Savaştan devam

Bize verilen koordinatların olduğu köye geldik ve Köyün girişine çok yaklaşmadan araçlardan indik.

"Evet aslanlar görevimiz çok önemli ve bir o kadarda tehlikeli ama ne olursa olsun bu görev başarı ile sonuçlanacak anlaşıldı mı?"

" Emredersiniz komutanım "

" Hepiniz çok dikkatli olun ve olabildiğince sessiz haletmeye çalılacağız bu işi hadi Allah yardımcımız olsun.

Ali ve Mustafa kendinize güvenli bir yer bulun ve hazır olda bekleyin "

" Emredersiniz komutanım "

" Salih yanına 4 kişi al arkadan dolaşın."

" Emredersiniz komutanım Enes,Yunus,Kemal,Oğuz benimle gelin"

"Bizde bu taraftan gidiyoruz ama dikkatli ve sessiz oluyoruz hadi!"

Yavaş yavaş köyün girişine doğru yaklaşmaya başladık olabildiğince sessiz ve görünmez olmaya çalışıyoruz.

Köyün bir çok yerinde teröristler dolaşıyor ya köylüleri bir yerde saklıyorlar ya da çoktan... düşünmek bile istemiyorum.

" Komutanım her tarafta teröristler var ne yapacağız"

" Evet Yasin,olabildiğince sessiz ilerleyeceğiz önümüzü biraz açmamız lazım değil mi çocuklar:)"

" Çok haklısınız komutanım"

"Hadi o zaman"

Önümüze çıkan teröristleri sessiz bir şekilde etkisiz hale getirip bir köşeye saklıyoruz tam bir teröristi etkisiz hale getirmişken Ömerin arkasından bir teröristin yaklaştığını fark ettim hemen silahımı çekip onu vurdum.

" Gölge timi daha dikkatli olun! Ömer iyi misin?"

" İyiyim komutanım sağolun"

" Daha dikkatli olun yeter hadi devam edelim . Korunma şekline bakılırsa asıl hazırlık bu evde "

" öyle görünüyor komutanım"

"Salih durum ne ?"

" komutanım arka tarafta önümüzü açtık şimdi dediğiniz evin arkasındayız."

" anlaşıldı salih. Benim atışımla başlıyoruz , Mustafa ve Ali bizi koruyun"

" Emredersiniz komutanım "

"Emredersiniz komutanım "

Benim atışım ile çatışma başlamış oldu, onlar mevzilenene kadar biz çoktan bir çoğunu indirmiştik.

"Mustafa Baran içerde mi görüyor musun?"

" Hayır komutanım olumsuz"

" Ali sen "

" Bende de yok konutanım"

Nerde bu adam ? Bu kadar büyük bir hazırlığı bırakmış olamaz .

Nerdesin Baran çık ortaya hadi. Bir yandan Baranı ararken gördüğüm leşleri indiriyordum tam birini indirmişken camdan birinin atladığını fark ettim daha dikkatli bakınca bunun Baran olduğunu anladım.

" Mustafa kuzey yönünde Baran kaçıyor"

" komutanım görüş net değil saklandı"

" İyi bak Mustafa, sakın gözden kaçırma"

" Emredersiniz komutanım "

" Ömer burası sizde beni koruyun"

Onlar koruma ateşi açtıklarında bende dikkatli ve seri bir şekilde baranın kaçtığı yöne doğru gitmeye başladım.

" Mustafa durum ne?"

" Komutanım bir hareketlilik yok"

Baranın olduğu yere yaklaştıkça daha dikkatli oluyordum, tam saklandığı yere geldiğimde kimsenin olmadığını fark ettim.

" Mustafa nasıl hareketlilik yok oğlum adam kaçmış"

" Komutanım eminim hareketlilik yoktu çıkmadı"

" yok oğlum adam yok"

Sinirle arkamı döndüğümde Baranın arkaya doğru kaçtığını fark ettim.

" Baran dur teslim ol , Baran sana dur dedim"

Havaya iki el ateş ettikten sonra olduğu yerde durdu ve bana döndü.

" Silahını at Baran yolun sonuna geldin."

" Hiç öyle olduğunu düşünmüyorum komutan"

Ne demeye çalıştığını anlamadan ensemde bir sızı hissettim ve gözlerim kapanmaya başladı en son hatırladığım şey ise Baranın bana pis pis gülüşüydü.

Yazardan devam

Tim bütün teröristleri etkisiz hale getirdikten sonra ortalığı iyice kontrol ettiler ve bir araya toplandıktan sonra Komutanlarının hala gelmediklerini fark ettiler.

"Savaş komutan nerde?"

" En son Baranın peşinden gitmişti Salih. Ama Savaş komutan Baranın saklandığı yerde olmağını söyledi"

"Mustafa biz seninle bir bakalım hadi"

Baranın saklandığı yere geldiklerinde kimsenin olmadığını fark ettiler biraz daha etrafa baktıklarında biraz ileride komutanlarının silahını gördüler işte o zaman büyük bir tuzağa düştüklerini anladılar.

Yıldızdan devam

Gözümü açtığımda saatin 10 olduğunu fark ettim hemen kalktım ve banyoda işlerimi hallettikten sonra üniformamı özenle giyinip saçımı sıkı bir at kuyruğu yaptım ve albayın odasına gitmek üzere odadan çıktı .

Albayın odasının önüne gelince kapıyı tıklatıp içerden ses gelmesiyle içeri girdim.

" Yıldız Bozkurt Ankara emret komutanım "

" Rahat kızım gel otur şöyle"

Benim hala ayakta olduğumu gören Rıza albay daha sert bir konuşma ile uyardı beni.

"Bu bir emirdir kızım otur . Şimdi gelelim senin timine "

" Evet komutanım"

" Timin ikinci komutanı olacaksın kızım, Timinin adı Gölge"

Rıza albay ne düşündüğümü anlamak için suratıma baktı fakat içimde bir sızı olsada suratımı ifadesiz tuttum.

" Gölge timi 12 kişi kızım şu an görevdeler geldikleri zaman tanışırsın. Şimdi en önemli konuya gelelim, Yıldız hiç kimse senin hayalet olduğunu bilmemeli buna timinde dahil "

" Neden komutanım bilirsiniz bir timde en önemli şey güvendir"

" Evet kızım öyle ama bu yukarıdan gelen bir emir uzun süredir içimizde bir hayin olduğunu düşünüyoruz ve eğer bu hayin bulunmadan senin hayalet olduğun öğrenilirse kimliğin ortaya çıkar. Bu hem seni hemde yapacak olduğumuz görevleri tehlikeye sokar .

Ayrıca önemli durumlarda tekrardan hayalet olmanı isteyebilirler kızım "

" Anladım komutanım"

" Biliyorum kızım senin için zor olacak ama mecburuz "

" Evet komutanım zor olacak çünkü timde benim için en önemlisi güvendir ama bu da bir görev o yüzden görevimi yerine getireceğim"

Albay tam bir şey söyleyeceği zaman kapı tıklatıldı albayın izni ike içeri telaşlı bir asker girdi.

" Komutanım Gölge timi sizi telsizin başında bekliyor"

" Gidelim asker"

Albay ile bende ayağa kalktım ve onunla birlikte telsiz odasına gittik.

" Rıza albay dinlemede Gölge"

" Komutanım , tuzağa düştük "

" Ne oldu Salih?"

" Komutanım, Savaş komutanım Baran tarafından kaçırıldı"

" Ne nasıl ?"

" Savaş komutan Baranın kaçtığını görüp peşine düşmüş o sırada kaçırılmış komutanım "

" Anlaşıldı asker siz hemen karakola dönüyorsunuz"

" Emredersiniz komutanım "

Telsiz bağlantısının kesilmesiyle Rıza albayla birbirimize baktık ve ikimizinde aklından Savaş komutanı nereye götürebilecekleri geçiyordu...