@_uzeyle
|
Hani o bırakıp giderken Hani, ey gözlerim bu son vedada Gelse de en acı sözler dilime, Orhan seyfi Orhon
Oy ve ve yorumları unutmayın Sayın Ormanlar 💚
Heybetli bina, nelere kader, nelere bitiş olan bina. El Orfanto, içerisinde, şuh kahkahalar ve acımasız hüzünler barındırırdı, fakat ölüm. Ölüm, kokan bu yer artık bir cehennemdi. Kan kokuyordu etraf. Onlar mutasyonun çocuklarıydı. Yıllar önce var olan vebanın sonuçlarıydı. Onlar kirlenen hava, çürüyen suyun ortaya çıkışıydık. Bundan yıllar evvel küçük ve zararsız sanılan bir hastalık ortaya çıktı. İnsanlar buna kanar virusü dedi. Çünkü, hiçbir belirtisi yoktu. Herkes sağlıklı ve uzun ömürlü olacağına kandığı için aldı bu adı. Çünkü içten içe kanattı ruhu. Ne ile bulaştığı? ve nereden geldiği? de büyük bir Nasıl mı? Garip mutasyonlar, sendromlar olarak. Doğan çocuklarda görülen bu anormallikler nedeniyle, halk bu durumu kabul etmedi. Birçok, çocuk yaşamını yitirdi. Bir kadın bu anormal derecede olan yapayalnız çocukları toplayarak kendine ayrı bir yol çizdi. Çünkü, kadın bu lanet dünyaya, yeni ve durdurulamaz bir ordu bahşedecekti. Kadının gücünü bu dünyaya kanıtlayacaktı. Anormal çocuklar üzerinde deney yaparak onları dünyaya karşı dolduracaktı. İstediği reforma eriştiğinde, kimseye bana mısın demeyekti. Kadın, kız çocuklarının yirmi yaşına girdiğinde salgıladığı hormonları fark etti. Bu hormonlar, mutasyon ile tetiklendiğinde oluşan varyasyon sonucu yeni bir nesil güç oluşacaktı. Kadın topladığı kızları yetiştirerek onları azar azar mutasyona tetikledi. Her çocuk belli yaşlarda belirlenen mutasyon ile gücü seçilirdi. Bazı kızlar ise normal olduğunda belirti göstermezdi. Kadın, her yemekte onları tetiklemek için yaptığı deneyleri uygulardı. Bir kız, doğuştan belirlenen yetenek, kadın bu kızı hep yakından inceleyerek test etti. Çünkü kız gücünü zaten doğduğunda almıştı. Asi, dik başlı, hiçbir söze gelmeyen, agrasif ve belaydı. Kadın kızı zaaflarıyka tetikledi. Kız her sinirlendinde gözlerindeki o mor ışıltıyı hiç unutamadı kadın. Özel bir kız ve özel yetenekleri olan bir kızdı. Şayet, kız altın pahasındaydı. Değerliydi. Kadın, kızı burada tutmak için herşeyi yapsada kız hayal edilemeyecek kadar zordu. Fakat, kadın onun mutasyonunu görsede zekasından bihaberdi. Kadın ne kadar kontrolcü olsa da olayın seyri artık değişmişti. Kız kendi kaderini yaşamak ve kurtulmak için kaçsa da İntikam için geri dönecekti. 💉💉💉 Ölüm? Burası ölüm, ızdırap ve kan kokuyordu. Ardımda bıraktığım gerçekler ve kaybedişler adeta beni içten deşmişti. Koşuyordum. Fakat nereye koştuğumu bile bilmiyordum. Gözyaşları tükenir miydi? Ağlamak istesemde gözlerimden tek damla yaş akmıyordu. Beynim artık kullanım dışıydı. Koşarak kaçmak, saklanmak istediğim binaya girdim. Yatakhaneye çıkarak eşyaları ayarlamayı hedefledim. Vardığımda herkes mutlu veya hüzünlüydü, lakin korku hiçbir kırıntısıyla aranmıyordu. Korkmaları gerekiyordu. Odama girip kapıyı zihnimle beraber kapadım. Kaçmak zorundayım Oda bile Seren, kokuyordu. Çiçek gibi... Ama o artık ölüm kokuyordu. Düşünme dedim içimden düşünme Laden aklını da yitirme Kıyafet alamayacağımı düşünerek üzerime hafif ve sade bir elbise ayarladım. üzerine siyah pelerini giyerek yüzümü ve saçlarımı saklayacaktım. Seren'in bahsettiği şekilde komidinine geçip çekmeceyi araladım. Gri ajanda Marsel Onu çok merak ediyordum. Aklım bana kaçan deneğin Marsel olabileceğini fısısıldasa da, inanmamaya özen gösteriyordum. Çünkü Marsel sözünü hep tutar, ölüm döşeğinde bile olsa Seren'i bırakmazdı. Umarım yaşıyordur. Kafamı tolayarak kendime geldim. Eğer kaçamazsam o obur farelere yem bile olurdum. Şu an kaçabilirdim fakat Annemin fuları... Müdire'nin odasında kalmıştı. Onu almak zorundaydım. Yatakhaneden çıkarak hamle yaptım. Merdivenlerden hızlı adımlarla giderek koştum. Tam Müdire'nin odasının kapısına geldiğimde içeriden üniformalı biri çıktı. Semiya. Kendisi en saygın ve başarılı El orfanto talebesiydi. Size söylemeyi unutmuş olabilirim ama biz burada, Aritmetik, dil bilgisi, Simya, Edebiyat gibi dersler alırdık sömestırın sonunda bu dersler üzerinden bir teste tabi tutulurduk. Aramızda kalsın derslerim şahanedir. En iyi notum ise dört. Bu sınavlar sıfır ila on arasındaki sayılardan ibaretti. Kurul birincisi ise diğer talebelerden üstün gibi görünür. Semiya, kesinlikle böyleydi. Üstün gibi görünürdü ki burada o başarılı beynin tek işlevi deney tüpü idi. "ahh Ladenciğim senin yatakhanede olman gerekmiyor mu? Hani yatma saati ya" Başıma ikinci bunak Müdire kesildi. Bacım bir çık git. "ay öyle mi? Ne yaparsın biraz sersemim bu aralar" diyerek kapıya yöneldim. Önüme geçerek kafasını kaldırdı. İşte zeki fakat kısa kız. Bir yerden fazla alınca diğer yerden kesiliyordu. Peki sen Laden? Bende ne çalışkanlık var ne de boy... Semiya, benden de kısaydı şayet bütün talebelerden kısaydı. Habbit olabilir. "Müdireyi gördün mü acaba?" diye sordu. Gözüm uzun bir süre görmesin o mendebur kadını "sanırsam bahçede gördüm" Yalan. Bahçede Müdireden çok neler gördün neler... "öyle mi? Sağol." dedi. Bahçeye gidecekken durup Hala mı? "ahh şey beni bilirsin sakarımdır." hiç de değilim. "uyku mahmurluğu ile kafamı kapıya çarptım" peter adındaki faremi peşliyerek El Orfanto'nun büyük sırrını öğrendim. Şimdi de kaçacağım. "dikkatli olmalısın Laden. Böyle olursan buradan eksik çıkabilirsin. Neyse revire uğra!" Ay bu kız bir gitse mi acaba? "öyle yaparım canım." diyerek gülümsedim. Sohbet bayıyordu. Kafamla çekilmesini işaret ederek "Çekil!" dedim. "Müdire'nin odasında ne işin var ki?" kaşlarını kaldırarak sordu. "senin ne işin vardı?" soruyu ona yönelttim. Zekice. Duraksadı. "Müdire'yi arıyordum." Çok mantıklı cevap. Plan mahvoldu Laden. "ya benim yıldızlı bir bilekliğim vardı" yoktu. Hımm diye sesler çıkararak her zaman ki ukala bakışını takındı. "onu düşürmüşüm de içeriye bakıcaktım malum içeride bolca anım var da" diyerek kısaca açıkladım. "haa görürsem sana veririm canım" yanımdan geçerek giderken derin bir nefees bıraktım. Sonunda. "ya Laden?" Sesi kurusun, Boğazında kalsın emi "efendimm" son harfı isteyerek bastırdım. Arkamı döndüğünde yeniden göz göze geldik. "şey biliyorsun ben El Orfanto'nun birincisiyim." daha da öv kendini. "bu nedenle arkadaş çevrem çok" ne alaka? Uff sadede gelsene "eğer yanlızsan ki Marsel ve Seren gitti biliyorsun. Sende çok içine kapandın diyorum ki bizimle takılabilirsin sakın çekinne tamam mı?" he takılayım ki beni ezikleyin. Mal mı bu? "harika fikir. Görüşürüz" Birşey demesine fırsat vermeden odaya girdim. Bazılarınız bu kızı dersinden ve pohpohlanan davranışından kıskandığım için sevmediğimi çıkarmayın. Kızı gördünüz ego tavan ve ukala. Neyse Odaya girdiğimde içim nefretle doldu. Bu kadın öldürmek istiyordum. Dişlerimi sinirden sıkıyor, yumruklarım belli ediyordum. Tırnaklarım avuç içime batıyordu. Kafamı toparlayarak odayı aramaya, fuları bulmayı çabaladım. Masasını çekmcesini açtığımda içeride kutular vardı. Kutuyu açtığımda içinde tomar şeklinde paralar vardı. Bütün parayı cebime koyarak aramaya devam ettim. Para dışarıda lazım olacaktı. Masayı aramayı bitirince vitrine geçtim. Raflarında klasik tabak çanak vardı. Çekmeceyi açtığımda kilitli bir kutu gördüm. Açmaya çalışsam da kilitliydi. Ses çıkacağını bilsemde umursamadan kutuyu yere fırlattım. İçinde cam olsa gerek kırılma sesi geldi. Kutu açıldığında alıp inceledim. Çiçekli fular Kutunun içindeydi. Saatler öncesine ters yüzümde küçük tebessümle fuları burnuma götürerek kokladım. Annemin kokusu İnsan hiç tatmadığı, solumadığı kokuyu hisseder miydi? Ben annemi görmesemde onu tanıyor gibiydim. Gözlerim yeniden doldu. Annemin kokusunu almak... Daha fazla oyalanmamalıydım. Merdivenleri aşarak odaya ulaştım. Çantamı hazırlamış üzerimi giyinmiştim. Seren'in gri ajandası ve Marsel'e hediye ettiğim hilal ay kolyesini çantaya atıp çıktım. 12/ nolu Oda İçinde aile ve yuva barındıran oda artık ölüme ev sahipliği yapıyordu. Biz bölünmüştük. Birimiz ölmüş, diğerimiz kayıp ve öteki olan ben kaçıyordum. Ama biz bir bütündük Nasıl bu hale geldik? Nasıl parçalandık? Gözlerimdeki yaşları silerek, yoluma devam ettim. Durdum. Odanın kapısına bakarak iç geçirdim. "hangisi gerçek? Ardımda sadece bir kapı değil Benim için El Orfanto bitmişti. Benim için artık dünya ve gerisi hayat bulnuştu. Ben Laden Köknar. İsmi calı topluluğu olan Ladengillerden gelen kız. Ben artık yanlız ve öfke dolu hücrelerimle yemin ediyorum. Geri döneceğim ve bu dönüş El Orfanto'nun sonu, özgürlüğün başı olacak. Sen Leyla Asan, ecelin olmaya ve bana yalvarana kadar seni öldürmeyeceğime yemin ediyorum. İntikamımı alacağım. Özgür olana kadar savaşacağım. 🌿🌿🌿 Ewet devrin başına hoş geldiniz Bölüm biraz duraklama tarzı oldu. Geçmişten gelen hatıralarda arada vereceğim. Ve siz Artık hikayemiz farklı ve daha iyi şekilde devam edecektir Diğer bölümde özgürlükle görüşmek üzere İlla ki görüşeceğiz Ormanınız🌿🌿
|
0% |