız."
"Ne konuda olursa olsun biz hep yanındayız."
"Biliyorum iyi ki varsınız. Yarın yola çıkacağım büyük ihtimalle, sığınağa geçince bir plan yapacağım o zaman size tekrar ulaşırım . dikkat edin kendinize."
"Sende dikkat et Yıldız."
Kartallarla vedalaştıktan sonra telefonu ve kasada bulunan bazı eşyaları bir çantaya koydum, çantanın içine bir kaç parça kıyafette koyduktan sonra bedenimi dinlendirmek için kendimi yatağıma attım.
Her zaman ki gibi gün doğumunda uyandım hemen kalktıktan sonra hızla bir duş aldım. Üniformamı giymemiştim onun yerine hayalete yakışır bir şekilde simsiyah giyinmiştim saçlarımıda her zaman ki gibi sıkı bir at kuyruğu yapmıştım.
Aynada kendime bakıp hazır olduğuma kanaat getirince odamdan çıktım ve Rıza Albayın odasının önüne geldim kapıya vurdum içeriden izin gelince kapıyı açtım ve içeri girdim hemen selam verdim .
"Gel Yıldız, her zaman ki gibi erkencisin."
"Alışkanlık komutanım, sizden öğrendiğim alışkanlıklardan birisi."
"Hahaha deli kız."
"Komutanım gerekli yerlere durumu bildirdiniz mi?"
"Bildirdim kızım onlarda benimle aynı fikirdeler ama senin rahat durmayacağını bildikleri için izin verdiler .
Ama sen de biliyorsun ki bu sefer başka o yüzden sana yeni mühimmat takviyesi yapacaklar bunlar daha güçlü silahlar olacak, ayrıca kıyafetin için de ekstra koruma önlemleri yaptılar hepsi hazır, hatta her zaman ki sığınağa bıraktılar."
"Teşekkür ederim komutanım , biliyorum bu sefer kolay olmayacak ama Türk askeri kafasına ne koyarsa yapar bunuda çok iyi biliyorum o yüzden siz beni merak etmeyin komutanım."
"Bunu bende biliyorum kızım ama orda tek olacaksın üstelik bu daha öncekilere benzemiyor o yüzden aklım sende kalıyor."
"Komutanım unutmayın ki biz hiç bir zaman yalnız değiliz kimse olmasa bile bizim yanımızda Allah var o yüzden içinizi ferah tutun. Komutanım Gölge timi-"
"Merak etme bununla ilgilide konuştum , bu görevden sonra onlara gerçekleri anlatmamıza izin verdiler ."
"Ama siz bir süre daha açıklamamam gerektiğini söylemiştiniz!"
"Öyleydi ama bu görevden sonra büyük eylem için harekete geçeceksiniz ve orda Yıldız Yüzbaşı olarak değil, Hayalet olarak Kartallar ekibinin komutanı olarak bulunmanı istiyorlar o yüzden döndüğünde onlarla konuşabilirsin."
"Bu benim için iyi oldu komutanım artık onlardan bunu saklamak istemiyordum. Ama doğruyu söylemek gerekirse verecekleri tepkiden çekiniyorum biraz."
"Eminim seni anlayacaklardı neyse sen şimdi bunu düşünme önündeki göreve odaklan ! dediğim gibi beni habersiz bırakma , ne zaman çıkacaksın yola?"
"Tim ile konuşup hemen çıkmak istiyorum komutanım."
"Anladım kızım , o zaman gel sarılayım sana ."
Rıza Albay kollarını açınca hemen kollarının arasına girdim ve yıllar sonra bir kez daha o şefkatli kollarına sığındım o benim ikinci babam gibiydi , her zaman yanımdaydı en zor anımda hep böyle sarmalardı beni.
Biraz daha öyle durursak ağlayacağımı düşündüğüm için geri çekildim.
"Kendine dikkat et Rıza amca, buralar ve tim önce allaha daha sonra sana emanet. Ayrıca sakın ilaçlarını içmeyi unutma!"
"Hahaha deli kız sen bizi merak etme asıl sen kendine dikkat et ."
Rıza Albaya son kez bakıp odadan çıktım bir süre kendimi toparlamak için kapının önünde durdum, daha sonra toparlanıp timin odasına gitmek için yürümeye başladım.
Odanın önüne geldiğimde kapıyı açtım ve içeri girdim, içeri girdiğimde hepsinin uyanmış hazırlanmış bir şekilde gördüm. Onlarda beni görünce hızla hazır ola geçtiler.
"Bakıyorum da hepiniz hazırsınız."
"Her zaman komutanım, bizde şimdi eğitim alanına geliyorduk."
"Eğitim alanına gelmeyin Ömer sizi bahçede bekliyorum , bu arada Savaş komutanada haber verirseniz sevinirim."
"Emredersiniz komutanım."
Timin odasında çıkıp kendi odama gittim ve hazırladığım çantamı alıp bahçeye çıktıktan sonra arabama doğru yürüdüm elimdeki çantayı arabaya bırakıp timi beklemeye başladım.
Tim sonunda geldiğinde hepsi önümde sıra oldular ve hazır olda beklemeye başladılar bende tek tek hepsine baktım sanki bir daha göremeyecekmiş gibi, sessiz bir şekilde onlara bakarken Savaş geldiğinde hemen kendime geldim ve konuşmaya başladım.
"Savaş komutanda geldiğine göre, artık konuşmaya başlayalım. Ben bir süre yokum."
"Nasıl yoksunuz komutanım?"
"Şimdi sözümü kesmeden dinlemenizi istiyorum, bir göreve gidiyorum ama bu diğerlerinden biraz faklı bir görev,daha zor.
Sizlerden dün yaşadığımız olaydan sonra kendinize ve arkadaşlarınıza daha çok dikkat etmenizi istiyorum, biliyorum aranıza katılalı kısa bir zaman oldu ama ben sizi ailem yerine koydum, işte bu yüzden de vatanı size, sizleride Allah'a emanet ediyorum ."
"Komutanım, bu ne görevi? Bu görevde biz neden yokuz? sizi neden yalnız gönderiyorlar?"
"Bu görevi ben kendim istedim Ali, neden sizinle birlikte gitmediğimizin cevabını da eğer görevden dönebilirsem anlatacağım."
"Komutanım, neden bir daha dönemeyecekmiş gibi konuşuyorsunuz?!"
"Dediğim gibi Yunus, bu görev farklı o yüzden ne olacağı belli olmaz, her ihtimali düşünmem gerek ama şunu bilin ki elimden gelenin en iyisini yapacağım.
Sizden tek istediğim birbirinize dikkat etmeniz,o Topal şerefsizi tekrar saldırabilir bu yüzden hep tetikte olun!"
"Siz bizi merak etmeyin komutanım, siz kendinize dikkat edin ve sapa sağlam geri dönün yeter , hem daha benim düğünümde karşılıklı oynayacağız."
"Hahaha sen hiç merak etme Ali, sözüm söz düğününde oynayacağız . O zaman bana eyvallah."
Yavaşça yanlarına gittim ve hepsine tek tek sarıldım sıra Savaşa gelince bir süre yüzüme baktı daha sonra bir abi edasıyla beni kollarının arasına aldı, işte o zaman içime biz sıcaklık doldu sanki en güvenli yerdeymişim gibi hissettim ben de ona sarıldıktan sonra kulağıma fısıldadı.
"Kendine dikkat et , eğer başına bir şey gelirse benden çekeceğin var ona göre .
Bu arada bizden ne saklıyorsan geri döndüğünde bunun cevabını istiyorum bu sefer kaçışın olmayacak KARDEŞİM."
"Biliyorum o yüzden çok dikkat edeceğim Savaş, ayrıca siz de dikkat edin hem kendine hemde time. Sana söz eğer geri dönebilirsem her şeyi anlatacağım ."
"Eğer dönebilirsem diye bir şey yok döneceksin Yıldız ! Ayrıca sen geri döndüğünde biz seni burada bekliyor olacağız."
Savaşa cevap vermedim ona son kez sıkıca sarılıp ayrıldım ve arkamı döndüm arabama doğru ilerlemeye başladım.
Tam arabanın kapısını açıp binecektim ki timin sesini duydum ve arkamı döndüm Savaşta dahil olmak üzere hepsi hazır olda durup karargahı inletecek şekilde konuşmaya başladılar.
"BİZ TÜRK ASKERLERİYİZ...BİZ DOSTA GÜVEN,DÜŞMANA KORKU SALAN YERLERİN ASLANI GÖKLERİN KARTALIYIZ. YOLUN AÇIK OLSUN YILDIZ !!!"
Hep birlikte bana selam verdiler bende aynı şekilde onlara selam verdim ve arabaya bindim daha fazla zaman kaybetmemek için son kez onlara baktım ve hızla karargahtan çıkış yaptım.
"Sizde allaha emanet olun aslanlarım..."
Bilinmeyen Kişiden Devam.
Topalın emri üzerine en iyiler toplanmaya başladı , yarın hepsi bu kampa gelecek ama Topal hala bana neden en iyileri topladığıyla ilgili bir açıklama yapmadığı için onun odasına gittim.
"Topal hala bana neden en iyileri topladığını söylemedin?"
"Hahaha çok meraklısın hadi geç otur anlatayım. Biz buraya iki kişi için döndük biliyorsun heval, biri o yüzbaşı diğeri şu HAYALET dedikleri kişi için, yüzbaşıya karşı bir harekette bulunduk ama hayalete karşı harekete geçmedik.
Onun hakkında duyduklarıma göre oldukça zor bir rakip bende o yüzden ona karşı en iyileri topladım ama hepsini göndermeyeceğim bir kısmı gidecek geri kalanı başka bir şey için lazım olacak ."
"Şu herkesin dilinde dolanan Hayaletten mi bahsediyorsun? Ama onu nasıl bulacaksın bir süredir ortalıkta gözükmüyormuş."
"Hahah sen hiç merak etme onu bir şekilde ortaya çıkarırım ben , bu gelecek olan en iyilerle sen ilgilen tamam mı?"
"Tamam ben ilgilenirim."
Topalın odasından çıkıp kendi odama gittim ve tablonun arkasından telefonu aldım, telefonun ekranını açtığımda ezbere bildiğim numaradan ben mesaj atmadan mesaj gelmişti.
Hemen açıp baktığımda dün ki saldırıyı neden söylemediğim hakkında mesaj yazmışlardı bende hemen cevap verdim.
"Ben öğrendiğimde çoktan saldırıya geçmişlerdi , Topal hala bana her şeyi anlatmıyor umarım yaralı yoktur."
"Kimseye bir şey olmadı ama bir dahakine daha dikkatli ol!"
"Anladım merak etmeyin bu arada en iyileri hayalet için topluyor ama sadece bir kısmını hayalet için topluyor geri kalanını başka bir yerde kullanacakmış ."
"Tamam sen takipte kal !"
"Anlaşıldı."
Telefonu tekrar tablonun arkasına koydum ve dışarı çıkıp kampta ne olup bittiğini öğrenmek için gözetlemeye başladım.
İçimden bir ses yakında çok büyük olayların olacağını söylüyor bu olaylar karşısında umarım kazanan taraf biz oluruz.
Savaştan Devam
Karargaha yapılan saldırıdan sonra hepimiz biraz dinlenmek için odalarımıza çekildik sabah Ali'nin yanıma gelip Yıldız'ın bizi bahçede beklediğini söylemesi ile odadan çıktım .
Bahçeye çıktığımda Yıldız timi tek tek inceliyordu beni görünce konuşmaya başladı;Bir göreve gideceğini ve bu sefer zor bir görev olduğunu söyledi ama artık emin olduğum bir şey var o da bizden bir şey sakladığı.
Herkese sıra ile sarıldı sıra bana gelince bir süre ona baktım daha sonra onu hemen kollarımın arasına aldım işte o zaman içimde bir sıcaklık ortaya çıktı Yıldızı hiç bırakmak istemedim sanki diğer yarımı bulmuş gibi hissetim, ona dikkat etmesini ve geri döndüğünde gerçekleri anlatmasını söyledikten sonra ayrıldık tam arabasına binmek üzereyken onu güzel bir sözle uğurlayıp selam verdikten sonra o da bize selam verdi.
Yıldız gidince time kahvaltılarını yapmaları için izin verdim bende odama gittim ve Yıldıza sarıldığımda hissettiğim o hissi düşünmeye başladım .
Bu his aşk değildi, aşktan öte bir şeydi sanki o benim yıllardır eksik olan diğer yarımmış gibi hissettim, ben böyle düşüncelere dalmışken telefonum çaldı kimin aradığına baktığımda Yıldırım'ın aradığını gördüm ve hemen açtım.
"Kardeşim nasılsın?"
"İyiyim kardeşim sen nasılsın?"
"Bende iyiyim Savaş , sana bir haberim var!"
"Dinliyorum Yıldırım."
"Araştırma yaparken bir şey öğrendim, eski bir istihbaratçıda birini araştırıyormuş Savaş ."
"Kimi araştırıyormuş?"
"Sana geçen bahsettiğim askeri ve o çocuğu araştırıyorlarmış , bende istihbaratçı ile konuştum iki gün sonra buluşacağız ."
"Yani eğer o çocuk bensem ki büyük olasılıkla öyle gözüküyor o zaman birileri beni arıyor."
"Aynen öyle kardeşim, belki seni arayanlar gerçek ailen olabilir ya da bir yakının."
"Bilemiyorum Yıldırım."
"Sen kafana takma kardeşim iki gün sonra istihbaratçı ile konuşunca sana haber veririm."
"Tamam kardeşim."
Yıldırım'ın telefonu kapatması ile ben yine kafamın içindeki sorular alemine daldım.
Rıza Albaydan Devam
Yıldız'ın gidişinden sonra odamda evraklarla uğraşıyordum ki telefonum çaldı hemen kimin aradığına baktım arayanın Ahmet olduğunu gördüm ve bekletmeden açtım.
"Ne yapıyorsun Rıza?"
"Ne yapayım Ahmet senden iyi bir haber bekliyorum."
"Rıza çok fazla heyecanlanma ama önemli bir bilgiye ulaştım."
"D-dinliyorum Ahmet!"
"Burada bir yüzbaşının şu ölen askeri ve kurtardığı çocuğu araştırdığını öğrendim benimle iletişime geçti ve iki gün sonra onunla buluşup konuşacağız."
"N-ne diyorsun Ahmet , peki bu yüzbaşı Yiğit olabilir mi?"
"Rıza hemen heyecanlanma daha bilmiyoruz kim olduğunu, önce kim olduğunu ve amacını bir öğrenelim."
"Ahmet biliyorsun Yıldız oldukça zor bir görevde, eğer o dönene kadar Yiğiti bulursak çok iyi olur ."
"Biliyorum Rıza ve bunun için elimden geleni yapacağım!"
"Senden haber bekliyorum dostum."
"Merak etme haber vereceğim."
Oldukça heyecanlı bir şekilde telefonu kapattım ve bir süre öylece durdum daha sonrada dudaklarımdan şu cümleler döküldü.
"Hissediyorum seni bulmamıza çok az kaldı evlat . SENİ KARDEŞİNE KAVUŞTURMAMIZA ÇOK AZ KALDI YİĞİT." |
0% |