Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Bölüm 9

@_tgb_17

Savaştan devam


Kendimi bir kayanın arkasına hızla attıktan sonra çatışma bir süre daha devam etti, sesler kesilince kayanın arkasından kafamı kaldırdım ve o sırada bana doğru gelen Salihi gördüm.


Tam bana yaklaşmışlardı ki bir silah sesi duydum hızla arkamı döndüğümde alnının ortasından vurulmuş teröristi gördüm o sırada Salih telsizden biri ile konuştu sonra hemen benim yanıma geldiler.


" Komutanım iyi misiniz?"


"İyiyim Ali şu ellerimi çözünde hemen gidelim burdan"


" Emredersiniz komutanım "


Ali'nin ellerimi çözmesi ile hızla geldikleri yere doğru gitmeye başladık.her ne kadar yürüyünce yaralarım sızlasada sesimi çıkarmıyordum.


Timin olduğu yere geldiğimizde ben bir kayanın üstüne oturdum ve Salihten haber beklemeye başladım tam o sırada birinin bana seslendiğini duydum hızla arkamı döndüğümde karşımda askeri üniformalı bir kadın görmeyi beklemiyordum.


Tanışmamız sonucunda yeni gelen yüzbaşı olduğunu öğrenmiş oldum şaşkınlığım hala devam ederken Salihin yanımıza gelip gitmemiz gerektiğini söylemesi ile kendime geldim ama tam o anda ikinci bir afallama yaşatacak sözler söyledi.


"Haa bu arada Savaş komutan kadın olmam bir şey değiştirmez sonuçta bende sizin gibi eğitimlerden geçtim ve emin olun sizden bile daha iyi işler yapmışımdır."


O anda beni afallamış bir şekilde bırakıp timin yanına gitti Ömerin yanıma gelip gitmemiz gerektiğini söylediğinde kendime geldim.


Yaklaşık bir yarım saatlik yürümenin ardından helikoptere binmiş ve karakola gelmiştik bizi helikopter pistinde Rıza albay bekliyordu tim selam verdikten sonra dinlenmek üzere gittiler sadece ben ve Yıldız komutan kalmıştık.


" Sağa sağlim dönmenize sevindim çocuklar , Savaş sen hemen revire git ve yaralarına bir baktır Yıldız sende bi revire git ve ondan sonra yanıma gel"


" Emredersiniz komutanım "


İkimizde aynı anda konuşunca birbirimize baktık ve revirin yolunu tutuk, acaba o neden revire gidiyor, ah Savaş iyice delirdin revirde ne işi olabilir ya bir yeri ağrıyordur ya da yaralanmıştır.


" Siz neden revire gidiyorsunuz Yıldız komutanım?


" Operasyon sırasında yaralandım önemli bir şey değil ama Rıza albayın kesin emri"


" Geçmiş olsun Yıldız komutanım, yaralar aksatmaya gelmez askerliğin sonlanmasına kadar gider yoksa"


" Bana bir şey olmaz Savaş komutanım merak etmeyin "


Revire geldiğimizde ikimizde sustuk kapıyı açıp önce onun geçmesini bekledim o geçince bende içeri giridim.


" Buyrun komutanım"


" Nazlı hanım Yıldız komutan yaralandı önce onun yarasına bakın sonra benimkilere bakarsınız"


" Tabi komutanım siz şöyle uzanın Yıldız komutanım sizide şöyle alayım"


Yıldız komutanın revir yatağına oturup omzunu açması ile şok yaşadım kadının önemli bir şey yok dediği kurşun yarası oldukça kanamışa benziyor ve büyük ihtimalle kurşun içeride kalmış .


" Yıldız komutanım kurşun içeride kalmış onu çıkarmamız lazım sonra dikiş atıp saracağız "


" Tamam Nazlı hanım hemen halledin biraz acelem var "


Nazlının önce uyuşturucu iğneyi vurup sonrada kurşunu çıkarmaya başlaması ile sanki benim canım yanmaya başladı ama Yıldız komutanda tek bir hareket bile yoktu sonunda işleri bitince Yıldız komutan ayağa kalktı


" Size geçmiş olsun savaş komutanım"


Dedikten sonra hızla revirden çıktı. Bende arkasından hala o acıya nasıl dayandığını düşünüyordum.


Yıldızdan devam


Savaş komutanı kurtarıp geri döndüğümüzde Rıza albaydan aldığım kesin emir ile revire gidip kolumu baktırdım ben koluma baktırırken Savaş komutanın dikkatli bir şekilde bana baktığını fark ettim.


  

O kadar uzun süre baktı ki bi an benim hayalet olduğumu anladığını bile düşündüm ama sonra surat ifadesinden yarama bu kadar dikkatli baktığını anladım.


Revirden çıktıktan sonra hemen Rıza albayın odasına gittim kapıyı çaldıktan sonra içeriden gelen izinle içeri girdim.


" Gel kızım otur"


Benim hala ayakta olduğumu gören Rıza albay yine sert bir şekilde konuştu.


" Bu bir emirdir Yıldız otur"


" Komutanım, Savaş komutanı kurtardık ama Baran elimizden kaçtı maalesef "


" Biliyorum kızım son zamanlarda o kadar yara aldıki daha büyük olaylar çıkarmasından endişeliyim "


" Bende komutanım bizi geçtimde sivillere saldırabilir, bize zarar vermeyince canımızı böyle yakmak isteyebilir."


" Büyük bir ihtimallede öyle yapacak kızım "


" Ne yapacağız komutanım ben takr-"


" Hayır kızım sen tekrar dağlara dönmüyorsun şu anlık burdasın , ama bir yanın dağlarda olmalı ki bazı şeyleri erken öğrenelim"


" Anladım komutanım merak etmeyin , komutanım"


" Söyle kızım "


" İçerdeki köstebeği buldunuz mu?"


" Maalesef kızım belli aralıklarla odalar aratılıyor dinleme cihazı için "


"Komutanım izin verirseniz burda olduğum süre içinde bende köstebeğin peşine düşmek istiyorum"


" Tamam kızım ama kimliğini tehlikeye atmadan yap ne yapacaksan ve olabildiğince çabuk haber uçur kartallara ki Baranı bulsunlar bize"


" Emredersiniz komutanım "


Tam selam verip çıkacakken Rıza Albayın konuşması ile ona döndüm.


" Bu arada bunlar aramızda kızım gerekli olan bilgileri ben Savaşa ve time söylerim sende onlarla öğrenmiş gibi yaparsın"


" Emredersiniz komutanım "


Albayın odasından çıkar çıkmaz kendi odama attım hemen kendimi, bu bir şeyler saklama durumunu hiç sevmiyorum ama mecburum.


Daha fazla vakit kaybetmemek için kasadan telefonu aldım ve bizim kartalların olduğu ortak bir gruba mesaj attım.


" Acil yardım lazım kartallar; Minik kuş uçtu yine ve bu sefer yüksek uçtu hemen onu indirmemiz lazım. Haa bide köstebekleride çok severmiş sık sık ziyaret edermiş"


" Anlaşıldı Hayalet bundan sonra minik kuşa biz bakarız sen hiç merak etme köstebeklerede götürürüz."


Telefonu kapatıp tekrar kasaya koyduktan sonra hemen dikişi sardıktan sonra en hızlısından duş aldım ve üstümü giyinerek yatağıma uzandım rahatlamanın verdiği etkiyle kendimi herkes için rüya alemi benim içinse kabuslar alemi olan uykuya bıraktım.


Yani yine acı anıların içine çekildim...


(" Babacığım bugün pikniğe gidelim mi lütfen."


"Tamam kızım gideriz annende bize güzel güzel yemekler yapar ,yaparsın dimi annesi?"


"Yaparım tabi size yapmayacağımda kime yapacağım "


"O zaman bugün piknik günü

Yaşasın yaşasın pikniğe gidiyoruz."


Yıldız o gün çok mutluydu uzun süredir babası göreve gittiği için ayrı kalmışları,babası ve annesi Yıldızın bu hallerini görünce daha da mutlu oluyorlardı ama içlerinde bir yerlerde hep bir korku vardı ya bir gün bize bir şey olursa kızımız ne yapar? ya kızımıza bir şey olursa biz ne yaparız ? Diye düşünüp duruyorlardı.


Sırf pikniğe gidecekleri için bu kadar mutlu olan bu küçük kız bilse başlarına gelecekleri hiç çıkmak ister mi evden ?gitmek ister mi o pikniğe ?


Yıldız , annesi ve babasıyla güzel bir piknik yapmak için yola çıkmışlardı arabalarıyla piknik alanına doğru giderken bi anda babası ani fren yaptı hep beraber öne doğru savruldular .


Yıldız kafasını kaldırdığında karşılarında bir sürü adam gördü ve hepsinin elinde silah vardı ,annesi hemen ona saklanmasını söyledi o da kulaklarını kapatarak olabildiğince saklandı .


Anne ve babası ne olursa olsun teslim olmayacaklardı silahlarını alarak çatışmaya girdiler annesi bir yandan kızına kafasını kaldırmamasını söylüyordu.


Çatışma anne ve babasının mermisinin bitmesi ile son buldu yıldız ne olduğunu anlamadan bi anda saçından tutularak arabanın içinden çıkarıldı .


'Teslim olun komutan yoksa kızınız için hiç iyi şeyler olmayacak hahahaha''


"Bırak lan kızımı şerefsiz."


'"Cık cık cık hiç yakışıyor mu komutan böyle konuşmalar , size teslim olun dedim'"


"Tamam teslim oluyoruz kızımı bırak."


' Ha şöyle yola gelin ama kızınızda bizimle gelecek '


Yıldızın anne babasının ellerinin bağlanıp , kafalarına aldıkları darbeden sonra bayılmalarıyla beraber çığlık atması aynı anda olmuştu.

HAYIRRRRRRRR...)


Yıldız gördüğü kabusun etkisiyle kan ter içinde kalmış bir şekilde hızla doğruldu .


İşte herkesin korktuğu Hayaleti gördüğü tek bir kabus bu hale getiriyor çünkü içinde ki küçük kız o anları hep tekrar tekrar yaşıyor ...


Loading...
0%