@_tgb_17
|
Yıldızdan devam Karandan gelen haberle beraber albayın odasına gittim ve kapıya vurarak içerden gelen ses ile odaya girdim. " Komutanım bir haber var" " Söyle kızım dinliyorum " " Komutanım hangi kampa gittiklerini öğrendim,ben zaten tahmin ediyordum ama emin olmadan size söylemek istemedim." " Söyle kızım hangi kampa gitmişler, seni dinliyorum!" " Komutanım size bahsettiğim kuzeybatı yönündeki iki dağın arasında olan kampa götürmüşler ." "Emin misin kızım? Hem Sen neden bu kadar endişeli görünüyorsun Yıldız?" " Eminim komutanım istihbarat sağlam. Endişeli görünme konusuna gelecek olursak, komutanım size bahsettmiştim bu kampın koordinatları net değil ve iyi kamufle edilmiş bir kamp..." " Evet söyledin ama oraya bir kez girdiğini de söyledin." " Evet komutanım oraya girdim ama endişem kendim için değil ben hayalet olarak oraya yine bir şekilde girerim ama -" " Aması ne kızım " " Ama komutanım bu kamp tim için ve Savaş komutan için çok tehlikeli, çünkü kalabalık bir kamp çok nadir az kişi bulunur bu kampta ayrıca çevresinde bir çok yerde tuzak var bu kampın" " Anlıyorum kızım seni ama Savaşı orda bırakamayız ne olursa olsun onu ordan sağ sağlim almalıyız." " İzin verin komutanım hayalet olarak sızayım içeri diğer türlü tim tehlikeye girecek" " Olmaz kızım sana izin versem tim rahat durmaz burda. Seninle beraber bu göreve çıkarlarsa daha güvende olurlar çünkü onları allahtan sonra canı pahasına koruyacak bir komutanları olacak yanlarında. " " Ne dersem diyeyim kararınız değişmeyecek değil mi komutanım" " Değişmeyecek kızım" " O zaman izniniz olursa biz son kontrolleri yapıp yola çıkalım komutanım" " Tamam kızım timine olayı anlat kızım hayaletten haber geldiğini söyle" Selam vererek albayın odasından çıktım ve timin yanına doğru gitmeye başladım. Hepsi hazırlanmış gelecek bir haberi bekliyorlar işte sevgi bu bağlılık bu gelecek tek bir haberle sanki kuş olup uçacaklar ve canları pahasına komutanlarını kurtaracaklar umarım benide böyle kabul ederler. " Asker!!!" Benim sesimle beraber hızla toparlandılar ve hepsi hazır ola geçti. " Rahatta dinleyin beni, az önce hayaletten haber geldi." " Savaş komutanın yerini bulabilmiş mi komutanım?" " Hangi kampa götürdüklerini bulmuş ve o kampın yerini bize tam olarak bildirdi ." " Nereye götürmüşler komutanım " " Kuzeybatı yönündeki iki dağın arasında bulunan kampa götürmüşler Salih " " Ama komutanım oranın net koordinatları yok diye biliyorum " " Dedim ya Ömer, Hayalet bize yerini net olarak bildirdi. Biliyorsunuz o kamp çok tehlikeli gidip de dönemeyebiliriz ama eğer iyi bir plan yapıp o kampı başlarına yıkıp Savaş komutanıda ordan alırsak Gölge timi efsane olarak adını yazdırır. Şimdi benimle beraber gerekirse ölüme yürümeye VAR MISINIZ?" " VARIZ KOMUTANIM " " O zaman yarım saat içinde tam teçhizatlı bir şekilde hazır olun " " Emredersiniz komutanım " " Bana güvenin aslanlar biz bu zamana kadar hiç bir Bozkurtumuzu geride bırakmadık bundan sonrada bırakmayız. Savaşı ordan sapa sağlam kurtaracağız" Cevap vermelerini beklemeden odadan çıktım ve kendi odama gittim. Odama girer girmez kapımı kilitleyip Karana mesaj attım o kampa Gölge timinin gideceğini ve uzaktan onları takip etmelerini istedim evet başlarında ben olacağım ama onları tehlikeye atamam. Hayalet olarak girseydim o kampa umrumda olmaz tek başıma hallederdim çünkü bu dünyada vatanımdan başka bir şeyim yok benim ama onların karıları, çocukları, anaları ve babaları var o yüzden ben kendi canım pahasına onları koruyacağım... Savaştan devam Yavaş yavaş kendime gelmeye başladığımda ilk başta neler olduğunu anlayamadım daha sonra Baran şerefsizinin bizi tuzağa düşürdüğü aklıma geldi. Tamamen kendime geldiğimde ellerimin ve ayaklarımın zincirlerle bağlı olduğunu fark ettim bulunduğum yerin düzenine bakılırsa dağdayız beni bir kampa getirmişler ama hangisi olduğunu bilmiyorum ve şu an da tam anlamıyla ellerim ve kollarım bağlı . Ben etrafı incelerken mağara gibi olan yerin kapısı açıldı ve içeri şerefsiz Baran girdi. " Oooo komutan güzellik uykusundan uyanmışsın iyi uyudun mu hahaha" " Ben seni bir güzellik uykusuna yatıracağım o zaman görüşeceğiz seninle it " " Aaaa hiç oldu mu komutan it mit cık cık cık " " Ah evet hiç yakışmadı hayvanlara ayıp oldu senin gibi birini onlarla kıyasladığım için " Lafımı bitirmemle suratıma bir yumruk atması aynı zamanlı oldu . " Senin yumruğunda ancak bu kadar olur sinek ısırığı gibi" " Sinek ısırığı öyle mi alın şunu diğer odaya götürün güzelce bir ağırlayalım komutanı." İki kişi beni zorla ayağa kaldırıp diğer odaya götürmeye başladılar ben ne kadar dirensemde zincirler yüzünden hareket edemiyordum. Diğer odaya geldiğimizde ellerimi yukarıya bağladılar zincirlerle ayaklarımıda yere bağladılar . " İşte en sevdiğim kısma geldik komutan. Şimdi söyle bakalım bana eylemlerimizi nasıl önceden öğreniyorsunuz?" " Hım bir düşüneyim SANANE :)" " Öyle mi komutan bakalım birazdan böyle gülebilecek misin" Eline aldığı küçük çakı gibi olan bıçakla vücudumun farklı yerlerine yaralar açtı. " Bir daha soruyorum komutan haberi kimden alıyorsunuz." " Benim sana verecek tek bir cevabım bile yok kalleş" " Öyle mi komutan, bunu bayılana kadar dövün belki o zaman bilinci açılır ." Baranın çıkmasıyla beraber adamları sırayla bana vurmaya başladılar ... |
0% |