Yeni Üyelik
32.
Bölüm

Bölüm 32

@_tgb_17

Savaştan Devam


Geçen üç gün boyunca herhangi bir olay olmadı, bizde göreve çıkamadık ama bu üç gündür Rıza Albayın bana bakışlarında ve davranışlarında bir tuhaflık hissediyorum, neyse yakında çıkar kokusu.


Aklımın bir köşesinde de Yıldız var acaba ne yaptı? Ne zaman dönecek? Acaba nasıl? Gibi bir sürü sorular var kafamda, Rıza Albaya sorduğumda da sadece durumunun iyi olduğunu söyledi bunun dışında başka bir bilgi vermedi.


Aslında iyi olduğunu bilmek bile bana iyi hissetirdi, içimde Yıldıza karşı ayrı bir sevgi var bunun nedeninin hala anlayamadım ama içimden sürekli onu koruyup kollama duygusu ortaya çıkıyor .


Ah birde görmeye devam ettiğim rüyalarım var, geçmişimin yansıması olan rüyalar bu aralar daha da sık görmeye başladım nerdeyse gözümü kapattığım her an görüyorum.


Bazen gördüklerim ailemle geçirdiğim mutlu anılar oluyor bazende Topalın yapmış olduğu kötülüklerle dolu oluyor.


Aslında her gördüğüm rüya sonrasında içimde eksik kalan parçalar tamamlanıyormuş gibi hissediyorum, meğersem bunca yıldır içimde kocaman bir boşluk varmış ama ben bunu fark edememişim bu rüyaları gördükçe yeni yeni fark etmeye başladım.


Odamda kendi kendime düşüncelere dalmışken kapım tıklatıldı hemen kendime geldim ve girmeleri için izin verdim, içeriye askerlerden birisi girdi ve Rıza Albayın bütün timi toplantı odasında beklediğini söyledi.


Ben de askere time haber vermesini benim de hemen geleceğimi söyledim, asker çıkınca yerimden kalktım ardından üzerime çeki düzen verdim sonra da toplantı odasına gitmek için odamdan çıktım.


Toplantı odasının önüne gelince kapıyı açtım ve içeri girdim, içeri girdiğimde timin benden önce geldiğini gördüm.


Beni görünce hepsi ayağa kalktı bende oturmalarını söyledim ardından bende yerime oturdum bir süre sonra Rıza Albay geldi, hepimiz ayağa kalktık Rıza Albay hepimize oturmamız söyledi ve o da yerine oturdu ardından da konuşmaya başladı.


"Sizi buraya çağırmamda iki sebep var çocuklar."


"Nedir onlar komutanım?"


"Bu sabah bir haber geldi Savaş, bir terörist grubu karakolun kuzeyinde bulunan köye saldıracakmış. Hepiniz biliyorsunuz ki o köy oldukça kalabalık bu yüzden de bu saldırıyı engelleyeceksiniz, daha detaylı bir şekilde konuşacağız ."


"Emredersiniz komutanım!"


"Şimdi gelelim ikinci mevzuya, asker videoyu hazırla! Gece bir kampa baskın yapıldı ve bu kamp Topal için fazlası ile önemli bir kamptı, böyle önemli bir kamptan sizinden tahmin ettiğiniz gibi özel bilgilerde çıktı.


Ayrıca Topal bu haberi duyunca fazlası ile sinirlendi ve şu an tam anlamıyla kuduz köpek gibi saldıracak yer arıyordur o yüzden daha da dikkatli olacağız. Şimdi videonun tadını çıkarın."


Rıza Albay konuşmasını bitirdi ve oda bir anda karanlık oldu ardından da projeksiyondan bir görüntü oynamaya başladı.


Bir şerefsizin elleri ve ağızı bağlı bir şekilde diz çökmüştü, bir kaç saniye sonra görünen kampta oldukça büyük bir patlama oldu ve etraf kırmızı beyaz renge büründü ilk başta benimle beraber timde bu görüntü karşısında şaşırdı.


Videoyu izlemeye devam ettik, sonra beyaz renk kayboldu ve kırmızı renk ay yıldızı içine aldı bu sefer kamera gökyüzünüde çekmeye başladı, işte bu görüntü karşısında ben de dahil olmak üzere herkes ekrana hayran hayran bakmaya başladı.


Ardından görüntü kesildi ve başka bir yerde kamerada hayalet göründü ardında da konuşmaya başladı.


"Merhaba Gölge timi ve Rıza Albay, uzun süredir yoktum dedim kesin beni unuttular bende tekrar sahalara dönmeye karar verdim .


Ah bir de Topalında etkisi var bunda onuda unutmamak lazım, duyduğuma göre beni arıyormuş bende ona güzel bir karşılama yapmak istedim eeeeee bu görsel şölenden sizide mahrum etmek istemedim umarım sürprizimizi beğenmişsinizdir.


Bu arada sizi uyarmak istiyorum, Topal büyük bir kayba uğradı ama bu onu durdurmayacaktır kampta bulduğum belgeleri sizede gönderdim.


Gölge timi özellikle size söylüyorum, şimdi daha çok dikkat etmeniz lazım Topal çoktan etrafa saldırmaya başlamıştır bile, sizleri ve bu ülkeyi önce Allaha ardından da sizler gibi aslanlara emanet bunu sakın unutmayın, benden şimdilik bu kadar .


Unutmayın ki bana hiç belli olmaz aniden karşınıza başka bir sürpriz ile çıkarım o zamana kadar Allaha emanetsiniz."


Hayaletin konuşması bitince ekran tamamen karanlık oldu böylece oda da tekrar aydınlanmış oldu. Ali'nin konuşması ile ona döndüm.


"Vay be ne güzel bir manzaraydı izlediğimiz, ay yıldız sanki daha bir güzel parlıyordu. Ah bu manzarayı orda olup canlı izlemek vardı."


"Aynen öyle çok güzeldi. Asıl şimdi Topal şerefsizi kafası kopmuş tavuk gibi ortalıkta geziyordur."


"Ali! Ömer! yeter bu kadar. Komutanım evet hayalete güzel ve büyük bir şey yapmış ama bu hamlesi Topalı bizim üzerimize daha saldırgan bir şekilde saldırmasına neden olmayacak mı?"


"Evet bize saldıracak ama bütün hedef biz olmayacağız."


"Nasıl yani komutanım?"


"Hayalet ortaya çıkmadan önce Topal bazı hazırlıklara başlamıştı ve bu hazırlıklar hayalet içindi.


Hayalet bunu öğrenip, ondan önce davrandı ve Topalı en güzel yerden vurdu, evet bu bizede yansıyacaktır ama en önemli kampını yok ederek şu an da Topalın en büyük öfkesini hayalet kendi üstüne çekmiş oldu."


"Nasıl yani! Hayalet kendisini bile bile ateşe attı öyle mi komutanım?"


"Öyle de diyebiliriz Yasin ama şunu unutmayın ki hayalet bunu ülkesi için yaptı, tıpkı sizler gibi ."


"Komutanım öyle bir konuşuyorsunuz ki sanki onu çok yakından tanıyormuşsunuz gibi."


"Hahaha çünkü onu tanıyorum Savaş, bu ülke, içinde yaşanlar ve sizler için neler yapabileceğini çok iyi biliyorum."


"Ciddi misiniz komutanım?"


"Ciddiyim Ali yakında ne demek istediğimi anlarsınız. Neyse biz asıl konumuza dönelim, şimdi gidin ve görev için hazırlanın yarım saatiniz var hepinizi eksiksiz bir şekilde helikopter sahasında göreceğim."


"Emredersiniz komutanım."


Hepimiz ayağa kalktık ardından da Rıza Albaya selam verip hazırlanmak için toplantı odasından çıktık ve mühimmat odasına gittik.


Hazırlanmadan önce herkes ailesi ile konuştu sevdiklerinden helallik istedi ardından da seri bir şekilde hazırlanmaya başladık.


Son hazırlıklarımızı kontrol ettik her şeyimizin tamam olduğuna kanaat getirince odadan çıkıp helikopter alanına gittik. Bütün tim hazır olda Rıza Albayı beklemeye başladık, beş dakika sonra da Rıza Albay geldi ve konuşmaya başladı bizde hazır olda onu dinlemeye başladık.


"Helikopter sizi köye varmadan bırakacak, sizler orada teröristleri bekleyeceksiniz sakın unutmayın o şerefsizler köye bir adım bile yaklaşmayacak. Yolunuz açık olsun, Allah yardımcınız olsun!"


" SAĞOL!"


"Gölge timi helikoptere bin."


Tim helikoptere bindikten sonra tam bende helikoptere binecektim ki Rıza Albayın bana seslenmesi ile yanına gittim. Ben yanına gidince bir anda bana sarıldı böyle bir şey beklemediğim için şaşırdım.


"Savaş , evlat kendine çok dikkat et ne senin ne de timden birinin burnu bile kanamayacak anlaştık mı? Ayrıca geri döndüğünde seninle konuşmamız gerekenler var, Allaha emanet olun."


Şaşkınlığımdan kurtuldum ve Rıza Albaya tekrar selam verip helikoptere bindim, benim binmem ile helikopter havalandı.


Tim kendi arasında konuşmaya başlamıştı bile, ben ise onları duymuyordum Rıza Albayın bana sarılmasını ve döndüğümde konuşacak olduğumuz konuyu düşünmeye başlamıştım bile.


İneceğimiz yere geldiğimizde hemen kendimi toparladım ve Yüzbaşı Savaş Güçlü kimliğime büründüm. Benim emrim ile hızla helikopterden indik biraz ilerleyince köyü gördük, ben hemen konuşmya başladım.


"Ali ve Mustafa siz kendinize uygun bir yer buluyorsunuz . Salih sen yanına dört kiş alıp kuzeye gidiyorsun geri kalanlarda benimle birlikte ."


"Emredersiniz komutanım."


Hızla dediğim gibi dağıldılar bizde kendimize güvenli bir yer bulup mevzi aldık. Ben telsizimi açtım ve konuşmaya başladım.


"Gölge-6 , Gölge-8 gelen giden var mı?"


"Görünürde kisme yok komutanım."


"Tamam siz yinede gözünüzü dört açın, şimdilik beliyoruz."


"Emredersiniz komutanım"


Aradan geçen yarım saatlik beklemenin sonunda telsizden Ali'nin sesini duydum.


"Komutanım geliyorlar."


"Anlaşıldı Ali , bekliyoruz ben söylemeden kimse ateş etmiyor anlaşıldı mı?"


"Emredersiniz komutanım."


Cebimden dürbünümü çıkardım ve şerefsizlere baktım, sayıları oldukça fazlaydı ama Allahın izni ile bunlarında üstesinden geliriz biz, biraz daha yaklaştıktan sonra Aliye atış yapmasını söyledim.


"Ali ilk atış senin, bizde Ali'nin atışı ile başlıyoruz.Ali başla!"


"Büyük bir zevkle komutanım."


Ali'nin ardı ardına iki kişiyi öldürmesi ile bu şerefsiler hemen mevzi aldı tabi bu sırada da bizde ateş etmeye başladık. Şerefsizlerin sayıları bizden oldukça fazlaydı biz vurdukça sanki bir yerden türüyorlardı.


Telsizden Mustafa'nın sesini duydum ardından da önümüzde patlama oldu .


"Komutanım dikkat roket!"


Mustafa biraz geç kalmıştı, roket çok yakınımızda patladığı için kulağımda bir çınlama oldu, kendimi önemsemeyip hemen Yunus ve Mehmete baktım iyi olduklarını anlayınca da konuşmaya başladım.


"Ulan Ali ulan Mustafa uyuyor musunuz lan siz! Nasıl görmediniz o şerefsizi?"


"Komutanım ben son anda gördüm, roketçi bu şerefsizlerle değildi kendini iyi gizlemişti. Gördüğümde de ancak omzundan vurabildim son anda."


"Daha dikkatli olun!"


"Emredersiniz komutanım."


Yaklaşık yarım saattir çatışıyoruz biz bu şerefsizleri vuruyoruz ama bunlar bir türlü bitmiyorlar, çatışmaya devam ederken yanımda Yunus'un sesini duydum kafamı çevirdiğimde omzundan akan kanı gördüm.


Yerimden çıkıp yanına gidecektim ki benim olduğum tarafa ardı ardına ateş edilmeye başladı.


"Ali, Yunus vuruldu yerimden çıkamıyorum keskin nişancı var onu bulun çabuk!"


"Emredersiniz komutanım."


"Yunus iyi misin aslanım?"


" İyiyim komutanım, kolumdan vuruldum ama önemli değil."


"Yunus sakın yerinden çıkma ve hareket etme bekle yanına geleceğim."


" Ali, Mustafa hadi hala bulamadınız mı şerefsizi?"


"Komutanım çok iyi saklanmış."


"Hemen bulun lan şu şerefsizi! Yerimden çıkamıyorum."


"Buldum komutanım."


"Daha ne bekliyorsun Ali? Hadi indir şu şerefsizi."


"Tamam komutanım, geberdi şerefsiz ."


"Tamam, Murat sen buraya gel! Sizde Murat'ı koruyun."


"Emredersiniz komutanım."


Ben hızla yerimden çıktım ve Yunus'un yanına gittim yarasına baktığımda durumunun ağır olmadığını anladım, ben yarasına baskı yaparken Murat geldi yanımıza o Yunusla ilgilenirken bende bitmek bilmeyen şerefsizlere sıkmaya devam ediyordum.


"Bu böyle olmayacak ben biraz daha yaklaşıyorum Ali, Mustafa bir gözünüz bende olsun. Salih burası sende


"Emredersini komutanım."


Dikkatlice yerimden çıktım ve dikkatli bir şekilde ilerlemeye başladım, ilerlerken de önüme çıkan şerefsizleri indiriyordum. Birini daha indirmiştim ki telsizden Ali ve Mustafa'nın sesini duydum.


"Komutanım görüş açımızdan çıktınız."


"Sorun yok iyiyim ben, siz şerefsizleri indirmeye devam edin."


"Emredersiniz komutanım."


Tam önüme çıkan bir şerefsizi daha indirecektim ki arkamdan kafama sert bir darbe aldım ardından da gözüm karardı ve kendimi yerde buldum gözlerim kapanmadan önce en son hatırladığım ise başıma vuran şerefsizin söyledikleriydi.


"Biz seni almaya gelmeden sen kucağımıza düştün komutan , Topal dört gözle seni bekliyor komutan hahahaah."


Rıza Albaydan devam


Sabaha karşı Yıldız dan video ve bir sürü belge gelmişti hepsini inceledim bir çoğu oldukça önemli belgelerdi. Videoyu izlediğimde göğsüm gurur ile kabardı resmen, odamda videoyu izlerken telefonum çaldı kimin aradığına baktım, istihbaratan birilerinin aradığını anlayınca hemen açtım .


"Alo."


"Rıza Albayım teröristler harekete geçmişler, kuzeyde ki köye saldıracaklar."


"Emin misiniz?"


"Eminiz şu an da hazırlık yapıyorlar."


"Tamam ben halledeceğim."


Telefonu kapattım ve kendi kendime konuşmaya başladım.


"Ulan ağız tadıyla bir video izleyemiyoruz."


Koltuğumdan kalktım tam odadan çıkacaktım ki yine telefonum çaldı. Arayanın Ahmet olduğunu görünce hemen açtım.


"Alo devrem, sen bu saatte aradığına göre önemli bir durum var."


"Sakin ol Rıza evet önemli, Yiğit hakkında bazı şeyler öğrendim ."


"Dinliyorum Ahmet."


"Rıza senle konuşmamızdan sonra Savaşı detaylı bir şekilde araştırdım ve sonunda gerçekleri öğrendim ."


"N-nasıl yani?"


"Şöyle ki Savaş evlatlıkmış ve bizim araştırdığımız çocuk da oymuş yani Yiğiti bulduk Rıza. Yiğit bunca zamandır yanımızdaymış."


"İ-inanmıyorum yıllar sonra Erhan ve Mısranın oğullarını, Yıldızın abisini bizim de yeğenimizi bulduk. Ahmet çok teşekkür ederim."


"Ne demek Rıza biz bir aileyiz ama bu gerçeği daha fazla Yıldızdan saklayamazsın."


"Biliyorum Ahmet, en kısa zaman da söyleyeceğim hem Yıldıza hem de Savaşa ama önce halletmemiz gereken önemli bir görev var ondan sonra her şey ortaya çıkacak."


"Tamam Rıza, görüşürüz devrem."


" Görüşürüz ."


Duyduklarıma hala inanamıyordum bir süre koltuğumda oturdum ve kendi kendim sırıtmaya başladım. Sonra aklıma saldırı gelince hemen toparlandım ve timi toplantı odasına çağırdım.


Toplantı odasına gidince önce görevden bahsettim ardından da Yıldız'ın atmış olduğu videoyu izlettim, hepsi hayran ve şaşırmış bir şekilde videoyu izlediler. Savaş bu olanları biraz eleştirdi ama açıklamasını yapınca kafasında bazı şeyler oturdu, video bitince timi hazırlanmaları için gönderim tim toplantı odasından çıkınca bende kendi odama gittim.


Telefonumu elime aldım ve Yıldıza ulaşmaya çalıştım ama bir türlü ondan geri dönüş alamadım, Gölge timinin gitme vakti gelince onları bekletmemek için helikopter alnına gittim. Ben onlara gerekli açıklamaları yaparken onlarda beni hazır olda dinlediler, daha sonra da helikoptere bindiler tam Savaşta binecekti ki onu yanıma çağırdım ve bir anda ona sarıldım ilk başta şaşırdı ama hemen kendini toparladı, ona dikkat etmesini ve döndüğünde konuşmamız gereken şeyler olduğunu söyledim. Savaş bir şey söylemedi ve bana selam verip helikoptere bindi onun binmesi ile helikopter havalandı."


Gölge timi gittiğinden beri yerimde duramıyorum, bir türlü odama sığamıyorum sanki içimde bir huzursuzluk var bunun nedenini bir türlü çözemedim. Bu sürede Yıldıza da bir türlü ulaşamadım hal böyle olunca sıkıntım ikiye katlandı biraz hava almak için bahçeye çıktım ve banklardan birisine oturdum. Ben bankta otururken yanıma telaşla bir akser geldi işte o an bir şeylerin ters gittiğini anladım.


"Komutanım Gölge timi telsizde ve acilen sizinle görüşmek istiyorlar."


"Tamam, hadi gidelim."


Komuta odasına gelince hızla telsizin başına geçtim ve konuşmaya başladım.


"Ben Rıza Albay, sizi dinliyorum Gölge timi."


"Komutanım ben Salih Turan, teröristler bir anda geri çekildiler, ilk başta nedenini anlayamadık ama-"


" Aması ne asker?"


" Savaş komutanımı almışlar."


" Ne diyorsun sen Salih! Bu nasıl olur?"


" Komutanım sayıları çok fazlaydı Yunus vuruldu, Savaş komutanımda o şerefsizlere yaklaşmak istedi. Bir anda Ali ve Mustafa'nın görüşünden çıkmış sonrada telsiz bağlantısı kesildi ve terörsitler geri çekildi."


" Anladım siz daha fazla orda kalmayın, hemen geri dönüyorsunuz."


" Ama komutanım, Savaş ko-"


" Size geri dönüyorsunuz dedim asker!"


" Emredersiniz komutanım "


Gölge timi ile bağlantımız kesildi ardından da yanımda ki askerin sesini duydum.


"Komutanım birisi bizimle bağlantı kurmak istiyor."


"Bağlantıyı onayla asker."


Askerin bağlantıyı onaylaması ile ekranda bir anda Topal şerefsizi belirdi.


"Hahahah komutan ne oldu pek bir sinirlisin."


"Ne istiyorsun şerefsiz?"


"Hahaha sakin ol komutan bak burda kim var."


Kamera sağa döndü Topal görüş açısından çıktı ama görüş açımıza Savaş denk geldi, üstelik elleri, ayakları bağlanmış ve baygındı.


"Ah komutan ne kadar uğraşırsan uğraş Yiğidi benden koruyamadın."


"Neyden bahsediyorsun sen şerefsiz?"


"Hahaha bana numara yapma komutan, Yiğidi bulduğunu biliyorum ama bilmediğin bir şey var, o da benim senden önce onu ele geçirmiş olmam."


"Sakın ona dokunma şerefsiz, ne istiyorsun söyle."


"Ben senden bir şey istemiyorum komutan, benim isteğim Yıldız Yüzbaşıdan olacak."


Benim bir şey dememe izin vermeden bağlantıyı kopardı şerefsiz, askerler yer tespiti yapmaya çalışıyordu ama o şerefsizin bunun için bir önlem aldığına emindim. Yiğiti aldığını düşündükçe sinir katsayım artıyordu sonunda masaya oldukça sert bir yumruk attım ve adeta kükredim.


" BANA O ŞEREFSİZİ BULUN!!"

 

 


Loading...
0%