@_tomrismet_
|
Bu bölüm 15 temmuz 2016 darbe girişiminde şehit düşen, koruma Astsubayı Ömer Halisdemir'e ithaf edilmiştir.
◽"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"◽
Sen? Sizi buralara kader mi getirdi? Sanmıyorum. Korgeneral Sami Yılmaz, tüm ihtişamıyla masasında oturmuş karşısındaki Binbaşı Metin Şafak'a bakıyordu. "Metin. El-Babda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun farkındasın değil mi? Üstelik Moğol bu kadar yaklaşmışken, amerika ve Rusya burda askerini devreye sokmuşken bir kürdistan kurulmak istendiğinin farkındasın değil mi?" "Farkındayım komutanım. Bunu için burdayız onun da farkındayım. Tek emrinize bakar El-Baba girmemiz. " "İki aydır üstünde çalıştığım bir plan, Bir tim var. Bunu gerçekleştirmek senin görevin." "Emrinizdeyim komutanım." "Gizlilik esastır biliyorsun değil mi? Senden başka bir tek Cemil Sarsılmaz bilecek ve bir tek onunla çalışacaksın." Cemil Sarsılmaz, Sami Yılmaz'ın kara kutusu... "Gizlilik sözleşmesi imzalayabilirim komutanım. Size bunu sağlayacağımdan emin olabilirsiniz." "Sözleşmeye gerek yok. Sen istediğim adamları bul. Suriye bizim sınır hattımız. Amerika 10 km öteden gelip söz sahibi olmaya çalışıyor, Rusya 5 km öteden hükmetmek istiyor. Bunların önünü kesmek bizim yegane görevimizdir. Sınır hattımızda bir kürdistan kurulmayacak. " " Müfreze bir birlik mi kurmamızı istiyorsunuz komutanım? " "Hayır aksine. Kalıcı bir tim kurmanı istiyorum. Ve zamanı geldiğinde bu timin geçmişimizde yapmamızı engelledikleri timin de yerine geçmesini istiyorum." "Komutanım 25 yıl oldu. Erol'u, Doğan'ı kaybettik sırf bu yüzden. Toparlanmamız zaman aldı." "Bu sefer öyle olmayacak. Eğer yeterliyseler 25 yılın özlemi bitecek değilseler değişmeyecek ve bu tim olarak kalacaklar.." "Sizi bu kadar düşündüren şey ne komutanım?" "Senden, adalet için atılmış adımların en büyüğünü isteyeceğim. Ve tek bir hata dahi istemiyorum. Bu tim ben, sen ve Pusat dışında kimseden emir almayacak. Kitleyemeyecekler yani bizi. Bunun olmasına bu sefer izin vermeyeceğim." [İFF verileri uyuşmadığı için NATO tatbikatında bize süikast düzenleyen ve beş askerimizi muaverette şehit eden Amerika. Seni de unutmadık.] Metin Binbaşı, 25 sene önce kuracakları timin, daha doğrusu özel birliğin önüne çıkan engelleri ve şehid düşen Erol Köse'yi can dostunu hatırladıkça biraz daha yatıyordu bu tim planı aklına. "Nasıl bir tim komutanım, kimlerden oluşacak?" "2 keskin nişancı, 2 tahrip uzmanı, 2 SAT komandosu, 2 MAK, 2 DPK, 1 SAS komandosu, 1 Özel Kuvvet doktoru. Şimdilik sadece bunlar ama zamanla alım yapacağız. Timi kurmak için bir haftan var. Senden En iyi adamlarını istiyorum binbaşı." [Sat: SU altı taarruz, "Emredersiniz komutanım bir hafta sonra size timi getireceğim. Timin başına geçmesini istediğiniz biri var mı komutanım?" "Var Metin sende tanıyorsun, Erol'un Oğlu. Yüzbaşı Ömer Köse. Onun yeri burası. Çetenin ilk kurdu." "Ömer'le özel konuşmak istiyorum, izniniz var mı komutanım?" "İzin senin binbaşı." Metin Binbaşı selam verdi. Lakin Çıkmadan son bir soru daha soracaktı. "Komutanım bu timin özel bir adı olacak mı?" Korgeneral Sami Yılmaz gurunla gülümsedi. " Doğan Alp timi." Metin binbaşının yüzünde her zaman belirmeyen o elzem gülümseme belirdi. Bu gülümseme çoğu zaman küresel ısınmaya katkıda bulunup dunyayı oksijen israfından kurtarıyordu. ◔◗
Metin Binbaşı aslında kimleri time alacağını çok iyi biliyordu. Sonuçta bu intikamı hak eden askerler belliydi. En yakından görenlerdi. Ve daha şimdiden 2 tanesini ayarlamıştı. ÜSTEĞMEN Ahmet SUSMAZ
°
ASTSUBAY BAŞÇAVUŞ Emre KARADEMİR:
"Cemil!" Odaya Astsubay çavuş Cemil SARSILMAZ tüm ciddiyetiyle girdi. "Emredin komutanım." "Bu iki dosyada adı yazan askerler perşembe günü Alay Komutanlığında olacaklar." "Emredersiniz komutanım" Masaya uzanıp dosyaları aldı ve selam verip çıktı. •Binbaşı Metin ŞAFAK • İkisi gitti geriye 10 kaldı. Bu görevin olmasını uzun süredir bekliyordum. Gerekliydi ve gecikmiştik... Yoksa Amerika orda asker bulundurabilir miydi? Asla. Buna izin vermezdik. Evet her devlet ittifak yapmak zorundaydı. Türkiye hangi devletle ittifak yapabilir sorusunu sadece kritik masalarda oturan adamlar dışında bilen olmazdı ama bildiğimiz bir şey var ki o da her ülkenin Türkiyeye ihtiyacı olduğuydu. Bizi dinlemeleri gerekiyordu bu yüzden. Sınır hattımız, komşularımız çok önemliydi. Bu olay tarihte de var. Komutanımız Atatürk'ün çıkartma yapacağı yeri net söylemesi ve Alman, liman Von Sanders adlı komutanın, komutanımız Atatürk'ün sofya ateşkesinden yedek tümen komutanı olarak gönderildiği için kaale bile almayıp dinlememesi sonucu yanlış çıkartma yapılacak yere orduyu göndermesi fakat komutanımızın onları dinlemeyip herhangi bir inisiyatif bile beklemeden yola çıkarak conk bayırına gidip orduyla cephanesiz bir şekilde sadece süngüsüyle İngiliz askerlerini yenmesi gibiydi. Bizi dinlemeyen Orgeneral Yaşar Peker yüzünden harekete geçmiyorduk biz de. Şu an ise bir inisiyatif beklemeden çıkmıştık yola. Timi bilen tek üs Genel kurmay başkanı Hulusi Ölmez'di. Bu nedenle seçtiğimiz adamların kaybedecek hiç bir şeyi yoktu. Menfaat aramayan vatanını parayla satmayan adamlardan bahsediyordum. Ömer Köse gibi. Onunla bu tim için bizzat yüz yüze görüşmek istiyordum. Masadaki dosyalara bir göz atıp ayağa kalktım ve beremi düzelttim. Kapıya ilerledim. Odadan çıktığımda bana ayrılmış odaya geldim. Kamuflajımı çıkartıp sivil kıyafetlerimi giydim. Belime her ihtimale karşı bir Canik koymuştum. Sar9 gibi özle eşyalarım arabada vardı zaten o yüzden sadece canik almıştım yanıma. Karargahtan çıktığımda jeepim olan zero dark 30'a baktım uzaktan. Her bakışımda nefesimi kesiyordu. Vakit kaybetmeden jeepe binip çalıştırdım. Ömer İstanbulun en ücra köşesinde oturuyordu. Ve Irak görevinden geleli 1 gün olmuştu. Yaklaşık 30 dakika sonra adrese geldiğimde karşımda iki katlı minik bir ev vardı. Kapıyı çaldım bir kaç kere. Görevden gelmiş olsada iş ciddiydi öyle eşref saati meşref sati dinleyemezdim yani. Kapı açıldığında onu baştan aşağı süzdüm. Kaşında bir dikiş ve çenesindeki morlukla Ömer Köse karşımdaydı. Beni görür görmez esas duruşa geçmişti hemen. "Yüzbaşı Ömer Köse ARTVİN/Borçka emredin komutanım." "Seninle konuşmam gereken önemli bir konu var." "Buyrun Komutanım içeri geçin." Botlarımı çıkartıp içeri girdim. Bir askerde olması gereken özelliklerin tümünü taşıdığı için tertipli ve düzenliydi evi. Bir tek salondaki masasının üstünde birkaç parça deri, kumaş ve Silahının parçaları vardı. Muhtemelen temizliyordu. Masaya doğru ilerleyip oturdum. "Kumaşlar, deri ne yapıyordun koçum bunlarla." Sıkıntıyla masaya baktı. Benden otur emri bekliyordu. "Komutanım her askerin çektiği aynı sıkıntıyı çekiyorum. Hücum yeleği. Adam akıllı yapamadılar şunu. Ya kayıyor. Ya çekçekleri bozuk. Ya da L beden." "Kanayan yaramız. Ne yapalım koçum. Sarsılmaz silahtan bekliyoruz birkaç bir şey. Bakalım. Otur ayakta kalma." Karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu. "Sizi dinliyorum komutanım." "Seninle gerçekten ciddi bir konuyu konuşmak üzere buraya geldim." Yanımda getirdiğim zarfı parmağımla ona doğru ittirdim. Üstünde yazan çok gizli yazısını gördüğünde önce kaşlarını çattı sonra bana baktı. Ve zarfa uzandı. "YÜZBAŞI ÖMER KÖSE, Korgeneral Sami Yılmaz'ın özel emri ile geldim buraya. O özellikle senin olmamı istiyor bu işte. Suriye El-Bab'ta olanları biliyosun. Kürdistandı, rusyasıydı, amerikasıydı. Bunaları sana anlatamayacağım zaten ırakta yeterince gördün. Bu olaylar yüzünden gizli bir tim kurmayı planlıyoruz. Tim senin komutanlığına kurulacak. Tim on iki kişiden oluşuyor. İlerde de alım olacak. Şimdilik 2 Keskin nişancı,2 SAT komandosu,2 MAK, 2 DPK ,1 özel kuvvet doktoru, 2 tahrip uzmanı, 1 SAS komandosundan oluşucak. Kabul etmek zorundasın da ben yine de prosedür gereği sorayım istiyor musun? " "Siz öyle diyorsanız öyledir komutanım." "Yani kabul ediyosun?" "Evet Komutanım." Ayağa kalktım. Ben kalkınca o da kalktı. "Perşembe günü Alay komutanlığındasın. Tim arkadaşlarına orda tanışacaksın. Zaten çoğunu tanıyorsun." "Emredersiniz komutanım!" Yanından geçip kapıya ilerledim. Benim arkamdan geliyordu. Jeepin önüne geldiğimizde ona döndüm. "Doğan Alp'in yeni tim komutanı YÜZBAŞI Ömer KÖSE. Seni tekrar emrimde görmek güzel olacak." Bana çakı gibi bir selam verdi sadece .Ben de jeepe binip camdan kısa bir selam verdim ve gaza bastım. ◔◗
DPK da istediğim iki kişi vardı fakat emin olamıyordum bir türlü. Onlar da bu intikamdan nasibini almamıştı fakat biri biraz uçuk kaçık karakterde bir kadındı. Diğeri ona tezat daha sakindi. Ömer ikisini de tanıyordu. Ve bakalım timin de onları isteyecekmiydi. Telefona uzanıp Ömer'i aradım. "Emredin komutanım." "Feyza IŞIK, Fettah ALTIN. DPK ne düşünüyorsun onların hakkında." "İkisine de kefilim komutanım. İkisi de uzmanlar kendi alanlarında." "Kapat Ömer." "Emredersiniz komutanım."
TEĞMEN Feyza IŞIK,
°
ASTSUBAY KIDEMLİ ÜSTÇAVUŞ Fettah ALTIN,
"Emredin Komutanım." "Perşembe günü Alay Komutanlığında olacaklar." "Emredersiniz Komutanım" Masadaki dosyaları alıp çıktı. Git gide içimdeki heyecan artıyordu. ◔◗
ÜSTEĞMEN Ali Emir SAYAN, ° ASTSUBAY KIDEMLİ ÜSTÇAVUŞ Demir ARSLAN,
"CEMİL!" Cemil odaya girdiğinde dosyaları gösterdim konuşmama bile gerek yoktu. Sadece selam verip dosyaları aldı ve çıktı. ◔◗
Teğmen Ege OVALI, ° TEĞMEN Saadetdin CÜREBAL, "CEMİL!" Cemil kapıyı çalıp 'gir' emrinden sonra içeri girdiğinde dosyaları gösterdim. "Dosyalar." Selam verip dosyaları aldı ve odadan çıktı. ◔◗
TAĞMEN Soner EROĞLU, "Cemil!" Artık monotonlaşmıştı bu olay. Ben çağırıyordum o alıp çıkıyordu. Şimdi olduğu gibi. ◔◗
Üsteğmen Sedat IŞIK, ° ÜSTEĞMEN Deniz DOĞANAY, Onu küçüklüğünden tanırdım. Gözü kara, tuttuğunu koparan bir kadındı. Onun babasının adını vermiştik time. "CEM-" Ben daha ismini tam söyleyemeden Cemil kapıyı çalmış gir emrimle içeri girmişti. "Komutanım nerde dosyalar. " Dosyaları uzattım alıp gitti. Gülümsedim. İşini iyi yapan insanlara ayrı ilgi duyuyordum. Şimdi anlatacağım adam gibi. YÜZBAŞI Ömer KÖSE, Çok beklemiştim. Hayallerime adım adım yaklaşıyordum. Biliyordum ki onlar başaracaktı. Çünkü intikama bilendiğimiz şehit kanlarıydı. Yolumuzdan dönemezdik. Her ne kadar dikenli olsada ayağımızı keser atar yine gelirdik.
-BÖLÜM SONU-
|
0% |