@_tgb_17
|
Yıldızdan Devam Buraya geleli iki gün oldu, bu iki günde Kartallardan haber beklerken bende boş durmadım ve biraz Topal hakkında bilgi toplamaya çalıştım; Türkiye'ye geri dönmeden önce bir çok bağlantı kurmuş ama henüz kim oldukları bilinmiyor ayrıca hala bir sürü pis işlerle ilgileniyor, gerçi böyle şerefsizlerden ne beklenirdi ki zaten. Topal hakkında araştırma yaptıktan sonra yeni kıyafetimi ve maskemi giyip biraz alıştırma yaptım. Eee sonuçta yıllardır alışmış olduğum bir sistemim vardı ama yenilik her zaman iyidir, hem aramızda kalsın maskemin ve kıyafetimin yeni halleri cidden çok hoşuma gitti. İki gündür karargahla ve Rıza Albayla bir iletişime geçmedim, aslında ne yaptıklarını Rıza Ablayın abim hakkında bir bilgiye ulaşıp ulaşmadığını çok merak ediyorum ama kendimi dizginliyorum çünkü biliyorum ki eğer bir kez bırakırsam kendimi kafam sürekli bu konu ile meşgul olur bu nedenle de görevi aksata bilirim ya da tehlikeye atabilirim o yüzden önceliğime görevi koyuyorum. Yaklaşık bir saat önce kartallardan haber geldi her şeyi halletiklerini söylediler, bende şimdi onlarla toplanma alanımız olarak ayarlanmış olan sığınağa gidiyorum. Bu sığınak benimkilerden biraz farklı, bu sığınak yer altında ve bir çok güvenlik önlemleri var bu önlemler sadece bizim girebileceğimiz şekilde ayarlandı, eeee gizli sığınağımızın başkaları tarafından ele geçirilmesini istemeyiz sonuçta. Bir saatlik yolun sonunda sığınağın girişine gelmiştim, önümde duran oldukça büyük olan kayanın kenarında bulunan oyuğa baş parmağımı bastırdım ve parmak izim okunduktan sonra kaya görünümlü kapının kilidi açılmış oldu. Kayayı itekleyip içeri girdim ardından da merdivenlerden aşağıya inmeye başladım sonunda asıl giriş kapısına geldim, önce şifreyi ardından da göz ve parmak izi okutmasını halletikten sonra bu kapıdanda geçtim. Kartallarla toplandığımız odanın önüne geldim ve kapıyı açıp içeri girdim , içeri girince hepsinin benden önce geldiğini gördüm önce yüzümde bir tebessüm oluştu ardından da hepsine sıra ile sarıldım sonuda bende yerimi aldım ve konuşmaya başladık. "Evet önce hangisinden başlıyoruz?" "Öncelikle ben araştırmış olduğum isimlerin listesini vereyim size." "Tamam Sinanla başlayalım bakalım, evet Sinan ne gibi özellikleri varmış bu en iyilerin seni dinliyoruz." "Aslında bakarsan hepsinin bireysel olarak pek bir önemleri yok ama Topal bunları bir araya getirerek daha çok güçlenmelerini sağlamış oluyor, en iyi olarak topladıkları kişi sayısı yirmi, görünüşte sayıları oldukça az ama Topalın onları tek başına göndermeyeceğini düşünüyorum. Yanlarına illaki birilerini verecektir ki senin işin zorlaşsın ama o şerefsizin bizimde seninle olacağımızdan haberi olmadığı için kendine göre planlar yapıyor." "Eeeeee o zaman bizede o planları yıkmak yakışır, evet devam et Sinan." "Bu yirmi kişinin arasında üç bombacı,beş usta silah kullanan, dört en iyi dövüşçü ve bu şerefsizleri eğitenler ,beş silah uzmanı ariyetten keskin nişancı,ikisi de tuzaklama konusunda usta olan kişiler." "İyi de bunlar bakılınca hayalete rakip olamaz ki." "İşte bende onu diyorum Ferit ama bunlar bir araya gelirse yanlarına da bir ordu verirlerse yeterince tehlikeli olurlar." "Sinan on dokuz kişi oldu bir kişiyi söylemedin?" "İşte o bir kişi belkide Topalın en büyük silahı olabilir Yıldız." "Nasıl yani?" "Şöyle Karan bu kişiye foncé diyorlar -" "Karanlık!" "Aynen öyle Yıldız Karanlık ve bu kişi hakkında pek bilinen bir şey yok ama seni aralarında en çok zorlayacak olan kişi diyebiliriz. Maalesef ki Topal şerefsizi ile iş birliği yapmış, ah tabi ki de bazı bilgiler edindim. Karanlık denilen kişi bir süredir Amerikadaymış, Topal bir hafta önce bunu ülkeye sokmuş ne için anlaştı nasıl ikna etti bilmiyoruz hatta dediğim gibi bu adam hakkında elle tutulur bildiğimiz hiç bir şey yok." "Erkek olduğunu nerden biliyorsun?" "O konuda eminim Yıldız, bir kaç görevde birebir karşılaşan arkadaşlarım olmuş yani anlayacağın bu konuda istihbarat sağlam." "Benim aklıma takılan nasıl olurda bu Karanlık hakkında elimizde adam akıllı bir bilgi olmaz ?" "Aslında bilgi var ama katılmış olduğu ya da yapmış olduğu eylemler hakkında bilgiler var. Kişisel bir bilgisine şu an ulaşamadım ama daha detaylı araştıracağım." "Anladım Sinan, sen yinede yapmış olduğu eylemlerin belgesini bizlerede veririsin inceleriz en azından nasıl bir düşman ile karşı karşıya olduğumuzu öğrenmiş oluruz." "Tamam Yıldız ." "Evet gelelim Ferit sana, sende durumlar nasıl?" "Bende durumlar harika Yıldız, sana dediğim gibi elimde fazlası ile patlayıcı var ama aralarında en güçlü olanını seçtim ve ona bir kaç ekleme yapıyorum aklımda bir şey var eğer yapabilirsem sizede bir sürprizim olacak." "Diyorsun bak şimdi merak ettim ama eminim ki sen her zaman ki gibi güzel bir iş çıkaracaksın." "Bekleyip göreceğiz." "Ve son olarak Karan sendeyiz." "Evet tamda istediğin gibi bir kamp buldum Yıldız, bu kamp şu an da Topalın, şerefsizleri eğittiği ve bir çok işinin yürütüldüğü bir kamp. Eğer bu kampı patlatırsak toparlanması için zaman gerekir bu sürede de bizde şu Karanlık hakkında bilgi toplarız ve Topal için güzel planlar oluşturabiliriz." "Peki Topal bu kampta değil mi Karan?" "Hayır Yıldız o şerefsiz bu kampta değil, aslında bakarsan hala tam olarak yerini bulamadım çok sık yer değiştiriyor ve akıllanmış olacak ki fazlası ile kafa karıştırıyor ama eninde sonunda onu buluruz dediğim gibi bu kamp bir nevi onun kontrol merkezi. Tahmin edersiniz ki oldukça iyi korunuyor." "Bunun bir önemi yok yalnız o kampı havaya uçurmadan önce içeri sızıp ne var ne yok bakmamız lazım, kim bilir belki elimize büyük bir koz geçer. Şimdi üç gün boyunca burdayız son hazırlıkları tamamlıyoruz zaten gerekli bütün malzemeler var, üç gün sonra ise bu dağlarda büyük bir şölen olacak ." Savaştan Devam Görmüş olduğum rüyadan sonra kendimi hemen odama attım ardından elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmeye çalıştım, bir süre sonra telefonum çaldı arayanın Yıldırım olduğunu görünce hemen açtım , benim konuşmama izin vermeden bana gerçek ismimi sordu bende cevap verdim daha sonra telefonu aynı hızla kapattı. Bir süre odamda oturdum içim sıkılmaya başlayınca timin yanına gitmek için ayağa kalktım ve bahçeye çıktım timin yanına giderken Rıza Albayı camda gördüm ona baş selamı verip timin yanına oturdum. Yaklaşık bir iki saat onlarla konuştum daha sonra onları yemekhaneye gönderdim bende odama gittim ve Yıldırımı aradım, ilk çalışta telefonumu açtı. "Kardeşim." "Yıldırım sen aramayınca ben arayayım dedim , buluştunuz mu istihbaratçı ile ayrca bana neden gerçek ismimi sordun?" "Buluştuk kardeşim, hepsini anlatacağım sana." "Dinliyorum Yıldırım." "İstihbaratçı ile buluştuk ve bana askerin yetimhaneye bırakmış olduğu çocuğu aradıklarını söyledi, bu çocuğun gerçek ismininde Yiğit olduğunu söyleyince bende emin olmak için seni aradım." "N-ne diyorsun Yıldırım yani benim ailem beni araştırıyor öyle mi? Peki bu istihbaratçı ailemden miymiş?" "O ailenin yakınıymış, bana senin şu an ne yaptığını sordu bende ismini , asker olduğunu söyledim. O tam bana kimin seni araştırdığını söyleyecekti ki acilen gitmesi gerekti ama şu an ki ismini duyduğumda ki tavırları sanki seni tanıyor muş gibiydi." "Nasıl yani beni tanıyan birisi öyle mi ama kim olabilir ki?" "Bilmiyorum ama tekrar buluşup detaylıca konuşmak istedi bende kabul ettim. Ama şundan artık emin olabiliriz o çocuk sensin ve biz ailene çok yaklaştık." "Teşekkür ederim kardeşim senide uğraştırdım." "Lafı bile olmaz biz seninle kardeşiz. Ben şimdi kapatıyorum dikkat et kendine." "Sende dikkat et kardeşim." Yıldırım telefonu kapatınca söylediklerini düşündüm ve yüzümde buruk bir gülümseme oluştu. "Demek ki ailem beni unutmamış ve aramaya devam etmişler , umarım en kısa zamanda onlarla karşılaşırım." Yıldızdan Devam Üç gün sonra Kartallar ile toplantı yapmamızın ardından üç gün geçti, bu üç günde sığınaktan çıkmadık bütün eksikliklerimizi tamamladık. Birazdan da, yani gece yarısına bir saat kala yola çıkacağız operasyonu gece yapmaya karar verdik görsel şölenimizin böyle daha güzel gözükeceğini düşündük. Ben kıyafetimi ve maskemi takmıştım tamamen siyalar içindeydim, Karan,Ferit,Sinan da kendileri için hazırlanmış olan kıyafeti ve maskeyi takmışlardı. Benimle göreve çıkarken böyle giyiniyorlardı sonuçta düşmanlarımıza karşı kimliğim gizli kalmalı, hepimiz hazır olduktan sonra son kontrolleri yaptık ve yolla çıktık. Yaklaşık bir saattir gecenin karanlığında bir gölge gibi sessiz bir şekilde ilerliyorduk, sonunda kampa geldiğimizde durduk ve planımızı uygulamaya başladık. "Sinan sen kendine güzel ve güvenli bir yer bul, Ferit ben ve Karan içeri gireceğiz. Ferit sessizce bombaları yerleştirecek Karan ile bende önemli belgeleri toplayacağız, sende olası bir duruma karşı bizi uyaracaksın gerekirse de dışarıdan sen müdahale edeceksin ama unutma ki kendini hiç bir şekilde tehlikeye atmıyorsun!" "Anlaşıldı hayalet." "Şimdi hepiniz telsizlerinizi açın ve özel frekansa geçin, Allah yardımcımız olsun. Hadi Sinan önce sen kendine bir yer bul, biz ardından gireceğiz." "Tamam hayalet, dikkat edin." "Bizi merak etme, sen dikkatli ol." Sinan yanımızda ayrılırken Ferit ve Karanda olası bir tehlikeye karşı onu koruyorlardı, ben de biraz onlardan uzaklaştım ve Rıza Albayı aramaya başladım. Önceden haber vermiştim görevle ilgili benim aramamı bekliyor olmalı ki beni bekletmeden telefonu açtı ve konuşmaya başladık. "Albayım iyi geceler." "İyi geceler hayalet , ne yaptınız?" "Biz birazdan giriyoruz size haber vermek istedim , birde olurda aksi bir durum olursa hakkınızı helal edin." "Helal olsun ama unutma ki seni sapa sağlam karşımda istiyorum." "Merak etmeyin . Ah bu arada bombacının bizlere sürprizi varmış." "Merakla bekliyorum,dikkatli olun." Rıza Albay ile vedalaştıktan sonra telefonu kapatım ve Karanla Ferit'in yanına döndüm daha sonra telsizden Sinana seslendim. "Nişancı yerini aldın mı?" "Hazırım hayalet sıra sizde." "Tamam." "Karan, Ferit hadi arkadan giriyoruz, sakın unutmayın çok dikkatli olacağız." "Tamam hayalet." Benim harekete geçmem ile onlarda harekete geçtiler,kampın arka tarafına doğru ilerlemeye başladık karşımıza çıkan nöbetçileri sessizce hallediyorduk ve gizliyorduk kampa gireceğimiz yere geldik . "Ferit sen bizden ayrılıyorsun ama dediğim gibi çok sesiz ve dikkatli oluyoruz ayrıca işin bitince bizi bekleme uzaklaş burdan ." "Ama hayalet." "Daha önce konuştuğumuz gibi ilerliyoruz, anlaştığımızı düşünüyorum." "Tamam ama siz de çok dikkat edin." " Sen bizi merak etme hadi dikkatle ilerle." Ferit yanımızdan ayrılınca bizde sessizce içeri sızdık tıpkı bir gölge gibi ilerliyorduk , iki farklı koridor çıkınca karşımıza Karanla da ayrılmış olduk. Ben biraz daha ilerlediğimde karşıma iki kişi çıktı beni görmeden hemen saklandım tam önüme geldiklerinde ikisininde arakasına geçtim ve boyunlarını kırdım, zaman kaybetmeden onları kenara çektim ve dikkatle ilerlemeye devam ettim. Tam bir odanın önünde durmuştum içeri girecektim ki birisi arkamdan boğazımı sıkmaya başladı ilk başta afaladım ama hızla kendimi toparladım ve sol elimle kıyafetimde bulunan küçük bıçağımı aldım ardından da arkamdaki şerefsizin koluna sapladım acıyla beni bırakınca bıçağımı bu seferde tam kalbine sapladım, şerefsiz olduğu yere yığıldı onuda kenara çektim ama etraf kan olmuştu o yüzden hızla odaya girdim ve telsizle konuşmaya başladım. "Bombacı, suskun acele etmemiz lazım! Ben biraz olay çıkarmış olabilirim." "Anlaşıldı hayalet benim işim bitmek üzere." "Bende iki odaya girdim birinde önemli olduğunu düşündüğüm belgeleri aldım, son bir oda kaldı şimdi de oraya bakıyorum." "Anlaşıldı bende hızla odalara bakıyorum." Telsizi kapattım ve hızla odaya bakmaya başladım bu odada önemli bir şey olmadığına karar verince çıkmak için kapıyı açıcaktım ki birinin sesini duydum. "Bu ne lan! Kan izi var burda." Şerefsizin demin öldürmüş olduğum arkadaşının kanlarını gördüğünü anlayınca daha fazla ses çıkarmaması için hızla kapıyı açtım ve karşımdaki şerefsizi susturucu takılı olan silahım ile alnından vurdum. Onu odanın içine çektim ve kapıyı kapatıp hızla burdan çıktım, diğer odaya girdim bu oda da bir şerefsiz vardı beni görünce önce gözleri korku ile açıldı ardından silahını çekti ve bana doğrulttu bende ona silahımı doğrulttum. "S-sen içeri nasıl girdin?" "Hahahahah bakıyorumda bir iki ayda hemen beni unutmuşsunuz, ben istediğim yere girer istediğim yerden de çıkarım." "Ama burdan çıkışın olmayacak hayalet, bu sefer yanlış kampı bastın Topal seni yaşatmaz." "Hahahahahah gayette doğru kamptayım ve inan bana Topala çok güzel bir sürprizim olacak ." Lafımı bitirir bitirmez şerefsizi silahı tutuğu kolundan vurdum o acı ile kıvranırken ben kenarda bulunan zincirler ile ellerini bağladım, ağızına da bir bez tıktım ve hızla odayı aramaya başladım. Aramalarım sonucunda fazlası ile önemli bilgilere ulaştım, anlaşılan bu kampı yöneten şerefsiz buydu . Belgeleri topladıktan sonra tam odadan çıkacaktım ki telsizden Sinan'ın sesini duydum. "Dinliyorum nişancı." "Hayalet hemen çıkmanız lazım, kampta bir hareketlilik var sizi fark ettiler galiba." "Tamam çıkıyoruz gerekli belgeleri aldık." Telsizi kapatım tam odadan çıkacaktım ki aklıma bir şey geldi. Hızla geri dönüp arkamdaki şerefsizide yanıma aldım, ardından da arka tarafa doğru koşmaya başaldım yanımda da şerefsizi sürüklüyordum . Girdiğimiz yerden çıkınca Karan ve Ferit'in beni beklediğini gördüm onlara hemen uzaklaşmamızı söyledim . Birlikte hızla kamptan uzaklatık ve önceden belirlemiş olduğumuz buluşma yerine geldik, burası kampın yukarısındaydı ve buradan kampı oldukça net görebiliyorduk yanımdaki şerefsizi kampı net görebileceğiz şekilde diz çökmesini sağladım . "Şimdi iyi izle şerefsiz,madem beni unuttunuz bende size kendimi hatırlatacağım, izle bakalım gösterimiz hoşuna gidecek mi?" " Bombacı hazır mısın?" "Hazırım hayalet." "Suskun kamera hazır mı?" "Hazır hayalet." "Eeee, o zaman gösteri başlasın bombacı." Ferit, elindeki kumandaya basınca kampta aynı anda patlama oldu ve kamp kırmızı beyaz renge büründü. Ferit'in neden operasyonu gece yapalım dediğini şimdi daha iyi anlıyorum, ay yıldızın altında kırmızı beyaz renkler oluştu ardından da gökyüzü tamamen kırmızı renk ile buluştu,böyle olunca ay ve yıldız sanki daha çok parlamaya başladı bu da bize çok güzel bir görüntü sundu. "Umarım gösterimizi beğenmişsindir şerefsiz , şimdi sen burda bu manzarayı izlemeye devam et yakında sahibin gelir. Sahibine aynen şöyle söyle Hayalet ortaya çıktı onun devri bitti,bundan sonra saklanacak delik arasın çünkü ben onu bulursam en acı şekilde can vericek. Ayrıca, bu gösterimizde ona hoş gelmedin hediyemiz olsun." Lafımı bitirdiğimde elimde tutuğum küçük bıçağım ile karşımdaki şerefsizin tam alnının ortasına kocaman ay yıldız çizdim, onun acı içindeki kıvranışı umrumda olmadı tabi. "Bu da benden sana bir hediye olsun , bir daha beni ve yapacaklarımı unutmazsın bu sayede." O şerefsizi orada öylece bıraktık ve hızla gecenin karanlığında gözden kaybolduk.
|
0% |