Sabah gözümü açtım. Berke sarılmıştım. Bugün cumaydı. İzinliydik 3 gün.
Yataktan kalktım kendi odama indim. Dünü düşündüm.
Saate baktım 3 olmuştu. Kapım açıldı.
"Sen neden hep benden önce kalkıyosun ?"
Dedi Berk.
"Günaydın"
Dedim.
"Soruma cevap değil ama sanada günaydın."
Dedi.
"Akşam seninle planım var. Bişey yapma evde kal."
Dedi.
"Tamam."
Dedim. Galiba halâ kendime gelememiştim.
"Güneş... İyi değilsin halâ değilmi ?"
"5 yıldır unuttun sanıp hatta unutup bir anda karşına çıkıp tekrar hatırlman... Kötü. İlk zamanlar ne yaşadım ben onun yüzünden."
"Sonrasında da yaşadın. Ve yaşicaksın. Güneş benim seninle bir şey konuşmam lazım."
Dedi dan diye.
"Söyle "
"Akşam söylicem."
Dedi. Kafamı salladım.
Biraz hava almak istiyordum.
"Ben dışarı çıkıcam. Akşama gelirim."
Dedim.
"Eşlik ediyimmi ?"
"Yok ya. Yalnız kalsam iyi olur"
Dedim. Banyoya girip üzerimi giyip çıktım. Berki görmedim. Ama telefonumu ve kulaklığımı alıp
Evden ayrıldım.
Yürümek istedim. Ve öylede yaptım.
1 saat kadar yürüdüm evden oldukça uzaklaştım. Kendi bildiğim yada bildiğimiz Berkle olan yerimize geldim. Sakin sessiz. Issız bir uçurum kenarı.
Kulaklığı takıp müzik açtım.
Yalnızlık, pişmanlık ve bir bezmişlik
Ne duman ne bir mey unutturur seni
Ne bir 70'lik
Özür dilerim, bu şarkıyı biz ayrılmadan önce yazmam gerekirdi
Ama ben (ben), bir daha aşk şarkısı yazmamaya yemin etmiştim
Meteye aşık olarak hayatımı bitirmiştim. Her şeyimi kaybetmiştim. Ruhumu neşemi arkadaşlarımı...
Şimdi kaybettiğim aşklar
Ruhumu söndürmeye başlar yeniden
Düşer gökten göğsüme taşlar
Düşer gözlerimden yaşlar yeniden
Çok kadın hiç kadın aptal
Bunu bile bile gittin diye bu telaşlar hediyen
Düşer gökten göğsüme taşlar
Kutlarım bir başıma yeni yaşlar yeniden
Bugün iyi ve kötü arasında bir gündü. Ama şuan kötü gidiyordu. Ben üstümdeki bu yükü günahı nasıl atacaktım. Tamam sakin ol yapmak zorundaydın.
Neden böyle konuşuyorum ?
Çünkü tamda 5 yıl önce bugün çok kötü bir şey oldu.
Omzumda bir el hissettim sıçradım. Arkamı döndüm. Rahat bırak beni artık Allah'ın cezası pislik.
"NE İŞİN VAR SENİN BURDAA!"
Diye bağırdım.
"Mira lütfen sakin ol. Bağırma. Konuşalım."
"Mira değil Mira değil. GÜNEŞ TAMAMMI! Ben 5 yıl önce bıraktım Mirayı."
"Sen hep benim miramsın."
"Ben hiç bir zaman senin Miran olmadım ve olmicam Mete. Git. Bana vereceğin kadar zarar verdin. Defol git artık hayatımdan."
"Mira sadece sen acı çekmişsin gibi konuşma -"
Lafını kestim.
"NE ACI ÇEKTİN YA NE ACI ÇEKTİN SENN ! NE ACISINDAN BAHSEDİYORSUN ! BENİMKİNİN YANINDA UFACIK BİLE KALMAZ ANLADINMI BENİİ! "
Diye bağırdım son sesimle.
"Kendini öldürdü gösterdin ve ben senin yüzünden hep vicdan azabı çektim."
Halâ konuşuyordu.
"Çekmeliydin zaten. Doğru olan buydu. Bana en büyük kötülüğü yaptın sen. En büyük kazığı attın Mete! . Sen bana travmamı baştan yaşattın. Ben öldüm ya öldüm. Senin haberin varmı bundan.yok."
Dedim. Sona doğru sesim kısıldı.
"NE YAŞADIN BU KADAR BENİMKİNDEN AĞIR SÖYLE SÖYLE BERABER ATLATALIM. SON BİR ŞANS VER BİZE."
Dedi oda ilk bağırıp sonra normale dönüp.
"Ne yaşadığımı bir ben biliyorum bir Berk ve sadece o anlar beni Mete. Sadece Berk"
Dedim.
"O ANLIYORSA BENDE ANLARIM SÖYLE NE YAŞADIN NE ZORUNA GİTTİ. SADECE ÇEKİP GİTTİN OLAN BANA OLDU KALANA OLD-"
Lafını kestim.
"YETEEEEEEEEERRR"
Dedim çığlık atarak.
"Yeteeerr. Ne mi yaşadım ? Öğrenmekmi istiyosun ? Pekâla. Tamam."
Derin nefes aldım. Devam ettim.
"Ben senin yüzünden Katil oldum. Sen eğer güzel bir sevgili olsaydın şuan evliydik Mete. Şuan evli olabilirdik, mutlu olabilirdik. Ama sen mutlu olmayı bırak mutsuz olmam için elinden geleni yaptın. "
"Bir şans verebilirsin"
Dediğini duymamazlıktan gelip devam ettim.
"Ben senin yüzünden hayalimi öldürdüm Mete. Ben senin yüzünden... senin yüzünden çocuğumu öldürdüm. Sırf sen daha fazla çektirme diye benim çocuğum öldü. BUNUN NE DEMEK OLDUĞUNU BİLİYOMUSUN! ÇOCUĞUM ÖLDÜ BENİM. SENİN YÜZÜNDEN DOĞABİLECEK ÇOCUĞU ALDIRDIM BEEENN !"
Dedim çıldırmış gibi ağlıyodum. Devam etmeye çalıştım.
"5 YIL ÖNCE BUGÜN BEBEĞİMİ ALDIRDIM BEN SENİN YÜZÜNDEN. SIRF BU YÜZDEN AFFETMİCEM SENİ"
Berk ne ara geldi bilmiyorum ama Meteye doğru yürümeye başladı.
"Lan şerefsiz uzak dur artık. İstemiyo seni anlamıyomusun gerizekalı."
Dedi ittirerek.
" Ben ona bir şey yapmadım."
"O kız senin yüzünden bir daha anne olamicak. Bunun ne demek olduğunu biliyomusun !"
Şaşkınca Berkin yüzüne baktım.
Ben , benim çocuğum olamayacakmıydı bir daha?
"Berk, Berk onu kışkırtmak için dedin değilmi benimde çocuğum olabilir. Yani imkansız. Bende anne olabilirim. Herkes gibi. "
"Güneş... "
Bekledi... Bekledi... Bekledi...
"KONUŞSANAAAA ! SÖYLE ANNE OLABİLİRSİN DEEE"
Diye bağırdım.
"Güneş senin asla çocuğun olamaz. Bebeği aldıktan sonra fark ettim yemin ederim."
Şimdi daha iyi anlıyorum. Dünya bana oynuyor.
"Senmi aldın Lan bebeği şerefsiz herif"
Dedi Mete Berkin üstüne yürüyerek.
Berkin önüne geçtim.
"Deneme bile"
Dedim. Arkamı dönüp yürüdüm.
Ayak sesleri duydum.
"SAKINNNN ! İKİNİZDEN BİRİNİ DAHİ GÖRÜRSEM AFFETMEM!"
Dedim ve ayak sesleri durdu. Hızlıca yürüdüm. Eve gidicektim tabiki.
Ben sadece mutlu olmak istiyodum. Neden her şey üst üste geliyordu.
Benim hayalim yıkılmıştı. Bunu sevdiğim adam yapmıştı.
Hayalimin yıkılmasına yardımcı olup beni enkazın altında bırakanda en yakın arkadaşımdı.
Eve gittim. Odama geçtim. Kapıyı kilitleyebildiğim kadar kilitledim. Banyoya girdim. Orayı da kilitledim.
Yere cenin pozisyonunda uzandım.
Ağlasamda anne olamazdım. Ağlamasamda.
•••••••••••
Bu sözleri söyleyip galiba ağlaya ağlaya uyumuştum.
Kapıya deliler gibi vuruluyordu.
Ama oda kapısı. Saate baktım.
8 olmuştu. 5 gibi evde olmuştum.
Kırsa bile kapıyı açmayacaktım.
Gerekirse sürekli banyoma kilitleyecektim kendimi. Burdan çıkmayacaktım.
Kapıyı kırmak üzere olması o kadar saçmaydı ki...
Benden 5 yıl boyunca bir daha anne olamayacağımı saklamıştı.
Gerçi suç benimdi. Aldırmamalıydım belkide. Ama terk ettiğim Birinden olmazdı.
Kapı halâ sertçe yumruklanılıyordu.
Ve en sonunda kırıldı.
"Güneş nerdesin ?"
Diye bağırdı Berk. Sonra banyonun kapısına vurmaya başladı. Tabiki açmicaktım.
"Güneş korkuyorum ses ver"
" Güneş iyimisin?"
"Nolur yapma böyle. Yemin ederim aldırdıktan sonra fark ettim bende. Ama ne istersen yaparım. Biliyorum aynı şey değil ama yalvarırım yapma böyle."
Diye ard ardına konuştu Berk.
"Bana bebeğimi geri verebilirmisin ?
Bana bebeğimi anneliğimi geri verdiğin zaman seni affederim."
Dedim durgun sesle.
"Bunun olamayacağını biliyorsun."
Dedi titrek sesiyle.
"Berk... Git. Git. Korkma kendime zarar vermem. Alacağım en büyük zararı aldım. Kendime zarar verdim ben zaten. Ama git..."
Dedim. Montumu çıkardım ceketimi çıkardım. Kazağıda çıkardım. Kısa atletle kaldım. Hava buz gibiydi. Soğuk suyu açıp küvete doldurdum.
"Gidemem..."
Dedi ve kapıda sürünme sesi geldi. Kapıya yaslanıp yere oturmuştu.
Su doldu. Dokundum. Buz gibi çok soğuktu. Düşünmeden suya bıraktım kendimi.
Bu anı bir kere daha yaşamıştım. Ve Mete beni suçlamıştı o olayda. Bana yaşatan adamı değil beni suçlamıştı. Mete ne zaman benim arkamda durmuştu ? Hiç bir zaman.
Suyun altına kafamı soktum kendimle beraber. Burda boğulabilseydim keşke.
Suyun altında fark etmeden fazla kalmıştım. Öksürerek çıktım suyun altından. Halâ geçmemişti. Öksürmem. Kapı çalmaya başladı.
Hayır açmicaktım. Çalmayı bıraktı. Tekme atmaya başladı. Öksürüğüm durdu.
"Güneş ne oldu ! Ses ver. lanet kapıyı aç nolurr"
"İyiyim."
Dedim kısaca.
Ondan sonra ne o konuştu ne ben.
•••••••••
Saat 3 olmuştu gece 3. Ve ben titriyordum. Banyodan en sonunda çıkmaya karar verdim.
Dolaptan sıcak tutacak kıyafet aldım. Üstümdekiler ıslaktı ilk ama kurumuştu.
bir şey giyip yatağa gömüldüm ve titreyerek uykuya daldım.
''''''''''’'''''''''''''''''''''''
Sabah gözümü açtım. Yataktan kalktım. Aşağı indim. Berk'e baktım. Yoktu. Telefonum çaldı. Açtım.
"Aşağı spor salonunun yanındaki odaya gelirmisin ?"
Dedi Berk.
Telefonu kapattım ve en aşağı indim. Odaya girdim.
Her yere şey yazmıştı,
"Bir daha senden hiç bir şey saklamicam özür dilerim"
Yazmıştı. Ama 1 2 tane değil sayamayacağım kadar fazla yazmıştı.
Bazen çocuk olduğundan şüpheleniyordum.
"Özür dilerim ne istersen yaparım bak evden git ayrı yaşayalım de onada tamam derim. Sesimi çıkarırsam şerefsizim ama sen yeterki bana soğuk davranma. İçim gidiyor."
Dedi
"Neden sakladın Berk ?"
"Çünkü söyleseydim o zaman bitiricektin dostluğumuzu."
"Şimdi bitti dahamı iyi oldu?"
"N-Ne demek şimdi bitti ?"
"Bitti Berk. Bitti. Arkadaşlık, Dostluk, kardeşlik, sırdaşlık... Hepsi bitti. Sen kal evde. Ben giderim"
"Güneş yapma Nolur. Gitme yalvarırım özür dilerim ama bırakma beni."
Arkamı döndüm merdivene ilerledim.
"Annem terk etti başkasını seçti. Sendemi gidiyosun ?"
Dondum. Ben nasıl bunu yapmıştım. Nasıl böyle bir salaklık yapmıştım. Biz söz vermiştik. Ne olursa olsun bitirmeyecektik. Bu yaptığı öylesine değildi ama. Annesini hatırlatmıştım ona.
Arkamı döndüm ona doğru. Koştum ve boynuna atladım.
"Özür dilerim özür dilerim özür dilerim bir daha olmicak bırakamam seni , bırakmam."
Dedim ona sarılırken. Oda bana sarıldı. Kafamı boynuna gömdüm.
"Affettinmi beni ?"
Diye sordu.
"Banyoda ne dedim hatırlıyormusun?"
Kafasını salladı. Bana anneliğimi geri getirdiği zaman affederdim onu.
"Peki barıştınmı ?"
Dedi. Durdum. Durdum. Durdum.
Bir anda hapşırdım. 3 kere üst üste.
"Bu 3 kere evet oluyor galiba ?"
Dedi berk.güldüm.
"Evet."
Dedim yeniden sarıldı.
Yukarı çıktık. Yine hapşırdım.
"Sen niye dün öksürdün. Kapıyıda açmadın ödüm koptu."
Dedi.
"Hiç öyle. Boşver"
Dedim yine hapşırdım.
Bir anda yukarı çıktı. Islak kıyafetleri gördü. Banyoya girdi. Küvette ki suyu gördü elini değdirdi.
"Ne güzel buz gibi havada buz gibi suya girmişsin"
Dedi. Devam etti.
"Hazırlan. Hastaneye gidicez. Daha fazla hastalanma."
Dedi.
"Yok iyiyim ben. Gerçekten çok iyiyim"
Bir daha hapşırdım.
"Güneş konuşma ve hazırlan canım benim tamammı. Bekliyorum aşağıda"
Dedi ve odadan çıktı.
Oflayıp dolabı açtım. Yan taraf kısımları biraz zincirli bir pantolon aldım. Üstünede göğüsü çarpraz dekolteli crop giydim.Siyah topuklu ayakkabıyı giyip yılan desenli küpeyi de taktım.Aşağı indim. Berk su içerken bana döndü ve öksürmeye başladı. Koşarak yanına gittim.
"Koşma koşma"
Dedi zorlukla. Öksürmeye devam etti. Koşmadan yanına gidip sırtına vurdum.
"Helal helal"
Dedim. Sonra öksürmesi durdu.
"Hadi çıkalım"
Dedim.
"Olmaz. Hazır değilsin"
"Berk hazırım."
"Değilsin. Üstünü giyin ve gel."
"Ya hayır. Ben böyleyim."
Dememle kucağına aldı.
"Aaaaaa yeter ama ben neden sürekli senin kucağındayım yaa! İndir beni ben her halimle güzelim. Ve böyle gelicem. Niye halâ beni taş-"
"Ayyy yeter Güneş. Bir susta motorun soğusun."
Dedi odama gelip beni indirdi.
"Benim seçtiklerimi giy. Bunlar olmaz"
Dedi.
"Neyi var ?"
"Bak bebeğim seni kırmak istemem ama hiçbir şey yok orası sıkıntı zaten"
Dedi.
"Off Berk yaaa !"
Diye kızdım ona ve seçtiği kıyafeti giydim. Elbise vermişti çiçekli bir sey. Aslında güzeldi kıyafet ama benim kombinimi bozmuştu.
Aşağı indim.
"Bak ne güzel olmuş"
"Tabi tabi"
Elimi tutup dışarı yürüttü. Boşuna. Trip atıcaktım.
"Çok şanslısın "
Dedi arabayı sürerken. Aynı arabaya binmiştik.
"Niyeymiş o ?"
"Çünkü doktorun benim."
Ona kafamı çevirdim. Ve karnımı tuttum. Birden çok ağrımaya başlamıştı.
Hafifçe inledim.
"Berk karnım ağrıyor"
"Soğuk suya girip üşüttün tabi. Hastaneye gidince ultrasonla bakarız tamammı ? Az kaldı"
"Tamam."
Dedim ve karnımı tutmaya devam ettim.
Hastaneye geldik ve arabadan indik.
"Yürüyebilirmisin ?"
Kafamı salladım. Ve içeri girdik.
"Benim odama gidelim"
Dedi ve onun odasına girdik.
Doktor önlüğünü giydi.
Bir kahkaha attım.
"Ne gerek var onu giymene şimdi?"
"Olmaz öyle. Şuan Benim doktor senin hasta olduğunu anlaman gerek"
Dedi.
"Bende doktorum"
Dedim.
"Ama şuan hastasın."
Dedi. Ukalâ yaaaa.
"Şuraya otururmusunuz hasta hanım"
"Hasta hanımmı? Iyyyy"
Dedim ve oturdum.
"Kolunu uzat kan alıcam."
Aklıma gelen şeyle kolumu sımsıkı kapattım.
Ben ondan kan alırken hıncımı almıştım oda benden alacaktı.
"Kan almaya hiç gerek yok bence yaa"
Dedim korkarak.
"Var var uzat kolunu"
Dedi. Zorla aldı kolumu. Alkolle ıslattı damarımı bulup benim ona yaptığım gibi biraz sertçe bastırdı iğneyi.
"ÖKÜÜÜZ YAVAŞ CANIM YANDI"
Diye bağırdım.
Kahkaha attı. Ve tüpleri yerlerine koydu.
"Bekle beni geliyorum"
Dedi ve odadan çıktı.
5 dakika sonra geri geldi. Kapıyı kapattı.
Ultrason cihazını getirmişti ve tüpleri büyük ihtimalle laboratuvara vermişti.
"Uzanırmısınız Güneş Hanım"
Dedi gülerek.
"Ne gülüyosun be"
"Öküüzz"
Dedi benim sesimi taklit ederek.
Sinirlice sedyeye geçtim ve çantamla beraber uzandım.
"Çantandamı hasta? "
Diyince çantamı ona fırlattım. Abi refleksiyle tuttu.
Yanıma geldi. Sandalyesine oturdu.
Cihazı ayarlarken bana bakmayıp;
"Karnını açarmısın ?"
Dedi.
Ama elbise vardı ve dardı. Ama zaten berk bakmıyordu utanmamam için. Ve çarşafta vardı. Elbiseyi zorla yukarı doğru çıkardım. Sonra çarşafı örttüm. Bana döndü. Karnımı galiba tam açamamıştım. Biraz daha yukarı kaldırdı.
"Tam olarak nere ağrıyordu ona göre bakıcam "
Dedi.
Karnımın sol köşesini tuttum.
Sıvı şeyi sıktı. Ve cihazı karnıma bastırdı.
Gezdirdi ekrana baktı.
"Burda bişey görünmüyor. Birazda diğer yere bakalım"
Dedi. Cihazı sola kaydırdı. Bana bakmıyodu. Baksa sıkıntı olurdu.
Eli durdu. Peçete verdi.
"Sen karnını sil. Sonra konuşalım"
Dedi. Karnımı sildim. Elbisemi indirdim ve koltuğa oturmak yerine onun yanına gittim. Bende bilgisayara baktım.
"Ben birşey göremiyorum"
Dedim.
"Kaç saattir yemek yemiyosun ?"
Diye sordu dan Diye.
"Şey 2 veya 3"
"Güneş yalan söyleme"
"2 gündür."
"İnanamıyorum sana yaa. Üşüttün o yüzden hapşırıyosun soğuk algınlığı şurup yazdım. Acı olandan. Ceza olsun sana. Açsın ama farkında değilsin. O yüzden karnın ağrıyor. Kan tahlilini verdim. Oda çıkar pazartesi günü."
Kafamı salladım.
"Şimdi eve gidiyoruz ben sana sıcak çorba yapıcam ve sende içeceksin. İtiraz yok."
"Tamam. Gidelim"
Dedim ve hapşırdım. Allah'ım bana sabır ver der gibi kafasını yukarı kaldırdı. Ayağa kalktı. Önlüğü çıkarttı ve astı. O öndeydi ben arkada. Yürürken ayağım masaya takıldı ve yere yapıştım. Tam şey sahnesi oldu
Yada Berk bana öyle bakıyordu ;
Afferim gerizekalı afferim.
"Güzelim illa kucağımda gitmek istiyosan kendini yere atmama gerek yok. Söylesen zaten alırım"
Dedi ve kucağına aldı beni.
"İyimisin?"
"Ayağım acıdı."
"Öpeyimde geçsin"
Dedi çocuk gibi.
Ayağımı kaldırdım.
"Öpte geçsin "
Dedim gülerek.
Arabaya bindirdi.
Ve eve doğru sürmeye başladı.
Evin önüne geldik. Arabadan indik ve eve girdik. Tam yukarı çıkacakken bana seslendi.
"Havuz kenarına gel !"
Oflayıp aşağı havuza indim. Kenarda oturmuş beni bekliyordu.
"Bu manzarada özel olsun istedim."
Dedi ve bana bir hediye paketi uzattı.
"Şimdi bunu giy ve aşağı gel"
Dedi.
"Teşekkür ederim ama gerek yoktu."
"Rica ederim. Hadi giyin."
Dedi. Odama çıktım. Paketi açtım. Açtığım anda büyük bir kahkaha attım. Bana ciddi ciddi kareli pijama ve gri sweatshirt almıştı.
Birde kırmızı. Daha çok güldüm ve giydim. E madem öyle benimde ona hediyesini vermem gerekirdi.
Aşağı indim. Onu görünce daha da fazla güldüm. Berk galiba bizi bu yapmıştı.Bende kırmızı kareli onda mavi kareli pijama vardı. Üstler aynıydı.
"Ne güzel ayarlamışsın. Al bu da senin"
Dedim. Paketi aldı ve açtı. Gülme krizine girdik beraber.
Beyaz renkli inek pandufunu aldı ve giydi. Bende krem renklisini giydim.
"Sen geç otur hemen gelicem"
Dedi. Salona geçtim. Ortada patlamış mısır abur cubur ve duygusal film hazırladığını gördüm. Ciddi ciddi depresyon gecesiydi bu gece. Ayrıca
Peçete bile vardı.
Yanıma geldi tabağın birini önüme koydu. Çorba vardı ve ekmek. Filmi başlatmadan önce ,
"Sadece ağlama sesi olacağına yemin ederim. Sende et"
Dedi. Güldüm.
"Sadece ağlama ve sümkürme sesimin olacağına yemin ederim"
Dedim. Kahkaha attı.
Filmi başlattı.
||||||||||
Filmi bitirmiştik ve ben şuan hala hüngür hüngür ağlayıp burnumu çekiyodum. O erkek ve kız ayrılmamalıydı çok yakışıyolardı.
Daha çok ağladım. Kız ve erkek asla bir daha beraber olmamışlardı çünkü.
"Yeteeeerrr. İçim şişti beee"
Dedi Berk.
"Ama-"
Lafımı kesti.
"Ama felan yok."
"Hadi içinde kalan bir şeyi söyle bende söyleyim"
Dedi.
"Tek bir şey kalmıştı içimde oda ilk okulda sevmediğim kız başkan olmuştu bende yardımcısı. Saçını yolmuştum."
Dedim.
"Neresi kaldı içinde ? Yolmuşsun kızı"
"Daha fazla yolucaktım hoca ayırdı."
Diyince kahkaha attı.
"Sen söyle şimdi."
"Bende ilk okuldaydım. Bir çocuk vardı kerem. Hiç unutmam. Tip kavgasına girmiştik. Saçma bir şekilde sınıfta oylama yaptırdık kızlara kim daha yakışıklı diye. Tüm sınıf beni seçti. Kereme 1 oy verildi. O da kardeşiydi. Ona rağmen ben yakışıklıyım diyodu. Kapak yapamamıştım. O içimde kaldı."
Dedi.
"İnanamıyorum sana "
Dedim ve kahkaha attım.
Tüm gece böyle neşeli güzel sohbetlerle geçmişti.
sorularınız varsa sorabilirsiniz fikirlerinizi bekliyorumm<3💙