Metenin ağzından
Günlerden salı. Tarih, 26 Haziran.
Mira'mın ölüm tarihi. Cenaze töreni.
Mezarındayım.
Eğer ben lunaparka göturmeseydim şuan yaşıyor olacaktı. Gözümden bir yaş aktı.
"Ağlamaaa"
Dedi Akın .
"Sen sevdiğin birinin senin yüzünden öldüğünde ağlamazmıydın ?"
Dedim. Cevap vermedi.
Evet benim yüzümden öldü. Sen bir katilsin Mete Terkin.
Sen bir katilsin.
Masum birinin hem ruhunu hem bedenini öldürdün.
5 YIL 3 AY SONRA
Günlerden salı.
Kendimi tanıtayım.
Ben Güneş kumsal Yerel. 23 yaşındayım. Ve Beyin cerrahıyım. Sadece beyinle âlâkalı şeyleri değil diğer hastalıklarada bakıyorum.
Salı sabahı her zamanki gibi hazırlandım.
Siyah beyaz bir gömlek siyah pantolon siyah topuklu ve kemer taktım. Saçlarımı açtım.Kendi evimden çıktım. Kısaca hayatımı tanıtayım. 3 katlı bir evde yaşıyorum. Havuzlu. Arabam var. Ve sürekli gittiğim işimde var.
Evim şehirin aksine dağlık alanda. İlk 2 katı görünüyor 1 de alt kat var.
Arabama binip ilerledim.
Hastaneye her ne kadar uzak olsada yarım saat içinde gidiyordum.
Hastanenin önüne geldim önlüğü giyip benim en yakın arkadaşımın yanına gittim. Kime en yakın arkadaşım desem kardeşim desem nasıl olsa ihanet ediyordu.
Ama bu sürekli yanımdaydı. İyi kötü günümde. Her zaman.
Siz şimdi merak ediyorsunuz
Kim bu Güneş nerden çıktı?
Tamam tanıtayım kendimi.
Ben şimdinin aksine şuyum;
Mira Su Deniz. 5 yıl önce öldü bilinen o kız. Kendini tren rayına atan kız.
Peki neden yaptı ? Neden normal bir hayat yaşayamadı herkes gibi? Neden kimliğini dahi değiştirmek zorunda kaldı?
Çünkü Gereksiz bir kişi onun hayatını çaldı. Ona haksızlık etti. Ruhunu öldürdü. Ve yine gereksiz bir kişi kardeşi ona ihanet etti. Mecbur bırakıldım.
Yeni bir hayata başladım. Bana değer veren 4 kişi vardı eskiden kalan. Şuan 3
Ada yeni adı...
Selen şekerci.
Tuğce yeni adı...
Melisa yazman.
Bu iki isim çok değerliydi benim için. Ada herşeyi öğrenmişti. Meteyi az kalsın öldürecekti. Nasılmı onlar ölmediğimi öğrendi?
Ortadan yok olma planını onlarla kurduk.
İkisi çok fedakarlık yaptılar. Şöyleki
Akın ve Asrından ayrıldılar sebepsizce. Sadece benim için. Çünkü onlarda ismi gereksiz olan o kişinin Arkadaşıydı ve onlar öğrenselerdi anında oda bilirdi.
Ama ikisi ayrılmış benimle beraber gelmişlerdi. İsimlerini bile değiştirmişlerdi.
2 si Selen ve Melisa.
Peki geriye kalan 1?
O işte dünyayı yıkabileceğim o kişiydi.
Berk Apak.
Ev arkadaşım. Psikoloğum. Dostum. Aşçım. Şoförüm. Her şeyimdi.
Ada ve Tuğçe gibiydi. Pardon ağız alışkanlığı Selen ve Melisa gibi.
Onlar sadece evim uzak yerde diye yanımda olamıyolar. Ama Berk sürekli yanımda. Onunla hastanede tanıştık. O ilk psikolog olmuştu ama sonradan bana yakın olmak için beyin cerrahlığı için sınavlara hazırlanıp kazanmıştı. Sadece benim için.
Hayatım kısaca bu. Yani ben Mira su deniz. Ama şuan Güneş Kumsal Yerel.
Şükürki üçüylede aynı hastanedeydim.
Selen ve Melisanın bölümleri farklıydı sadece. Onlarda Ameliyat doktoruydu. Yani gerçi bende öyleydim. Sadece katlar farklıydı işte. Berkin odasına doğru ilerledim ve içeri girdim.
"Günaydın erkencisin bugün "
Dedi .
"Artık beraber çıkmalıyız evden."
Dedim. Elindeki kahvesini aldım ve içmeye başladım.
"Sağol kahve için. İhtiyacım vardı"
Diyip odadan çıktım.
"Ama kahveemmm-"
Kapıyı kapattım. Geri girdim.
"Ameliyat varmı bugün baksana sen bir. Sonra yaz bana."
Dedim tekrar çıktım odadan.
Selenin odasına gittim. Kapıyı çaldım ve gel diyince girdim.
"Nasılsın kuzucuk günaydın"
Dedi.
"Kuzucukmuu ?"
"Evet "
Dedi gülerek. Bende yüzümü ekşiterek güldüm.
Odada Melisada vardı.
"Eee napıyosunuz ? Nasılsınız"
Diye sordum.
"Biz iyiyiz. 2 ameliyat varmış sadece ve çok mutluyuz. Darısı senin başına "
Dedi gülerek.
""Ayyy ben bakmadım yaa. Gidip bakim. Öğlen görüşürüz."
Diyip çıkacakken
"Öpüldünüz "
Diye bağırdım.
"Dikkat et"
Diye seslendiler. Bende odama girdim.
Bilgisayarı açıp baktım.
Saat 9 da vardı
Saat 12 de vardı
Saat 4 te vardı
Ve hepside çok uzun ameliyatlardı.
İstifa edemezmiydim.
Of layarak arkama yaslandım. Saate baktım. 8:48 mükemmel.
Ameliyatlar berkle ortak olacaktı.
Odadan çıktım. Giyinme odama girip ameliyat hanenin hijyenik kıyafetlerini giydim.
Çıkarken berkle karşılaştık.
"Ben seni beklemiyodum ameliyata."
Dedi alayla.
"Sende ameliyat masasına yatmak istemiyosan susmalısın."
Dedim. Ve saçımı aşağıdan topuz yaptım. O sırada 2 hemşire gelip bizi hazırladı.
"Hazırlık yaptınmı ameliyata ?"
Diye sordu.
"Hasta 30 yaşında. Berfin. Beyin tümörü varmış. Ciddi yani"
Diyip duraksadım.
Beyin tümörü ...
Beyin tümörü...
Beyin tümörü...
Her söylenişte garipleşti.
"Güneş? İyimisin? Girme istersen bende hallederim."
"İyiyim. Benim görevim bu. Sadece sana bırakamam uzun ve zor bir ameliyat bu."
Dedim ve içeri girdim.
Gözüm doldu eldivenim giydirildi ve ameliyata başladık.
❄️❄️❄️❄️
Ameliyatlar en sonunda bitmişti ve saat şuan 7 ye geliyordu.
Üstümü değiştirip Berkin odasına gittim.
"Hadi çıkalım"
"Geldim."
Dedi ve beraber aşağı indik.
O kendi arabasına bindi ben kendi arabama.
Ve yola çıktık.
Camı indirip
"Var mısın yarışa?"
Diye sordum.
"Kaybedince üzülüyorsun canım.olmaz."
Dedi.
"Hadi ama Beko "
"Sen az önce bana buz dolabı markasımı dedin ?"
"Evettt"
Dedim. Birden gaza bastı. E tabi ben durmam. Bende bastım.
Yaklaşık 15 dakika sonunda kazanan ben olmuştum.
Arabadan indik.
"Demekki her zaman sen kazanmıyormuşsun"
Dedim. Omzuma vurdu. Güldüm.
Eve ilerledik ve kapıyı açtım.
"Ahhh"
Diyip karnımı tuttum.
"İyimisin?"
Dedi beni tutarak Berk.
"Kramp girdi biran iyiyim."
Dedim.
"Tamam bak eminsin dimi ?"
"Evet berk"
"Ben yemek hazırlamaya başliyim. Sende üzerini değiştir."
Dedi. Kafamı salladım ve odama girdim. İlk bir duş aldım ve dolabımın önünde bekledim. Rahat bir şeyler giydim.
Makyajım hiç yoktu sadece rimel ve parlatıcı sürdüm. Odadan çıktım ve aşağı indim.
Berk masayı hazırlamış beni bekliyordu.
"Ne gerek vardı bu kadar güzel olmaya giysene rahat bir şeyler."
Diye kızdı.
"İyi bunlar yaa karışma "
Dedim ve masaya oturdum.
"Bugün ameliyat hanede gözün doldu gördüm neyin var ne oldu ?"
Diye sordu. Her şeyi bildiği için saklamicaktım.
"Aklıma eskiler geldi ve canım sıkıldı biraz. Onun dışında yok bişey."
"Eminmisin?"
Değilim.
"Eminim."
Dedim ve yemeğimizi yedik.
Masayı ben kaldırdım. Ve tezgahın üzerinide topladım.
"Ben uyumaya gidiyorum iyi geceler"
Dedim.
"Erken değilmi ?"
Diye sordu.
"Yoruldum bugün."
Dedim ve kafasını salladı. Merdivene ilerledim. Yukarı çıkmaya başladım. Lakin bir yerde durmak zorunda kaldım. O sırada bağırdım. Karnım. Allahım ölüyor olabilir miyimdim ?
Bıçak saplanmış gibi ağrıyordu.
Berk geldi hemen.
"Güneş iyi misin ?"
Dedi panikle.
Kafamı olumlu anlamda salladım. Ve elim karnımda bir basamak çıkacağım sırada yine bağırdım.
"Berk... Berk karnım ağrıyor"
Dedim. Gözüm doldu.
"Tamam tamam bişey yok. Sadece üşüttün tamammı?"
Dedi ve beni kucağına aldı.
Kendi odama götürüp yatağıma bıraktı.
"Sen üzerini değiştir hemen. Geliyorum ben tamammı ? "
Diye sordu kafamı salladım. Ve odadan çıkıp kapıyı kapattı. Şort tişört giydim. Ve kendimi yatağa bıraktım geri. Neydi bu ağrı.
Geri odaya geldi. Elinde sıcak su torbası vardı. Ve ilaç.
Hafifçe doğrulttu beni. Ve ilaçla suyu içirdi. Geri uzanmamı sağlayıp su torbasını eline aldı.
"Tam olarak neresi ağrıyor karnının ?"
Midemin altındaki sol kısmı gösterdim.
Su torbasını koydu karnıma ve yere oturdu.
"Biraz bekleyelim eğer olmazsa ben muayene ederim seni tamammı güzelim. Ama uyumaya çalış sen."
Dedi. Beni çok düşünüyordu.
"Tamam "
Dedim mırıltı şeklinde.
Gözlerimi kapadım. Saçımdan öptü ve gitmedi. Bekledi. Gözüm kapandığı gibi sonrasında uykuya daldım.
☄️☄️☄️☄️☄️☄️
Sabah gözümü açtım. Karnım ağrımıyordu. Ama gece çok kötü olmuştum.
Berke baktım o halâ başımda bekliyordu. Daha doğrusu uyuya kalmıştı başımda. Yavaşça doğruldum. Sabaha kadar başımı beklemişti ve çok kötü bir yerde uyuyakalmıştı.
Dolabıma gittim ve kıyafete baktım
Pantolon ve şık bir üstten oluşan kombin yaptım. Saçlarımı alttan topuz yaptım.
Aşağı indim. Kahvaltı hazırlamaya çalıştım başarısızca.
Ama hazırladım. Geri yukarı çıktım ve Berki uyandırmaya çalıştım.
"Berk uyan hadi geç kalıcaz"
"Beeeerk uyansana hadi kahvaltı hazırladım sana."
"Beerk 5 saniyen var"
Bişeyler mırıldandı.
"Aaaaa boynunda akrepmi var senin"
Dememle yerinden sıçradı ve boynunu çırpmaya başladı.
"Gittimi ?"
Derken ben kahkaha atıyodum.
"Ha ha gitti gitti."
"Şakaydııı... Güneş kaç... 3 saniye içinde burda olma git"
Dedi.
"Ama..."
Derken kaçmaya başladım. Bu topukluyla kaçmam imkansızdı.
Ne var yani onu en korktuğu hayvanla kandırdıysam.
Aşağı indim ve en en aşağı indim çünkü kovalıyordu. Havuzun olduğu yere geldim. Tehlikeli bölge.
"Berkk Berk yapma yaa lütfen bak bugün bunları giymek istiyorum lütfen"
Dedim bana yaklaştı. Birden kucağına aldı.
"Anlamadım küçük hanım "
"Yaaa özür dilerim valla bak. Ama bugün bunları giyicem akşam at havuza tamammı"
Cevap vermedi. Sıcak şekilde gülümsedi. Sonra saniyeler içinde kendimi havuzda buldum.Sudan kafamı kaldırdım.
"İnsanlar havuzu yüzmek için yapıyolar birbirini atmak için değil "
Diye kızdım ona.
"Böyle gel hastaneye Bence çok güzel oldun"
Dedi gülerek.
"Çok komiksin sen dimi"
"Evet çok komiğim"
Arkasından ağzına evkelendim.
"İvit çik kimiğim "
Salak yaa. Havuzdan çıkıp odama girdim. Kurulanıp üstümü değiştirdim.Berk mutfak tezgahına oturmuş beni bekliyordu.
Beni görüp yanıma geldi.
"Oooo piremses gelmiş."
Piremses derken ?
"Başlatma piremsesine yaa git konuşma benle "
Dedim. Ağzıma çilekli şeker atıp evden çıktım. Onu beklemicektim bugün.
Arabaya binip hastaneye gittim.
Hastaneye geldiğimde direk odama çıktım. Çay istedim ve çay gelince sandalyemi arka manzaraya döndürüp izledim.
Kapı çalındı.
"Gel"
Dedim. Büyük ihtimalle asistanım sinemdi.
"Ameliyat bilgilerini mail olarak at sinem."
Dedim. Arkamı dönmeden.
Kapı kapandı. Ama içerdeki kimse çıkmadı.
Tam arkamı dönecekken sandalyenin arkasından biri sarıldı. Hızlıca döndüm. Berk olmasıyla rahatladım.
"Gidermisin ? Küsüm ben senle havuza attın beni."
"Sende akreple korkuttun."
"Ya bir kere ben o evi her ay ilaçlatıyorum"
"Ya kızım ben sabahın köründe onu nasıl düşüneyim. Sabaha kadar senin başında bekledim boynum ağrıyor zaten. Küsersen küs."
Dedi ve elindeki çiçeği masama bırakıp çıktı.
Offfff bunun gönlünü almak çok zordu ve şuan küsmüştü bana.
Programa baktım. Ameliyatlar 12 de bitiyordu.
Çantamı alıp odadan çıktım.
Sinemin yanına gittim.
"Önemli bir işim çıktı sinem. Ameliyatları başkasına devret."
Dedim. Ve aşağı inip arabaya bindim.
Eve gidicektim. Ve Berke sürpriz bir yemek hazırlicaktım.
Eve geldim ve üstümü değiştirip rahat şort tişört giydim.
Mutfağa geçtim yemek şunları yapıcaktım.
Şinitzel
Çorba
Mantı
Birde alakasız ama patates kızartması.
İlk çorbayı hazırlamaya başladım.
Tüpe koydum.
O sırada mantı suyunu kaynattım ve onuda haşlanması için tüpe koydum.
Şinitzelleri aldım. Biraz yağ döküp birisini içine attım. Evet attım. Koymam gerekiyordu ve elime sıcak yağ sıçramıştı.
Ve acımıştıı.
Mantıya baktım. Tüpten aldım. Bir kabın içine koydum ve yoğurt döküp karıştırdım. Birazda tuz attım. Mantı hazır olduğu için onu köşeye koydum.
Çorbaya baktım. O biraz daha olmalıydı.
Şinitzel eyvah onu unutmuştum. Hemen tüpten onuda çevirdim.
Tavanın içine 8 tane daha şinitzel koydum.
Çorbaya baktım.
Tüpün altını kapattım ve blanderle içindeki torları ezip akışkan lezzetli hale getirdim. Çorbada hazırdı.
Şinitzelleri aldım ve büyük bir tabağa koydum.
Hepsi hazırdı.
Masaya 2 tabak 2 bardak koydum. Ve tüm yemekleri ortaya dizdim. Saate baktım 11 olmuştu. Odama çıktım
Duşa girdim. Çıkınca saçımı yağladım ve saç kremi sürdüm ve kıvırcık olması için sardım. Kıyafete baktım. Kısa hoş bir elbise giydim.
Boynuma kolyesini taktım. Saçımı açtım ve dalgalandırdım. Yani dalgalarını düzelttim. Kırmızı ruj. Ten rengi fazla simli far ve rimel sürdüm. Allık fondötende sürdüm. Son olarak eyliner çektim ince şekilde ve makyajım bitti. Küpe olarak uzun boynuma değen küpemi seçtim. Saate baktım 12.50 olmuştu. Topuklu ayakkabımı giydim ve aşağı indim. Telefonuma baktım ve Berkten gelen 38 aramayı gördüm. Hemen ona döndüm.
"Güneş sen nerdesin ?"
"Evdeyim. Sen nerdesin."
"2 dakikaya evdeyim. Bunun hesabını alıcam senden. Nasıl korktum biliyomusun sen !"
Diye kızdı.
"Tamam gel hadi kapatıyorum"
Dedim ve kapattım. Son kez kendime baktım ve Berki bekledim. Dakikalar içinde kapı çaldı. Kapıya heyecanla yürüdüm. Derin bir nefes alıp açtım.
"Seni Vary-"
Varya diyemeden bana baktı dona kaldı.
Güzelmi olmuştum.
Arkamı dönmemek için extra bir çaba sarf edecektim.
"Gelsene içeri. Sürprizim var sana"
Dedim.
"G-geliyim "
Dedi ve içeri girdi. Masayı görünce dahada Şok oldu. Ağzı açık kaldı hatta.
"Ağzını kapat"
Dedim gülerek.
Ağzını kapattı.
Masaya doğru ilerlettim onu ve oturttum.
"E hadi acıkmadınmı? Senin benimle barışman için yaptım hepsini "
Dedim ve o otururken. Hastanede söylediği şey geldi aklıma.
Boynum ağrıyor zaten.
Arkasına geçip boynunu tuttum ve ovmaya başladım.
Napıyosun kızım sen çocuk zaten kalp krizi geçirmek üzere.
Biraz masaj yapıp karşı sandalyesine oturdum.
Ve yemek yemeye başladık.
Yemeğimiz sessiz geçmişti. Masayı kaldırdık ve salona geçip oturduk.
"Eeee nasıl geçti günün ?"
Diye sordum.
"İyiydi. 1 tane ameliyat koymuşlar. Yani bir kaç tanede hastaya baktım işte bu kadar normal. Senin ?"
"Benimde normal dışı. İlk defa bana küs olduğun için sana yemek yaptım"
Dedim gülerek.
"Ben sana küsememki"
"Bugünkü yediğim şey tripmiydi sadece ?"
"Hayır. Normal bir şeydi."
"Aynen. Tabi."
"Benim hatırlamadığım bir şeymi var ? Niye böyle giyindin ?"
Diye sordu.
"Nasıl unutursun Berk "
"Ya cidden özür dilerim ne vardı. Kafam çok dolu."
Dediğinde bir kahkaha attım.
"Yani bugün sana ilk yemek yaptığım gün nasıl unuttun bunu"
Dedim kahkahalarımın arasından.
"Sen varya.kalbime indi "
Dedi oda gülüp omzuma hafifçe vurarak. Hafif vurmasına rağmen koltukta geriye yığılmıştım.
"Yaaa Berkkk! Benim senin gibi kasım yok tamammı "
Dedim. Bunum üzerine güldü ve beni kaldırdı.
"Ayağa kalksana "
Dedi ayağa kalktım.
Oda kalktı.
Elimi tutup beni beklemediğim anda çevremde döndürdü.
"Bak piremses 5 yıldır yakın arkadaşız ve bunu söylemek bana düşüyo. Gel seninle anlaşalım. Sen bu kıyafeti sadece evde giy bende sana bir tane elbise borçlu oliyim"
Dedi. Offf yaa.
"Tamam Berk."
Dedim ve arkamı dönüp gidecekken kolumdan tuttu. Birden ayakkabımın ince topuğu kırıldı. Düşecekken kendimi Berkin bacağının üstünde buldum.
"Hop hop dikkat etsene "
Dedi. Kalktım ve koltuğa oturup ayakkabıma baktım. O sırada Berk birden yine elimi tuttu.
"Eline ne oldu senin kabarmış ve kızarmış"
Dedi elime baktım. O lanet yağ yapmıştı.
"Yemek yaparken yağ sıçramıştı önemli bir şey değil ya."
Dedim. Ayakkabımı çıkardım.
Berk ayağa kaldırdı beni.
"Bak piremses sana zarar geldiyse o şey önemlidir."
Dedi ve yukarı kata çıktık.ilk yardım çantasından krem ve bandaj alıp elimi sardı.
"Teşekkür ederim ama artık bana piremses deme piremses yaşını geçtim"
Dedim soğuk gülümsemeyle.
"Tamam...... Piremses "
Dedi ve koşarak kaçtı.
"Yaa Berk !"
Dedim ve arkasından kafasına yastık fırlattım. Gelmesine çok mutlu olmuştum.
"Heeyy acıdı !"
"Acısın diye attım zaten"
Dememle ikimizde güldük. Ve beraber aşağı inip oturduk. Gece boyunca sohbet ettik.
En son odalarımıza geçip uyuduk.
Merhaba arkadaşlar. Bu bölüm Mira'mızın yeni hayatını içeriyor. Meteye halâ sinir oluyorum ben. O öyle bir şey yapmasaydı mira güzel bir hayat yaşayabilirdi diye düşünüyorum. Sizin fikirleriniz neler yeni hayatı hakkında?